1.
Geri istenilen tam olarak ne bunun analizini iyi yapmak gerekiyor. Çünkü insan zihni güzel anıları hatırlamaya eğilimli kompleks bir yapı. Sahip olduğumuz değerler ve kırmızı çizgiler bu noktada devreye giriyor ve bize her şeyden önce kendimize sahip çıkmamız gerektiğini hatırlatıyor. İnsan ırkı acıdan kaçmaya programlıdır. Bu yüzden gerçeklerle yüzleşmekten kaçar ve sorunları hasır altı etmeye çalışırız.
İşte bu noktada kadın olmanın en büyük avantajı devreye giriyor bence: sezgilerimiz. Bizler o kadar güçlü Sezgilere sahibiz ki, hayatımızdaki her dönemeç veya her seçimde içimizde bir şey bize onun yanlış olduğunu söylüyorsa gerçekten kulak vermemiz gerek. Kendimizi dinlemeyi öğrenmemiz gerek. Mesela ben hayatımdaki en önemli insanlardan biri giderken ona veda etmedim, çünkü gittiğini bilemezdim. Eğer giden birinin ardından üzülüyor veya onu özlüyorsanız bence şanslısınız, bu yaşadıklarınızın değerini gösterir. Belki Çok klişe olacak ama hayat gerçekten çok kısa ve siz bir trenin kalkmasına engel olursanız, o istasyona asla başka trenler gelemez. Ve bu hayatın akışına engel olmak anlamına gelir. Gitmesi gerekene izin vermeli, Hayatın akışına müdahale etmemeliyiz. Çünkü özgürleşmek kendi yolunda yürümek, kendini akışa bırakmak demektir. sevgiler:)
Edit: başlığı açan bana bırakıp gitmiş sanırım, no problem:)
28 eylül 2018 22:19
28 eylül 2018 22:21
2.
nefret etmeye çalışsam bile onunla geçirdiğim zamanı özlüyorum maalesef. bu yüzden de kendime kızıyorum. o kişiye eskiden olduğu gibi yoğun değilim hatta hiçbir şey hissetmiyorum ama ansızın aklıma geliyor. o anlara tekrar gidiyor gibiyim. o an ne hissettiysem aynı hisle hatırlıyorum.
3.
eski sevgilisini tamamen unutamamıs birine aşık olmuş bir kişi olarak engellemek istediğim başlıktır.
eğer özleminiz dinmediyse kendinizden emin değilseniz başkasını da hayatınıza almamalısınız bence. Bi öyle bi böyle, ne akıl kaldı ne de denge...
4.
Birini özlemenin üstesinden bir şekil gelebiliyorsunuz ama yaşanmışlıkları özlemenin tek çaresi o yaşanmışlıkları yapan kişiyle ayrılmayıp yeni yaşanmışlık katmak, hatta o bile değil yıllar sonra aynı kişiyle aynı hislerle bir arada olsanızda o eski yaşanmışlıklar geri gelmiyor, eksik geliyor. En azından bende öyle oldu hep arkadaslarımda da sevgilimde de. En çok yaşanmışlıklar yüzünden ayrılamadım sakat bir ilişki sahibiyim diyebilirim. Tabi tüm bunlar özlediğiniz kişi hayattaysa geçerli eğer değilse nasıl başedilir o hislerle ben düşünemiyorum.
5.
birini özlemek daha fiziksel bir eylemdir; yani kokusunu özlersin, gülüşünü özlersin, sana dokunuş şeklini özlersin... ama yaşanmışlıkları özlemek oldukça derin ve manevi bir şeydir. o insanı gözünüzde “o” kılan başka pencereden bir bakıştır. o kişiyi en iyi siz tanırsınız ve her şeyi beraber yaptıysanız en ufak şeyde “şu gün de böyle olmuştu ne güzel günlerdi” diye düşünürsünüz. ve bence burda tam tersi bir durum var ki, sevgilinin yaşattığı şeyler unutulabilir, ama arkadaşlıklarda yaşanılan şeyler asla unutulmaz...
6.
Sanırım benimki birinin, yaşanmışlıklarımızı ve geçmişimizi paylaştığımız zamanlardaki halini özlemek oluyor. Yarın eski sevgilimin doğum günü. hayatının hep çok güzel, sağlıkla, mutlulukla dolu olmasını isterim, sevdiği insanlarla bir arada olmasını. Ama onu çok özlüyorum sözlük, rüyalarımda bana gülümsediğini görüyorum. Nolcak benim bu hallerim
7.
tam da şimdi ikisini birden yaşadığım durum
yaşanmışlıkları özlemek çok farklı bir şey gerçekten, zaten karşımızdaki kişiyi de onlar yüzünden özlemez miyiz?
8.
Kaybettiğimiz sevdiklerimiz,biten ilişkiler.. Aslında özlenen o kadar çok şey var ki. özlediğimiz o andaki mutluluk hissi mi yoksa sevdiklerimiz mi hiç anlayamıyor insan
9.
aptal oğlu aptal gibi kişiyi özlemek. kendime çok kızıyorum.
bazen bir öpüşü, bir dokunuşu, koklamaya doyamadığın kokusunu.
güldüğünüz şeyleri,ağladığınız şeyleri.
ama sonra bir anda gerçekler yüzüne çarpıyor... seni paramparça ettiği anlar. mahvettiği günler, kendinden nefret etmene sebep olduğu zamanlar.
sonra yaşanılan anlara dönüp o anı tekrar yaşayıp geri dönmek istediğimi farkediyorum. sadece o anları özlüyorum.