1.
Hala tekrar tekrar açıp kilit sahnelerini izlediğim ve izlerken aynı derecede heyecanlandığım dizidir. Uzun bir süre üstüne başka bir şey izlemek istemedim. Hoş hala da istemiyorum. Ansızın gelen bi kararla izlemeye başlayıp günde 3-4 bölüm izlemeden yapamaz hale gelmiştim. Bitirdikten sonra final bölümünü izleyenlerin o anki tepkilerini içeren videolara da sarılabilir(gizlinot: bi süre içine düştüğünüz boşluğu unutturabiliyor)(gizlinot: gülücük)
2.
Bir insanın ne kadar değişebileceğini gösteren yegane dizi. çok çok güzel ve anlamlı bir dizidir ve cidden ağır psikolojiktir. oyuncuların başarısına yorum yok zaten. bu diziyi izledikten sonra kimya ve kimya mühendisliği yazan (gizlinot: ve kazanan) 3 arkadaşım oldu. yalnız gus gelene kadar dizi gerçekten çok ağır ilerliyor ilk iki sezonu zorlaya zorlaya izlemiştim fakat sonrası... herneyse bence kesinlikle izlenmesi gereken bir dizi, kafa dağıtmak için de birebir zaten. oturun izleyin ahali. (gizlinot: imdb puanı her şeyi anlatıyor) (gizlinot: I am not in danger Skyler, i am the danger) (gizlinot: i am the one who knocks)
13 nisan 2015 17:29
13 nisan 2015 17:31
3.
Vince abimizin güzel bir haberi geldi 2017 de yeni sezon başlıyormuş sevindim bu duruma :) kararlarından caymazlar umarım da ben gibi tutkunlarını hayal kırıklığına uğratmazlar.
4.
bitirmeme 5 bölüm kalmış olan dizidir. 3. sezonun hatırlayamadığım bir bölümünde Kafka'nın "Dönüşüm" adlı eserine çok net bir atıf vardı. aslında bence tüm dizinin özeti de bu hikayedir. Normal, sıradan bir kimya öğretmeninin zamanla nasıl dönüşüm geçirdiğini, sessiz sakin bir insandan nasıl gözü kara bir uyuşturucu üreticisine dönüşüp, göz kırpmadan insan öldürecek hale geldiğinin hikayesidir. Gregor Samsa'nın dönüşüm hikayesi gibi.
Gus Fring bence en şahane karakterlerden biriydi. Gitmeseydi iyiydi bence.
5.
muazzam dizi muazzam oyunculuk muazzam kurgu. psikolojisi gerçekten ağır bir dizi. insana çok dokunuyor ama bence bir başyapıt. bir insanın sade, dürüst, kanunlara uyan, iyi biri iken yaşadıkları ve girdiği yol ile başına gelenler sonucu nasıl bambaşka birine evrildiğini gösteriyor. her sezonunu zevkle izlediğim, başta walter white olmak üzere, saul, skyler karakterlerinin de hakkıyla canlandırıldığını düşündüğüm dizi.
6.
çok sevdiğim, dördüncü sezonunda olduğum ve bitmesini istemediğim biricik dizim. o kadar çok seviyorum ki. hele bazı anlar oluyor, dizi yavaş ilerlerken birden bir şeyler oluyor, tavana bakıp çığlıklar içinde sapık fangirllere dönüşüyorum, yo.
bu arada bu başlığa bakmamın sebebi kullanıcı adından dolayı (yazar: heyfellas)tır. az evvel girdisini görünce kullanıcı adı anında breaking bad'i anımsattı.
7.
2. veya 3. bölümden sonra izleyemediğim dizi. o gerilim, o her şeyin ters gitmesi, o çırpındıkça batma... zaten eve canımı zor atmışım, kafamı boşaltmak, rahatlamak istiyorum, bunu izledikçe daha da geriliyorum diyerek bıraktım. dizi harika, ona şüphe yok ama benim bünyem kaldırmadı.
8.
Bir grup üniversiteli breaking bad hayranı diziyi iki saatlik film haline getirmiş. Birbiriyle uyumlu sahne geçişleri yakalamislar gercekten. Gercek film gibi olmuş. Iki saatlik özet bir nostalji yaşamak isteyenlere tavsiye ederim.
9.
Vince Gilligan tarafından tasarlanmış ABD drama televizyon dizisidir.
Akciğer kanseri olduğunu öğrendikten sonra eski öğrencisiyle metamfetamin üretmeye başlar.
Yayınlandığı dönemin en iyisidir. Dizi anlayışımı birçok yönden değiştirmiştir. Walter White rolünü Bryan cranston’dan başka oynayabilecek biri yoktur.
Ayrıca;
breaking bad dizisi 62 bölüm sürdü. periyodik tablodaki 62. element samarium'dur. (akciğer kanseri tedavisinde kullanılan kimyasal)
10.
keşke hiç izlemeseydim dediğim dizi.
o kadar efsane ki yeri asla dolmuyor. zirveden inmek hakikaten zormuş. "ünlü yeşilçam yıldızı bakın ne halde?" haberlerindeki hissi çok iyi anlıyorum şu an.