1. aslında bu parfümün çok biinmemesinin bir kaç sebebi var. birincisi cartier markasının ülkede diğer parfüm markaları kadar bilindiğini düşünmüyorum, daha çok mücevher markası olarak biliniyordur bir kesim tarafından. ikincisi, ürünü yazıp aratınca çıkan merdivenaltı firmalardan ziyade orjinalini bulmak zor. şahsen şişesini en son hangi güvenilir yerde gördüm hatırlamıyorum bile. elimde duty freeden basier vole yanına aldığım mini boyları var (cam şişe üstünde oymalı şekilde işlenmiş panter var, resmen koleksiyona katmalık o kadar güzel) sabah başlığı görünce bileğimde denedim ve neden hiç kullanmadığımı hatırladım. çok yoğun bir şipre kokusu, daha bunu aşamamışken üstüne gardenya, rhubarb (Guerlain Homme ya da Jour d'Hermès parfümlerindeki o baskınlık), kuru meyveler, oak moss derken üstüme kocaman kalın bir battaniye atılmış da nefes alamıyormuşum gibi oluyorum, kış bile olsa. şahsen bunu kullanmak için +35 olmak bir yana, burcu esmersoy/ moda tutkusu hanım gibi bir auranız olması gerekiyor. kendine güvenli, son derece şehirli ve oldukça rafine bir hayat. öbür türlü çok çiğ kalacağını düşünüyorum. eh bazen öyle oluyor kokular insan seçiyor neyse ki bizi seçen kokular da var, oralardan devam. (gizlinot: basier vole mesela, cartier denemek isteyenlere önerim ama sadece orjinal hali)
- girdiler (3)
- medya (0)
8 ekim 2020 13:58
9 eylül 18:13
9 eylül 18:15
16 eylül 13:40