1.
O dönem orada savaşmış şu an hayatta olmayan asker tanıdıklarımdan ve okuduğum belgelerden yola çıkarak şunu söyleyebilirim. Fethullah yandaşçılarının Kürtleri kışkırtmak için abartılı katliam hikayeleri ile süsledikleri bir olay. Menemen olayı gibi Feodal sistemini korumak isteyen gerici mollalar tarafından çıkarılmıştır. O dönem isyancılarının aslında kim tarafından desteklediğini ve olaylar bu şekle gelene kadar kaç askerin şehit edildiğini de bilmekte fayda var.
Edit: şu çocuk öldü bu kadın vuruldu diyecekseniz acı gerçekler bu hayatın her yerinde her toprağında. Senin çok inandığın islam inancının yayılmasından tut, İstanbul'un fethine hepsinde çocukların ve kadınların kanları vardı. Bu ülkede son yüzyılda herkes gözyaşı döktü. İsyan çıkaranlar ise arkasına aldığı halkın ölümünden sorumlu tek kişiler. O kadar kolay mı bir ülkenin otoritesini zedelemek?
Ayrıca zamanında yaşanan bu olayların ekmeğini en çok kimler yiyor ona bakın... Asıl tarihi gerçekler bu yolla bulunur. Yoksa ben de bilirim sevgi kelebekliği yapmayı, hümanist cümleler kurmayı...
2 temmuz 2015 06:25
2 temmuz 2015 11:12
2.
Kurtuluş savaşı sırasında Rus işgaline karşı savaşmaları halinde bağımsızlık sözü verilen, ama kısa bir süre içerisinde bu söz unutulup türkleştirilmeye çalışılan bir halkın ayaklanması sonucunda öldürülmesi veya sürgün edilmesi. Altında yatan sebebin Ermenilerin uzaklaştırılması sırasında dersim halkının ermenileri Türkiye'ye vermeyi reddetmesi ve onları saklamaları olduğu sanılıyor. Tarihçilere göre 13binden fazla olaylarla alakası olmayan sivil halkın öldürülmüş olması muhtemel.
3.
Ben artık siyasetle ilgilenmeyi bıraktım; cildimi kırıştırıyor. Doğru bilgi edinmek çok zor, sürekli araştırma yapmanız gerekiyor, bu yüzden Yeni bir "siyasi" anlayış benimsedim: çocuk öldüyse orda dur. Geri kalan da artık umrumda değil, kim kime ne demiş, kim daha çok şerefsiz, ilk kim vurmuştu, bilmemne bilmemne... Çoğu böyle olaylar.
İşte bu yüzden dersim hakkındaki tek düşüncem: Çocuk öldü, orda dur.
4.
ben de dersimin kayıp kızları adlı belgeseli izlemiştim. insanlara çok üzüldüm. vatanından ayrı bırakılmış, eziyet görmüş her insana üzüldüğüm gibi. dersimden koparılmış genç kızlar trenle samsun'a getirilmiş. orada ev hizmetlerine verilmişler. türkleştirilmişler özetle. halbuki samsun atatürk tarafından getirilmiş göçmenlerle dolu.(bize söylenen o). benim dedem de rumlardan saklanmış. köyleri yakmışlar. başka köye yerleşmişler.hatta o dönemde kız çocuğu yanan evin içinde kalmış. bizim büyük olacaklar! erkeği alın kız kalsın demişler ama anne yüreği işte. büyük ninemiz almış çocuğu. neyse konu bu değildi.
Trabzon Atatürk Köşkünde bi harita vardır. Atatürk tarafından çizildiği belirtilen. haritanın altında bi not vardır. çok gariptir. o not niye vardır. dersimde çıkan isyanda atatürk tarafından askerin yapacağı taktikler diye bi not.
5.
Bugün anma günü, bugün kara gün. Bugün yapılan zulmün, insanların asimile edilmek uğruna sürüldüğü, öldürüldüğü, küçük kızların ailelerinden koparıldığı, munzur nehri'nin cesetlerden dolayı "leş" deresi olarak geçtiği yas günü.
Karşıt görüşler, isyan bastırılmak için yapıldı kabullenin tarzı argümanlar umrumda değil. Sistematik kıyımlar benim hassas noktamdır. Kendi nenelerimin, dedelerimin öldürüldüğünü dinlemek, vahşeti anlatanları izlemek hiç hoş değil. İnsan kendi başına gelmedikçe bu olaya soğukkanlı bakabilir ama bu durumda insanları empati yapmaya davet etmekten başka elimden bir şey gelmez, gelemiyor.
Katliamda ölenleri rahmetle anıyorum.