yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (5)
    • medya (1)

    1. Tek mekanda geçmesiyle ve kamera açısıyla sinemaya farklı bir boyut getiren film. Insan doğasını antihümanist bir tavırla anlatır. Son sahnede içinizdeki insandan Şüphe duyarsınız. Diğer lars von trier filmleri kadar aleni değildir bir çok şey ama onlar kadar yer eder beyninizde. Nicole Kidman gibi popüler filmlerin güzel kadınının oyunculuğuyla göz doldurması ise bence handikapı, çok yakıştırdım bu role kendisini.

    16 aralık 2015 15:59

    2. Lars von trier'in en yaratıcı filmlerinden biridir bence. Özellikle mekan kullanımı çok çok hoşuma gitti. O sadece kabasını dolduruyor ayrıntılar tamamen size ve sizin hayal gücünüze kalmış.

    Tüketim toplumuna gerçekten farklı ama eleştirel gözle bakmıştır. İnsanların bencilliği, çıkarcılığı, her şeyi kendi isteklerine göre yapmaya çalışmaları hepsine parmak basmıştır. ayrıca (gbkz: nicola kidman ) harika oynamıştır.

    16 aralık 2015 17:17

    3. İzlediğim diğer (gbkz: lars von trier) filmleri gibi karnıma oturan, uzun süre etkisinden çıkamadığım film.

    Yönetmen bu filminde de iyi film yapmak için yüksek bütçelere gerek olmadığını kanıtlamış. Film ise amerikaya ya da hristiyanlığa yapılan ağır bir eleştiri olmaktan ziyade insan doğasının gerçeklerinin dürüst bir anlatısı aslında. bu nedenle rahatsız edici zaten. Ayrıca kibre ve birçok şeye olan bakışınızı tamamen değiştirebilir.

    Bu arada (gbkz: lord of the flies) da bana bu filmi hatırlatmıştı, ama o bambaşka bir yerde tabi.

    16 aralık 2015 18:04


    4. Üçüncüsü henüz çekilmemiş üçlemenin ilk filmi. Film bir tiyatro sahnesinde çekilmekte olup teknik olarak çok farklıdır. İkinci film Manderlay da güzeldir ama bir Dogville olamamıştır. Bunda başrol oyuncularının etkisi var sanırım...

    3 mart 2016 15:48

    5. lars von trier'nin yazıp yönettiği 2003 tarihli avangard dram filmi. film hakkındaki fikirlerimi okuduğum yorumları ve spoiler kullanarak yazacağım, izlemeyenler okumaya devam etmeyebilir.

    20. yüzyıl alman şiirinin ve tiyatrosunun en önemli isimleri arasında kabul edilen bertolt brecht'ten etkilenerek sahnelendiği söylenebilir. film adeta bir tiyatro sahnesinde, oldukça minimal bir dekorla çekilmiştir. hikayenin geçtiği dogville kasabasındaki evlerin duvarları, hatta kapıları bile yoktur. olmayan bir kapı açılıp kapanırken gıcırtı sesi gelir arkadan. bu seyircinin dikkatini diri tutar ve hikayenin kendisi daha da önem kazanır. bir yandan da sanki insan doğasını çiğ bir şekilde gösterdiğini söyler yönetmen.

    dogville amerika'da sıradan, küçük bir kasabadır. bir gün gangsterlerden kaçan grace adında bir kadın kasabaya gelir ve orada saklanmaya başlar. grace adından da yola çıkarak aslında ilahi bir figür olan isa gibi de görülebilir. kasabalılar sıradan ve sefil hayatlarına katılan grace'e kendini kabul ettirmesi şartıyla yardım etmeyi kabul eder. yabancı olana karşı bir önyargı ve karşılıksız olmayan bir iyilik var. zamanla bu iyiliğin karşılığı büyük bir suistimale dönüşür ve grace her seferinde koşullarının onları bu kötülüklere itmiş olabileceğini öne sürerek onları affeder. aslında kendisi de o koşulların bir parçası olmuştur. sonunda grace'e edilen kötülükler korkunç bir seviyeye ulaşır ve peşinden sürüklediği bir kayaya zincirlenir. isa'nın çarmıha gerilmesini anımsatır. filmin sonunda gangsterler kasabalıların haber vermesi üzerine gelir ve liderlerinin grace'in babası olduğu ortaya çıkar. grace babası'nın yöntemlerini etik bulmadığı için kaçmış ve sıradan insanlara sığınmıştır. babası ona kendisinin işlemesi durumunda affetmeyeceği suçları o insanlar işleyince affettiği için kibirli olduğunu ve bu şekilde insanlığın daha da yozlaşacağını söyler. bu dine ve isa'ya yönelik bir eleştiridir aynı zamanda. grace kendini diğer insanlardan ahlaken üstün görür ve onları sürekli affeder ama bu onun kibrinden kaynaklanır ve insanlar hak ettikleri cezayı çekmez. adalet sağlanamaz.

    grace kasabaya gelmeden önce basit ama düzenli bir hayatı olan bu insanlar grace'in sonu gelmeyen affediciliğinin de içinde bulunduğu koşullar yüzünden suç işler. kasabanın girişindeki köpek moses eski düzene bir atıftır. grace sonunda babasını haklı bulur. babasından gelen ve doğuştan sahip olduğu gücü sahiplenerek adaleti sağlar. kibirinden kurtulur ve kasabalılar artık kurtarılamayacak olduğu için infaz edilir. bir tek moses kurtulur çünkü o sadece kemiği çalındığı için pençelerini ve dişlerini göstermiştir. adildir yani.

    kişisel olarak bazen kendi hoşgörümü de grace gibi rasyonalize ederek hem kendimi kandırdığımı hem de haksızlığa yol açtığımı düşündüm. epey bir düşündürdü ve bazı düşüncelerim de değişti. kesinlikle güzel bir film.

    19 şubat 2022 21:02