yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (2)
    • medya (0)

    1. güzelliğimizin ilhamımızı aldığımız sistem.

    makyajımızdaki renkleri bile ondan esinleniyoruz:

    (link: http://www.canadiannaturephotographer.com/aurora/aurora_frombelow.jpg aurora)

    (link: http://www.polyvore.com/cgi/img-thing?.out=jpg&size=l&tid=53481519 borealis)

    bize hiç bozulmamış güzelliğin ne kadar saf ve çekici olduğunu öğretir doğa. simetrik değildir, kusurlara sahip olması onu kusursuz kılar. biz gözeneklerimizi küçültüp fondötenle yüz ifademizi gizleyecek kadar tek tona bulanırken; çoğu bilgisayar programcısı kodladıkları cgi (computer generated image/bilgisayar üretimi görüntü) yüzlerin sanal değil de daha gerçekçi görülmesi için gözenek, ben, leke, sivilce lekesi, çiller gibi kusurlar koyuyor. (link: http://www.youtube.com/watch?v=2rovORfIm6Y 19 sn'lik bu görüntü güzel bir örnek)

    doğada yaşayan ve görüntüsünden memnun olmayan hiçbir canlı yoktur, doğadan uzaklaşmış olan insanoğlu hariç. hiçbir hayvan yoktur ki bir kadının saçını boyattığı gibi kürkünü boyatmak istesin, hiçbir canlı yoktur ki kendisine verilen bronz teni beğenmeyip beyaz ten istesin ve doğada hiçbir canlı yoktur ki, bir diğerini güzelliği üzerinden küçümsesin. doğada en önemli olan şey, en güçlü ve sağlıklı genlere sahip olmaktır.

    doğada daima erkekler daha süslüdür, çünkü dişi tarafından eş olmak üzere seçilirler. seçen taraf dişi olduğu için dişinin kendisini beğendirmeye ihtiyacı yoktur. dişiler, erkeklerde güzelliğe yönelirler; ancak çiftleşmek için seçilen erkek daha güzel olduğu için değil, daha sağlıklı olduğu düşünüldüğü için seçilir. büyük boynuzlara sahip olan erkek geyik değil, o boynuzlarını diğer erkek geyikleri alt etmede daha iyi kullanan erkek geyik seçilir ceylanlar tarafından.

    şimdi gelelim sorgulamamız gereken noktalara, bu sefer uzun uzun açıklamak yerine sadece düşündürücü sorular sorup gideceğim. cevaplar önemli değil, sorular önemli:

    1- doğada yaşayan canlılar arasında genellikle erkeklerde süs varken, insanoğlunda süslenme görevi neden kadınlara ait?

    2- doğada güçlü ve sağlıklı genlerin gelecek nesillere aktarılması önemliyken; insanoğlu (ya da kadınlar) neden zeka, iyi kişilik, sağlam karakter, iyi ahlak gibi özelliklere sahip birinin değil de, fiziksel olarak daha kaslı ya da cüzdansal olarak daha paralı kişilere yöneliyor çocuk yapmak için? Bunun temelinde "babası olacak kişi çocuğumu tehlikelerden korusun ya da ona maddi açıdan iyi bir gelecek sunsun" gibi bir mantık yattığını bilsem de, bu yeterli bir kıstas mıdır?

    3- doğada beneklerinden utanan, simetrik olmayan lekelerinden rahatsız olan, kürkünü bir ton daha açık olmasını isteyen, desenlerini beğenmeyen hayvan yokken; neden insanoğlu görünüşüne bu kadar takıntılı?

    Ya da soruyu değiştireyim; o kemikli yüzün, kemerli burnun, hafif şehla gözlerin, aralarına ak düşmüş saçların, çarpık bacakların gibi seni sen kılan tüm kusurlarını gururla taşımak varken varken; bu dünyaya "mükemmel ve kusursuz olmak zorundasınız" gibi saçma bir düşünceyi her saniye empoze eden ve seni özgüvensiz kılarak çirkin hissettiren güzellik sektörünü neden ciddiye alıyorsun?

    son söz Albert einstein'dan... "Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirir."

    bu sözü güzelliğe yorumlayalım: "Aslında herkes güzeldir. Ama siz kalkıp bir kadını, kusursuzlaştırılmış bir photoshop mankeni ile kıyaslarsanız, tüm hayatını çirkin olduğuna inanarak geçirir."

    15 ocak 2014 03:17

    2. doğayı hemen herkes sever zaten. ben de çok seviyorum. ağaçlara sarılma (gizlinot: insan içinde değil elbette), elimi gövdelerine koyma, yapraklarını elimde tutma, bazen bir tane yaprağı eve getirme gibi alışkanlıklarım var. (gbkz: ankara) kuğulu park'ta, izleyeceğimiz tiyatronun başlama saatini beklerken arkadaşım insanları, ben dökülen yaprakları seyrederdim.

    her türlü sanatın ilhamı gibi.

    sarılıp öpmek istiyorum ağaçları. sapık değilim ya, küçük çocuklara duyulana benzer bir şefkat duyuyorum ağaçlara karşı.

    insanlardan kıstığım sevgimi doğaya veriyorum, hiç pişman değilim.

    13 şubat 2016 00:53 13 şubat 2016 00:55