1.
25 yaşına kadar doğduğum evde yaşadım. Üniversiteye gittiğim dönem hariç hiç başka evde yaşamamıştım. Resmen tüm ömrüm o evde geçecek gibi hissediyordum. Sonra bir gün birkaç sıkıntılı konu yüzünden o evimizden taşınmak zorunda kaldık. Ev hala bizimdi ve kiraya vermişti babam. O evde ilk kez başkalarını gördüğümde kalbimin üstüne bir öküz oturdu sanki. 25 yıl boyunca biriktirdiğim tüm anılarımı sanki birisi kaldırıp çöpe atmış gibi hissettim. Şu an evliyim, kendi evim, kendi yaşamım var ama ben hayatım boyunca o evdeki kadar kendimi hiçbir yerde huzurlu hissetmeyeceğim gibi. Hala ev denildiği zaman gözümde orası canlanıyor. Huzur denildiğinde o ev aklıma geliyor. Şu an daha güzel bir evde yaşıyor olmak değiştirmiyor benim için. Çünkü o ev çocukluğum, ilk aşkım, kaçıp saklandığım sığınağım, çeyrek asırlık hayatım demek benim için. Ve garip bir şekilde kocam o evi göremediği için hep çok üzülüyorum.
bu doldurduğum ilk uktem galiba umarım hissettiklerimi anlatabilmişimdir (yazar: sophiee)
2.
başta çok koydu bana. ilk bunu derim. aynı şehirde, aynı semtte başka bir eve taşınmak bunu yaşattıysa, şehir ya da ülke değişikliği yapsaydım nasıl olurdu
bilemiyorum. gerçekten görünmez bir elle bağlanıyormuş insan yaşadığı eve. çocukluğum, ergenliğim, en yakın arkadaşlarımla bizim evde yaptığımız doğum günü partileri, yaşadığım ilk heyecanlar, korkularım, hüzünlerim, kayıplarım aklıma gelen her şey bu evde geçti çünkü. taşındıktan sonra bir kez gittim eski apartmana, o da alt komşumuza. oturduğum kata çıkamadım bile. tuhaf ama, gerçek.
bir de doğup büyüdüğüm ev olmasının dışında, çok uzun süre oturunca aynı evde her yerde bir anı, her köşeden bir yaşanmışlık çıkıyor insanın karşısına. bir yerde kök salmak gibi bir şeydi bu. ne zaman ki eşyalar gidip, kapıyı kapatıp çıktığın an farkına varıyorsun. artık orası sana ait değil hissi en çok da o koyuyor. artık senden kalan hiçbir şey yok orada. bunu anlamak yetiyor zaten.
eşyaya, mekana çok fazla anlam yüklememek lazım derdi bir arkadaşım. kendisi, ailesinin memur olması nedeniyle sayısız defa taşındı. anılar bazen ağır geliyor derdi hep. galiba doğru. ben bunu yaş olarak biraz geç tecrübe ettiğim için biraz uçlarda yaşamış olabilirim. bir başkası aman canım bu kadar da abartılacak bir şey değil diyebilir, ama olsun. herkesin her olayı, duyguyu yaşayıp, ona verdiği tepki farklı olabiliyor ne de olsa.
bu arada ilk taşındığım zamanlar lale belkıs'tan (link:https://youtube.com/watch?v=dB4voNp5jFI doğduğum ev )i dinleyip durdum sürekli. çokça duygulandım, eskilere gittim öyle işte..