5.
neden bu kadar küçümsendiğini anlamadığım düğün çeşidi. herkes hayatının önemli günlerinden biri olan evlendiği günün en güzel şekilde taçlandırılmasını ister ama bir de eldeki imkanlara bakmak lazım. kendimden örnek vereyim ;
şehirde oturuyorum, köy düğünü kafadan elendi zaten,
kır düğünü yapacak kadar param yok, ki kır düğünü dediğimiz ve aslında aşırı bir maliyeti olmayan organizasyon da bu salon düğünü kınayıcılar sağolsun elit bir olay olarak görülüp acayip fiyatlara kaktırılıyor,
benim bir hevesim yok ama ailemin tek çocuğuyum ve geleneksel bir türk ailesi olduğundan düğün dernek olayına meraklılar, onların heveslendiği bir şey. çok göremiyorum beni büyütüp bu yaşa getiren aileme. bu durumda ben ne yapmalıyım? düğün yapma mı diyorsunuz? yapacağım, sen gelme diyorum ben de.
son zamanlarda yeni bir moda türedi, davetiye geliyor insanlar bakıyor hemen kır mı, kokteyl mi, salon mu, yemekli mi yemeksiz mi? salonsa bir burun kıvırmalar, ben gitmemler. nane nane köşede oturacağına hiç gelme zaten daha çok makbule geçer. sanki bana york düşesi beatrice.
düğün olayından ben de çok zevk almıyorum, sonuçta bu iki insanı ve çok çok yakınlarını ilgilendiren bir olay bana göre. eğer söz konusu kişi manevi olarak çok yakınımsa, hayatının bu önemli olayına şahit olmak beni gerçekten mutlu edecekse ahırda da yapsa o düğüne giderim arkadaş. ama komşunun bilmemne eventtaki yemekli düğünü benim ilgimi çekmiyor çünkü komşunun hayatı umrumda değil, o düğünde de eğlenmeyeceğim. davet edildiğim yere check-in yapmak için gitmediğimden önemli olan yer değil, davet eden kişi benim için.
etrafıma bakıyorum, evlenecek kızlara bakıyorum salon düğünü yapmaya korkar olmuş herkes. çünkü salonda düğün yapmak varoşluk, kıroluk diye diye gözünü korkutmuşlar kızların. ben arkadaşlarıma rezil olamam salon düğünü yapıp diyeni gördüm, gerçekten gördüm. demek ki o senin arkadaşın değil canım sen olayı çok yanlış anlamışsın.
yoksa herkes ister burcu biricik stayla evlenmeyi ama burcu biricik'in çevresi var mı sende ondan haber ver? toplumun yüzde sekseninin profili aşağı yukarı aynı. sen istersen shire'da kır düğünü yap, istersen boğazda yatta düğün yap, istersen kasırda sarayda yemekli davet ver, dayıngil halangil gelmeyecek mi? çağırmayacak mısın onları ortama uymazlar diye? çeyrekleri asmayacaklar mı boydan boya? sen por una cabeza ile yapabilirsin çıkış dansını ama misafirler kasap havası ve ankara'nin bağlarıyla oynayacak uyandırayım dedim. ait olduğun sosyo-ekonomik-kültürel çevre nasılsa düğünün de öyle olur, nerede yaptığın farketmez. o yüzden çok kasma bence.
salon düğünlerinde benim tek rahatsız olduğum nokta havasızlık ve canlı davul zurna, ki o da gördüğüm kadarıyla eskiye nazaran çözüldü sayılır. artık salonlar daha büyük ve havadar, ayrıca neredeyse hepsinin havalandırma sistemi var.
çok düğüne katıldım, teknede yemekli düğüne katılıp yemeği bitince ikinci tabağı isteyen insanlar gördüm ; çünkü akşama yemekli düğün var diye kahvaltı bile yapmamış ayı. aynı düğünde pist olarak kullanılan güvertede hafif dalgadan dolayı dengesini kaybedip diğer misafirlerin üstüne düşen teyze gördüm, fena oldum diyip kusan gördüm. masadaki yiyeceklerden peçeteye sarıp evdekilere götürmeye çalışan kadınlar gördüm. istanbul'un en güzel mekanlarından birini kapatıp 5 saat davul zurnalı düğün yapan gördüm, bunlar karı koca doktoralı moktoralı aylık 8 10 bin dolar maaş alan insanlardı. orkestrayı ya da dj'i kenara çekip bir türkü söyleyeceğim diye sahneye çıkmaya çalışan amcalar/dayılar gördüm. pasta yetmeyecek diye garsonların elinden tabakları kapıp önce kendi tarafına dağıtmaya çalışan düğün sahipleri gördüm. bunların hepsini de farklı düğünlerde, farklı şehirlerde gördüm. yani korktuklarınız bu olaylarsa, mekandan bağımsız şeyler. yukarıda da demiştim, kasma.
31 ağustos 2016 01:26
31 ağustos 2016 01:28