1.
düğün günü rezaletinin esas oğlanı olan damat.
kadının yaşadığı bütün utancı ve kırıklığı iliklerime kadar hissettim. Damat çatalı attıktan sonra gelinin gözlerindeki o bakışı izlediğimden beri atamadım üstümden.
Uzaktan konuşmak kolay tabii ama gelin benim kızım olsaydı o çatalı damadın en çok yakışacak yerine ellerimle hediye eder, kızımı da alıp götürürdüm.
2.
resmen sinirimi bozmuştur bu alıngan, tripli gerzek.
daha ufacık nazına katlanamıyorsun, yarın obur gün neler yaparsın belli!!
kızın o bozulmamaya çalışmasına içim yandı resmen.
3.
ekşi'de başlığı "düğünde damadı çileden çıkaran gelin" diye okuyunca ve altta bir kaç kezban falan şeklinde entry görünce ne yaptı acaba kız diye izledim. meğerse kızın yaptığı su katılmamış bir ayıyla evlenmesiymiş. düğün günü, herkesin ortasında nasıl bir harekettir o ya?! insan bu kadar mı öfkesini kontrol etmekten aciz olabilir. küçük düştüğünü falan mı düşündü acaba barzonun başkanı?! görüntüyü izlerken o kız adına o kadar üzüldüm ki, içim ezildi sanki. uzun süre heyecan yapıyorsun gelinliğiydi, saçıydı, makyajıydı ama belki 30 dk önce kocan olmuş dangalak her şeyi yerle bir ediyor.
sokakta karısını döven bir adamdan hiç farkı yok gözümde bu olayın. çünkü bu adam bu kadar insan içinde bunu yapabiliyorsa ileride o kadına sokakta şiddet uygulamayacağının kimse garantisini veremez. bir de kezban diye yorumları görünce tepem attı. allahın kamilleri!! kız kardeşlerine aynı hareket yapılsa "kezban yha:s" diyebilecekler mi çok merak ediyorum. valla yere batsın bu ataerkil toplum!
çook üzüldüm kız adına umarım off the recordda o çatalı o barzonun kıçına sokmuşlardır.
28 mayıs 2015 14:23
28 mayıs 2015 14:25
4.
zavallı kız,içim acıdı resmen.
ulan öküz ben olsam o kızım yerinde o çatalla gırtlağını delerdim senin.
keşke baban aile planlamasının ne olduğunu bileydi!
5.
bence bu herif narsist, kendini yusuf miroğlu ve polat alemdar karışımı birisi zanneden hıyarın teki. ortalıkta böyle şakalar yapınca, etraftakiler gülünce kendini küçük düşmüş hissetmiştir. neden evlenmiyorsun sorusuna cevap niteliğindedir ayrıca.
6.
damadın yaptığı hoş değil ama gelinin şakasını uzatması benim bile buradan canımı sıktı. damadın yerine koydum da kendimi, herkesin karşısında şabalak gibi pastayı bekleyecek, sinir bozucu bir durum cidden. ama bu şekilde karşılık vermesine gerek yoktu.
7.
iki taraflı baktığımızda;
gelin, damadın bu evlilik sürecinin başından itibaren yaşadığı maddi manevi stresi umursamadan, etrafındaki yakın-uzak tüm tanıdıkların karşısında 1-2 kere yapıp bıraksa yetecek bir şakayı uzatarak şımarıklık yapıp damadın gururunu hiçe saymış.
damat, barzoluğuna edecek tek kelime bulamıyorum. tam "aa aferin sabırlıymış" dediğim anda 10 yaşında çocuk gibi önce öf pof diyip dönüp sonra deli dürtmüş gibi kızcağızın eline vurup tahammülsüzlüğünü ve odunluğunu göstermiş.
eğer bu çiftte karşılıklı saygı olsaydı ne gelin o şakayı uzatma ihtiyacı hisseder, ne de damat şaka uzasa bile böyle bir harekette bulunmazdı. kısacası pozitif ayrımcılığa gerek yok, iki taraf da birbirine saygı duymayı öğrenemeden dünya evine girmeye karar vermiş, oysa ki evlilikleri uzun ömürlü kılan en büyük öğelerden biri saygıdır.
8.
kendi düğünüme dair en büyük korkularımdan biri şu pasta yedirme olayıydı. ya büyük bir parça verirse ağzımı kocaman açtığımda iğrenç görüneceğim, ya rujum bozulursa, pasta ağzımın kenarında kalırsa ve kimse beni uyarmazsa bütün fotoğraflarda pastalı dudaklarla poz verirsem, pastanın süsleri (gizlinot: sprinkles ) dişimin arasına girerse... herkes kendi pastasını kendi yesin hatta hiç yemeyelim o kadar makyaj saatlerce diş fırçalama bir lokma pasta uğruna boşa mı gitsin. evet bu konuyu fazla abartmış olabilirim ama elimde değil bende fobiye dönüştü, gittiğim düğünlerde o kısmı izleyemiyorum bile o derece. bir bu bir de oynama kısmı ödümü koparıyor; çünkü göbek atmayı da hiç beceremem, paralize olmuş korkuluk gibi görünüyorum oynayayım derken.
eee işte bu malum fobim varken, bu video üstüne çok iyi oldu. artık canlı düğün istemiyorum, konuklar gelsin banttan izlesin, saçmaladığımız rezil olduğumuz kısımları çıkarırız oh kebap.
olaya dönersek; düşünün ki gelin sizsiniz, sözümona en mutlu gününüzde, anne baba ve bilumum komşu teyze, akraba gibi oluşumların ömür boyu görmeyi beklediği mürüvvetinizde, art arda patlatılan konfetiler, kör eden ışığıyla her anınızı çeken kameralar, piyanist şantörümüzün yanık sesinden söylenen çok şükür bin şükür seni bana verene şarkıları eşliğinde öforinin dibine vurmuşsunuz; sevdiceğinize, ömrünüzü az önce birleştirdiğiniz insana birazcık naz yapma hakkınız olduğunu düşünüyorsunuz. tüm sevecenliğinizle müstakbel kocişinize uzattığınız pastayı iki kez çekerek aslında cilve yapıyorsunuz. ee o gece olacaklar malum işvesiz cilvesiz olmaz. (gizlinot: swh ) veee o da ne, her gün gün alma/ nikah /düğün/ balayı fotoğraflarınızı kociş mutluluk huzur aşk etiketleriyle bilumum sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak arkadaşlarınızı çatım çatım çatlatacağınız (gizlinot: swh ) beyaz atlı prensiniz tüm ergenliğiyle videoda izlediğimiz malum tavırları sergiliyor.
o ana dek kızın yüzünü kaplamış olan aşk dolu gülümseme nasıl da donuyor. evlenesim vardı kaçtı. not: hala aday adayı bile yok, amaaan bekarlık sultanlıktır canım eee kim takar kocişli evlenmeli şeyleri. *cries in corner* (gizlinot: swh )
9.
türk erkeklerinin yüzde doksanının böyle olduğuna hemfikirsek beni evlilikten bir kere daha soğutmuş videodur.
28 mayıs 2015 22:04
4 haziran 2015 17:33
10.
Sabah izleyince gelinine üzüldüğüm zat.
Erkekliğine pasta sürdürmedi hellyeaaah.