1. hayatımızın çıkmaz sorusu.
üzerine çok düşündüm, çok taşındım ve internetten gezerken şöyle bir yazı buldum;
Kızlar bunu her kızın bilmesi gerekiyor ya da en azından bu soruyu bir kez sormuş olanların çünkü bazıları doğuştan yetenekli oluyor.
Bu yazıyı bana bir arkadaşım gönderdi kesinlikle alıntıdır ama ne yazık ki kimin yazdığını bilmiyorum…
“dertli bir kız arkadaşın sorduğu soru. o kadar kafaya taktı ki sonunda altta gördüğünüz yazıyı yazdı ve kendisi yazar olmadığından benim yayınlamamı rica etti. alttaki metin de noktası virgülüne kendi görüşlerini yansıtmaktadır, o nedenle bana özel mesaj atılmaması rica olunur. ben sadece aracıyım.
“hayatım boyunca cevabını bulamadığım soru.
erkekler neye aşık olur?
gençlik, güzellik, iyilik, saflık, anaçlık, dürüstlük, şirinlik, gizem, az konuşmak, çok konuşmak, seksilik, cinselliğe düşkünlük, tutkulu sevişme, dokunulmamışlık, başarı, gurur, fedakarlık, güçlü olmak, muhtaç olmak, sahiplenmek, özgür bırakmak…
bütün bu sıfatları yaşamış, denemiş, her durumda bulunmuş biri olarak söyleyebilirim ki; hiçbiri değildi. hatta birbirinin tam zıttı olan nice sıfatlar, bende aynı anda suçlanacak birer özellikti. yani her şey sevilmemek için bahane oldu.
yeni yıl itibariyle 30 yaşındayım, ve yaşadığım ilişkilerden bir tanesi bile başarılı olmaz mı inanamıyorum.
gençliğin önemli olduğunu yeni düşünmeye başladım.ama 20’lerimdeyken de kimseye uygun değildim çünkü fazla gençtim ya da onlar bana bağlanmayacak kadar gençti. ama 30’umda fazla yaşlıyım.
mesela 24’ümdeyken, 28 yasındaki flörtüm beni 32 yaşında bir kadın için terkedip onunla evlendi, ama 30’umdayken 35 üstü adamlar için bile yaşlıyım, çünkü genç arıyorlar. bir optimum yakalayamadım yani.
güzellik meselesi daha fena. hayatım boyunca çok güzel olmam, ayrıca karşımdaki erkeğin tipi olmam gerektiğine inandım. ama aşık olduğum bir adam benimle 2 hafta çıkıp eski sevgilisine döndüğünde bunun bir işe yaramadığını anladım. adamın hayallerini süsleyen kadın tipinin birebir kopyasıydım, benden vazgecip geri döndüğü kız arkadası da benim dolayısıyla adamın tipinin tam tersi. diyeceksiniz ki zaten senden önce o varmış, ama ben varken ve biz mutluyken ama ben tipi değilken karsısına hayallerindeki tipte bir kız cıkınca beni onun için terkeden erkek oldu. yani hep kaybeden taraftayım nedense. üstelik hep bu söylenir ama gerçekten güzel bulunurum genel tarafından.
iyilikse mesele, hep ama hep aynı şekilde terkedildim. sen çok iyi bir kızsın ama… iyi de değil sadece; kibar, düşünceli, fedakar, nazsız, tripsiz, kaprissiz biriyim. ne hediye bekledim hayatım boyunca, ne pahalı yerlerde yemek yemeyi. hesabımı bile hep ben ödedim. yemek yaptım, bulasıklarını yıkadım. el ustunde tuttum sımarttım. karısmadım. kıskandım olmadı kıskanmadım olmadı. aradım sordum olmadı, arayıp sormadım ilgisiz davrandım hiç olmadı. bu da değil.
saf ve el değmemişken sorumluluk alamıyorlardı, birileriyle birlikte olduktan sonra da ben mükemmeldim ama kıskanclık ve mazimdeki erkekler yüzünden bana baglanamıyorlardı.
cinsellik konusunda masum ve cekingenken ruhsuz olmakla suclandım, atesli bir hatun için bırakıldım. ateşli bir hatunken de saf biri için terkedildim.
bir insan hem durust oldugu için, hemen sonra baska biri tarfından durust olmadıgı için terkedilir mi? ben edildim. zaten aşık değillerdi.
üniversitedeyken kariyerli bir kadın için terkedildim, kariyer sahibi olunca evde oturan biri için.
serbest bırakıp kıskanclık yapmayınca sahiplenmiyorsun diye, tam tersini yapınca beni boguyorsun diye.
yalvarıp yakarınca bırakmasınlar diye gurursuz oldum diye suclandım, gidersen git dediğimde de onun için mücadele etmemekle.
kusurlarını tamamıyla kabullenince özgüvensiz adamlar gitti, bende kusur arayan ve asagılayan acımasız insanlara dönüştü. ama eleştirince de saygısız ve huysuz oldugum için terkedildim.
her şey tam yolundayken de heyecan kalmadı veya baglanmaya hazır değillerdi.
görüyorsunuz ki bunların hiçbiri mesele değil, önemsiz ayrıntılar.
erkekler ruha aşık oluyor, ama gercek değil, yansıtılan ruha. veya benden iyisini bulur beni bırakır korkusuna.
hayatımda iki kez bana aşık olundu, ikisine de iyilik kısmında anlattıgımın tam tersini yaptım. nazlandım, triplendim, sucladım, aşağıladım, vazgecilmezler gibi değil hiç umrumda değiller gibi davrandım. yani hep kendime layık bulmadıgımı ve yetersiz olduklarını hissettirdim.hatta ikisini birbiriyle aldattım ve bunu ikisine de söyledim, işine gelirse diye. hiç şaşmadı ve deli gibi aşık iki adam cıktı ortaya.
şimdi ben delirmeyeyim de kim delirsin?
üstelik yeteneksiz, paragöz ve sürekli prenses muamelesi bekleyen, vasat güzellikte ve bir sürü dezavantajı olan bir arkadasım, birlikte oldugu flört ettiği tüm adamları eşekten düşmüşe cevirdi. parmagında oynattı, hem unutulmadı, hem de muthiş saygı duyuldu.
şimdi tum tecrubelerime dayanarak genç kardeşlerime bunun sırlarını açıklıyorum. adım adım.
öncelikle peşinize takmanız, kafasına girmeniz lazım. elde etmeye uğraşır ister ve bunu açıkça yaparsanız, ilerde başınıza kakılır. yapabileceğiniz tek şey olabildiğince bakımlı ve güzel olup bakışlarınızı kullanmak. güzel olmayan ama onlarca erkeğin peşinde koştuğu kadınlara bir bakın, bakarlar. herkese her şeye gözlerini dikip bakarlar. bakın kardeşim, o bakışlarınızı çözsün. siz baktıkça bakmıyorsa başkasına bakın. gözlerinizi asla kaçırmayın. hem özgüven demektir, hem meydan okuma, hem de seks bir şey.
bakın adeta öküzün trene baktığı gibi.
başlangıçta düzgün, mantıklı, mesafeli, iyi niyetli davranın, ama yüz göz olmayın. arızalar onun sizden hoşlandığını ve çaba gösterdiğini anladığınız anda başlasın. yavaş yavaş, ürkütmeden.
sessizlik, manalı gülümsemeler, gizem, sorularına gülümseyerek ve manalı bakışlarla cevap vermek her zaman işe yarar. az konuşun bazen gülümseyin.
telini geç açın, bi arayınca açın bi arayınca açmayın, çok isteseniz de durduk yere mesaj atmayın o atsın, o arasın, çaba göstersin.
mesajına bir gülücüklü, bir gülücüksüz, bir sıcacık bir mesafeli, bir uzun bir kısa cevap verin, hatta bazen vermeyin. tedirgin edin
hiçbir şey için hevesli görünmeyin, öyle bir hale getirin ki o sürekli plan yapan sürpriz yapan ve sizden onay bekleyen konumuna düşsün farkında olmadan.
hiçbir sıkıntınızı açıkça söylemeyin.mesajlar verin. paranoyak olsun. ses tonunuzla oynayın, bir şeye kızınca soğuk konuşun ve o düşünüp bulup bu mu bu mu diyene kadar asla açıklamayın. yakalarsa kısaca onaylayın, yakalayamazsa sizi anlamamakla suçlayın.
geçmiş davranışlarını inceleyin, kodlarını çözün. herkesin bir yumuşak karnı vardır, buraya oynayın. iltifat etmeyin, kuşku duysun, özgüveni zedelensin, suçu hissetsin. ama bunları hep tatlı tatlı yapıyoruz.
fedakarlık yapmayın, o yapsın. mecbur kalmadıkça yemek yapmak, evini toparlamaya kalkmak, onunla görüşmek için fedakarlıklar yapmak çaba göstermek kesinlikle hatadır. içinizden gelse de kendinizi tutun. çünkü öyle yaptığınızda onu kafeslemeye ve kendinizi beğendirmeye çalıştığınızı düşünecektir.
son anda ettiği hiçbir teklifi kabul etmeyin, mecbur kalsın bir kaç gün önceden plan yapıp dolayısıyla heyecanlanıp çaba göstermek zorunda kalsın. ve sizin kabul edip etmeyeceğinizin gerginliği olsun.
ilk mesajı atmayın, ilk selamı vermeyin, 2 o aradı 1 ben arayayım yanılgısına asla düşmeyin. anahtar kelime, çabayı o gösterecek.
hesabı ödemeye asla kalkışmayın, ama fazla yiyip içmeyin. ödemeyi çok isteseniz de kendinizi tutun, bunu yapmayın. bir yemeğe tenezzül edecek kadar çingene olduğunuzu değil, bir yemeği büyütmeyecek kadar özgüvenli ve değerli olduğunuzu düşünür. yani yemek kahve ne ki diye düşündüğünüzü düşünsün.
sen hayatımın kadınısın vs. moduna girince erken oldugunu ima edin, sevindirik olmayın, fazla yüz vermeyin. anında sıkılıp farklı davranmaya başlıyorlar
evlilikten ilişkiden bahsedince hevesli görünmeyin, sizi savaşıp çabalayıp ikna ettiğini ve onun istediğini düşündürün.
aynı evde yaşama, ailesiyle tanısma, evlenme vb hayalleri o kursun, o söylesin. yine de pek yüz vermeyin.
boyunduruğu altına girmeyin, kıskanmasın diye çaba göstermeyin, açıklama yapmayın. kıskansın, kıvransın.
ufak ufak restlerle başlayın, işe yarayınca daha büyüklere doğru gidin. onların da bir numaralı taktiği bu, sınırları zorlayın.
yatakta bencil olun. o yapmadan asla oral seks yapmayın, hatta o yapınca bile yapmayın. sürekli tedirgin olsun rahatsız olur mu, kırar mıyım, midesi bulanır mı vs vs. ona bunları hissettirin. tepki gösterirse de ben yapamam, karşılık içinse sen de yapma zaten deyin. sizin bir un yapmanız umuduyla yapacaktır. oral seksi yapması bana yapılmasından daha zevkli benim için, ama erkekler için bu bir teslimiyettir. ona yapılması da güç gösterisidir, bu fırsatı ona vermeyin. yenilgiye uğratın.
fantezilerini yaşayacak bir sürü kadın bulabilir, ama kendini boşverip de mutlu etmeye çabaladığı kadına aşık olur.
bencillikle suçlarsa evet bencilim deyin.
bırakın size ve ilişkinize yatırım yapsın. hemen aşık olur da duygularınızı verirseniz, veya hemen yatarsanız, veya en berbatı yatıp aşık olursanız bittiniz. game over, geçmiş olsun. en iyisi o her şeyini verene dek ikisini de vermemek.
sorun şu ki erkekler emin olmak istemezler, biz isteriz. onlar güven beklemez, biz bekleriz. kazanmakla kaybetmek arasında kalmalılar; yani mesela küstünüz ve aramıyorsunuz, sizin onu umursamadığınız mı yoksa umursayıp gururdan aramadıgınız mı belirsizdir ya, erkekler bu durumda hep ikinci şıkka inanırlar ve imkansızı oldurmaya çalışırlar.
çok kızınca iletişimi tamamen kesin. tehdit de etse, bir dha aramam da dese sessiz kalın. mutlaka çözülecektir.
çok beğendiği uğraş verdiği şeyleri asla aşağılamayın, ama asla taktir de etmeyin. önemsemeyin, gündeme getirmeyin.
size olumsuz ve saygısız ne yaparsa aynısının bir adım fazlasını yapın. unutmayın, siz onun gibi yapmaya kıyamazsanız bunu taktir etmez, sömürür.
ondan bagımsız planlar yapın, boş olmayın, hep meşgul olun.
aradıgında en fazla 10 dakika konusun, sonra cok işim var modunda kapatın. hayatınıza saygı duysun.
butun gun seni düşündüm, şöyle heyecanlıyım böyle aşığım triplerine asla girmeyin. emin olamasın sevginizden aşkınızdan. o söyleyince bir süre sonra söyleyin, emin olamasın seviyor da söylemiyor musunuz, yoksa sevmiyorsunuz da kırmamaya mı çalışıyorsunuz.
hatta evlenme teklif etse bile şebelek şebelek evet aşkımmmm moduna asla girmeyin. soğukkanlı olun, düşüneceğim deyin, şüpheli yaklaşın zaman isteyin. siz kararsız kaldıkça o daha çok ister.
yanında fazla mutlu ve sevgi dolu davranmayın. hep uzaklara dalın, hep kafanızda bir şeyler olduğunu düşünsün, yoksa aynı şeyi o yapacak, dikkat.
vermeyin vermeyin vermeyin. ne sevgi, ne ilgi, ne başka bir şey. siz vermeyin o alsın.
geçmişle ilgili bilgi vermeyin. erkekler ilk de olmak istemez, ikinci de üçüncü de beşinci de. zamanı gelene kadar öğrenmesin. hatta zamanı gelince de öğrenmesin. çünkü aşık değilken ilk olmak istemez aşık olduktan sonra niye ilk değilim diye hesap sorar, eline bilgi vermemek en iyisi.
her zaman her şartta kafanızı bozarsa gideceğinizi bilsin. siz değil o korksun sizi kaybetmekten. zaten kaybetmekten korktugunuzu belli ettiğiniz anda bittiniz, geçmiş olsun.
sorunlarınızdan bahsetmeyin sorunlarını dinleyin ama yardım etmek için çırpınmayın akıl vermeyin.
istekli olduğunuzu hiçbir konuda belli etmeyin. o istesin o planlasın, siz kenarda soğukkanlı bir şekilde durun.
yaklaşın, kaçın kaçın, yaklaşın, yine kaçın kaçın kaçın.
asla pahalı bir hediye almayın. o ucuz bir hediye alırsa veya almazsa memnuniyetsizliğinizi belli edin surat asın. eğer size değer veriyorsa şartlarını zorlayıp alabileceğinin en iyisini almak ister, çünkü hediye almak erkekler için bir güç gösterisidir.
bütün bu iğrençlikleri yapmazsanız size çok iyisin der, gider bunları aynen yapan başka bir kadına kul köle olur. acı gerçekler bunlar, maalesef.
evet iğrençlik diyorum, çünkü hayatım boyunca bunları yapmayı reddettim, içimden geldiği gibi tam tersi davrandım, ve hep gözyaşı döküp yalnız kalan ben oldum.
iki defa aynen böyle davrandım, ikisi de beni yıllarca unutamadı, gözyaşları, evlenme teklifleri vs vs
okuyan erkekler, sinir olduğunuzun farkındayım ama bir düşünün bakalım aşık olup da acı çektiğiniz unutamadığınız kadınlar çoğunlukla böyle davranmıyor muydu? bizi böyle yapmaya siz mecbur bırakmadınız mı.
son olarak tüm bunları yaparken öyle zekice öyle tatlı yapın ki, sizi suçlayamasın bile. asıl sır burda, çok gururlu, çok çaresiz, sevginizle onurunuz arasında gidip geliyormuş gibi, arada kalmış gibi davranın. kıyamasın. sefkat duysun, sizi mutlu etmeye uğraşsın. ne kadar çok uğraşırsa o kadar zor vazgeçer.”
haksız diyemem. hakkaten ne kadar gerçek ve samimi davranılıyorsa o kadar kaybediliyor ilişkide. kendim gibi olduğum zamanlarda kaybedenlerdenim ben de ama böyle davranmak da bilemiyorum ya...
ne bileyim en son biri bana "ben seninle anlaşamıyorum" deyip, tartışma anında kendisine kafa-göz dalıp, suratını tırmalayan bi kadına gitmişti.
benim de en fazla yaptığım, tartışma anında mesajlarına cevap vermemek falandır.
"köpek çektiklerim" hala peşimde...
sanırım bu yazıyı çerçeveletip duvarıma falan asacağım.
billemiiiyorummm.