estetik yaptırma baskısı

1. bu girdiyi badem göz ameliyatı başlığına yazıyordum ama konunun daha farklı olduğunu düşünerek yeni bir başlıkta yazmak istedim.

son yılların popüler estetiklerinden biri daha. ne kadar trend kalacak, bilinmez. bu sözlüktekilerin aşağı yukarı 20-35 yaş aralığında olduğunu düşünürsek, ileriki yaşlarımızda daha ne kadar estetik trendleriyle karşılacağız bilmiyorum.

mis gibi güzel gözleri var, bu kadar çok reklamları yapılınca akıllara düşüyor ve badem göz estetiği yaptırıyor birçok kişi. çoğunlukla amaç "daha güzel olayım" dürtüsü ya da kendini yetersiz hissetmek gibi duygular. yalnızca badem göz için konuşmuyorum, bişektomi ve diğer dokunuşlar da. "bunu yaptırın, daha güzel olacaksınız". halbuki yüzüne yakışmıyor, yakışmayacak belki? belki başka problemler yaşayacak? sırf para kazanma dürtüsü. badem göz, bişektomi vs yaptırmak isteyen kişiyi durup bir dakika düşünüyor mu estetisyen? hayır.

yığınla para döküyoruz ama bizi biz yapan özelliklerimizi kaybedip sürüye katılıyoruz. kalın dövme kaşlar, şişirilmiş dudaklar, badem gözler, ucu kalkık birebir kopya burunlar, aynı renklere boyanmış saçlar... oysa belki dolgun yanaklarımızla, ince kaşlarımızla, yuvarlak gözlerimizle, aradan çıkan beyaz saçlarımızla, doğal rengimizle, küçük memelerimizle daha güzeliz, daha özgünüz?

son zamanlarda kendim için dudak dolgusu, jawline dolgusu ve kaş dolgusu düşünüyordum. kendimi sürekli "yaptırmalıyım" baskısında hissediyorum. sanki herkes ilerliyor, ben geri kalıyormuşum gibi. herkes güzelleşirken ben kendim için hiçbir şey yapmıyormuşum gibi kendimi kötü hissediyordum. hepsi medya baskısı, reklamlar halbuki.

bir dergiyi açıyorum, "botoks yapın!!!! sakın gecikmeyin!!", "x botoksu hakkında bilmeniz gerekenler" (ve bir estetisyenle röportaj), "yüz gerdirmenin 5 kuralı", "vajina beyazlatma hakkında merak edilenler" vesaire vesaire. sürekli bir estetik baskısı. yetersizsin, yaptırmalısın alt mesajları. "tüm kadınların vajinası pembe", "göz çevrenizde asla kırışıklık olmamalı, yoksa kaybedersiniz!!" ve birbirinin benzerleri ama hep aynı mesajlar.

bella hadid, kardashianlarla medyaya düşürülmüş estetik türü.

çok sevdiğim bir alıntı: "it's not my responsibility to be beautiful. i'm not alive for that purpose. my existence is not about how desirable you find me. warsan shire" (kabaca çeviri: güzel olmak benim bir sorumluluğum değil. bu amaç için yaşamıyorum. varlığım beni ne kadar çekici bulduğunla alakalı değil)

botoks yaptırmak zorunda değilim. badem göz ameliyatı yaptırmak zorunda değilim. bişektomi olmak zorunda değilim. elmacık kemiklerim çıkık, burnum minik olmak zorunda değil. vajinam pembe olmak zorunda değil. memem büyük olmak zorunda değil. ince figürlü olmak zorunda değilim.

güzel olmak zorunda değilim. güzel görünmek zorunda değilim. insanlara kendimi beğendirmek zorunda değilim.

x olmak zorunda değilim.

2. İnstagram çıktı çıkalı daha fazla sanki. Yan profilden iyi pozlar vereceğim diye arkadaşlarım bayağı yöneldi. Genellikle gurbetçiler ama. Bana bayağı tuzlu geldi.

Kıskanmıyor değilim ama para olsaydı bile acaba operasyondan önce bir terslik olur mu? Burun düzelteceğiz diye öteki tarafa gitmeyelim diye korkarım.

3. Estetiğe kesinlikle karşı değilim ancak 20 yaşında kızların manikür yaptırır gibi dolgu botox yaptırması, 3 kadından birinde silikon olması beni biraz dehşete düşürüyor. Evet bakımlı olmak, güzel görünmek elbette çok iyi ancak dış görüşüne bu kadar kafa yormak şartmı gerçekten. Biraz vizyon katsak hayatımıza, ne üretebilirim kendimi nasıl geliştirebilirim çevreme nasıl fayda sağlayabilirim diye kafa yorsak ya, salt kendi dış görünüşümüze bu kadar kafa yorana kadar enerjimizi daha faydalı şeylere harcayabiliriz bence. Dudağım 3 mm daha dolgun olsun 2 tane çizgim var hemen gidip botox yaptırayım diyene kadar. Her insan güzeldir, tek tip olmaktansa çeşitliliği tercih ederim

4. Ailemden sık sık görüyorum bu baskıyı aslında. Büyük bir burnum var ben çok rahatsızlık duymuyorum. Böyle olması gerekmiş olmuş diyorum ama annem, abim üstünden sürekli şaka yaptıkça sinirlendiğim olmuyo değil. Hatta çevremden "burnunu çek, o kadar büyük ki nasıl yapsak elimiz çarpıyo" vs laflar duyuyorum. Gel yaptıralım burnunu falan diyolar ben iyiyim böyle diyorum. Çok gereksiz bence kişi nasıl mutluysa öyle kalmalı, rahatsız olsam zaten gider yaptırırım zorla rahatsız ettiriyolar beni de.

5. Dayatılan güzellik algısı, güzel olma zorunluluğu. Güzel değilsen yoksun, varlığını hissetmek için hissettirmek için özellikle bir kadınsan güzel olmak zorundasın. Çünkü güzelsen varsın güzelsen görünürsün güzelsen mutlu edilirsin. Güzel olmak zorunluluk haline geldiği için her taraftan baskısı yapılıyor bunun. Tüm reklamlar, tüm ürünler, kıyafetler, yiyecekler seni güzelsen mutlu bir kadın olacağına inandırmaya çalışıyor. 

6. benim önceden hiç estetik yaptırma gibi bir derdim yoktu ne zaman ki instagram çıktı.O zamandan beri burnumu beğenmiyorum. Selfielerde kötü çıkıyor burnum normalde hiç göze batmıyor ama.. Mesela ben yaptırsam tek sebep selfilerde kötü çıktığı için , instagramdaki güzellik algısı benim algımı da bozdu.

7. Bir hafta önce yaşadığım bir olayın üzerine denk geldi, yazıyorum. Kızım 15 gün önce geniz eti ameliyatı olmuştu özel bir hastanede. Son kontrolüne gittiğimizde doktoru kızı muayene ettikten sonra gayet lakayt bir şekilde “ee şimdi sıra sende mi” dedi. “Nasıl bende mi” dedim, “sen burnunu yaptırmıycak mısın” dedi  “yok ama yaptırırsam da bildiğim iyi bir estetisyen var” dedim.

Şimdi mesele şey değil, “aaa burnuma laf söyledi” hepimiz sokakta gördüğümüz insanları bile değerlendirebiliyoruz kendi estetik anlayışlarımız dahilinde. Ben burnumu çok beğenmiyorum. bazen yaptırayım mı diye düşündüğüm de olur. Ama kimse kimseye estetik yaptırsana deme haddine sahip değil, hele bir doktor bunu söylememeli. yaptırmak isteyen kendini iyi hissetmek için yaptırır istemeyen kendisiyle barışıktır yaptırmaz. Başkasına zorunluluk hissettirecek kadar hayati meseleler değil bunlar.

8. yaklaşık 4-5 sene önce nefes alamama şikayetiyle birkaç doktora muayene olmuştum. Hepsi ameliyat dedi istisnasız. ama sorunum kemikte değil, kıkırdakta olduğu için çok basit bir operasyon olacak. yine de emin olmak için dediğim gibi birkaç yere gittim.

Bu doktorlardan bir tanesi "dilersen burnunu da düzeltiriz yapmışken" dedi. o an yanda ayna vardı, döndüm baktım. "neden? burnumda ne var ki?" dedim istemsizce. 25 yaşına kadar burnumla ilgili hiçbir sorunum olmadı, hala da yok. öyle şok oldum ki, o ana kadar burnumun şekli dikkatimi bile çekmemiş. şimdi bu baskı olmasa da eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmak oluyor resmen.

9. Tavşan dişlerim var. 28 yıldır ben kendimi böyle çok ama çok seviyorum. Diş doktoru korkum da yok değil inkar etmiyorum ama başkasında gördüğümde beni irite etmiyor o bakımdan kendimi de böyle görmeyi seviyorum. 

Yine amerika&avrupa özentisi diyecekler ama yurtdışında tavşan dişli mankenler bile var :)

Nedense ailem hariç beni gören herkes yaptır artık şu dişlerini demekten kendini geri koyamıyor. Geçen gün bir görüşmede ik yöneticisi bile bana olumsuz yaklaştı bu yüzden. Hayatımda böyle saçmalık görmedim ama bu yine türkiye’de dayatılan güzellik algısından. 

İnsanı rahat bırakamıyoruz kendisini nasıl hissediyorsa öyle yaşasın!

10. Yaşadığım ülkede -kozmetiğin, modanın merkezi- olmayan baskı. Türkiye'ye geldiğimde herkes tek tip geliyor. toplu bir delilik yaşıyor türk kadınları, içindeyken farkında değilsiniz, en garibi de a'dan z'ye herkes en doğal işlemin kendisinde olduğunu sanıyor. "Dudaklarım çok doğal oldu doktorum çok iyi, şöyle malzeme kullandı böyle bilmem ne yaptı" diyor ama değil? keşke dışarıdan kendinize bakma şansınız olsa. en doğalı o kadar laf ettiğimiz nur bilen yavuzer ki onun da dudaklarına asla bakamıyorum zaten.