1.
Bu konuyla ilgili son zamanlarda çok fazla makale okudum ve araştırdım. Arkadaşlar sözün özü yediğimiz her bir gram etle küresel ısınmaya katkıda bulunuyoruz. Sizinle de bu konuyla ilgili araştırdıklarımı paylaşmak istiyorum, belki birkaç kişi de dahi olsa farkındalık uyandırmış olurum. şuan yazdıklarım işin tamamen sürdürülebilirlik boyutuyla ilgili, tükettiğimiz besinin canlı bir hayvan olması ise apayrı bir konu tabiki.
-yeryüzündeki tarım arazilerinin yaklaşık üçte biri besili hayvanların yemleri için kullanılıyor. Yani aslında insanların doğrudan tüketebileceği gıdaları hayvanlara tükettirip sonra o hayvanları tüketiyoruz ve bu başlı başına bir enerji ve maddi kaynak kaybı. bir kilo kırmızı et üretmek için ineğin 21 kilo protein tüketmesi gerekiyor.
-hayvan yemi üreten tarım arazilerini eğer sebze üretmek için kullanırsak besin değeri çok daha yüksek ürünler üretebiliriz böylece daha çok insanı doyurabiliriz
-su tüketimi de keza aynı şekilde. 1 kilogram dana eti için yaklaşık 20 ton su tüketiliyor. İnanması güç ama doğru.
-dünyadaki sera gazı emisyonunun yüzde 15i hayvan yetiştiriciliği kaynaklı. Bu oran hava ve kara trafiğinin sebep olduğu orandan daha yüksek. Şaka maka ineklerin osurukları sebep oluyor buna büyük ölçüde.
Johan Rockström adlı profesör bir abimiz demişki, eğer beslenme ve besin üretme şeklimizi değiştirirsek tüm dünya nüfusunu doyurmak mümkün. Ben son bir aydır et tüketimimi çok azalttım. Ve hedefim haftada bir öğüne düşürmek. Sizi de Haftada en az bir öğününüzden eti çıkartmaya davet ediyorum. En doğrusu tabiki hiç tüketmemek, ya da maksimum haftada 100 gram tüketmekmiş.
Son olarak konuyu çok kısa özetleyen bir youtube linkini bırakıyorum aşağı. Googleda çok fazla makale var tabiki bu konuyla ilgili onlara da bakabilirsiniz.
(link: https://youtu.be/NxvQPzrg2Wg Why meat is the best worst thing in the world)
2.
Okyanus varken derede mi boğuluyoruz? Plastik tüketimini de azaltabiliriz ve geri dönüşümü destekleyebiliriz ama bu ayrı bir başlığın konusu. İkisini bir arada yapabiliriz gayet de. Dünyadaki sera gazının %15i çiftlik hayvanlarından kaynaklı diyorum et tüketmeyince dünyayı mı kurtarıcaz diyorsunuz. Ayrıca bu hayvanların beslenmesi için ayrılan tarım arazilerinin çoğu yağmur ormanlarının yok edilmesiyle elde ediliyor. Neyse, bu konuyu hafife almadan önce biraz araştırmanızı tavsiye ederim.
25 haziran 2019 09:27
25 haziran 2019 09:33
3.
uc davis'te hayvan bilimi profesörü olan frank m. mitloehner (link: http://theconversation.com/yes-eating-meat-affects-the-environment-but-cows-are-not-killing-the-climate-94968 paylaştığı yazısında) bazı kurumların karbon emisyonu üzerine yaptıkları araştırmanın metodolojisinin yanlışlığından bahsetmişti. amerika'da hayvan yetiştiriciliğinin katkısı %3.9 iken(toplam tarım ise %9), elektrik üretimi %28, taşımacılık %29, ve endüstri %22. durum bu iken, emisyon üzerine üretim ve taşımacılık dilimlerinin en büyük etkiye sahip olduğu da bilinirken bir anda et tüketmeyi bırakmanın her şeyi çözecekmiş gibi lanse edilmesi bana masum gelmiyor. burada (link: https://www.epa.gov/ghgemissions/inventory-us-greenhouse-gas-emissions-and-sinks sektör katılımlarının grafikleri var.)
"biz o besinleri yiyebilecekken hayvanlara yedirip daha çok israf yaratıyoruz." argümanı doğru değil çünkü (link: https://www.cgiar.org/news-events/news/fao-sets-the-record-straight-86-of-livestock-feed-is-inedible-by-humans/ hayvanlar için kullanılan yemlerin %86'sı) insanlar tarafından yenilemez halde. hayvanların büyük bir kısmı çimen yiyerek büyütülüyor, kullanılan diğer yemler ise insan tüketimine uygun değil. bu arada yeni gelişmeler de oldukça pozitif, (link: https://www.independent.co.uk/environment/cows-seaweed-methane-burps-cut-greenhouse-gas-emissions-climate-change-research-a8368911.html hayvanlara deniz yosunu yedirilerek methane) gazı üretimine büyük bir darbe indirilebilinecek yakın gelecekte.
son olarak, hayvanların özgürce gezerek ve otlanarak mera arazisi üzerinde yaşamaları ekosistem için bir gereklilik. bu hayvanları ortadan kaldırıp tek tip tahıl ekimi yapılmaya başlandığında toprak çölleşmeye başlıyor, toprak değerini kaybediyor. çölleşmiş alanlara eklenen hayvancılık aktivitesinin etkisini (link: https://www.planet-tech.com/blog/land-restoration-holistic-management buradaki öncesi-sonrası fotoğraflarda) bulabilirsiniz.
amerika'da 1961'te hayvancılığın karbon etkisi %11.3'müş, ve şu an üretim iki katından fazla olmasına rağmen bu oran düştü. yani doğru teknoloji ile et yemekten vazgeçilmeden karbon emisyonunu düşürmek mümkün. meralarda, gezerek, çimen ile beslenen, sürdürülebilir tarım ile desteklenen hayvancılık mümkün.
yaşadığım ülkede elma dışında neredeyse bütün meyveler ve birçok tarım ürünü başka ülkelerden geliyor. iklim pek müsait değil. satın aldığım et ise kilometreler uzağımda, yan şehirden. et tüketmeyi kesip, dünyanın bir ucundan gelen besinleri tüketmeyi artırdığımda taşımacılık ile gelen karbon emisyonlarına daha çok neden olacağım açık.
4.
"biz o besinleri yiyebilecekken hayvanlara yedirip daha çok israf yaratıyoruz." argümanı şu açıdan doğru, dünyadaki tarım arazilerini en az üçte biri (bazı kaynaklarda bu rakam daha da yüksek) hayvan yemi üretmek için kullanılıyor. Ki bunun bir kısmını direk insanların tüketebileceği mısır çavdar buğday gibi ürünler oluşturuyor. Her halükarda hiç birini insanlar tüketemese dahi o araziler insanlar için tahıl ve sebze yetiştirmek amaçlı kullanılabilir.
Fao'nun bir makalesinde 2027 itibariyle et tüketiminin dünya genelinde %15 artacağı öngörülüyor. Gelişmekte olan ülkelerde bu oran %21 (kırmızı et için) gelişmiş ülkelerde ise %8. Bu da gittikçe daha çok tarım arasini yem üretimi için kullanmak demek. Tabi belki de o zamanlar laboratuvarda üretilen etler çok daha yaygın hale gelecektir en azından gelişmiş ülkelerde.
Bir de çiftlik hayvanlarının çimenle beslendiğini düşünmek bana çok romantik geliyor açıkçası. Tabiki yazın yiyorlardır belki bir kısmı ancak en azından tüm kış yemle besleniyorlar. Bununla ilgili de netflix de meşhur food inc adlı belgeseli izleyebilirsiniz. Ecoli bakterisiyle çiftlik hayvanlarının taze çimen yememesi arasındaki ilişkiyi anlattığı bir kısım var.
Bu başlığı açtığıma sevindim açıkçası. Farklı bakış açılarını okumak ve tartışmak herkes için yararlı olur diye düşünüyorum.
5.
en sevdiğim besin grubu olan et için verdiğim 1 yıllık azaltma kararı sonucu (sağlık için); 1.5 yılın sonunda vejeteryan olmaya doğru gidiyorum. Ne oldu nasıl oldu bilmiyorum ama etsiz günü geçmeyen ben, ayda 1-2 gün et yemeye başladım. Sebze yemekleri etten daha lezzetli gelmeye başladı. bağırsak hareketliliğim de daha iyi.
6.
beraberinde getirdiği vicdani yükü taşımakta artık zorlandığım için neredeyse bıraktım et tüketimini. rakamlarla açıklama yapamam burda tüketim, yağmur ormanları, tarım alanları vs konusunda. çünkü bu konuda okuma yaptıysam da et tüketmeyi bırakmamın altında yatan öncelikli sebep beslendiğim kaynağın bir canlının ölümünden, acısından ve sömürüsünden gelmesine dayanamamam. hala vegan değilim. yurtta yaşıyorum ve kendi yemeğimi yapma veya annemin her öğün önüme yemek koyması gibi bir lüksüm yok. elimden geldiğince sömürüsüz beslenmeye çalışıyorum. böyle çok daha huzurluyum.