1.
Kesinlikle ama kesinlike hayır demeyi öğrenmeden bir arkadaşınızla eve çıkmayın, karşınızdakinin hayır cevabınıza saygı duyması da çok önemli.
Üniversite hayatımda bir sene boyunca anaokulu arkadaşımla aynı evi paylaştık. İlk zamanlar çok güzel olsa dahi; sonraları çamaşır makinesini çalıştırma zamanından tutun, eve aldığım el sabununa kadar laf söylemeye başladı, elektirik faturası, su faturası herşey ona göre 'çok' fazlaydı.
Ben kişisel bakım ürünlerimi, parfümlerimi paylaşmaktan hiç haz etmiyorum, ısrarla hoşlanmadığımı belirtmeme rağmen sırf zevk uğruna kullanıyordu. Mutfak alışverişi yapmayıp benim aldıklarımı kullanmalar, boş şampuan şişelerini banyoda tutup benimkini kullanmalar, kendisi tamamen 2 lira kar kardır, marlanınkini kullanayım modundaydı. Bir süre sonra artık iş maddiyattan çıkmış, neden beni kullanmasına bu kadar izin veriyorum diye ağlamaya başlamıştım, ailemin yanından dönmek istemiyordum resmen. Annemse sağolsun herzaman destek oldu, tek başına yaşa dedi. Tabii ki ben vicdanım sağolsun, çıkaramadım yanımdan; yazın ailemlerle kaldığım bir hafta bile tatil için mi tuttunuz vermem kirayı moduna girdi.
Yani diyeceğim o ki; kaç senelik dost olduğununuz kişi illa ki iyi bir ev arkadaşı olmuyor. Karşınızdakinin maddi olarak sizin kadar sorumluluğu taşıyabilmesi, sizin istediklerinize saygı duyması, sınırlarını bilmesi size verebileceğim en önemli tavsiye
Ukte: zcngh
2.
1. sınıftan beri tek başıma evde kalıyordum. 2. sınıfın başında kira gözüme batmaya başladı. açıkçası fazla geliyordu. o dönem yakın bir arkadaşım yurttan çıkacaktı. anlaştık beraber eve çıkalım diye. benim evim tek kişiye yetecek bir evdi. yani benim evime taşınması mümkün değildi. bende dedim madem biraz benim evde idare edelim bu arada da uygun bir yer bulunca çıkarız başka eve.
arkadaş olarak çok iyi anlaşıyoruz ama iş ev arkadaşlığını gelince iş değişti. ben sorumsuzluğa katlanamıyorum. öyle temizlik anlamında titiz bir insan değilim ama beraber yaşanılıyorsa bir şeyler paylaşılıp yapılmalı diye düşünüyorum. bulaşıklar yıkanmamaya, temizlik yapılmamaya başladı. bende yavaş yavaş sinir hastası olmak üzereydim. her şey benim üzerime kalıyordu. evde ki her eşya, tabak falan benim. e yıkamıyorsan, kullanma da diyemiyorum. 1 ay sonunda biz yapamayacağız dedim. onunda gidecek yeri yok 2 ay zor da olsa dayandım. ama sonrasında o arkadaşımdan da soğudum. bir mesafe koydum arama.
bu sene üniversitede son senem. ve resmi olarak hiç ev arkadaşım olmadı. aslında ev arkadaşı olayı dışarıdan iyi olabilir gibi duruyor ama doğru kişiyle.
tavsiye kısmına geçersek. seçeceğiniz kişi en iyi arkadaşınız olmasına değil, sorumluluklarını bilen biri olmasına bakın. hiç bir işi size yıkmasına izin vermeyin.
mesele yiyecek alışverişine beraber gidip, orada yarı yarıya ödeyin. yok ben sana sonra veririm lafları ediyorsa, güvenebileceğiniz biriyse zaten tolere edersiniz. ama böyle böyle sizden aldığı parayı hiç edebilecek çok insan var.
ev temizliğini bir hafta siz bir hafta o diye kararlaştırabilirsiniz.
siz yemek yapıyorsanız, o bulaşığı yıkamalı. bu dönüşümlü olabilir.
ne masraf varsa anında parayı bölün herkes kendi versin.
bir tarafın evi başkaları ile doldurmasına izin vermeyin, baştan tavrınızı koyun.
3.
kesinlikle katılıyorum. özellikle çok yakın arkadaşların aynı evi paylaşması büyük sorun yaratabiliyor. bundan iki yıl önce çok yakın çocukluk arkadaşlarımla aynı eve çıktık. yumuşak başlı hayır demeyi bilmeyen biri olduğum için başıma gelmeyen kalmadı. özel alan işgalinden, iş bölümüne, ortak arkadaşlara kadar bir sürü sorun yaşadık. sonuç olarak evleri ayırdık. şimdi de ayda yılda bir görüşüyoruz o da zoraki. demem o ki eğer biriyle ev paylaşacaksanız hele ki bu kişi çok iyi tanıdığınızı düşündüğünüz ve sevdiğiniz bir arkadaşınızsa her zaman toz pembe şeyler yaşamayacaksınız. hayır demeyi acilen öğrenmeli ve kişisel sınırınızı çizmeli bunu da karşı tarafa tatlı bir dille kabul ettirmelisiniz.
4.
En yakın arkadaşınızla aynı eve çıkmayın derim ben.
5.
Ev arkadaşı seçerken evleneceğiniz insanı seçiyormuş gibi titiz olun. Kendi karakterinizi ve ne istediğinizi iyi bilin. Ona göre seçin. Çok güzel vakit geçirmeniz ev arkadaşı olmak için yeterli değildir.
Bu konuda yeterince tecrübem oldu. En iyi dostlarım da oldu, hatırlamak istediğim çok kötü şeyler de yaşadım.
Genç arkadaşlara tavsiyem :
Size emir vermekten çekinmeyen insanlardan uzak durun. Aynı şekilde işten kaytaran "ben bunu hiç beceremem ki" diyenlerden de. Çok iyi olabilirler ama bırakın başkalarıyla eve çıksınlar.
Aile ve kültür yapısı sizden çok farklı insanlarla aynı eve çıkmadan on kere düşünün. Size çok normal gelen şeyler ona ters gelirken, size göre anormal gelen davranışlar ona sıradan gelebilir. O çevresinde öyle görmüş olabilir. Hatasını yüzüne söyleseniz de anlayamaz.
Arkadaş çevresi nasıl, nasıl insanları etrafına topluyor dikkat edin. Çünkü bir süre sonra insanlar sizin evden çıkmayacak. Buna sevgili de dahil.
Maddi durumunu göz önünde bulundurun. Fakir zengin fark etmez. Bazıları yemeyi, karşısındakini sömürmeyi daha çok tercih eder. Eğer siz bunu sorun yapacaksanız, ya da maddi durumunuz kısıtlı ise uzak durun. Bu arkadaşlar pahalıya patlar. Borcu takar giderler.
Evdeki insan sayısı artınca elektrik, su, yemek vs. masraf da artıyor. Kiranız çok yüksek değilse iki kişilik hayat süperdir. Öbür türlü hiç çekilmiyor.
Onun dışında zor gibi görünse de ileride herşeyi çok güzel hatırlayacaksınız. Zamanınızın kıymetini bilin. Herşeyi kafaya takmayın. Eğlenmenize bakın. O yıllar mumla aranıyor sonra.
7.
Bu konuda ibretlik bir tespitim var.
Ev arkadaşıyla kalan kimle konuşursam konuşayım, eğer ortada bir sorun varsa hep ev arkadaşı sorumsuzdu,hep ev arkadaşı pisti, hep ev arkadaşı bencildi. Bir kişiyi, tek bir insan evladını görmedim "Evet sıkıntılarımız var ama ben de pisim, sorumsuzum, hazıra konmayı severim, bencilim." diyen...
E sen değilsin, ben değilim; kim o zaman bu ev arkadaşları?
Benim gözlemlediğim kadarıyla kadınların en büyük sorunu açık açık konuşmamaları. Daha da kötüsü karşılarındakinin imalardan, alınmış tavırlardan falan dertlerini anlamalarını beklemeleri... Kadın arkadaşlarımın kaldığı evlerde durum hep böyleydi. Erkekler duygu okuma özürlüsü olduğu içim bam güm içinde ne varsa söylüyor, bazen de şakaya vurup 'ahahaha zuahahaha' diye gülüyor, kimse kimseye içten içe bilenmiyor.
Özetle; konuşun. Açık açık, net bir şekilde konuşun. KArşınızdaki erkek arkadaşınız değil, erkek arkadaşınız olsa büyük ihtimalle o imaları, alınmış tavırları anlamlandıramayacak; yontulmamış haliyle, cehalet mutluluğuyla ilişkiye devam edecektir. KArşınızdaki de kadınsa iyi duygu okur, imalarınızı anlar, gerginliği hisseder; bilendikçe bilenir size...
Şeffaflık iyidir.
8.
sinir sahibi olursunuz, isterseniz en yakın arkadaşınız olsun fark etmez. yalnız yaşama lüksünüz varsa asla girişmeyin.
9.
böyle bi tecrübem olmadı ama en yakın arkadaşla çıkmak riskli olabilir. arkadaşınız evde de aynı olacak diye bir şey yok, çeşit çeşit huyu var herkesin. en azından arkadaşlığınızdan olmazsınız.
ev alışverişi muhtemelen ortaktır, ama yemeyeceğiniz, içmeyeceğiniz, kullanmayacağınız şeyleri bu ortaklıktan ayrı tutun derim. tüketmeyeceğiniz şeye neden para veresiniz, kullanacak olan ödeyebilir.
sorumluluklar, kurallar vs. önceden tatlı dille karşılıklı ve mantıklı şekilde konuşulursa sonradan sorun çıkmaz diye düşünüyorum. herkes kendi alanını temiz tutarsa, ortak alan da herkesin sorumluluğunda olursa da aynı şekilde.
önceliklerinizi belirleyin, gürültüde çalışamıyorsanız, ışıkta uyuyamıyorsanız bunları konuşun. karşı taraf sizi, siz karşı tarafı kaldırabilecek misiniz detaylıca düşünün, konuşun.
şimdiden hayırlı olsun :)
10.
Geçen yıl kötü bir tecrübe yaşadığım için bu sene lanet edip yurda çıktım. Valla daha rahatım. O yüzden ilk tavsiye iyi düşünün.
Her şeyi baştan konuşun halledin. Temizlik, alışveriş, eve arkadaş getirme, gürültü, faturalar, banyo alışkanlıkları en ufak bir pürüz bile kalmasın.
Taviz vermeyin. Bugün de bulaşığı ben yıkarım demeyin mesela.
Rahatsızlıklarınız konusunda net olun ki sonradan sıkıntı çıkmasın.
Sanki ev arkadaşından değil de düşmanınızdan bahsediyor gibi olmuşum :D ) başta bunlar sert bir tavır gibi gözükse de sonradan başınız ağrımaz emin olun.