yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (14)
    • medya (0)

    1. eve neşe getirir, can sıkıntısını azaltır ve siz onu sevdiğiniz sürece koşulsuz sizi seven bir canlının yanınızda bulunması insanı rahatlatır.

    sorumluluk duygusunu geliştirir. o hayvanı beslemek, sevmek, ilgilenmek özellikle küçük yaştaki çocukların gelişiminde önemli rol oynar.

    paylaşmayı öğretir. mesela ben ne zaman et, tavuk gibi yemek yesem kedime de veririm birazını.

    ve doğal olarak hayvan sevmeyi ve onları korumak gerektiğini aşılar.

    bu tip şeylerin çocuklukta öğrenildiğini düşünüyorum ve ileride çocuğum olursa evimde bir hayvanla büyüteceğim. temizliğe ve aşılara önem verildiği takdirde bir prolem oluşturmuyor. özellikle kedileri çok sevdiğim için kedilerle büyüsün istiyorum.

    (yazar: all that solid) uktesi.

    27 şubat 2016 01:18

    2. bir kere çok büyük bir sorumluluk istiyor ve o sorumluluğunuzun karşılığını kat be kat alıyorsunuz eve gitmek için bir sebep o sizin için. Tüm hayvanlara olan sevginiz artıyor mesela asla hayvanlara eziyet edilen haberlere bakamıyorum kazayla gördüğümde ise saatlerce ağladığımı bilirim. Aileye girdiği andan itibaren herkes onu seviyor tüy dökmesine pati pati eşyaları yere indirmesine yada bizi sabahın köründe mama verin diye zorlamasına rağmen. İleride çoçuğumun da bu bilinçle büyümesini isterim hayvanları sevmesini merhametli olmasını sorumluluk almasını isterim. Kısacası ilk başlarda cidden zor ama hayatınıza yeni bir canlı alıyorsunuz alışma süreci işin doğası sonra ise çok seviyorsunuz çok her gece uzun yaşasın diye dua ediyorsunuz...(gizlinot: ben ediyorum en azından )

    27 şubat 2016 21:15 27 şubat 2016 21:16

    3. bunun nedense imkanlarla bahçeli evle vs ile alakalı olduğunu düşünmüyorum.öğrenci evinde apartman dairesinde yaşıyorum.bir kedim ve köpeğim var.ikisi de sahiplendiğimde bebeklerdi ve çok hastaydılar.köpeğimi bir ay boyunca her gün veterinere götürüp getirdim bu arada okula gittim sınavlara hazırlandım.tuvalet eğitimi köpeklerde çok zor bir süreç üstelik hastaysa ve yavruysa dışardan hastalık kapma olasılığından evde ona özel bir alan hazırlamak zorundasınız.hala elimde bezle detarjanlarla geziyorum.acı cektiği için iki hafta uyuyamadı bende onunla beraber uyumadım sürekli sıcak su torbasını değiştirdim yemesi için bin türlü yemek yaptım.sahibi onu karın içine terketmişti patilerinde kulaklarında donmaya bağlı morluklar vardı çok ağır akciğer iltihabı, paraziti, kanında yüksek oranda bakteri vardı.çok zor bir süreçti maddi olarak da beni zora soktuğu olmuştur ama şuan uyurken inlemiyor oluşu gece gelip burnumu yalaması (haftalarca suratıma bakmadı insanlardan çok korkuyordu) okuldan geldiğimde daha kapıyı açmadan bağırmaya başlaması dünyadaki herşeye bedel.5 6 yaşından beri sokakta bulduğum her hayvanı eve taşıyorum.annem babam da alışmış durumda ailemin yaşadığı evde de bir köpeğim var.zengin değilim bahçeli bir villada yaşamıyorum ama dünyada kendimi en mutlu hissettiğim an kedim ve köpeğimle gece yatağın içinde uykuya hazırlandığımız anlar.

    27 şubat 2016 21:57 27 şubat 2016 21:59


    4. Dünyanın en güzel şeyidir. Çocukluğumdan beri evde kedi, köpek, kaplumbağa, tavşan ve kuş besledim. Şu anda da hali hazırda bir köpeğim var. Hepsi evin birer bireyi oluyor ve yoklukları (gizlinot: allah gecinden versin) insani derinden sarsiyor. Merhamet, vicdan, sevgi, paylaşmak gibi kavramları insana "hayvan" diye cogu kes asagilanan canlilar başka bir insandan cok daha iyi ogretiyor bana kalirsa.

    27 şubat 2016 22:23 27 şubat 2016 22:31

    5. jadenoma'nın da dediği gibi büyük bir sorumluluk özellikle köpek. kediler çok çabuk öğrenen varlıklar kum yerini bir kez gösterirsiniz hemen öğrenir veya dışarı yollarsınız ne için çıktığını ve ne zaman geri geleceğini bilir (canı isteyince tabiki:)) tuvaletle ilgili peşinden koşturmanıza gerek yoktur.o kafasına göre takılır kendisi en doğrusunu bilir :) emir altında hareket etmez.. ama köpeklerin bakımı özellikle ilk bir buçuk yıl gerçekten emek ve sabır isteyen bir iş. o ilk yılı devirdikten sonra sinirler çokça harap olmuş oluyor.. çünkü resmen bir bebek büyütüyorsunuz bebek gibi ilgilenmeniz gerekiyor. gerçekten o ilk yıl neler yaşadığımı bir ben bilirim. bir sürü parçalanmış ayakkabı-sütyen-iç çamaşırı-makyaj malzemesi-çanta sapları.. kemirmesi kolay olan bilumum tahta eşyalar örneğin ayakkabılık.. bunun yanında evde yalnız kaldığında küstüğü ve kızdığı için beni işeyerek cezalandırması :) ama öyle güzel bir duygu ki büyütürken de çok keyif aldım şuanda da çok keyif alıyorum. ağustosta 3 yaşında olacak. o kadar çok anı biriktirdik ki birlikte o kadar şey yaşadık ki en kötü anımda da ona sarıldığımda sakinleştim en mutlu anımda da yanımda o vardı. benim hayatımı anlamlandırdı onu çok seviyorum.şöyle hissediyorum sanki ne ben başka bir köpekte bu bağı yakalayabilirdim ne de o başka bir sahipte.. belki saçma ama böyle hissediyorum..hani derler ya tek dostum köpeğim diye klişe ama gerçek bir söz.. benim de tek dostum köpeğim.kendisi yumoş cici bir kız golden. onlar tüm ruh halinizi anlarlar sizi annesi- babası yerine koyarlar. en sevdiğim şey geceleri onunla koyun koyuna uyumak.. onun teninin kokusu benim bu dünyada aşık olduğum tek şeydir. resmen onun kokusunu alınca içimden birşeyler kopuyo o kadar bi aşk besliyorum ki..bugüne kadar nişanlım da dahil öyle aşkım deme huyum yoktur ama bu hayvanoğluna sürekli hitabım aşkımm kuşum bitanemdir :) biz böylece bu kuşla geçinip giderken hayatımıza bir de devasa bir erkek rottweiller girdi. o da benim başka duygularımı körükledi onunla da çok maceralar yaşadık :).onu da çok ama çok seviyorum. bu dünyada vazgeçemeyeceğim üç şey var annem ve iki köpeğim.. sokaktaki hayvanları da çok seviyorum. zaten onlar da hissediyorlar bazı insanların hayvalarla iletişimi daha güçlü oluyor ben de o şanslı kesimdenim. sözün özüne gelecek olursak herkesin tatmasını istediğim bir duygu evde bakamıyorsanız da sokağınızda alıştırın besleyin sevin okşayın öpün korkmayın hiç bir zarar gelmez zaten ne kadar temiziz desek de kocaman bir bakteri dünyasında yaşıyoruz. ya da şöyle düşünelim insanlar nerelerde nasıl şartlarda yaşıyorlar. bir sokak köpeğinden size hiç bir pislik bulaşmaz. onları sevin sahiplenin.

    dip not: bütün bu hayvanlara eziyet eden tecavüz eden, boynuna tuğla bağlayıp denizde boğulmasına, selfi çekecem diye hayvanın ölmesine sebep olan, tecavüz edip boynunu kıran, ekmek bir kap yemek su vermekten aciz olan, döven öldüren, öldürüp köprüden atan, tekmeleyerek bacaklarını kıran, onlara yaşam alanı bırakmayan bırakmadığı gibi köpeksiz sokak istiyoruz deme hakkını kendinde bulan tüm o pislik kanıbozuk adi şerefsiz aşşağılık yaratıkların da Allah inşallah bu dünyada belalarını versin gebertmekten beter etsin sürüm sürüm süründürsün sülalerinden çıkartsın bu günahları inşallah yaRabbim..amin!!!!

    27 şubat 2016 22:31

    6. Eğer evde bir kedi varsa bir hayvanla yaşamıyorsunuzdur ;o , evde insanla yaşıyordur.

    Biz de 8,5 kiloluk bir huysuz virjinle yaşıyoruz.izin verirse uyuyoruz ,yer verirse oturuyoruz.kapıları kapatamıyoruz çünkü hoşlanmıyor.hava karardıktan sonra eve gelirsek azar işitiyoruz.

    Seviyor muyuz?onsuz bir ev düşünemiyoruz. <3

    27 şubat 2016 22:47 27 şubat 2016 22:47

    7. Eve dönmeye can atma sebebi, huzur kaynağı.

    28 şubat 2016 19:38


    8. çok güzeldir ama şunu kabul etmek gerekir ki özgür değilsinizdir. bunu olumsuz anlamda söylemiyorum. bir insanla hayatı paylaşmak farkı bir hayvanla hayatı paylaşmak çok farklı. benim 4 yaşında dana bir tavşanım var, bebekliğinden beri birlikteyiz ve hayatımı ona göre planlıyorum. tatile bile gidecekken bin kere düşünüyorum kime bırakacağım, nasıl bakacaklar, ya yalnız hissederse ve bunlar gibi bin tane düşünce. bir yere gittiğimde akşam eve geç dönecekken gitme kal yarın gidersin dendiğinde direk aklıma tontonum ve akşam yemeği gelir ve tıpış tıpış eve dönerim.

    özellikle hastalanınca çok daha zor. ne yazık ki tavşanlardan yada kemirgenlerden anlayan veteriner çok yoktur tüm dünyada. ben çok şanslıyım ki geç de olsa bir tane buldum. önceden hasta olduğunda ben de çok korkuyordum nasıl çare bulacağım diye. allahtan öyle ciddi hastalıkla geçirmedi hiçbir zaman. ama en azından bir gaz sıkışmasında ne olduğunu anlayana kadar aklım çıkıyordu.

    evlenince evimi ona göre döşedim. kendisine ait kendini en rahat hissedecek şekilde döşenmiş odası var. ha zaten ev onun, o ayrı bir konu da işte dana oğlum mahremiyet isterse girebileceği saklanma köşeleri var. evde kablolar hiçbir zaman ortada bırakılmaz. kaç kere gece yarısı uyurken nasıl oluyorsa aklıma gelip yoksa ortada kablo var mıydı diye kalkıp baktığımı bilirim.

    mutfak alışverişi yaparken kendimize aldığımız sebzelerin iki katını ve daha çok çeşidini ve daha tazesini ponponuma alırız. kendine ait minderleri, havluları, vs. var dönüşümlü kullandığımız. (gizlinot: ev ortamındaki tavşanlar ayak yapılarından ötürü baskı merkezinde sert zemine basmaktan yara açılabiliyor zamanla. bunun olmaması için devamlı yumuşak zemine basmalı. doğada toprağa bastığı için bu olmuyor) evde yakalamaca oynarız. sarılır uyuruz. insanlara söyleyince inanmıyorlar ama bebek kokuyor tüyleri. özellikle ensesi. allahım böyle koku yok. sabahları ben uyanacağım zamana yakın gelir yatak odamın kapısının önünde oturur beni bekler. evde olduğumda zaten hep peşimde. ben yerde oturur ps4 oynarım, getirir kafasını zorla ellerimin altına sokar seveyim diye. tam bir sevgi bebesi.

    ömrüm ona hediye olsun.

    29 şubat 2016 14:35 29 şubat 2016 14:36

    9. İnsanın genel olarak hayvanlara karşı farkındalığını ve vicdanını çok geliştiren bir harekettir. Eğer hayvanla yaşamaya başladıysanız zaten duyarlısınızdır elbette çevrenize ama birlikte yaşayınca o katlanarak artıyor. Eskiden sokak hayvanlarını çok umursamazdım, gözüm şöyle bir değerdi sadece. Artık tüyleri nasıl, keçeleşmiş mi yoksa parlak mı, kendini yalayabiliyor mu, kilosu nasıl, bakışları üzgün mü mutlu mu vs. vs. pek çok ayrıntıya dikkat ediyorum.

    25 temmuz 2019 18:21

    10. Çok büyük sorumluluktur, zordur ama dünyanın en güzel duygusudur. Kendi kedim için konuşuyorum, önemli bir iş yetiştirmem gerekiyor, bilgisayarda işim var umrunda değil. O bilgisayarın üzerine çıkmak istiyorsa çıkacak ve tüm tuşlara basacak. İndirmeye çalıştığımda sinirlenip söylenecek. eskisi gibi tv karşısında cips keyfi yapmak yok çünkü mutlaka cipsi yemeye çalışacak, ben zararlı olduğu için vermeyeceğim ve onu yenemediğim için cipsi kaldırmak zorunda kalacağım. birşeyleri düşürüp kıracak, saksıları devirecek, bitkileri dişleyecek. Ama gece gelip yanınıza yatıp mırlayınca hepsi geçecek. Başkası yaptığında kızacağınız şeyi o yaptığında kızamayacaksınız. Kıyamayacaksınız. Bir evlat olacak size, can yoldaşı olacak. Hastalandığında başında bekleyeceksiniz. Kendi ihtiyaçlarınızdan kısıp ona Herşeyin en iyisini yapmak isteyeceksiniz. Eve daha erken dönmek isteyeceksiniz çünkü özleyeceksiniz. Benim kedim bebekken evde hiç yalnız kalmadı. Yanında hep biri oldu. bu yüzden öyle alıştı, yalnız kalmayı hiç sevmiyor. Odada bile yalnız kalsa ağlıyor. Bu yüzden evde onunla kalabilecek biri yoksa programımı iptal ediyorum evden çıkamıyorum maalesef.

    Hiç köpek beslemedim. O daha çok sorumluluk istiyor. Gezdirmesi, yıkanması vs. Kedi daha rahat, kendi kendine yetebilen bir hayvan olduğu için. Gerçekten bir hayvanla evinizi paylaşmak istiyorsanız, hangi hayvanın sorumluluğunu alabilecekseniz onu sahiplenin. Sırf seviyorsunuz diye bakamayacağınız hayvanı almayın.

    14 kasım 2019 20:07