1. iyi olmadığım konu, bu konuda taktiklere açığım. ama nette bulduğum yöntemlere göre;
önce kıyafetlerden başlıyoruz. tüm odaları gezip kirlilerdeki kıyafetleri, ütülenmeyi bekleyenleri, sandıklardaki, dolaplardaki tüm aynı tür kıyafetleri bir araya getiriyoruz. (aynı tür derken, diyelim ki üstler, tişörtler olsun)
hepsine bakıp neyi giyerim, neyi giymem, hiç bu sene giydim mi, önümüzdeki sene giymeyi planlıyor muyum, bana iyi hissettiriyor mu, yakışıyo mu soruları sonrası; sınavı geçemeyenleri atıyoruz. pahalıya aldığımız için kıyamayacağımız bir kıyafet bile olabilir, bir anısı olabilir fark etmez, iyi hissettirmiyorsa gidiyor. evde fazlalığa gerek yok.
bunu tüm kıyafet türleri için yapıyoruz, pantolon, etek, gömlek, kazak, kaban, iç çamaşırı vs...
sonra elediklerimizi düzgün bir şekilde asıyoruz. çekmecelere girenler dik olacak şekilde katlanıyor çünkü öyle daha iyi görebiliyoruz. asılanlar da sağ tarafa yazlıklar, açık renkliler; solda ceketler, koyu renkliler, kalınlar...
sonra eşyalara geliyor. doğum gününüzde hediye gelen gereksiz biblo? atılacak. asmadığınız ve asmayacağınız tablo? at. vitrinde duran kullanılmayan ve kullanmayacağınız bardaklar? at. sırf ayıp olmasın diye tuttuğunuz hediyelik eşya, tarihi geçmiş kozmetikler? at. okuduğunuz ve bir daha okumayacağınız kitaplar. at. rafları kaplayan binlerce parça yemek tabağı, kullanmadığınız ama kullanırım diye tuttuğunuz tencereler çanak çömlekler vs. at. (at dediğime bakmayın, kıyafetler ve kitaplar bağışlanırsa süper olur.)
sonra her güne 1 görev koyuyoruz, sadece 1. Bugün sadece salonu süpüreceğim. Bugün tüm eşyaların tozu alınacak. Bugün sadece ütü. Bugün ıvır zıvırlar elenecek, çekmeceler düzeltilecek.
yazması kolay da, daha ilk görevi yaparken dikkati dağılan, kıyafet elerken kıyafet denemeye başlayan veya kitapları elerken yerde kitap yığınları arasında kitap okuyan bendenizin başaramadığı iştir evi toplamak.