1. Jerome David Salinger'ın 1961 yılında yayınlanmış olan üçüncü kitabı.
novella olan kitap franny ve zooey olarak iki bölüme ayrılır. franny ve zooey salinger'ın diğer kitaplarında da bahsettiği glass ailesinin yirmili yaşlarındaki iki genç üyesidir. kitap bu iki karakterin gözünden 1955 yılındaki hafta sonunu anlatır.
bir novella olan bu kitap teknik olarak kusursuz. salinger'ın tüm eserlerinde olduğu gibi zaman ve mekan kavramı kurguda inanılmaz başarılı kullanılmış. bir hafta sonunu anlatmasına rağmen kitabın ana kısmı olan ikinci kısmı aslında sadece birkaç saatte ve tek bir mekanda geçmektedir.
kitabın geçtiği mekanda elbette ki manhattan'dır. çavdar tarlasında çocuklar kadar olmasa da kitapta new york'u tek mekansal olarak canlandırıyor. betimlemelerin başarısı bir yana üslup olarak da salinger'ın kelimeleri seçişi çok iyi.
ancak kitabın belli bir konusu yok. günlük hayattaki kısa bir anı anlatıyor ve genelde duygular üzerine kurulu. tamamen düşünsel ve duyusal olarak konusunu oluşturan bu kitap felsefik bir eser ve haliyle göründüğünden daha zor anlaşılıyor.
ayrıca sanıyorum ki diyaloglarla ilerleyen bu kitapta karakterin ne söylemek istediklerini tam olarak anlamama nedenimiz karakterin üstün zekalı olmaları. salinger'ın buradan da okuyucuya bir gönderme yaptığı çok açık. özellikle ikinci kısım kara mizah ile yazılmış hristiyanlık, hinduizm ve zen budizmi ile ilgili sohbetler içeriyor ki gerçekten muazzam.
açık ara benim en sevdiğim salinger kitabıdır. altı çizilip tekrar tekrar okunası bir düşünce kitabı olması bir yana duygusal olarak da beni fazlasıyla etkilemiştir.
glass ailesini anlattığı için okumak isteyenlerin ilk önce dokuz öykü kitabında muz balığı için mükemmel bir gün ve teknede öykülerini okuması tavsiye olunur çünkü bu kitap o öykülerin sonrası olarak yazılmıştır.
ek bilgi olarak da zooey deschanel'ın adını bu kitaptan aldığını ve kitabın bu sene filminin çekilmesine karar verildiğini ancak tekniği sinemaya aktarılamayacak kadar zor olduğundan vazgeçilip biyografiye dönüştürüldüğünü belirteyim.
"Bohem takıldığında ya da bunun gibi çılgınlık yaptığında, sen de herkes kadar düzene ayak uydurmuş oluyorsun, sadece biçim farkı var."
ukte (yazar: merviis )