1.
Nam-ı diğer tahsin bey. Avrupa yakasını izlerken panik halleriyle sempati oluşturan rahmetli üstat. Bu aralar diziyi baştan izlemeye başladım . Bi süre sonra oyuncuların hayatlarını merak ediyor insan. O dizideki tonton amcanın son yıllarını vergi borcunu ödemek için çalışarak geçirdiğini , “ölünce rahat edicem” dediğini öğrenince şöyle bir yumru oturdu boğazıma. Herkesin az çok tanıdığı ve sevmeyenini henüz görmediğim bu tonton amcanın böyle üzücü bir yaşamı olduğunu öğrenmeseydim keşke. Şimdi her tahsin sahnesinde aklıma gelecek ve yumru tıkanacak boğazıma. Hep mutlu ve huzurlu bir hayatı olduğunu düşünmüştüm, belki de öyle olmasını istediğimden. Hastalıklardan ve karısının ameliyat masraflarından dolayı tekrar çalışmak zorunda kalmış. 5 yılda 500 bin liranın sadece 200 bin lirasını ödeyebilmiş. Ah be. Şimdi umarım olduğun Yerde huzurlusundur saygıdeğer üstat. Işıklar içinde yat.(yazar: Hypatia) Uktesiydi.
2.
bir kuşağın avrupa yakası'ndaki tahsin sütçüoğlu karakteriyle tanıdığı, benim ve benden büyük neslin de (link:https://youtube.com/watch?v=lG518pNcX_M kuruntu ailesi) adlı dizide hüsnü karakteri olarak yıllarca izleyip güldüğü müthiş sanatçı, büyük usta. yeri gelmişken söyleyeyim trt sana çok kızgınım. versene saçma sapan şeyler yayınlayacağına bu güzel dizileri ara ara. verin ki yeni nesil de izlesin. haftanın belli günleri nostalji köşesi yapsa mesela ne güzel olur.. neyse ki youtube'a yüklenmiş bazı bölümler. arada oradan açıp birbirinden usta oyuncuların yer aldığı bu diziden birkaç bölüm izleyerek, çocukluğuma gidiyorum.
sadece tiyatro sahnesine değil, türk filmlerine yaptığı seslendirmelerle de katkıda bulunmuş bir sanatçı gazanfer özcan aynı zamanda. yalnız ne acıdır ki eğer avrupa yakası gibi bir dizide oynamasa tanımayacak birçok kişi, özellikle de yeni nesil böyle güçlü bir oyuncuyu. eşi gönül ülkü ile örnek evliliği, kızı fulya, bir zamanlar damadı olan gazanfer ündüz ve torunu tarık'la yıllarca ailecek evlerimize konuk oldular. kuruntulu bir insan olan hüsnü bey amca gibi bir karakteri bizlere sevdirdi.
kendisini ekranların yanı sıra, tiyatro sahnesinde de birkaç defa izleme imkanı bulduğum harika bir insandı gazanfer özcan. hayatın içinden basit denebilecek şeyleri öyle içten ve göze batmayan, ama güldürürken ders verir şekilde oynardı ki. her seferinde ayakta alkışlanır, defalarca seyircinin önünde selam verip eğilmekten asla gocunmazdı. sahnede devleşir, oyun bittiğinde alabildiğine mütevazı kişiliğiyle seyircisine saygısını gösterirdi her zaman. usta olmak böyle bir şeymiş işte.
bu ülkede sanat yapmak, sanatçı olmak nedense borç batağında yaşamak olarak reva görülüyor ne yazık ki . zorla ayakta tuttuğu tiyatrosundan bütün imkansızlıklara rağmen vazgeçmeyen gerçek bir sanat tutkunu olması da zaten kendisi hakkında her şeyi ele veriyor. kendisinin vergi borcu olduğu günlerce konuşuldu, yazıldı çizildi. tek gecede vergi affı çıkarılan iş adamlarına tanınan imkan ne yazık ki bir sanatçıya yaşarken tanınmadı, borç katlanarak artmaya devam etti. kendisi yetmezmiş gibi, eşi gönül ülkü, kızı ile torunu da bu borcu ödemek için uzun süre dizilerde oynadılar. yaşarken kendisine seyahat engeli koyan ve kapanmayan borç, gazanfer özcan'ın ölümünden sonra çıkan yasa ve reddi miras yoluyla kapandı. geride kalan ailesi için bu elbette güzel bir gelişme. ancak son yıllarını borç içinde, çeşitli sıkıntılarla geçiren bir ustayı düşünürsek de ülke açısından büyük bir ayıptır. biz sanatçıya yaşarken değer vermeyi bilmeyiz çünkü. ne zaman ki ölür, işte o zaman tabutu başında şöyle iyi sanatçıydı böyle büyük ustaydı deyip göz yaşı dökeriz ancak. gazanfer özcan da bu ikiyüzlülükten nasibini almış bir sanatçıdır maalesef. sanata ve sanatçıya saygıyı tabutu başında değil, yaşarken göstermeyi geç de olsa öğreniriz umarım. zira kıymetini bileceğimiz çok az değerimiz kaldı.