1. ukteyi veren: (yazar: beyaztavsan)
en eski kitle iletişim araçlarından biri. kökeni antik roma'nın ''acta diurna'' isimli belgelerine kadar uzanır. bizde ise bilinen şekliyle çıkarılan ilk gazete 1831 yılında çıkan takvim-i vekayi'dir. ''yazıyor, yazıyor!'' denilerek satışının yapıldığı günlerden 2010'lu yıllara kadar varlığını başarıyla sürdürse de artık haberlerin twitter'dan yayıldığı, bir şey olduğu an interaktif sözlüklerden ve televizyonlardan haber alındığı bir çağda işlevi oldukça azalmıştır. yine de bir pazar sabahı klasiğidir, okunmasa bile alınır, her esnafta bir tanesi kenarda durur, boya yaparken etrafa sermekten tutun üstü açık kalan şeyleri kapatmaya kadar birçok işlevde kullanılabilir. (gizlinot: ayıp oldu ama öyle. arada hoşuma giden küpürleri kesip saklıyorum. ayrıca gazeteler de geri dönüştürülebiliyor, çöpe atmak yerine geri dönüşüme de atabilirsiniz.)
anlamadığım şey, geçmişte hediye ve kupon veren gazetelerin çöküşe geçtiği bir çağda kuru kuruya basılması ve içeriklerin azalması. (gizlinot: örnek vermek gerekirse bugün fanatik ve fotomaç gazeteleri beşiktaş posteri veriyoruz diye manşet atmış, poster dedikleri gazetenin içinde bir sayfa. eskiden kuşe kağıda büyük boyda basılırdı posterler.) maliyeti yükseltebilir ancak tirajı attıracağı için her türlü kazan-kazan durumu olur. ülkemizde kağıt fiyatlarının arttığının farkındayım, işin içyüzünü bilmediğim için bu sözlerim anlamsız olabilir ama içeriği ve köşe yazıları dolu dolu olan, hediye (gizlinot: kalem, defter, dvd, bilimum gereksiz şey işte...) veren gazeteleri özlemedim dersem yalan söylemiş olurum.