1. En yakın arkadaşımla izlerdik bunu zamanında, aramızdaki lakabı "ciicii"(gizlinot: g harfinin ingilizce okunuşu, evet salaktık, ve mutluyduk ) olan dizidir, hey gidi günler.
Benim için en net özelliklerinden biri alt yazısını takip etmenin inanılmaz zor olmasıydı, ana-kız bir çene bir çene. Benim ingilizcem yetmiyordu alt yazısız izlememe, birçok şakayı kaçırmışımdır ama yine de gülerdim yani. Melissa mccarhty'i ilk bu dizideki sookie karakteriyle tanımıştım, hâlâ da çok severim, aldı yürüdü kadın sonradan, mutlu etti beni.
Anne rolündeki lauren graham ile kızı rolündeki alexis bledel gerçek hayatta pek de anlaşamazlarmış diye duymuştum, zor bir set olmuştur eğer öyleyse.
Bunlar ana kız pek sağlıksız beslenirdi bir de, varsa yoksa abur cubur, ikisinde de gram fazlalık yoktu, sinir şeyler. Aslında alexis bledel'i ben biraz süt buluyordum bu dizide, tarzından ötürü. Sonradan sin city filminde izleyince o neydi gız demiştim.
Genelde anneyi tutardım aralarındaki tartışmalarda, kızın ağzına kürekle vurasım çok olmuştur.
Bir de luke o kafasındaki şapkayı hiç çıkarmazdı ne hikmetse. En güZel aşkların adamıydın be luke...
(gizlinot: bu kadar da dağınık ukte doldurulur mu dersen seni anlarım clair de lune (: )