1.
sıkıntının bizden kaynaklandığını düşünmüyorum, tamamen -kullan / at- a dönüşmüş tekstil sektörünün azizliğine uğruyoruz. alt segmentteki markalar -koton, lcw, colins- ya da orta segment -zara, polo garage, park bravo vs- hiç fark etmiyor, aldığın elbiseyi üstü ya da pantolonu 2 kez yıkadığında ağzı burnu kayıyor. elimiz de bu paçoz şeylere gitmediği için kıyafetim yok algısına maruz kalıyoruz.
dün akşam alışverişteydim, durup düşündüm, neden neden neden sürekli kıyafet alıyoruz? avm'ye gittiğimizde elimizde bir şeylerle çıkıyorsak illa içinde kıyafet var. sanırım bu sektör çok güzel işlemiş beyinlerimize -tüketmek zorunda olduğumuz- algısını. acilen sadeleşmeye ihtiyacımız var. elimiz gitmese de o eskileri giymeye bir şekilde kombinlemeye ihtiyacımız var. yoksa bu açlığın sonu yok.
2.
isterse odalarca kıyafetiniz olsun giyecek hiç bişeyinizin olmaması. kadın milleti için bu durum stabildir efenim.
3.
kendimi bildim bileli her gün yaşadığım problemdir. dolabımın çok kalabalık olmasından kaynaklanıyor. seçenek çok fazla ve kararsızlık hat safhada. ben de boş vakitlerimde dolapta ne var ne yok deneyip kombin yapıyorum. en azından aklımda bir iki seçenek oluyor ama bazen işe yaramıyor. mesela dün gece aynı şeyi yaptım giydim çıkardım en son bi karar verdim ama sabah uyanınca yaptığım kombin kötü gelmeye başladı. yani yine giyecek hiçbir şeyim yok:s
4 mart 2015 12:48
ed.8 mart 2015 00:21
4.
benim için doğrusu "çok kıyafetim var ama giyecek hiçbir şeyim yok" olan önerme. çok fazla parça var gardrobumda, ama bazıları inanın giyilir değiller, ha şimdi diyeceksiniz e o zaman niye tutuyorsun, ver/dağıt vsvs.giyilir değiller dediğim, benim için giyilir değiller, tarzları bana uymuyor. e şimdi de diyeceksiniz giymeyecektin neden aldın. onun da açıklaması şu efendim, annem alıyor. evet annem, ben kendi kendime alışveriş yapıp kıyafet alabildiğim halde, gidiyor lc waikikiden ayda bir 4-5 parça alıp getiriyor. kaç kere söyledim, annecim bana lcw'den kıyafet alma, çünkü ordaki kıyafetlerin tarzları bana hitap etmiyor. ama alıyor işte. bu yüzden de dolap kalabalık ama giymediğim kıyafetlerle dolu.
4 mart 2015 14:08
4 mart 2015 14:09
5.
(yazar: lilienbohoe ) 'nin de dediği gibi hep kombin şeklinde alıp evdekilere uyduramıyorum.
6.
sık sık dert yandığım durum.bu moda işine kafam pek basmadığından olsa gerek ihtiyaca göre anı kurtaracak tarzda alış veriş yapıyorum sanırım.bu da bana berbat bir gardrop veriyor ve neticede giyecek hiçbir şey bulamıyorum.üstelik artık giymeğim parçaları da kıyıp dağıtamıyorum.
buna ilaveten fabrika ortamına sık sık girip çıktığım bir iş ortamım var ve dolayısıyla şık ya da tarz ya da özenli giyinmeye çalışmak nafile.basic bir tshirt ve koyu renk pantolon yetiyor.
7.
son üç-dört senedir yaşamadığım ama daha öncesinde yaşadığım durum.
şöyle ki, lcw, koton tarzı yerlerden ucuza ve çokça alışveriş yapardım. dolap gırla dolu olurdu. son yıllarda ipekyol, twist, fabrika tarzı yerlerden indirim zamanlarında alışveriş yapıyorum. dolabın içinde boğulacak kadar çok değil ama yeterli, kaliteli ve içime sinen kıyafetlerim var artık...
bir de internetten alışveriş yapmak bazen çok yanıltıcı olabiliyor. markayı tanımıyorsak kalitesiz çıkabiliyor ya da ölçüleri üzerimize uygun çıkmayabiliyor.. bu anlamda dikkat etmek gerek...
4 mart 2015 21:46
4 mart 2015 21:46
8.
gün içerisinde yurtta ki tek kapılı daracık dolabımın önüne oturup kara kara düşünüyorum. giyecek hiçbir şey kalmamış diye geçiriyorum içimden. öyle mi durum değil. sıkılıyorum devamlı aynı şey giymekten sıkılıyorum uydurma konusu var bide rengidir modelidir. allahtan çok pahalı şeyler almıyorum. (gizlinot: ne çektim be )
9.
ben buna şöyle bir çözüm buldum az alıp öz alıyorum . yani pahalı anlamında değil bu az ve özden kastım. mesela 1 tane siyah pantolonum varsa o eskimeden ikinciyi almıyorum. bu kış için 2 yeni kazak aldım bu sene için bana yeter çünkü geçen seneden de eskimeye yüz tutan 2 kazağım var dönüşümlü giyer eskitip kış bitince atarım. mesela ayakkabı da bir tane biker botum var spor kombin giymek istersem hop geçiriyorum ayağıma bi tane de az topuklu bi botum var bunlar da bana bu kış için yeter üçüncü ayakkabı gereksiz.yani benim kıyafet ve ayakkabıya bakışım 1 sene kullanıp atmak ikinci seneyi çıkarırsa ne ala çıkarmazsa da zaten hakkını vere vere giymişim o ürünü, verdiğim para içime batmıyor. kozmetikte de böyle bir şey bitmeden başka şey almam, golden rose velvet matte rujlar çok ilgimi çekiyor ama halihazırda kullandığım bi kaç rujum var diye almıyorum onlar bitsin öyle alacağım. bir de bence tarzınızı bilmek önemli kıyafet seçiminde, ben kalçamı kapatacak gömlek ve kazakları giyiyorum, alışverişe çıktığımda da çok beğendiğim bir şey görüyorsam ama kalçamı kapatmıyorsa almıyorum çünkü alsam da kalacak kenarda biliyorum. ve 50 liralık bişey alırken bile defalarca düşünüyorum ihtiyacım var mı diye sonuçta o benim hemen hemen 1 haftalık mutfak masrafım. tutumlu olmak güzel bir şey (cimrilik değil) al al nereye kadar
edit: tüketmiyoruz kampanyasına yazmışım gibi olmuş :)
10 kasım 2015 10:42
10 kasım 2015 11:38
10.
Her gun farkli giyinmeye calisiyorum. Zenginligimden falan degil 3 farkli renk kot 3 farkli tayt bana yetiyor ama bazen o kirli bu kirli bunu dun giydin bunun gotu tozlu bilmem ne diye 1 saat harciyorum dolap karisisinda. Yatmadan once de mutlaka bi seyler dusunurum ona gore kombin yaparim. Mesela yarin mavi ayakkabi giymek istiyosam ona uygun kazak buluyorum sonrasi oluyo zaten. Bazen de annemden ablamdan giyiyorum baya bol geliyo ama salas takiliyorum