1. 1989 yapımı bir türk filmi. filmin yönetmeni geçtiğimiz ay (gizlinot: beyninde pıhtı attığı için) hastaneye kaldırılan yazar selim ileri. hülya koçyiğit, sevda tanyeri isimli eski bir oyuncuyu canlandırmış. gülsen tuncer, güler ökten (gizlinot: film kendisinin etkileyici tiradıyla açılıyor. yaprak dökümü'ndeki cevriye rolüyle hatırlayabileceğiniz oyuncu, bu filmde eski bir aktriste hayat veriyor.), bülent oran (gizlinot: film girdilerimde kendisinin adını sıklıkla andığım senarist, koçyiğit'in söz müdaafanın, zehra ve istasyon gibi filmlerini de kaleme almış aynı zamanda. bilinen filmleri daha çok türkan şoray'ın ve filiz akın'ın oynadığı filmlerdir.), murat soydan, ilkay saran, romalı perihan, pınar kür ve cevat kurtuluş (gizlinot: ''yeni filmlerinizi izliyoruz sevda hanım. her şey değişti, bizi unuttular.'') gibi birçok isim irili ufaklı rolleri üstlenmişler. film, o dönemlerde bitmiş olan yeşilçam dönemine bir saygı duruşu olarak görülebilir. mutsuz bir evlilik geçirmiş, alkol sorunlarıyla boğuşan eski bir yeşilçam oyuncusunun yaşadıkları anlatılıyor. genel kanının aksine koçyiğit'in oyunculuğunu, ileri'nin senaryosunu ve rejisini beğendim, filmden genel olarak hoşnut kaldım ancak beklentiyi fazla da yükseltmemek gerekiyor.
---spoiler---
film herkese hitap etmiyor ancak internette haddinden fazla gömülmüş, üzüldüm. filmin belli başlı sorunları var, yapay görünen noktalar var ancak yeşilçam dönemiyle haşır neşir olan biriyseniz içinde bir şeyler bulabileceğiniz ve bir dönemin kapandığını görebileceğiniz hüzünlü bir film. (gizlinot: 80'lerin bunalımlı sanat filmleri furyasından değişik bir örnek.)
sevda, çevresindeki insanlar tarafından manipüle edilen, sömürülen ve kaybolmuş bir kadın. kasetten eski filmlerini izliyor (gizlinot: meraklısına, izlediği filmler sırasıyla severek ayrılalım, kezban roma'da ve boş çerçeve filmleri), alkole sığınıyor, çevresindekiler tarafından sürekli yargılanıyor. (gizlinot: hatta bir sahnede sevda'nın bir akrabası olduğunu tahmin ettiğim, arsen hala'nın göz koyduğu abimiz, sevda'yı sol içerikli filmlerde oynadığı için eleştiriyor. sevda da her görüşün tartışılmasında yarar olduğunu söylüyor. hmm.) bir gece barda karşılaştıkları genç bir çocuktan hoşlanıyor ve aralarında duygusal bir etkileşim yaşanıyor.
''saygın bir artistim ben, kibarım, hanımefendiyim, evliyim, namusluyum. hiçbir sıcak ilişki yok hayatımda. çocuğum yok. bir arkadaşım bile... hiç kimsem yok.''
sevda ünlü bir film yıldızıyken bahadır beş parasız, tecrübesiz, mahalle kültürüyle yetişmiş bir genç. ikisi de başka dünyaların insanı olduğu için masal mutlu bitmiyor, sevda geçmişini (istese de) geride bırakamıyor.
filmin sonundaki mankenden devşirme genç oyuncuyu görünce, sevda oynayacağı yeni filmin senaryosunu içselleştirdi ve yaşanan her şey onun hayaliydi diye bağlayacaklar zannettim ancak öyle bir şey yokmuş tabii. kısa süreli bir aşk yaşıyor, onunla vedalaşıyor ve çaresizce kendi gerçekliğine dönüyor.
bunu beğenen bunu da beğendi: kabuslar evi - çizgisiz zamanlar (gizlinot: şerif sezer, sevil armağan isimli eski bir yeşilçam oyuncusunu müthiş bir şekilde canlandırıyor. bu filmle tek ortak yönü bu ama ana tema aynı sayılır.)
---spoiler---
selim ileri, bu filmi askerlik dönüşü çekmiş. ancak film sinemalarda vizyona girememiş ve antalya film festivali'nde ön jüri tarafından (link: https://tr.wikipedia.org/wiki/Selim_%C4%B0leri geri çevrilmiş).