god complex

1. tıp okumuyorum ama ukteyi dolduruyorum artık idare et (yazar: femme)

kompleks tanımını ilk kez jung kullanıyor ve bunu çocukluk döneminde kazanılmış, hayali ruhsal acılara sebep olan düşünceler bütünü olarak tanımlıyor.(gizlinot: ben okuyalı baya oldu bilgisi güncel olan düzeltebilir.)

god complex (tanrı kompleksi),en temelde bir insanın kendini ölüm ve yaşam arasında karar verir pozisyonda görmesidir. adından anlaşıldığı üzere kişinin kendini tanrı gibi görmesidir. uzun yıllar insanların hayatları üzerinde karar veren yada onların hayatı kendi ellerinde olan insanlarda sıkça görülür.mesela cerrahlar,pilotlar,siyasi liderler, üst düzey komutanlar ve katiller.

bu insanlarda tipik olarak insanları küçük görme, onları nesnelerle yada feda edilebilecek önemsiz hayvanlarla eş tutma (gizlinot: kobay olarak görme) durumu vardır.

en basit haliyle kişiyi hata yaptığına inandırmak mümkün değildir çünkü bu tanıyı koyabilecek başka bir canlı yoktur.

bazı seri katillerde kimin yaşayıp kimin öleceğine karar verebilme heyecanı yüzünden öldürme isteği görülmüştür. bazı nazi kamplarındaki doktorlar da deneklerinden kime ilacı verecek kime vermeyecek yetkisini tanrı kompleksini doyurmak için kullanmıştır. ünlü örneklerinden biri adolf hitler, hitler'in tanrı kompleksine sahip olduğu düşünülüyor. (gizlinot: bir dönem öldürülemez ve yenilmez olduğuna inanıyordu)

şimdilik aklıma gelenler bunlar bir de sanıyorum ki bu ifade çok yeni kullanılıyor ve literatürde teşhis ve tedavi edilebilir bir hastalık olarak görülmüyor nasisistik kişilik bozukluğunun altında inceleniyor.

2. Tanrı kompleksinden daha ziyade sanırım psikolojide omnipotent güç olarak inceleyebiliriz.

Bebeğin doğumuyla birlikte acıktığı zaman gelen meme, altını ıslattığı zaman değişen bez veya ilgi ihtiyacı duyduğu zaman onu seven anne vardır. Bu süreç devam ettikçe Çocukta bir füzyon oluşur "ben tanrı olmalıyım, çünkü istediğim herşeye sahip olabiliyorum" tabii bu bilişsel bir düşünce değildir, çocuğun tümgüçlülüğü deneyimlemesiyle bu oluşmaya başlar. Ardından çocuk büyümeye başlar, eğer anne de biraz patolojikse çocuğun bu omnipotent güç füzyonunu beslemeye devam eder. Duygusal olarak tüm yatırımını ona yapar, sen mükemmelsin, sen vazgeçilmezsin, seninle uyuyup seninle uyanacağım, sen ağlarsan bende ağlarım, istediğin herşeyi önüne sereceğim gibi yanı dış dünyanın gerçekliğiyle temas etmesini, narsisistik

kırılma yaşamasını engellerse çocuk annenin gözündeki o mükemmel varlık füzyonunda yaşamaya devam eder.

Bir süre sonra bu kişilik örüntüsüne doğru yol almaya başlar, artık saf iyi olarak kendini görmeye başlar ve kötü hep dışarıdadır. Bölme o kadar keskindir ki, kötüyü asla içine alamaz, kötü hissetme ihtimalini bile kaldıramayan bir yapı tüm kötüyü dışarıya atmaya çalışır. Kendisini hala ilk doğduğu gün annesinin kucağına verilen o mükemmel varlık olarak görmeye devam eder. Böylece iyi veya kötüyü tanımlayacak esas kişi odur, abartı haliyle örnek verirsem kimin ölüp-kimin yaşayacağına o karar verir. Bu god complex yada omnipotent güç füzyonuna bebeklik çağının kaçıncı aylarında ortaya çıktığına dair teoriler olsa bile kesin bir bilgi yok, bazı kuramcılar 1-2 yaş arasında yaşanan ağır bir travmadan sonra benliği koruyabilmek için regrese olduklarını ve bir savunma olduğunu da iddia ediyorlar.

Bir önceki girdide bahsedildiği gibi god complex olarak adlandırılan şey aslında narsisistik kişilik bozukluğunun altında incelenmesinden ziyade bu kişilik bozukluğunun Yoğun patolojilerinden biridir, ayırıcı tanı olarak kullanılılır çünkü diğer kişilik bozukluklarının herhangi birinde bu füzyon görülmez. Ayrıca narsizm tedavi edilemeyen bir hastalıktan ziyade psikoterapi ile çözüme ulaşılabilen bir kişilik bozukluğudur, ancak bu bireyler terapi almayı çok ekstrem bir durum olmadığı sürece (boşanmak, iflas etmek, bir hastalığı olduğunu öğrenmek gibi) red ettikleri için terapiye çok başvurmazlar. Başvursalar bile sürekliliği sağlayanların sayısı çok azdır.

Dip not: Omnipotent güç Freud'un kullandığı bir terimdir. Saygıdeğer Jung ise Freud'dan ayrı bir teori üreteceğim derken aslında aynı şeyden bahsetmiştir.