1.
bu samimiyeti bende anlayamadım hiç.
düzenli gittiğim kuaför pek yok. bir saçımı kesen kuaförüm var onada yılda iki kez gittiğim ve eşimin arkadaşı olduğu için genel geçer konulardan konuşuruz.
onun dışında gittiğim değişik kuaförlerde benimle ilgilenen kişinin sorularına maruz kaldığım çok oldu.o da sanırım müşteriyi bağlamak, yine gelmesini sağlmaka amaçlı sohbet girişimleri.nerde oturuyorsunuz, ne iş yapıyorsunuz fln.bunlara sade ve kısa cevap veririm.
muhtemelen soruyu soran nemrut biri olduğumu düşünüyordur.ben böyle yapınca kuaförde vazgeçiyor tabi.
başkalarında görünce hayretle karşılarım .
2.
benim de içinde asla bulunamadığım insan grubu.
yalnız değilmişim çok mutluyum.
şöylesi de çok var. sizi inatla muhabbete sokmaya çalışan kuaför.
o koltuğa oturur oturmaz nerede okuyosun, kaç yaşındasın, nerelisi gibi e devlet soruları sormaya başlarlar. sadece sorularına soğuk soğuk cevap verince de bir trip bir haller. Sıkılıyo olabilirsin, muhabbet etmek istiyor olman da çok normal ama ben istemiyorum tatlım. işimi bitiriyim çıkayım istiyorum. kuaförleri hiç sevemedim zaten.
3.
her gittiğim kuaförde görürüm böyle insanlardan.
başka sürekli üff ne cıvık ne gereksiz ve boş insanlar diye düşünürdüm. saçları çok aşırı kıvırcık ve kuaförfobik bi insan olduğum için ayda yılda bir kez saçlarımı 1 -2 cm kestirmek için gidiyorum kuaföre. boyamı annem yapıyor saolsun.
boyayı kuaförde yaptırmaya karar verdiğim bir keresinde kendi ortalamamın baya üstünde oturdum o kuaför koltuğunda. insanları gözlemleme fırsatım oldu. anladım ki bu insanlar yanlızlıklarından veya kendi sosyal çevresinde böyle samimi olacak birilerini bulamadıkları için böyle davranıyorlar. bir insanla "muah muahh aşkaaaaam " diyebilecek bir samimiyete gelmek, ondan kötülük beklememek samimiyetine inanmak helede bir yaştan sonra oldukça zor oluyor.
kadın dün platin sarı iken üç gün sonra siyaha boyamak için geliyor kuaföre. gereksiz yere kaynak yaptırıyor ertesi güne çıkarttıyor, yani amaç orda saç baş değil insanlar yalnız olduğu için böyleler.. miş yani. bende yeni yeni anladım
4.
hayran olduğum insan tipi.. zira bu tip her duruma her koşula anında ayak uyduracak bir insan tipidir. yav arkadaş hiç mi yabancılık çekmiyorsun hiç mi çekinmiyorsun?? ben de allahım ne asosyal bi tipim benim tam tersimdir kendisi. millet onu tanır o herkesi tanır, kuaförden indirim gibi jestleri de toplar bunlar çünkü tanıdık olmuşlardır artık, kahveye gider gibi kuaföre gider maksat muhabbet çünkü. neyse cidden hayranımdır bu insanlara çünkü hiç olmadığım ve olamayacağım tipte insanlardır bunlar.
5.
açıkçası önceden ben de bunlardan değildim. taa ki ankarada öğrenciyken bulduğum kuaföre kadar. hayalimdeki saçı yapmıştı o zaman için. ve sonrasında mecburen hep oraya gittim. her seferinde muhabbet ilerledi. bence belli seviyede kalmak koşuluyla sohbet edilebilir diye düşünüyorum. çünkü kuaförler konuşmayan ve kısa kısa cevap veren insana aferdersiniz ama "nemrut" gözüyle bakıyor ve o kişilerin işini yaparken resmen baştan savma ve istemeye istemeye yapıyorlar. bu nedenle hem bir sonraki gelişlerde fazla beklememek, nazını geçirebilmek ve indirim kapabilmek açısından biraz sohbet iyidir diye düşünüyorum. ankaradaki caanım kuaförüm ile aramızdaki hukuk bambaşka olduğundan yıllar sonra ankarada nikahım olacağı zaman tek sevindiğim şey oradaki kuaförümün belli olmasıydı. yıllar sonra gittim ve bu kez gelin olmam üzere beni hazırladılar. aradaki muhabbetten ötürü yıllarca nazımı geçirdim, beğenmediğimde bunu tatlı dille belirttim ve isteğim doğrultusunda beni memnun edene kadar göndermezlerdi. eğer arada samimiyet ve sohbet olmasaydı ne olurdu diyeceksiniz; o zaman da nazınızı geçirirsiniz ve beğenmediğiniz bir saçı düzeltir elbet ama onu öyle istemeye istemeye ve oflaya puflaya yapar ki, yapmasa daha iyidir dersiniz.
kuaförlerin bizzat kendi ağızlarından "konuşmayan ve suratsız" (seviyeli sohbeti ve samimiyete girmemeyi onlar öyle tanımlıyor) müşterilere iş yapmaktan zevk almadıklarını duydum. hak da veriyorum biraz. çünkü hakikaten tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır diye boşuna dememişler. ben biraz tatlı dille hem karşıdaki kişinin işini zevkle yapacağını hem de bizim de iki çift lafla yorulmayacağımızı düşünüyorum.
bunu başarıp da işini de güzel yaptıran ve iki arada bir derede bile olsa size kuaförün size zaman ayırmasını sağlayan süslüler varsa tebrik ediyorum. ben nedense bir sonraki gelişim için bir samimiyet kurmalıyım gibi hissediyorum hep ve öyle gelişiyor. haa eğer adam gevşek gevşek konuşuyorsa ve işini de düzgün yapmıyorsa kesinlikle muhatap olmam. ama hak eden tatlı dilli kuaför/güzellik salonu çalışanına ben sıcak yüzümü gösteririm.
kişiyle alakalı bir durum aslında. günlük hayatımda diğer işlerimde de öyle olduğum için genelde "soğuk,suratsız" dediklerini duymadım arkamdan. genelde her zaman da işime yaramıştır tatlı dil, güleryüz. biraz da o çalışanları da düşünmek lazım, bütün gün adam 50 kere fön çekmiş artık öeeh ediyor tabi. bu nedenle o işini yaparken ben de onu konuşturmaya çalışıyor, kendisi ve salonla ilgili şeyler soruyorum. sonrası doğalında akıp gidiyor zaten. sonuç: o da sıkılmıyor ben de. işim de titizlikle görülüyor.
6.
kuaförde de mağazada da hayatımın her anında en sinir olduğum kişi aşırı samimi kişidir. beni tanımayan,etmeyen, sadece göz aşinalığı olan biri nasıl olur da benimle samimi sohbetlere girmeye çalışır aklım almıyor. sorulan soruları çoğu zaman duymamış gibi yaparım ya da kısa ve sert cümlelerle cevap veririm. git arkadaşınla ailenle samimi ol bana bulaşma teyzecim.
7.
Asla aralarında olamayacağım insan topluluğu. Arka mahallede bir kuaför var saçlarımı hep orda kestiririm ve oturup gün falan yapıyorlar müşterileriyle, çok samimiler. Annem allahtan gitmiyor yani. Evet annem onlardan biri, asla anlayamıyorum, gittiği ilk seferde erkek, kadın kim olursa olsun konuşacak bir şey buluyor ve çıkıyor bir yerlerden. O nasılsa bende tam tersine samimiyeti hiç sevmem tanımadığım insanlarla.