yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (4)
    • medya (0)

    1. vücudun kendi öz hücrelerine saldırmaya karar verdiği, tiroid bezinin aylak aylak uyuduğu, insana kilolar aldıran; mutsuz ve yorgun hissetiren; genelde başka otoimmun hastalıkları da beraberinde getiren; ömür boyu ilaç içtiren; öldürmeyip süründüren; bunun üstüne de belirtileri insana günlük hayattaki sıkıntılarmış gibi gelip de farkedilmesi zor olan muzdarip olduğum sıkıntı. nasıl olduğunu anlamayıp kilo alıp da veremeyenler tiroid değerlerine bir baktırmalı, zira toplumumuzda çok yaygın.

    2 kasım 2015 14:16

    2. Lise 1'de birden kilo almaya başladım ama buna hiç yormadık tabi.Lise 3 te farkedildi. 2004 senesinde 11 senedir düzenli ilaç kullanmaktayım fakat bu ilacın dozu 3 aylık kontrollerle düzenlenmektedir. ilk 50 mg'la başladığım ilacı şuan 150 mg alıyorum ve degerlerim normal çıkıyor. Yanında bana getirdiği rahatsızlıklar; halsizlik, uyku, sinirlilik, 1 saat yemeği geçirtirsem gelen kolların tutmaması ve titremesi, getirdiği hastalık kaynaklı unutkanlık.

    Yanında getirdiği hastalıklar; insülin direnci(bundan sebep bu sene şeker ilacı da almaya başladım), b12 eksikliği (sadece iğne olarak alınıyor bu sebeple almıyorum. Hap olarak B1,B2,B6,B12 olarak birlikte alınabiliyor ama benim diğer değerlerim normal olduğu için yan etki gösterdi mecbur bıraktırdı doktor)

    Genetik bir hastalıkmış ailede tekim ama tabi bu genler 7 nesil geriden geldiği için kimden bulaştı bilinemiyor maalesef.

    Bende nodül oluşumu olmuyor yılda 1 kontrol ediliyor ultrasonla o neden şanslıyım. Fakat hastalık çok kötü olmasa da yan etkileri gerçekten kötü. İşyerinde takvimim, ekranımın kenarları heryer hatırlatmalarla dolu yoksa anında unutuyorum. Ama herşeyde not alınmıyor maalesef. Kesinlikle iş hayatını etkileyen bir hastalık benim için.

    2 kasım 2015 14:55

    3. Kardeşimde olduğunu yaklaşık 3 ay önce öğrendiğimiz hastalıktır. Sürekli yorgun olduğunu söylerdi biz de kızardık, senin kadar hareket edip yorulmuyoruz diye. Son Zamanda hızlı kilo almıştı ve çok çok az yemesine rağmen kilo veremiyordu. Şu an ilaç kullanmıyor çünkü ilaca başlayınca sürekli kullanmak gerekiyormuş. Zencefilin bu hastalığa iyi geldiğini ve tedavi edilebileceğini öğrendik. Şu an her gece ailecek zencefil çayı içiyoruz ve bayağı iyi geldi kardeşime. İlaçsız iyileşmesini umuyoruz.

    2 kasım 2015 20:01 ed.4 kasım 2015 08:38


    4. Hastalarına tavsiyeler:

    Günde üç tutam dereotunu çiğneyerek yutunuz.

    Selenyum ihtiyacımızı ay çekirdeği, balıklar ( ton, somon, sardalya gibi vs.), mantar, yumurta, hindi eti, tavuk göğsü, dana eti vs. gibi gıdalardan alabiliriz.

    Günlük selenyum takviyesi ortalama 100 mcg seviyesinde olmalıdır.

    İyotlu tuz kullanımından uzak durulmalıdır.

    Kilo çarpı 30 cc su tüketimi sağlanmalıdır (Örn: 70 kg olan bir insan günde 2100 ml, yani yaklaşık 11 bardak su içmelidir )

    Gıda intoleransını ve alerjiyi tetikleyecek mizaca ters gıdaların, unlu ve şekerli ürünlerin tüketimi kesinlikle azaltılmalı.

    Siyah çay tüketimi mutlaka azaltılmalı. Günde üç bardaktan fazla tüketimi şikayetleri alevlendirebilir.

    Melatonin seviyesini artıracak gıdalar artırılmalı ( Örn. Lahana, badem, fındık, yer fıstığı, vişne, kızılcık, anason çayı, rezene çayı, papatya çayı )

    D vitamini seviyesini en az 60 ng/ml, ideali 100 ng/ml seviyesinde tutulmalıdır.

    Zerdeçal, zencefil, üzüm çekirdeği (resveratrol) gibi iltihabi süreci azaltan, dolayısıyla histamin salgısını azaltan bir kısım besinlerin tüketimi artırılmalıdır. En az günde 1 tatlı kaşı ü.çekirdeği, 1 tatlı kaşığı zerdeçal, 1 tatlı kaşığı zencefil tüketilmeli

    Probiyotik beslenmeye ağırlık verilmeli (Yoğurt, Kefir). Alfa-1 Antitripsin, Tümör Nekroze Edici Faktör seviyelerini aşağı çekerek bağırsaktaki iltihabı baskılamaya yardımcı olur. Sekretuvar IgA üretimini artırarak bağırsak yüzey savunmasının artmasına neden olur. Ayrıca Probiyotikler salgıladıkları bir kısım enzimlerle (proteaz) bağırsakta protein sindirimine katkıda bulundukları için immün sistemi uyaran antijen oluşumunu azaltır

    Omega 3 (Balık Yağı). Kronik iltihabi hastalık nedeni ile şikâyetleri olan hastalara EPA+DHA toplamı 2,5-3 gr olacak şekilde günlük tüketim sağlanması

    İyot eksikliği mutlaka giderilmelidir. (Bunun için deniz havasını soluyabileceğimiz ortamlar oluşturulmalı, başlıca su iyot kaynağımızdır, ayrıca et ve deniz ürünlerinin de tüketimi artırılmalıdır ).

    Meyan Kökü. İçerisinde A, E, B1,B6 gibi vitamin, Kalsiyum, Potasyum, Krom, Selenyum, Çinko gibi daha birçok mineral ve antioksidanlar barındıran neredeyse her hastalığın tedavisinde etkin kullanılan bir kök bitki. Hashimoto da kullanım nedenlerinin başında içeriğindeki flavanoidlerdir (bilinen en güçlü antioksidandır), ama en önemlisi fonksiyonu enflamasyona (iltihap) karşı kortizon tesirine benzer etki göstermesidir (tabi ki sentetik kortikosteroidin hiçbir yan etkisi burada görülmez, ayrıca stres sonrası gözüken aşırı kortizol salınımı gibi tepki olmaz). Sonuçta enflamasyonun azalması hashimoto temelinde yatan otoimmün tepkinin hafiflemesini netice verir.

    Günde 1-2 fincan çay şeklinde tüketimi tavsiye edilebilir. Kısaca çayın hazırlanma şekline de değinmekte fayda vardır: Kök kısmı kullanıldığı için doğal olarak serttir. Bu nedenle çay hazırlarken ya satın alırken öğüttürün, evde rendeleyin veya keserek küçük parçalara ayırın. Şikâyet ve hastalığın durumuna göre kaynayan bir su bardağına 1-1,5 tatlı kaşığı meyan kökünden ilave edin ve bu karışımı 8-10 dakika daha kaynatmaya devam edin. Soğuduktan / Ilıdıktan sonra aç veya yemeklerden sonra tüketebilirsiniz. Ayrıca meyan kökü şerbeti halinde de tüketebilirsiniz.

    Zeytinyağı tüketimini artırmalı. İçerisindeki E vitamini vücut savunma tepkisini normalleştirerek (IgE artışını ve Lökotrienleri inhibe ederek) iltihabi süreci ( enflamasyon ) çözmeye yardım eder. Selenyumun antioksidan etkisini destekler.

    26 ağustos 2020 11:48