5.
İlk 3 senesini uzak yaşadığımız, son 5 senesini ise aynı evde devam ettirdiğimiz toplamda 8 yılı devirdiğimiz ilişkimizde olan farklardır.
İlk 3 sene uçak bileti, final haftası, iptal olan ders, yol, özlemek, içmek, anksiyete şeklinde devam eden mevzular hayatımı bitmek bilmeyen bir sancıya dönüştürdü. İlk kez gerçekten aşık olduğunu anlayıp çok sevince uzak olmak katlanılmaz oluyor. Özlem ruhumu emiyordu ve resmen "tam" hissetmiyordum.
Buluşunca seks seks seks, içki, dizi, yemek, gezmek, gelecek planı yapmak ve hop gitme zamanı...
5 sene önce benim de okulum bitti ve planladığımız gibi ben İstanbul'a taşındım. Ev tuttuk, beraber yaşamaya başladık. Asla unutmam, beraber, evimizde kaldığımız ilk gece ne yapacağımızı şaşırıp kitap okumaya çalışmıştık.
Şu an üzerimizde evin sorumluluğu, hayat standardımızı yükseltme derdi, barınaktan sahiplendiğimiz evladımız, ilerleyen yaş elbette ilk zamanlardaki gibi "anlık" yaşama olanağı vermiyor ve itiraf edeyim tavşan gibi sevişmeyi de bıraktık. Birbirimizi hiç tanımıyormuşuz, tanıdık. En yakın arkadaşım, sırdaşım, yoldaşım oldu; bir ömrü, aynı evi, aynı geleceği paylaşıyoruz daha ne olsun? Emek emek bir sevgi inşa ettik ve bu yüzden çok kıymetli bizim için. Dünya bir yana, o bir yana... Bunun yanında bir şey geldi başımıza: alışkanlık! Yalnız uyuyamaz oldum, öyle acayip bir şey... özlemim beraber olunca azalır diyordum, üzerine bir de alışkanlık eklendi, işten çıkalım da buluşalım diye bekliyorum.
İlk zamanları zor, meşakkatli, bol sınavlı, çok serseri serbest stili geçse de ilerleyen zamanların temelini atmışız da haberimiz olmamış.
Aşk, emek harcamadan asla aşk değil!