yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (16)
    • medya (0)

    1. (yazar: melissaki)nin uktesi. catwoman theme dinlerken bu ukteye denk gelmem ironik oldu.

    *öncelikle misafir değil, bir aile bireyi katılıyor aranıza. yaşam şeklinizin bir kedi için uygun olup olmadığını iyi düşünün.

    *kedilerin karakterleri de türlü türlüdür, insanlar gibi. uysalı da var, hırçını da. onu her haliyle sevebileceğinizden emin olun.

    *kapalı kum kabı edinin. inanın bana, açık kum kabının kokusu dayanılmaz. yapabilirseniz, kum kabını balkona koyun ve kedinin tuvaleti dışarıda yapmasını sağlayacak bir eğitim verin. biz cittykittye geçtik de o kaka kokusu bitti.

    *1 yaşına geldiğinde klozet eğitimi bile verebilirsiniz. cittykitty'i araştırın. yok ben düzenli kabını temizlerim diyorsanız kapalı kum kabına devam. cittykitty kum masrafını da sıfıra düşürüyor, o açıdan da öneririm.

    *yapabilirseniz iki kedi edinin, sosyalleşmeleri için iyi oluyor. bizimki yalnızlıktan gece 3te bile bizi uyandırırdı yaşlanmadan önce.

    *mamayı whiskas almayın. hatta mamayı süpermarketlerden almayın, internetten getirtin. her kedinin mama ihtiyacı farklı. yavru kedi, kısırlaştırılmış kedi, hamile kedi vs farklı mama içeriklerine sahip.

    *kimileri evde yalnız bırakıp 1 haftalık tatile çıkabiliyor ama biz buna hiç cesaret edemedik. kediler için otel hizmeti veren veterinerlere emanet ettik.

    *aşılarını mutlaka yaptırın. zaten veterineriniz telefonunuzu alacak ve düzenli mesaj gönderecektir.

    *kedinizi mümkünse evden dışarı salmayın. dışarıda gezen kedi eve her türlü mikrobu taşır. bir arkadaşım kedisini haftada 1 kez dışarı salıyordu ama her seferinde iç dış parazit aşısı yaptırıyordu o geri döndüğünde. bizimki hiç dışarı çıkmadı, dışarı çıkarsa da hayatta kalamayacağı bol trafikli bir yerde yaşıyoruz.

    * 1 yaşına gelince kısırlaştırın. kısırlaştırmanın kötü olduğunu söyleyenler var ama açıkçası ben kısırlaştırmanın gerekli olduğuna inananlardanım. doğaya bir sürü yavru kedi bırakmak ya da bakamayacağım 7-8 kedi yavrusunun sorumluluğunu üstlenmek istemiyorum. kısırlaştırıldıktan sonra bizim erkek kedi bariz rahatladı, etrafa attırdığı kokulu işaretler de kesildi. (o izlerin korkunç bir kokusu var, korkunç!) ama kısırlaştırılan kedi kilo almaya eğimli oluyor, bu yüzden ona uygun mama almalısınız.

    *erkek kedilerde kısırlaştırma daha kolay ama dişilerde ciddi bir ameliyat oluyor, bunu da belirteyim. bizimki erkek, kısırlaştırdığımız gün sersemdi ama ikinci gün hoplayıp zıplamaya başladı.

    *tırnaklarını düzenli kesin. veteriner de yapabilir ama para alıyor. özel bir kesme yöntemi var, kedinin tırnaklarının içinde sinirler var, yakından bakınca görebilirsiniz. o sinirlere gelmeden, ucunu küt kesmelisiniz. siz kesmezseniz, kedi de tırmalama tahtasında tırnaklarını sürekli törpülüyor.

    *tırmalama tahtası edinin. evin koltuklarına hamle yapabilir, asla izin vermeyin. tiz sesler çıkartarak ya da koltuklara keskin kokulu sıvılar (sirkeli su, kolonya) sıkarak kedinizi sadece tırmalama tahtasında işini görür hale getirebilirsiniz. gençken verilen eğitimle bizimki sadece tırmalama tahtasında tırnaklarını törpülüyor, diğer eşyalara zarar vermiyor.

    *eğitim önemli. bizimki asla mutfak tezgahına çıkmıyor mesela. ancak kediler sizi görebilmeyi ister, bu yüzden ya ona sizi görebileceği bir yere oturmasına izin vereceksiniz ya da kendi yerini kendi bulacak. çıkmasını istemediğiniz yere sirkeli su sıkabilirsiniz.

    *kedi tüyünü yutunca ölmezsiniz, tüylerdeki bakteriler öldürür. aşıları yapılmış bir kediyi yeseniz bile zarar görmezsiniz. (yine de yemeyin)

    *bebekli evde kedi besleyebilirsiniz hatta hayvanlı evde büyüyen çocuklar astım ya da alerji gibi dertlerden uzak oluyorlar.

    *youtubeda jackson galaxy'İ takip edin. kendisi kedilere fısıldayan adam diye geçer. iyi taktikler verir.

    *evinizde kedi ile 3 yaşında bir çocuk olması arasında fark yok. o vazolar devrilecek, o kanepelere tırmanacak, gördüğü yüksek yerlere zıplayacak hatta dolapları devirecek! evi kedi için hazırlamalısınız. yani bir çocuk varmışcasına minimalize edin odaları.

    *kedi ile gün boyu oynar, geceleri miyavlamalarına asla (aslaa) yanıt vermezseniz, geceleri sessizce uyuyan, enerjisini gündüzleri boşaltan bir kediniz olur.

    *catnip (kedi otu) bazı kedileri mest ediyor, bizimkinde işe yaramadı. catnipli oyuncaklar alabilirsiniz. ama pahalı bir şeye gerek yok, bir lazer oyuncağı, tüylü bir top, bi minik fare oyuncağı kedinizi saatlerce deli edebilir. benimki şu an sünger parçasıyla oynuyor ve mutluluktan delirmek üzere.

    *kedi vücut dilini zamanla anlayacaksınız ama özetle kulaklar yatık, gözler irileşmişse saldırmaya hazırlanıyordur. kuyruk yukarıdaysa mutludur falan. araştırın.

    *toksoplazma diye bir hastalık var, dışarda gezen kedilerden geçebiliyor. hamilelik planınız varsa muhakkak bu konuda muayene olun, düşüklere sebep oluyormuş. ama kedinizin iç dış parazit aşısı yapıldıysa, dışarıya da salmıyorsanız büyük ihtimalle kedinizde bu hastalık yoktur.

    *bazı kediler açık pencerelerden aşağıya atlayabiliyorlar, bir kuşun pencerenin yakınından geçmesi yeterli. biz bu yüzden tüm yaz mevsimini pencereler kapalı geçirdik. dikkat edin.

    * onun haricinde, sevin. soğuk kış gecelerinde size sığınıp purlayan, her daim sevgisini gösteren, yumuşacık, masum, eğlenceli, komik bir canlıya sahipsiniz. en sıkıntılı anınızda başını sevdiğiniz anda dertlerinizi alıp götürür, durup dururken kanepeden düşer de sizi güldürür, şebeklik yapar.

    12 aralık 2015 16:35

    2. Çok güzel bi başlık olmuş. Zaten söyleyeceğim her şey üstte söylenmiş.

    Kedi diye sürekli mırlayıp, peşinizde gezip, size kendini sevdirtmesini beklemeyin, her kedinin huyu suyu karakteri farklıdır aynı bizim gibi.

    Halk arasında kedi kendi kendine bakar diye bi laf var. Öyle bi şey yok. Tamam belki köpeğe göre daha rahat ama yalnız bırakmamaya çalışın hayvanı. 1 2 gün belki kabul edilebilir ama bırakıp da tatile gitmeyin. Size olan güvenini yok etmeyin.

    Ve evcil hayvan değil bi arkadaş aldığınızı unutmayın. Size çok şey öğreticek bi arkadaş. Birlikte eğleniceksiniz, birlikte yemek yiyip, birlikte uyuycaksınız, arkadaşınız size sorumluluğu öğreticek. Maalesef zamanı geldiğinde de arkadaşınızı kaybeymeyi öğreniceksiniz

    12 aralık 2015 16:53

    3. " şimdi bu kediyi alıyım, annemler gelince birine veririm." diyecekseniz hiç almayın. Kedi öyle bir oraya bir buraya emanet edilecek hayvan değildir. Sürekli aynı evde durmak ister.

    Yüksek yerde oturuyorsanız camlarınıza önlem alın. Tel falan takın. Kediler kuşa atlıyorum diye camdan düşerler. Yüksekliği algılayamıyorlar.

    12 aralık 2015 18:36


    4. Söylenmesi gerekenler yazılmış cidden.hepsinin ayrı bir karakteri var.benim bir kedim 1 metre yanımıza bile yaklaşmıyo inanın,o kadar temastan ve sevilmekten hoşlanmayan bi kedi.diğeri tam tersi kendi gelip sürtünür,gece benle uyur..bu ihtimalleri göz önünde tutup sahiplenin bence.

    Ve belli bir bütçe gerekiyo malesef.biz kum,mama ve malt macunu alıyoruz bittikçe.kum ucuz sayılır da kuru mamalara eğer düzgün bir şey olsun istiyosanız baya bi para gidiyor.ev yemekleri yiyorsa ne ala hem kuru mama hem yemek verirsiniz(gizlinot: benimkiler yemiyo )

    13 aralık 2015 13:09

    5. - evinizdeki bitkilerin kediler için zehirli olup olmadığını (link: https://www.aspca.org/pet-care/animal-poison-control/toxic-and-non-toxic-plants şuradan) kontrol edin.

    - kedilere verilmemesi gereken yiyeceklerin (link: http://www.catster.com/cat-health-care/plants-food-poisonous-to-cats listesi).

    - silika kum kullanmayın. tozu ciğerlerine uzun vadede zarar verecektir. bentonit kedi kumları hem kokuyu büyük ölçüde engelliyor, hem de daha sağlıklı.

    - tüyleri uzunsa her gün taranması gerekli. aliexpress'ten furminator alabilirsiniz. tüyleri çok güzel topluyor.

    - yatağına yumuş yumuş bir battaniye serin, onun üzerinde uyumaya alışsın. diyelim birlikte bir başkasının evine veya veterinere gideceksiniz. battaniyesini taşıma kutusuna koyarsanız kutuyu evi gibi hissedeceği için gittiği yerde fazla tedirgin olmaz.

    - büyük karton çanta veya kolilerin içine girmeye bayılıyorlar. kargo geldiği gün evimizde bir bayram havası oluyor.

    13 aralık 2015 14:35

    6. güzel şeyler yazılmış ama kendimce yanlış gördüğüm bir iki noktayı düzeltmek isterim. kumunu düzenli temizleyip evi de havalandırdıkça kum kabında koku olmuyor (hatta kapalı kum kapları koku yapmaya daha meyilli), dolayısıyla kedinizi klozete alıştırmak yerine kum kabını temiz tutmaya çalışın. topaklanan kedi kumu alırsanız zaten iş bayağı kolaylaşıyor. ben kendi kediminkini günde iki kere temizliyorum, sabah kalkınca ve gece yatmadan. gayet yeterli oluyor. klozet kullanmak kediler yaşlandıkça onlar için tehlike haline geliyor. zaten klozeti rahat kullanan bir kedi de görmedim. siz de tuvaletinizi yapmak için akrobatik hareketler yapmak zorunda kalsanız siz de mutlu olmazdınız, öyle düşünün. sonra, kısırlaştırmayı altıncı aydan itibaren yapabilirsiniz, ilk kızgınlık dönemini beklemenize gerek yok. 2,5 kilonun üstünde ve sağlıklı olması yeterli. temmuzda yaklaşık bir aylıkken bulup baktığım yavru kediyi önceki gün kısırlaştırdım (veteriner yapabilirsem bir ay daha beklememi söyledi ama kedi bir kere bahçeye kaçtı ve burası erkek kedi dolu, cesaret edemedim o yüzden beklemeye) ve şu an gayet normal, kafasındaki yakalık dışında onu zorlayan hiçbir şey yok. ayrıca kısırlaştırmayı kötü bir şey olarak görmeyin, onların rahatı için yapılıyor neticede ve uzman bir hekimin elinde son derece sıradan bir prosedür. bir de yapmasını istemediğiniz bir şeyi yaptığında ellerinizi çırparak (alkış tutacakmış gibi ama o kadar seri değil) yaptığının yanlış olduğunu belirtebilirsiniz. zaten bir süre sonra öğrenecektir. hayır ve aferin kelimelerine alıştırın bir de. mesela istemediğiniz bir yere atladı, önce sert bir şekilde hayır deyin, anlamazsa hem hayır deyip hem de ellerinizle alkış sesini çıkarın. eğer yine anlamazsa tıslayın. böyle böyle öğrenecektir. tıslayın derken şaka yapmıyorum bu arada, kızdıklarında çıkardıkları sesi taklit edin. gerçekten vazgeçiyorlar yapacakları şeyden. burdan da kedinizi gözlemleyine geçiş yapacağım. mümkün mertebe beden dilini inceleyip davranışlarını iyice öğrenin. neye kızıyor, neye seviniyor, neye ağlıyor, bunlara tepkisini nasıl belli ediyor, bunları iyice öğrenin. mesela bizimkinin bir yere oturup yukarı uzun uzun bakmasından nereye atlayacağını anlıyorum ben, hayır dediğimde de vazgeçip söylene söylene gidiyor :) bu gibi şeyler iletişiminizi hem kolaylaştırır hem sağlamlaştırır. ve en önemlisi oyun oynamak. her gün sadece ona ayırabileceğiniz bir yarım saatiniz olmayacaksa, sahiplenmemek en iyisi. anne babasından ilgi göremeyen bir çocuğun ruh durumunda olacaktır çünkü. şimdilik aklıma gelenler bunlar. başka şeyler de gelirse bu girdiye ek yaparım. bu arada furminator ve water fountain cidden işe yarayan şeyler.

    13 aralık 2015 21:42

    7. çişinizi yaparken kapıyı tırmalayıp miyavlayacak, siz de tuvaletı var sanıp kumuna gelebilsin diye kapıyı aralayacaksınız ve o kucağınıza atlayıp mırıldamaya başlayacak, yemek yaparken omzunuza çıkıp bakmak isteyecek, sabahları sizden erken uyanıp onu sevip oynamanız için sizi de uyandıracak, bazen patisini yanlışlıkla kakasına basıp yürüdüğü yerlerde boklu pati izleri bırakacak ama kesinlikle çok keyifli olacak

    14 aralık 2015 00:57


    8.

    pencerelere sineklik ya da demir taktırın.

    sineklik asıl kullanma amacıyla düşününce de avantajlı. ama sağlam olsun dikkat edin.

    14 aralık 2015 01:13

    9. - Pahalı oyuncaklar, yataklar ıvır zıvır almayın kullanmıyorlar, top yapılmış kağıt parçası ve makyaj süngeriyle eğlendiği kadar hiçbir oyuncakla eğlenmiyor benimki, yatak olarak da keyfi nereyi isterse

    - mama kapları çelikten olursa iyi olur, diğer materyallerden süslü püslü mama kapları çene altlarında 'kedi aknesi'ne neden olabiliyormuş, tecrübeyle sabittir :)

    -ortada poşet bırakmayın, nedense kemirmeyi çok seviyorlar, benimki neyseki kustu ve çıkardı ama kusmasa olacakları düşünmek istemiyorum

    - birkaç günlüğüne şehirdışına çıktığınızda laptopınızı kedinizin sık sık oturduğu uyuduğu yerin karşısına koyup skype'la arayarak kontrol edebilirsiniz, denedim süper çalışıyor :)

    - tırnaklarını uykuluyken gevşemişken kesin, bir süre sonra zaten alışıyorlar sorun çıkarmıyorlar ( veteriner önleri kesebileceğimi, arka tırnaklara ise tırmanmalarını etkileyeceği için dokunmamamı söylemişti) . tırnak demişken mutlaka törpüleyeceği bir şey olsun yoksa eşyaları hatta laptopı bile törpülediği oluyor :)

    -benim kedi made in turkey olduğu için catnip matniple değil de siyah zeytinle kafa buluyor, arada ona da atın bir zeytin, keyiflensin

    -henüz tozutmayan bir kedi kumu markası bulamadım, bulana kadar iki cerrahi maskeyi üstüste takarak kumunu değiştiriyorum, kıyafetlerimi de sonrasında değiştiriyorum, aksi taktirde uçuşan partiküller yüzünden rahat nefes alamıyorum, sigara dumanı toz toprak sizi rahatsız ediyorsa maskeyi tavsiye ederim

    - iletişimi iyi ve ücretleri makul bir veteriner bulun

    - eşyalarınız değerliyse kedi sahiplenmekten vazgeçin, her yerde tüy , yerlerde kedi kumu olacak, ortada bıraktığınız herşey kırılacak, gecenin 3ünde buna gücü yetmez dediğiniz vantilatör dolabın üstünden yere atılacak, sizinde ruhunuz bedeninizden ayrılacak :)

    - yeaa ne kedisi yeaa sal bunu sokağa, başkasına ver, o kedi hala evde mi bilmem ne diyen çok olacak he deyin geçin

    - youtube'da cole and marmalade ve sho ko gibi kedi kanallarını da tavsiye ederim ve çok uzattığımı farkederek burda bitiririm

    -eğer hassas ve nazenin bir insansanız da sahiplenmekten vazgeçin, çünkü kediniz de sizin gibi hasta olacak, kusacak kusmuğunu temizleyeceksiniz, kabız olacak ishal olacak dışkısını temizleyeceksiniz, kulakları enfekte olacak kulaklarını temizleyip, ilaçlarını vereceksiniz, daha neler neler... bunları yapmayı mideniz kaldırmayabilir, yol yakınken geri dönün . hayat ne yazık ki internetteki şeker paylaşımlardan ibaret değil, ne hayallerim vardı sözlük, şu an alnımın ortasında 5 cm tırmık iziyle bu yazıyı yazıyorum :)

    14 aralık 2015 22:38 14 aralık 2015 23:06

    10. bir kediyle ev paylaşanlarda genel olarak gözlemlediğim bir durum var, hatta ablamla aramızda tartışma meselesi oldu bu. ilk kez kedi sahipleneceklere de bu konuda tavsiye vermek istedim.

    diyelim ki evinizi bir kediyle paylaşmaya başladınız, ya da bir süredir paylaşıyorsunuz ama çalıştığınız için çok fazla göremiyorsunuz. bu durumda kedinizle olabildiğince vakit geçirmek, onu bol bol okşamak, sevmek, oynamak istiyorsunuz. bu gayet anlaşılabilir bir durum. fakat kediler köpeklerden farklı olarak, gün içinde oldukça farklı modlara sahiptirler. yeri gelir kudurur evi alt üst eder, yeri gelir 12 saat aralıksız uyur, yeri gelir dibinizden ayrılmaz. sağlıklı bir iletişim kurabilmek için kedinizin bu modlarını çok iyi gözlemleyin ve kesinlikle ruh haline saygı duyun. mesela uyuyorsa zorla kucağınıza almayın. sevdirmek istemiyorsa ahtapot gibi sarılmayın. oyun oynamak istiyorsa önceliğinizi olabildiğince ona verin. biz dışarı çıkıyoruz, insanlarla iletişim kuruyoruz, bin bir türlü meseleyle ilgileniyoruz kafamızdan ama onun hayatı sizden ve evden ibaret.

    bu nedenle önereceğim şey şu olacak. dikkatli gözlemlerseniz, her kedinin yalnız kalmak ve kafa dinlemek için gittiği bir köşesi olur. oraya gittiğinde onu hiçbir şekilde rahatsız etmeyin. bu bir oda olabilir, dolabın üstü olabilir, minderin altı olabilir. hatta bunu interaktif bir şekilde de belirleyebilirsiniz, mesela bir yere gidip uyuduğunda onun yanına asla gelmezsiniz, seslenmezsiniz, o da zamanla bunu öğrenir ve istediğinde oraya gider. düşünsenize, konuşamayan bir canlısınız ve evinizi paylaştığınız, sizden oldukça güçlü birileri var. rahatsız edilmek istemiyorsunuz ama illa ki gelip sizi kucağına alıyor. evde nereye kaçarsanız kaçın bir şekilde sizi buluyor. diliniz yok, anlatamıyorsunuz. kabus gibi olmaz mı?

    kedinize saygı duyup, ilişkinizde ona kendi sınırlarını belirleme fırsatı verin. onlar oyuncak değil, bizim malımız mülkümüz de değiller. düşünceli olup bu saygıyı ona gösterirseniz inanılmaz sağlam bir iletişim kurarsınız. ve iletişiminiz sağlam olduğu zaman kediler birlikte yaşaması en güzel, en mucizevi canlılardan biri. maalesef ben bunu kendi ablama anlatamadım, ama buradan birilerine ulaşabilmeyi umuyorum.

    3 mart 2017 13:35