yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (62)
    • medya (3)

    1. öncelikle ingilizce'yi sevmeniz, hayatınızın bir parçası yapmanız gerekli. ingiliz dili ve edebiyatı okuyorum. anaokulundan beri ingilizce görmeme rağmen ortaokulda ingilizcem çok kötüydü, grammar bilgim sıfırdı. liseye başlayınca yabancı diziler izlemeye başladım. yabancı şarkılar dinliyordum. şarkı sözlerini bir kenara yazarak ezberlemeye çalışırdım. bu şekilde kelmeler aklımda kalırdı.

    başlangıç seviyesinde ingilizce kitaplar okuyabilirsiniz. hatta daha önceden okuduğunuz bir kitabın ingilizcesini alırsanız daha iyi anlarsınız okuduğunuzu. konuyu bildiğiniz için kelimelere odaklanma şansı yakalarsınız.

    ingilizce sözlük okuyun.sözlük karıştırmak en eğlenceli uğraşlardan biridir. bir kelimenin anlamını ararken türkçesine değil de ingilizcesine bakın. aklınızda kalacaktır.

    telefon ve bilgisayar dilinizi ingilizceye ayarlayın. günlük hayatta kullandığımız kelimeler bu şekilde hafızanıza kazınır.

    ingilizce bilmeyi ve ingilizce konuşmayı sevenleri havalılık diye nitelendiren insanlar aldırmayın, mümkünse hayatınızdan çıkarın. şevkinizi kıracaklardır. yeni bir dil öğrenmenin havalı bir tarafı yok. kendinizi geliştirmeye bakın. hiç aldırmayın.

    ama yine de tüm bunları yapsanız bile yanında mutlaka özel ders, dersane gibi kurumlara başvurun. bu saydıklarım sayesinde konuşmayı öğrenirsiniz ama grammar eksik kalınca maalesef ingilizce tam olarak öğrenilemiyor.

    (yazar: catlover04) uktesiydi.

    10 şubat 2016 14:38

    2. anadolu lisesinde 7 yıl okumuş efsanevi nesil geyiğinin üyelerindenim. ilk öğremeye başladığımda çok zorlanmıştım. sınıfın tembeliydim :) sonra tamamen yanlış ve zorlama bir kararla yabancı dil bölümü seçtim. ordan da mütercim tercümanlık okudum. aynı zamanda ingilizce öğretmenliği sertifikası da aldım. zaman zaman gerek işyerinde gerekse çeşitli ortamlarda bana da sorarlar nasıl öğrenebiliriz diye. bence dil öğrenmek hakikaten zor. o zamanlar (11 yaşında başladım anadolu lisesine) öğrenmeseydim şuan hiç öğrenemezdim sanırım. bazen düşünüyorum da hakikaten nasıl konuşup yazabiliyorum yahu :) ya da soruyorlar bu neden böyle de şöyle değil diye. içimden öyle demek geliyor kulaga da cok dogru gelmiyor mu zaten? diyiveriyorum. içselleştirmişim çünkü artık onu. bir cümle kurarken acaba hangi kelime önce gelecek acaba a mi the mı olacak, geniş zaman mı kullansam şimdiki zaman mı diye düşünmüyorum.

    ingilizce öğrenirken karşınıza çıkacak olan bence en büyük engel insanlar. ben dahi hala ortamda benden başka ingilizce bilen bir türk varsa hafif bir kasılma yaşıyorum. çünkü insanımız sagolsun kusur bulmada hiç gecikmez. 2 gram ingilizce bilen dahi bir şeyi yanlış telafüz etsen güler, imalı bakış atar. bunlara hiç ama hiç aldırmamaya çalışın. düzgün konuşmak zorunda değilsiniz. anadilimizi bile düzgün konuşmuyoruz. bir tabir vardır kafa göz yara yara konuşun çekinmeyin derler. aynen öyle. fakat sonra zorlandıgınız kısımları bakın. neden zorlandınız. o kısımda dilbilgisi eksiginiz mi yoksa kelime eksiginiz mi var? örneğin polonyalı bir arkadaşım vardı. telafüzü rezaletti ama ingilizce bilgisi harıkaydı. bildiği kelimeler, kullandıgı cümle yapıları bana taş çıkarırdı. bu insan ingilizce dilinde iletişim kurabiliyor mu? evet, pek ala. o zaman kimseye laf demek, telafuzuyla dalga geçmek düşmez. bu kız eger turk olsaydı ve turkıyede yaşıyor olsaydı belki bu kadar bile geliştiremeyecekti kendini çünkü sürekli arkadaşları, etrafındakiler dalga geçecekti telafuzuyla.

    bi de bunun tam tersi bir olay var. telafuzu muhteşem ama dilbilgisi kötü insan. bak bu da ortamlarda kendini epey kotarır. bozuk cumle kurar hep aynı kelimeleri kullanır ama telafuzdan o kısma odaklanamazsın cok ve ne guzel ingilizce konuşuyor dersin. yani demem o ki insanlar bana güler, bu nasıl telafuz ediliyordu diye kendinizi kasıp, kendi kendizi ingilizceye küstürmeyin. herkesin kendi ingilizcesi kendisine. unutmayın uluslararası dil İngilizce değil; broken english'tir. kendinizden bir amerikalı bir ingiliz gibi ingilizce konuşmayı bekleyip kendinizi yetersiz, ingilizceye kafası basmayan insan olarak görmeyin.

    ay ingilizce benim belam ya bir türlü öğrenemiyorum kafasından da çıkın. neticede bir iletişim aracı bir ders değil. yoga kursuna, biçki dikiş kursuna nasıl gidiyorsanız ingilizce kurslarına da öyle gidin.

    ingilizce dizi izleyin. altyazılı izleyin hiç farketmez. duyarak zihninize dilin ahengini bilinçsizce alıyorsunuz. altyazılı izlemek bir işe yaramaz demek buyuk hata. bir süre sonra bazı kelimeleri cümlelerin içinden duyabildiğinizi farkedebildiğinizi göreceksiniz. evet çok sıkıcı ama hergün 10 dakika bile olsa yabancı kanalları izleyin. konusu hiç farketmez. boş boş anlamadan bakın. yine bir süre sonra kelimeleri ayırabildiğinizi göreceksiniz. bakın hala anlamaktan bahsetmedim. diyorum ya kendinize yüklenmeyin. hiçbir şey anlamıyorum diye mızıklanmayın. anlama zaten boşver ilk etapta kimse anlamanı beklemiyor. ilk zamanlar hiçbir şey anlamazsın. sonra bikaç kelimeyi net duyabildiğini görürsün. sonra o kelimeyi ekrandaki kişi ne yaparken kullanıyor bunu görürsün.... 10 tane vlog mu izliyorsun. 1 tanesini ingilizce vlog izle... bu böyle böyle gider...

    bir de şöyle bir yanılgı var. ben dilbilgisinden bıktım hep aynı şeyler. konuşma öğretsinler bana düşüncesi. evet hep aynı şeyler çünkü demek ki sen o hep aynı şeyi hala öğrenememişsin. dilbilgisini tamamlamadan düzgün cümle kuramazsın arkadaşım. yarın mı gideceksin gidiyor musun gittin mi bunu ifade edemezsin. oysa ki sadece I ve go kelimelerini kullanacaksın ama işte söyleyemiyorsun. sen bir dilbilgisini bitir, çalış konuşmaya geçince yine kafa göz yar. konuştukça hatalarını kendin görmeye başlayacaksın zaten ha bunun dilbilgisi böyle olmalıymış ya dersin bi dahaki sefere düzgününü kurarsın cümlenin.konuşurken komplike düşünmeyin uzun cümleler kurmaya çalışmayın. en özet en basit nasıl anlatırım. ilk adım bu şekilde konuşmak olmalı. yoksa cümleye girer çıkamazsın. Malesef ülkemizde dil öğretimi çok kötü. hali hazırdaki bazı ingilizce öretmenleri de bu eğitimden gelme. ingilizce konuşamayan ingilizce öğretmenleri var. bu onların suçu demiyorum. (mesleklerine ve kendilerine yatırım yapıp kendilerini geliştirmemeleri ayrı konu) müfredat dahilinde ders anlatmak zorundalar. balık baştan kokuyor yani. ayrıca etrafta bir sürü dil kursu var malesef çok çok azı dil öğretmekte başarılı. dil kursu seçerken iyi araştırma yapmak ve paradan kaçınmamak lazım. bunca yıllık dil bölümü öğrencisiyim metres gibi para yiyor şu dil olayı onu söyleyebilirim. yurtdışı olanaklarını değerlendirmeye çalışın, olmuyor mu şehrinizdeki erasmus öğrencileriyle tanışın, o da mı olmuyor internet ne güne duruyor? youtube, instagram, facebook, twitter daha bi ton mecrada yorumlar yazın yorumlaşın. ebayden amazondan bir şey almaya çalışın ödeme sayfasında ayrılın :) sevdiğiniz ürünlerin kullanım bilgilerini okuyun. örneğin ben almanyadayken rossmannlarda gezip ürün arkası okuya okuya almancamı geliştirmiştim. hem sevdiğim bir şey hem çzömeye çalışıyorum şu kreme bayıldım ama acaba cilt tipime uygun mu ne yazıyo burda şu kelime meydi ya diye diye bir süre sonra baktım okuyup anlıyorum ürün üstü yazılarını.

    ve en önemli püf nokta ise çalışmak çalışmak çalışmak bol bol tekrar etmek. dil çok nankördür. unutulmaya çok meyillidir ve bireysel çaba gerektirir. kursa gittim ödemi yaptım işte bitti gitti değil ne yazık ki ödevini yaptıysan bir ödevlik kadar daha bireysel çalışmak gerekiyor.

    amma da yazdım. şimdilik aklıma gelenler böyle. dahası gelirse editlerim.

    10 şubat 2016 15:55

    3. Öğrenmekten ziyade geliştirmek isteyenlere tavsiyem dizileri filmleri ingilizce altyazıyla izlemeleri doğru başta çok kelime kaynıyor anlam bilinmediğinden ama olay örgüsünden dolayı pek bir şey kaçmıyor normalde türkçe altyazı ile izlediğimizde beyin kolay yolu seçiyor ve duyma kısmı yani ingilizce arka planda kalıyor ama ingilizce altyazı ile izlediğinde beynin seçtiği kolay yol yine okumak oluyor bu sefer duyduğunuzla da bağdaştırıyor ve kelime öğrenimi kolaylaşıyor. Başlangıç için tekrar tekrar izlediğiniz bir dizide filmde deneyin sonra kafamıza göre izleyin gitsin girince alışıyorsunuz

    10 şubat 2016 16:31 23 şubat 2016 22:43


    4. Tek başına yurtdışında bir kursa gitmek çok değil 3-4 ayda öğrenilir

    10 şubat 2016 16:33

    5. ingiliz veya irlandalı sevgili yapın (gizlinot: çok tatlı çok da güzel) derdinizi anlatmaya çalışırken illaki gelişiyor ve insanda dert tasa da bırakmıyor aksanını sevdiklerim.olsada yesek pardon ingilizce öğrensek (gizlinot: ahgfsdfk)

    10 şubat 2016 19:26

    6. yabancı sevgili yapın diyen vicdansız süslülere sesleniyorum allahın ankarasında nereden bulayım zalımlar? anca suriyeliler var burada :(

    ingilizce alt yazılı dizi izlemek.

    -bu ikisi telaffuza,listeninge yarıyor özellikle

    ingilizce şarkıları sözlerine bakarak dinlemek.

    bunların yanında sıkıcı gelse de ingilizce seviyenize göre kitaplar okumak. daha temiz bir ingilizce var çünkü haliyle. cümle yapılarını daha net görürsünüz.

    10 şubat 2016 19:34

    7. konuşurken düşünmeyin. evet en önemli nokta budur. eğer eksikleriniz grammerdeyse ne yazıkki çalışmaktan başka çareniz yok. ancak çoğu türk genci gibi anlıyorum konuşamıyorum diyorsanız en büyük yanlışınız düşünmeniz. çenenizi serbest bırakın. kendinizi ne kadar sıkarsanız beyniniz o kadar çok çaba sarfedicektir. dil çıkışlı ve tercümanlık okuyan birisi olarak en iyi verebileceğim tasiye bu. çünkü düşünürken ister istemez ana dilinizle düşünür yabancı dile çevirmeye çalışırsınız. bi tek ingilizce değil her dilde bu şekildedir. yabancı dili hayatınızın bir parçasına almaya çalışın. müzik, dizi, film hatta okuduğunuz haber ve kitaplara kadar hangi dili öğrenicekseniz o dilde tercih edin. bir süre sonra rüyalarınızı bile yoğunlaştığınız dilde görmeniz mümkün. en önemli şey konuşurken aklınızda iki dil arasında çeviri yapmamanız. simültane çeviri o kadar basit bir iş değildir ve çok rahat bocalarsınız. ha birde inanın konuşurken grammer kurallarına uymak o kadar da önemli değil.

    10 şubat 2016 22:32


    8. Önce konuşmayı öğrenin sonra grammer. Örneğin kendi anadilinizi öğrenirken yani 2-3 yaşlarından bahsediyorum gelecek Zaman geçmiş Zaman vs diye mi başladınız öğrenmeye yoksa önce çat pat konuşarak mı ? Önce konuştuk sonra dilbilgisi kısmına geçtik. Aynı anadilimiz gibi İngilizce de önce konuşarak sonra dilbilgisi ile öğrenilir. Ama bizim ülkemizde önce kurallar öğrenilir hatta yalar yutarsınız ama konuşma fıs

    11 şubat 2016 02:58

    9. benim de kesinlikle, üstüne basa basa şarkılar aracılığıyla olanından bahsedeceğim tavsiyelerdir.

    özellikle telaffuz açısından - bence- daha iyi bir yol olamaz. yapacağımız şey gayet basit. şarkının önce ingilizce sözlerini açıyoruz. şarkıyı da açıyoruz. şarkıyı dinlerken sesli olarak eşlik etmeye çalışıyoruz. sonra sözlükten bilmediğimiz kelimelere bakıp anlamaya çalışıyoruz. son olarak da türkçe çevirisinden ne kadar doğru anladığımızı kontrol edip anlamadığımız yerleri çözüyoruz.

    ingilizce sınavlarında kelimelerin çoğunu şarkılardan hatırlıyorum. telaffuzum çok düzeldi mesela bu yöntem sayesinde. dizi, film vb. tabii ki çok etkili ama ben en çok verimi şarkılardan aldım. şiddetle öneririm.

    edit: (bir entrysini de editlemezse ölecek hastalığı) güzel hikaye kitabı arayanlara oxford bookworms'u önerebilirim. lise hazırlıkta okurduk, seviye seviye, arkasında sorular filan var. d&r'da da (link: http://www.dr.com.tr/search?q=oxford%20bookworms mevcut.)

    11 şubat 2016 04:27 11 şubat 2016 04:31

    10. Şarkıyla işi ilerletmek isteyenlere ufak bir yardımcı uygulama musixmatch kullanabilirler.şarkıdan ziyade belli bir süre (gizlinot: uzun bir sure ) yerliyle konuşma imkanınız olsa çok daha iyi seviyelere gelebilirsiniz.Dilinizi geliştirmeniz dileğiyle.

    11 şubat 2016 20:05 11 şubat 2016 20:05