yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (54)
    • medya (0)

    1. Çok hoşlandığım bir kitapçı vardı. Hem yakışıklı hem de hayalimdeki işi yapıyor. Söylediği her güzel şeyden etkileniyorum. Muhabbetler, çaylar, kahveler. Tabiki onu en yakın arkadaşıma anlattım bir akşam. Şöyle iyi böyle yakışıklı. Durur muyum bir de aradım onun yanında. Çocuk telefonu kapatırken bana görüşürüz gülüm dedi. Ağzım kulaklarıma varmış pişmiş kelle edasıyla arkadaşıma bana "gülüm" dedi dedim. Aradan bir kaç gün geçti. Hoşlandığım çocuğun yakışıklılığını arkadaşımında tescil etmesi ve onunla tanışması için onu kitapçıya götürdüm. Bir kaç muhabbet elma çayı derken benim çocuğu toptancısı aradı. Bir kaç dakikalık konuşmadan sonra benimki toptancısına görüşürüz "gülüm" diyerek telefonu kapattı. O an arkadaşımın ve kendi yüzümdeki ifadenin fotoğrafını çekmek isterdim. Buruk ama eğlenceliydi yaaa

    17 kasım 2018 13:10 17 kasım 2018 13:11

    2. bir tane çocukla flörtleşiyordum. çocuk baya bana aşıkmış edasıyla takılıyordu. fakat o sıralar tatlı bulduğum bir çocuk vardı ve bu flörtleştiğim kişiyle konuşurken başkasını beğenmek bana saçma geldiği için çıkma teklifini kabul etmemiştim. ayrıca bana çok tatlı davranırken yakın arkadaşlarımla tanıştırdığımda öyle gıcık davrandı ki hepsine çok şaşırdım. erkeklere her an sövecek haldeydi kızlara pek takmadı soru sorduklarında iğrenç üslupla cevaplar verdi. her neyse aradan 2-3 ay geçti biz tekrar konuşmaya başladık. çocuk tekrar çok aşığım sana, seni seviyorum,3 ay boyunca aklımda tek sen vardın, hayatımın aşkısın demeye başladı. çok güzel şeyler yazarken bir anda bir şey isteyeceğim yanlış anlamazsan dedi. iste tabii ki yazdım. başta boş ver vazgeçtim dedi falan zorladım ben bunu de hadi merak ettim diye. yakın arkadaşın .....'yı bana ayarlar mısın dedi. yaşadığım şoku anlatamam size. hala anırarak gülüyorum aklıma geldikçe.

    17 kasım 2018 16:17 17 kasım 2018 16:32

    3. flörtleştiğin ve evinde kaldığın adamın eski eşiyle içmeye gitmek zorunda kalmak, eve gelince bir de o kadınla koyun koyuna yatmak. ya allah kahretsin cidden nasıl yaşanabildi bu.

    17 kasım 2018 18:00


    4. Lise dönemlerinde flört ettiğim bey ne kadar güçlü olduğunu kanıtlamak istercesine " geçen sınıftan bir kız bayıldı hemen kucakladım hastaneye götürdüm." diyerek tatlı tatlı anısını anlatırken birden durup beni süzerek " sana bir şey olsa seni kaldıramam ama taşıyamam yani, işte bu yüzden bile kilo vermen gerekir." demesi. Ne ara konu bayılan kızdan benim kiloma geldi anlayamadan gözler dolu dolu oldu tabi.(gizlinot: Fazla kilonuz varsa her muhabbet sizin kilonuza bağlanabilir en azından bende öyle oluyordu) Beni taşır mısın diye bir talebim de olmadı ki niye kıyas yaptın be çocuk. E bayılsam kalsam öleyim o zamancnsjjx Şimdi gülüyorum tabi ama o zamanlar kırmıştı.

    17 kasım 2018 20:41

    5. Lisede okul çıkışıma gelen eski sevgilim otobüste yol boyunca kulaklıkla müzik dinlemişti.

    Ulan öküz neden almaya geldin o zaman?

    18 kasım 2018 01:31 18 kasım 2018 01:32

    6. sevgili aşamasında olduğum flörtüm beni buluşma sonrası arabayla eve bırakıyordu kaldırıma yakın yerde durdu ve ben arabadan heyecanla inerken pat diye yere yapıştım. ve bu beyimiz düştüğümü gördüğü halde arabadan inmeye tenezzül etmeyip görmemezlikten gelip gitti. 

    18 kasım 2018 01:46

    7. bana hediye ettiği çakmağını 3 gün sonra masanın üstünde görüp "aaa bu benim çakmağımdı" diyip cebine atması, akabinde benim utanç içinde hiçbir şey diyememem (gizlinot: sanki çalmışım gibi), sigara içiyor olmama rağmen o gün çakmaksız kalmam ve sürekli başkalarından çakmak istemek zorunda kalmam, o kadar değersiz ve çöp gibi hissetmem ki sonraki 3 gün okula gitmemem. o günden sonra kimsenin bana çakmak veya kalem gibi ufak şeyler hediye etmesine izin vermedim. hâlâ daha birinin çakmağı bende kalmışsa götürür veririm.

    başka bir iç burkulma anısı ise flörtümün bana "kilo verip sigarayı bıraksan aslında taş gibisin" demesiydi. bunu bana beraber spor yaparken söylemesi ayrı bir facia, benim çok istememe rağmen kilo veremiyor ve sigarayı bırakamıyor olmam ise apayrı bir facia. çat etti kalbim. o zamanlarda ise böyle duygusal kırgınlıklarla mücade etmenin tek yöntemi olarak hırçınlaşmayı biliyorum. "onları yapabilseydim sana bakmazdım zaten" dedim. ben hırçın bir insan değildim süslüler, insanlar canımı yaktıkça öyle oldum.

    en uç örnek olarak flörtüm olan (gizlinot: basbaya öyle davranıyordu) kişinin sevgilisiyle yolda karşılaştık. benim sevgilisi olduğundan haberim yok. sonrası şok, kan, ter, gözyaşı.

    başka bir flörtüm de asla "benim gibi" kızlarla beraber olamayacağını, çünkü benim saç boyatıp (gizlinot: ????) cinsellik yaşadığımı (gizlinot: ona ne oluyorsa?!), böyle bir kızı kendine asla "yakıştırmayacağını" söylemişti -ki bu olay ankara'daki büyük bir üniversitede oluyor. arkadaşları da onunla hemfikirdi. hâlâ daha arkamdan konuştuklarını biliyorum. bunu yapanlar asistan bir de.

    bütün bu olaylar üstüne başka anlatmadıklarım birleşince, sonuç olarak okuldan/bölümden çok az kişiyle muhattap oluyorum, yeni birisiyle tanışmak zorunda kalırsam (gizlinot: gelip kendilerini tanıştırırlarsa) yüz vermiyorum, günaydın diyen sima olarak tanıdık insanlara soğuk davranıyorum ki gelip tanışamasınlar. kısacası, okulda çok gudubetim, kasıtlı olarak iticiyim, yürürken insanlara değil ufka veya duvarlara bakıyorum, her türlü temastan büyük bir tiksintiyle kaçınıyorum. bu olaylar zinciri beni o kadar çok kırdı ki, sosyal hayatımda sadece uzun yıllardır tanıdığım birkaç lise arkadaşımla görüşüyorum. okulun bitmesine ise gün sayıyorum. aileme ve oturmuş arkadaşlık ilişkilerime şükrediyorum.

    benim de hatalarım var elbet; en büyüğü doğru kararlar alamamak olmak üzere. yine de, çok üzgünüm ve çok kırgınım. keşke bu insanlarla aynı şehirde bile yaşamak zorunda olmasam.

    evim, canım evim.

    18 kasım 2018 02:48 18 kasım 2018 02:55


    8. kendimce flörtüm olduğunu düşündüğüm sınıf arkadaşım yanıma oturup "seni bir kuşa benzetiyorum" diyip yüzüme bakmıştı uzun uzun. heyecan içinde bekledim acaba ne geliyor bunun devamından diye. "çilli tavuk kuşuna puhahahahah" dedi, kusarak güldü ve kalktı gitti.

    18 kasım 2018 14:36

    9. ortaokuldayım. bir kursa gidiyorum. bir çocuktan hoşlanıyorum. baktım o da ilgi gösteriyor. geliyor yanıma oturuyor. konuşuyoruz falan. heyecanlanıyorum. sonra telefon numaramı istiyor. veriyorum. hemen karşımızda arkadaşları tüh be kazandıı diyorlar. resmen iddia malzemesi olmuşum. o gün kalbim çatır çutur kırılmıştı. hepsinin abv.

    ya dayanamayacağım edit yapacağım. benim böyle çok ibretlik anım var. siz süslülerle onları da paylaşmak istiyorum. düşündükçe aklıma geldiler yine. bir kere de şey olmuştu yine ortaokuldayım bu sefer başka bir çocuktan hoşlanıyorum. (gizlinot: swh) o zamanki en yakın arkadaşım olacak şaşkın da gitmiş çocuğa mesaj falan atmış. aklınca aramızı yapmaya çalıştı herhalde. sonra ben ne göreyim. çocuğun facebookta arkadaşıyla olan konuşması çıktı karşıma. okurken "sarışın bir bomba"dan bahsettiğini görüyorum. kötü olansa ben sarışın değilim fakat o arkadaşım sarışındı...

    bu sefer lisedeyim. bir gün telefonuma bir mesaj geliyor. "merhaba ben x" diye. x de o dönemde hoşlandığım çocuk. sevinçten havalara uçuyorum ben tabii. ohaa numaramı bulmuş diye deliriyorum. sonra gelen mesaj ne olsa beğenirsiniz. "y'den uzak dur birader" diye bir mesaj. meğer o x benim x değilmiş. yanlış numaraymış. hiç tanımadığım bir adaşıymış. sevincim kursağımda kalmıştı.

    18 kasım 2018 16:30 18 kasım 2018 16:43

    10. 8.sınıftayken lise 1'de okuyan bir sevgili edinmiştim kendime ne alaka bilmiyorum. Boş gezenin boş kalfasıydı kendisi. Neyse bir gün parkta buluşacaktık, ben de annemin lcw'dan en son aldığı (gizlinot:o zaman lcw baya havalıydı yalnız) kıyafetlerimi giydim hepsi yepisyeni böyle, saçlarımı taradım, güzel bir tac taktım, bir de vişneli nivea lipbalm sürdüm. Jilet oldum kendimce. Nasıl heyecanlıyım.

    neyse gittim baktım oturuyor bu çardağın birinde. naber falan dedim. Suratı düştü. İyidir sen dedi. İyiyim dedim. Heyecanlı heyecanlı nasıl beğendin mi dedim. Demesin mi bu "bu ne yeaa çocuk gibisin git biraz havalı şeyler giy" 

    Sen o kadar özen, giyin, velet sana çocuk gibisin havalı şeyler giy desin. Sonra da hazır sıçmışken sıvadı "yanlış anlama bizim liseli kızlar baya havalı da sen de olabilirsin yaniii" benim kalp bir kırıl, bir parçalan. O kadar üzülmüştüm ki o güzelim jilet kıyafetleri uzunca bir süre giyemedim. Sonra beni liseli havalı bir kızla aldattı zaten ribozomsuz.

    lan at kafalı sanırsın sen benden 10 yaş büyüksün, sen kendi tipine bak, çocuk gibiymişim. git o zaman büyük bul ne demeye ortaokuldan kız düşürüyosun. Bakın yine sinirlendim :(

    iş hayatına girdim, garip bir şekilde hala kıyafet alırken "ya bu acaba çocuksu mu" diye birilerine sorma gereği duyuyorum o at kafa yüzünden.

    18 kasım 2018 17:05