yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (13)
    • medya (0)

    1. aşağıdaki yazıyı okumaya üşenenler için (link: http://www.youtube.com/watch?v=XP3cyRRAfX0 Özet burada)

    okumak isteyenler içinse, kadın tarihine minik bir özet geçeyim.

    (no: (no:17412)) nolu bekaret yazımda da belirttiğim üzere, kadınlara oy kullanma hakkı bundan 50-100 yıl önce kadınlara bahşedilmiş. yani aslında 50-100 senedir gerçek anlamda birey sayılıyoruz. feminizm hareketinin doğuşu da yine dönemlere rastlar. bu konuda dünya savaşlarına şükran borçlu olmalıyız. azalan erkek nüfusu yüzünden, kadınların erkek işi sayılan işleri yapmaya ve böylece para kazanmaya başlamalarıyla feminist hareket ortaya çıktı. ancak bu hareketin ilk meyvelerini, yani oy konusundaki hakkımızı sadece 1900'lü yıllarda elde edebildik. (bu konu daha uzun ama okuyanları bunaltmak istemiyorum)

    oy vermeyi bir dönüm noktası olarak kabul ediyorum, sembolik bir dönüm noktası bu. çünkü bu döneme dek kadınlara mükemmel ev kadını olma eğitimi veriliyordu. küçüklükten itibaren kadınlar, kocalarına mükemmel bir eş olabilmenin bir kadının hayatındaki en önemli amaç olduğu bilgisiyle büyütüldüler. bu dönemde çoğu kadın bu akıma kapılarak yeteneklerini heba etti, kalan bir avuç radikal kadın ise eserlerini anonim isimlerle yayınladı. (bu konuda güzel noktalara değinen "Mona Lisa Smile" adlı filmde de 1950'lerin kadınlarına yakından bakabilirsiniz.)

    yıllar geçti, kadın cinsinin de birey sayıldığı dönemlere geldik ancak kadınlar değişmedi. çünkü kadınlar bu konuda tuzağa erkeklerden daha kolay düşüyorlar. sebebi de, kadınların küçüklüklerinden itibaren tek bir doğa amacı için yetiştirilmesi. bu durum, kadınları tam kalplerinden vuruyor (ya da rahimlerinden demeliyim). kadınlar 30'lu yaşlara gelince çocuk sahibi olmak "istiyorlar", bu alarm zili çaldığında çoğu kadın ne kadar akıntıya ters yüzmeye çalışsa da doğanın çağrısına karşı gelemiyor. toplumsal yaşamın getirdiği üreme kanunları da bebek için gereken malzeme listesinde evlenilecek bir koca olmasını şart koşuyor.

    bebek malzemeleri

    ---------------------------

    1 adet koca

    peki kocayı nasıl elde edecek kadın? bilgisiyle mi, çekiciliğiyle mi? sistem, bu mesajı hem erkeklerin hem de kadınların bilinçaltına kazımış bile. evlenilecek kadın = güzel kadın. Güzel kadın = meme, ince bel, uzun bacak vs.

    tüm kadınlar için korkunç bir mücadele vakti başlıyor o zaman. öyleyse yeterince güzel olursam, koca bulabilirim. daha fazla erkeğin dikkatini çeker, genlerimi geleceğe taşımada daha avantajlı duruma geçerim. rakibim olan hemcinslerimi alt ederim. (gelsin kozmetik satışları, gitsin moda trendleri, para kazansın iş adamları)

    işte özet bu. belki yükselen feminizm akımı ile kadın cinsi bir kırılma yaşamış olabilir ama bu kırılmanın tadını çıkaramadan kapitalist akıma yakalandı. şimdi de sistematik olarak zekamızın azaltıldığı bir dönemdeyiz. bu noktada sadece kadınların değil, insanlığın entelektüel olarak geri kaldığını düşünüyorum. zira daha iyi yönetilmek için düşün(e)mememiz gerekiyor. beyin hücresi öldüren televizyon programları, okuduktan sonra bize bir şey katmayan yüzeysel kitaplar, bol popo sallamalı klipler ve onların arka planına gürültü olsun diye eklenen basit müzikler, sadece bol ağlamaklı trajedi pazarlayan filmlerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. her şey basit ve kolay anlaşılacak şekilde tasarlanıyor. bu yüzden diğer her şey gibi bilgi de artık daha zahmetsiz, daha kolay elde edilebilir durumda; bu da onun değerini anlayamayıp, bilgiyi de çabuk tüketmemize sebep oluyor.

    hayatı boyunca gelinlik giymeyi hayal eden, üniversiteye koca bulmak için giden, eşi istemediği için işe gitmekten vazgeçen, bebeği doğduktan sonra kariyer planlarına veda eden, 5 kilo fazlasını kafasına takan, daha çok beğenilmek için 3748398 milyonuncu kırmızı rujuna para bayılan kadınları gözünüzün önüne getirin. bu kadınlar, annelerinin karnından bu şekilde doğmadı. hepsi yıllar boyunca aileleri, öğretmenleri, çevreleri ve televizyon ekranları ile işlendiler, hamur gibi yoğuruldular. (erkeklerde de durum farklı değil aslında. kapitalizm, erkekleri de sevişme arzusuyla vuruyor. "vücut geliştir, para kazan, araban olsun ki kızlar kollarına koşsun.")

    zaten övgü de bilgiye değil, güzelliğe yapılırken; entelektüel olarak geri kalmamızda neden bir sorun olsun ki?

    Not: ukte idi.

    1 ekim 2014 15:43 1 ekim 2014 15:58

    2. Bunun tek sebebi biziz. Ne yapıyorsak kendi kendimize yapıyoruz. Yokluk falan hikaye. Isteyen her şekilde her şartta yapar. Bir çoğumuz entellektüel olmaktansa güzel, seksi olmak istiyoruz. Bu da bir kısır döngü olmaktan öte geçemiyor. Diyelim ki sana bir rol biçildi sen de isyan etmektense bunu kabul ettin. ee ama aynı rol kızına da biçiliyor. Onu da savunmuyorsun. Bu rollerin kendine yakıştırılmasına sen en başta son paranla belki 3-5 tane kitap alabilecekken mac'ten ruj alarak sebep oldun. Belki seninle siyaset tartışmak için masana oturan erkeği göğüs dekoltenle etkilemeye çalıştığın için seni şu anda sex objesi olarak görüyor. İşin bu kısmını geçersen de sen ne biçim kadınsın lafına maruz kalıyorsun o da ayrı. Hayır arkadaşım makyaj yapmıyor diye lezbiyen değilim. Sana anlatacak çok şeyim var ama sürekli aklın organında olduğu için odaklanamıyorsun söylediklerime. yani ben entellektüelim ama senin kadına bakışın bunu görmene izin vermiyor. Kafanı kaldırıp gözüme bakabilsen bunu sende anlayacaksın ama korkuyorsun olay bu.

    1 ekim 2014 19:15

    3. burada görmekten üzüntü duyduğum başlık.

    ne entelektüellik tanımını ne de kadının gerçekten geri olup olmadığını tartışmadan birtakım bahaneler ve suçlamalardan başka bir şeyi çağrıştırmayan bu başlığın altına istediğiniz kadar ataerkil düzen, toplum filan diyin. benim bile aklımda tek kalan şu: kadınlar entelektüel olarak geridir.

    16 haziran 2015 13:45 8 ekim 2015 10:37


    4. Çevremdeki erkeklerin hepsi entelektüel olarak geri kalmış insanlar, bilgili insanlarla da tanışıyorum ve bunların içinde erkekler kadar kadınlar da var. Dolayısıyla bir erkeğin entelektüel açıdan geri kalmasıyla benzer nedenlerdir diyeceğim.

    Öğrenmeye açık olan ve okuyan herkes entelektüel olabilir bunun cinsiyetle ne alakası var?

    16 haziran 2015 20:43

    5. Toplum tarafından ev işlerine, çocuklara ve dış görünüşüne önem vermesi yönünde baskılanması. Son dediğim bakım makyajı kendini iyi hissetmek için yapmak değil, toplumdan dışlanmamak için ekstra çaba harcamak zorunda hissetmek. Belki bir kot kazak giyip çıkacak evden ama çirkin bakımsız derler korkusu içine işlemiştir. Anneler genç kızlarının ders çalıştığını ya da kitap okuduğunu göre göre ev işi kilitlemeye çalışır. Zamanını çaldığı yetmiyormuş gibi ev işlerinden soğuyan bir kızı vardır artık. Az biblo al da evin işi azalsın bari kadın, ya da kızın boş zamanına denk getir... evet, bu konuda artık şeytan ayrıntıda gizli, sosyopolitik analizlere gelene kadar günlük hayata bakmalı.

    7 ekim 2021 01:12

    6. yanlış bir genelleme yapıldığını düşünüyorum. ben bugüne kadar benden daha entelektüel diyebileceğim, toplasan toplasan 2 erkekle karşılaşmışımdır. "denklik" kurmakta sıkıntı çektim. bunun da sadece benim sorunum olduğunu düşünmüyorum. bu ülkede insanların yüzde 80'i, hiçbir şekilde imla kurallarına uygun, doğru yazı yazamıyor... sadece bunun üzerine düşünmemiz yeterlidir.

    7 ekim 2021 23:03

    7. Kadınların entelektüel olarak geri kaldığı çıkarımını neye dayanarak yapıyoruz anlamadığım başlıktır. Erkeklerde celal şengör bile entelektüel sayılıyor, çok da bir kriter yok yani onlar için.

    8 ekim 2021 16:35


    8. Türkiye'de yaşayan erkekler mi entelektüel? Tek takip edilen spor dalı futbol, sohbetlerinin yüzde sekseni kadınlar, ilgi alanları araba, en son izlenen film fast and furious 8.

    8 ekim 2021 18:00

    9. süslü sözlük'te film analizi yapılmamasını kadınların entelektüel olarak geri kalmışlığına bir örnek olarak göstermek okuduğum en komik argüman.

    6 senedir süslü sözlük, 10 senedir de ekşi sözlük yazarıyım. süslü sözlüğün varoluş nedeni belli: kozmetik vb gibi konularda bilgi paylaşımı yapmak. şahsen film, kitap analizi, siyasi konularda görüş ya da mesleğimle alakalı ciddi bir paylaşım yapacaksam ekşi sözlüğe ya da twitter'a yazıyorum. bildiğimiz her haltı üye olduğumuz her platformda paylaşmak zorunda değiliz dimi? burası benim için "en iyi lazer nerede yaptırılır, saç yakmadan nasıl açılır, en iyi şeftali tonlu allık hangisidir" sorularına cevap aradığım bir platform. kadınların entelektüel varlıklar olduğunu kanıtlamak için tarkovski filmlerindeki sembolizm unsurunu da burada yorumlamam gerektiğini bilmiyordum. dante'nin ilahi komedyası'yla ilgili beş paragraf yazımı ekşi'ye sakladığım için beni affet süslü ahalisi :d 

    8 ekim 2021 19:45 8 ekim 2021 19:46

    10. eğer tarihsel süreçte tarihe adını yazdırabilmiş kadın sayısının azlığı kastedilerek veya anadoluda, taşradaki kadınlar kastedilerek söyleniyorsa bunun nedeni net bir şekilde kadının eve kapatılması, okumasına engel olunması, son 50 yıl için evdeki televizyonu bile izleyecek vakti olmadan ev içerisinde aktif bir şekilde ailesine bakmak zorunda bırakılmasıdır. ha geri kalan grup içerisinde benim çok iyi eğitimli - eğitimsiz insanlardan oluşan geniş çevremde büyük çoğunlukla tam tersi geçerli. erkekler her konuda çok şey biliyormuş gibi çok fazla konuştuğu için daha entelektüel gibi gelebilir insanlara, hatta size uzmanı olduğunuz konuda bile akıl verebilirler, özgüvenleri sağolsun, ama hiç de daha entelektüel değiller. yine de günümüzde eğitimli ve çalışan insanlar olmasına rağmen bir evlilikte erkek daha entelektüel ise o evlilikte evin, çocuğun ve adamın bütün yükünün kadına yıkıldığını görebilirsiniz. erkek ilgilendiği spor dalına ait bir maç veya ülke gündemi ile ilgili bir açık oturum izleyerek kültürlenirken kadın mutfakta bulaşıkları dizip çocuğunun ödevi ile ilgileniyordur her gün. bunun en göz önündeki örneklerinden birisi için (bkz: emrah safa gürkan). kızlarının ve evin tüm sorumluluğunun eşinde olduğunu utanmadan dile getirmiştir kendisi.

    8 ekim 2021 21:44 8 ekim 2021 21:46