1. (gbkz: kanserli çocuklara umut vakfı)'nın kısa hali. vakfın kendi kendilerini tanımladıkları ifade şu şekilde "Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV), 2000 yılında çocukları tedavi görmekte olan aileler ile hekimlerinin bir araya gelmeleriyle kuruldu. Vakıf, maddi sorunları nedeniyle tedavileri aksama riski taşıyan çocukların tedavilerinin sürekliliğini sağlayarak, kanserle mücadelede önemli bir gereksinim olan psikolojik destek ve çocuk psikolojisine uygun tedavi ortamı sağlamaktadır. Çocukların tedavi süreçlerinde Aile Evi’nde ve çocuk hematoloji-onkoloji servislerinde psikolojik, sosyal, fiziksel ve tıbbi açıdan yaşam kalitelerini arttıracak etkinlikler yürütmektir." [(link: https://kacuv.org/kurulus-ve-amac/ kaynak)]. bana göre ise "her kahraman pelerin kullanmaz".
2014'ten beri gönüllüsü olduğum vakfı kendi gözümden anlatmak istiyorum sizlere. 2014-2016 yılları arasında (eğer yanlış hatırlamıyorsam) aktif gönüllülük yaptım. birden fazla gönüllülük çeşidi var, ben çocuk etkinlik gönüllüsüydüm. en eğlenceli, ama bence en tahrip edici etkinlik çeşidi bu. sahaya çıkmadan önce 2 tam gün eğitim almanız gerekiyor, eğitimsiz asla çocukların yanına yaklaşamazsınız. bu konuda çok katılar, beni de eğitim için beklettiler. yurt dışındayken bile mail atıp taciz ettiğim zamanlar oldu, "eğitim yapsanıza, ben de gönüllü olmak istiyorum" diye başlarının etini yedim. bir eğitimi yurt dışında olduğum için kaçırdım ne yazık ki, döndüğüm gibi de eğitimimi aldım ve gönüllü olarak başladım (hatta eğitimin ikinci günü benim doğum günümdü yanlış hatırlamıyorsam). hala da gönüllüsü olmaktan gurur duyarım.
eğitimler uzun aralıklarla oluyor ne yazık ki, çünkü 3-5 kişiyi toplayıp sürekli sürekli eğitim vermek imkansız. o yüzden 20-30 kişilik gruplar halinde eğitimler oluyor, ki bu da 2-3 ayda bir gibi bir süreye denk geliyordu sanırım. sayılara çok fazla takılmayın, anlatmak istediğim şey temel olarak şu: canınız istediği zaman gönüllü olamıyorsunuz. aklınızda varsa gecikmeden başvurun, daha eğitim için bekleyeceksiniz. eğitiminizi alacaksınız, sonra dağıtımınız yapılacak falan derken işiniz uzun.
en eğlenceli kısmını anlatmaya gerek yok, çocuklarla birlikte oyun oynuyorsunuz. kocaman kocaman abiler ablalarsınız, 5 yaşındaki çocuklarla birlikte boyama da yapıyorsunuz, oyun hamuruyla da oynuyorsunuz, ps4 de oynuyorsunuz... vakıf size eğitim verdikten sonra kendi başınıza bırakmıyor asla, o konuda şüpheniz olmasın. malzeme ikmalinizi yaparlar, eksik gedik bırakmazlar, hatta size oyun/etkinlik kılavuzu bile veriyorlar. hayatımda birlikte çalıştığım en renkli, en farklı ama en eğlenceli ekiptir kaçuv ekibi. özellikle buket ve aslı'ya buradan da teşekkür ederim.
tahrip edici kısmı ise psikolojik. bu konuya çok girmek istemiyorum ama eğitimde zaten yeterince girecekler. merak ediyorsanız mesaj atarsınız, belki birazcık daha anlatabilirim, ya da siz en iyisi gönüllü olarak başvurun, eğitiminizi alın hehe. tek bir şey söyleyip bu konuyu geçiyorum: bu hafta serum direğine tırmanan bir çocuğu bir sonraki hafta tekerlekli iskemlede görebilirsiniz. ya da birlikte oynadığınız çocukları bir sonraki hafta geldiğinizde hiç göremeyebilirsiniz. bu çocuklar kanser hastası, unutmayın. neden bahsettiğimi anlamışsınızdır.
sahaya 2 gönüllü olarak çıkıyorsunuz. tek çalışmanız çok uygun değil, zaten çocukların maşallahı var. bir gönüllü arkadaşınız daha oluyor, çalıştığınız gün ve saatiniz belli zaten, birlikte gidip oynayıp süreniz bitince ayrılıyorsunuz (asla sürenizin bitişinde ayrılamıyorsunuz gerçi. ne siz bırakmak istiyorsunuz, ne çocuklar sizi bırakıyor. çok tatlılar be). eğitiminizi alıp sahaya çıktığınız ilk gününüzde sizinle birlikte mutlaka daha tecrübeli olan gönüllüler de geliyorlar. benim ilk günümde buket yanımızdaydı diye hatırlıyorum, o yüzden buket'e ayrıca düşkünümdür hehe.
yanlış hatırlamıyorsam haftada 2 gün gönüllüsünüz, ama 1 gün de olabilir. çok uzun zaman geçti üstünden, unuttum. 2 saat oynuyorsunuz 1 günde. ilk başlarda haftanın her günü gidesiniz olacak, 2 saat yetmeyecek, ama abartmayın. hasta olup yorgun düşüp bir sonraki hafta gitmeyeceğinize 2 saat gidin. o çocuklar sizi bekliyorlar, umutlandırıp utandırmayın kimseyi.
2016'dan beri hiç hastane etkinliklerine katılamadım. vaktim olsa da keşke gidebilsem... ben gidemiyorum, bari isteyenleri yönlendireyim diyerek kendimce böyle şeyler yazıyorum arada sırada. hatta uzun süredir aktif olarak gönüllü olmadığım için "acaba beni atmışlar mıdır" diye düşünüyordum, güç bela fırsat bulup bir organizasyonlarına katılınca öyle olmadığını gördüm. gördüm diyorum çünkü gerçekten gördüm. ailenin bir parçası olduğunu hissettikten sonra bir daha böyle bir düşünce aklımın ucundan dahi geçmedi.
diğer gönüllülük çeşitlerinden de hemen hızlıca bahsedeyim.
hastane destek gönüllüleri belirli günlerde, özel olarak çağrılan gönüllülerdir. mesela 23 nisan etkinliği düzenler vakıf, siz de destek olarak gider, sadece 23 nisan'da gönüllü olursunuz. rutin olarak her hafta gitmiyorsunuz yani. eğer vakit bulamayacağınızdan ya da yapamayacağınızdan şüpheleniyorsanız belki bu gönüllülük ile aklınızdaki sorulara cevap bulabilirsiniz. ben daha fazlasını istiyorum diyen herkes çocuk etkinlik gönüllüsü olabilir (yani sanırım. sonuçta vakıf adına konuşan biri değilim ben. umarım yazıyorum diye bana kızmazlar).
diğer gönüllülük çeşitleri hakkında pek bilgim yok açıkçası. bazısında merkez ofiste evrak işleri yapmanız gerekiyor, bazısında sosyal medya ile ilgilenmeniz gerekiyor vs. benim ilgimi çekmediği için pek bilgim yok açıkçası, ama her zaman vakfa ulaşıp istediğinizi sorabilirsiniz. yardımcı olacaklardır.
aile evine de ufaktan değinmek istiyorum. cerrahpaşa tıp fakültesi'nin hemen yanında bir yer burası. şehir dışından, hatta yurt dışından gelmiş ve tedavisini alan ailelerin tamamen ücretsiz konakladıkları bir yer. çocuklar ve anneleri için gerçekten bulunmaz bir yer.
kişisel olarak bendeki etkilerinden de bahsedeyim kısacık. o çocuklarla birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini unutuyorsunuz. hem vicdani olarak, hem fiziksel olarak bir işe yaradığımı hissediyordum her hastaneye gittiğim zaman. çocuk psikolojisi üzerine dünyaları verip de öğrenemeyeceğiniz şeyleri bizzat yaşayarak öğreniyorsunuz. insan ilişkilerinizi muhteşem geliştiriyor çünkü çocukla iletişim kuruyorsunuz. çocukla iletişim kurabilirseniz her insanla kurarsınız. çocukların yanında ailelerle de iletişim kuruyorsunuz. kimi aile aylardır orada, yeni yüzlere hasret kalmış durumda. 10 dakika sohbet etseniz +100 moral ekliyorsunuz. kimi aileye de zaman kazandırıyorsunuz. mesela anne, çocuğunu bırakıp evinin elektrik faturasını yatıramamış. siz ona 2 saat kazandırıyorsunuz, 12 saatlik işi o 2 saatte halledip dönüyorlar.
bol bol teşekkür alıyorsunuz, iyi ki varsınız diyorlar, takdir ediyorlar falan ama asıl kendinizi tanıyorsunuz orada. özünüzü o çocukların yanında buluyorsunuz. çocukla çocuk olan kişiden zarar gelmez. çocuk sizi severse herkes sever.
(yazar: havaryu) uktesiydi.