7.
kısırlaştırmadığınız kedileriniz doğurduğunda onları sahiplendirdiğiniz her evin, aslında bunun yerine sokaktaki bir canı sahiplenerek onun hayatını kurtarabilecek olduğu aklınızda bulunmalı. sokakta tir tir titreyen, ısınmak için girdikleri araba motorlarında parçalanarak ölen kediler varken mesele kedileri kısırlaştırmayıp doğanları sahiplendirmekle bitmiyor, keşke bitseydi. hepimiz sokaktakiler için sorumluyuz çünkü onları biz evcilleştirdik sonra da bu betonları biz yığdık.
tanım: evini bir kediyle paylaşan her sorumluluk ve bilgi sahibi insanın yapması gereken eylem. hatta gücü yetenlerin sokakta baktıkları canları da kısırlaştırması yapabilecekleri büyük bir güzellik olur. bu konuda muhtarınızla konuşabilirsiniz, mesela bizim muhtarımız kermes yapıp para topladı geçen baharda, bulabildiği her hayvanı kısırlaştırdı. senelerdir düzenli olarak sokak hayvanlarına bakan bir insan olarak bulduğum kedi cesetlerinin ciddi oranda azaldığını söyleyebilirim.
hala daha kedilerin sokakta yaşamasına alışkın hisseden, onların "doğal" ortamının bu olduğunu düşünen varsa size yıllardır yaptığım gözlemlerimi aktarayım.
kediler, köpekler kadar geniş bir alanda yaşamaz, hep yakın çevrelerde takılır, yalnızca kızgınlık dönemlerinde biraz daha uzaklaşmayı göze alırlar.
peki, bir sokak kedisi ölüme nasıl yaklaşır?
öncelerde korkar, hep korkak yaşar. arabadan, insandan, köpekten korkar. bir sokak kedisinin insancıl olmaması ve korkak olması büyük bir avantajdır çünkü onu hayatta tutar. tekme yemesi, soğukta tepesinden aşağı su dökülmesi, çocukların elinde oyuncak olması gibi olasılıklar azalır çünkü.
ancak hep saklanarak yaşayamaz çünkü mama bulması gerekir. bu da risk almak demektir; çöpten yemeye çalışırken panik ve şüpheyle etrafına bakınan kedileri hepimiz görmüşüzdür. çöpe attığımız keskin konserveler, cam kırıkları, bozuk yemekler onları yaralar, hasta eder, enfeksiyona sebep olur, kemikler boğazlarına batar. ya da en basitinden günlerce yiyecek bir şey bulamazlar. hayvanın gücü düşer.
gücü düştüğü zaman daha da korkaklaşır, ama korkaklaşmaması, yine de risk alıp yiyecek bulması gerekir. bu durumda ne olur biliyor musunuz? normalde almadığı riskleri almaya başlar çünkü durum acildir, beslenip iyileşmesi gerekir, kendisine sıcak bir ortam bulmalıdır. kendisini trafiğe daha fazla atmaya başlar, köpeklerin havlamalarını duymasına rağmen saklandığı yerden çıkmak zorundadır, insan kalabalıklarının arasına korksa da girmek durumundadır. ya risk alacaktır ya da hastalıktan ve açlıktan kırılacaktır.
bu durumda aldığı riskler gittikçe büyür. dikkatsiz davranır çünkü acısıyla ve açlığıyla zihni dönmüştür. bu dikkatsizliklerden birinde de can verecektir.
yaklaşık 9 senedir bulunduğum mahallenin kedilerini kışın her gün, yazları gün aşırı besliyorum. sizi temin ederim ki hiçbir kediyi en fazla 1.5 seneden fazla görmedim, %70'inin ölüsünü kendim topladım. yetemiyorum çünkü ve üstüne basarak söylüyorum, sokaklar onlar için değil! kediler 20 sene yaşayabilen hayvanlar. bu da daha çocuklukları bile bitmeden ölmeleri anlamına geliyor. sokakta can kavgası var, sokakta en az bizim kadar acı çekebilen varlıklar korkunun ve acının her türlüsünü yaşıyorlar. ve bunlar bizim onları mahkum ettiğimiz yaşam koşulları nedeniyle gerçekleşiyor.
"amannn çok tatlı" diye evine kedi alıp, 3 gün sonra "ama ben sömestr'da memlekete gidecektimmm" benzeri bir bahaneyle sokağa atan binlercesi varken, kedilerinizi kısırlaştırın. izin verin de sokaktakiler yuva bulsun.
25 aralık 2016 12:54
25 aralık 2016 13:13