kitap

1. 3 idiots filminde ranço tarafından "görsel ya da dokunsal yollarla; aydınlanma, anlama, bilgiyi artırma, beynin eğitilmesi amacıyla yapılmış olan; resimli, resimsiz, kauçuk kapak, kâğıt kaplama, jelatinli, jelatinsiz türleri olup; içerisinde önsöz, tanıtım, fihrist bulunan; bilgileri kaydeden, analiz eden, özetleyen, organize eden aletlerdir" diye tanımlanan nesne.

2. artık hepsinin jelatinli olarak satılması gerektiğini düşündüğüm okunacak sayfalar bütünü (tanım yaparken çok kasmak).

daha önce eksik sayfa deneyimimi  şuradaki girdimde paylaşmıştım. az önce sevgili beceriksizsuslu' nün de benzer bir  durumla karşılaştığını okuyunca (daha önce başkalarından da duymuştum bu durumu) "eaaah ama ya" dedim. mesela en son idefix'ten can yayınları'na ait ve aynı yazarın olmak üzere iki kitap siparişi verdim, mis gibi jelatinliydi ve kendim yırttım jelatini. budur işte ya. olması gereken şey bu. mağazalardaki kitaplar da böyle olmalı. napcan içine bakıp, arkasında yazıyor işte kitabın konusu. çok merak ediyorsan interneti açıp bak arkadaş. birincisi ben mecbur muyum sıfır ürün olduğu halde sayfaları buruşturulmuş ve mıncırılmış kitap almaya, ikincisi ben mecbur muyum sayfaları yırtılmış kitabı geri göndermekle uğraşmaya. ne olacak o kitap, çöpe mi gidecek geri gönderince. yazık, ağaçlara yazık.

jelatinli kitap istiyorum. lütfen artık ya.

edit: sayfaları yırtık gelen kitabım da jelatinliydi ama mutfakta kullanılan sera var ya onun gibi düşünün. kapalı değil yani. ne kadar zekice yani aman tanrım. hiç açılamaz o poşet.

3. deniz bankın sponsorluğunda ünlü isimler türk ve dünya edebiyatından kısa hikayeleri seslendirmişler. Ortaya çıkan sesli kitap serisi çok kaliteli olmuş ben de yolda giderken dinliyorum. birileri youtubea da yüklemiş arzu edenler açıp dinleyebilirler.

4. Dünyada servetini fonlar ya da vakıflar üzerinden yönetenleri dışarda bırakırsak en zenginlerden Warren Buffett’ın gününün %80’ini kitap okuyarak geçirdiğini, Bill Gates’in yıllık yaklaşık 50 kitap bitirdiğini ve 2 hafta sadece kitap okumak için inzivaya çekildiğini, son zamanlarda medyatikliği sayesinde çok iyi bildiğimiz, SpaceX’in kurucusu ve Tesla Motors ile PayPal’ın kurucu ortaklarından Elon musk’ın “roket yapmayı kitaplardan öğrendim” itirafını biliyor muydunuz?

Buffett’ın gününün %80’inin maliyetini düşünmek dahi istemiyorum ya da Gates’in yılda iki haftasının yine parasal karşılığını.

Kitaplar sayesinde bir insanın kan, ter ve gözyaşı dökerek uzmanı olduğu alandaki emeğini 20-30 lira karşılığında adeta “emebiliyoruz”. Bu muazzam fırsatı yine de elimizin tersiyle itiyoruz ve okumuyoruz. İşte iç burkan bir kaç istatistik: TÜİK’in geçen yıl yayınladığı verilere göre, Türkiye'de kitap okumaya kişi başına ayırılan süre günde yalnızca bir dakika. Buna karşın, televizyon izlemeye 6 saat, internete 3 saat harcanıyor. kitap, ihtiyaç listesinin 235'inci sırasında yer alıyor. Dünyada kitap için kişi başına harcanan para ortalama 1,3 dolarken, Türkiye’de çeyrek dolar. UNESCO verilerine göre ise Türkiye, kitap okuma oranında dünyada 86'ncı sırada, yoksul Afrika ülkeleriyle aynı kategoride yer alıyor.

5. kitap arayışında olan birileri varsa diye önerdiğim ve beğendiğim kitapları yazmaya geldim.

her kitabın yanına goodreads linkini koyacağım, daha detaylı yorum isteyenler için.

 jose saramago-ölüm bir varmış bir yokmuş: insanlar ne kadar yaşlı, hasta olsalar bile ölmüyorlar. ülkedeki kimse ölmüyor. peki bu durum karşısında din adamları, politikacılar, hükümet ne yapabilir? ölümün geri getirilmesi, hiçkimsenin ölmemesinin yol açtığı sorunları -örneğin sigorta şirketleri çıkmaza giriyor- anlatan kitap. okuması kolay diyemem, cümleleri uzun ve karmaşık saramago'nun fakat alışıyorsunuz buna. eleştirinin hasını okumak isteyenlere önerim bu.

 amin maalouf-semerkant: bana göre bir başyapıt. Yakınında olduğumuz toprakları, islam kültürünü, türkiye'de önemli bir figür olan ömer hayyam'ı ve kitabını asla sıkmayan bir olay örgüsü üzerinden anlatıyor.

 ursula k. le guin-mülksüzler: uzun süre oldu okuyalı o yüzden goodreadstan alıntı yapacağım: He (kastettiği başkahraman) will seek answers, question the unquestionable, and attempt to tear down the walls of hatred that have isolated his planet of anarchists from the rest of the civilized universe. Eleştiri ve bir nevi ütopik bilim kurgu içeriyor.

 joanne greenberg-sana gül bahçesi vadetmedim: genç bir kadının yaşadığı psikolojik sorunların ardından hastaneye yatırılımasıyla başlıyor kitap. kadının iç dünyasını, yaşadığı ailevi ve ruhsal sıkıntıları, koğuşunu, tedavisini ve çevresindeki insanları anlatıyor. üzülüyorsunuz ama kandırmaca yok, hastalıklar ve hastane olduğu gibi aktarılmış. gerçekçi bir roman.

 elif şafak-baba ve piç: tarih barındırsa da içinde, (ermeni tarihi, amerika'ya gitmeleri vs.) kurgusu barındırdığı tarihten üstün geliyor. elif şafak sevmem pek ama bu roman kurgusuyla, anlatım tarzıyla ve karakterlerinin çeşitliliği ile merakla okumak için birebir.

 oya baydar-kedi mektupları: türk solunu tanımak isteyenler ve kedilere ilgi duyanlar için bu kitap. siyasi kaçakların kedilerinin birbirlerine koku üzerinden yazdığı mektuplar üzerinden türkiye tarihini ve insanları bambaşka bir gözden, kediler üzerinden okuyorsunuz. çok içten bir anlatımı var.

 sabahattin ali-değirmen: çok güzel öyküler barındırıyor, bence içindeki bir öykü yusuf atılgan'ın aylak adam için esinlendiği öykü.

 arthur miller-satıcının ölümü: bir tiyatro yapıtı bu, amerikan kapitalizmini, vahşetini ve bir aileyi nasıl etkilediğini okuyoruz. bence çok etkileyici, hiçbir güzelleme yapılmadan, karakterler tiyatro olmasına rağmen derinleştirilerek yazılmış. kapitalizmin insan psikolojisini nasıl etkilediğini de barındırıyor.

 sadık hidayet-kör baykuş: okuması zor bir kitap. iç içe geçmiş kurgusu ve anlatımı var. bir adamın bunalımı en basit haliyle ama insanı çok etkiliyor, hüznü içinize işliyor.

 paulo coelho-veronika ölmek istiyor: intihar etmeye karar veren veronika'nın bu girişiminde başarısız olmasının ardından yaşadıklarını okuyoruz. güzel bir hayat dersi veriyor. okuması rahat ve merak ediyorsunuz sonunu, ilerliyor kitap.

 j.d. salinger-dokuz öykü: çavdar tarlasında çocuklar'ın yazarının öyküleri, ben anlatım tarzının o kitaptan farklı olduğunu düşünüyorum biraz daha zor okuması. ama gayet güzel yine.

 ali nesin-matematik ve gerçek: basit bir anlatımla matematik problemleri, hayatımızda nasıl varlar ve felsefi yanları.

 art spiegelman-maus: çizgi roman, ingilizcesini okudum. yahudi soykırımını anlatıyor, yazar, kendi babasının yaşadıklarını resmetmiş ve anlatmış. büyük harflerle yazıyorum: MÜTHİŞ.

 burçak çerezcioğlu-mavi saçlı kız: kanserden vefat eden burçak'ın günlüğü, evet, çok üzülüyor insan. ama başlarda genç bir kızın günlüğünü okuyorsunuz. bence okunmalı. insanın içine dokunuyor.

 ursula k. le guin-yerdeniz serisi: çok güzel bir seri, büyücülük üzerinden gidiyor ama harry potter gibi değil, felsefi yönleri oldukça fazla. kadınlığı, insanın içsel yolculuğunu, korkularını.. her kitapta farklı bir duyguyla ve macerayla karşılaşıyorsunuz. en sevdiklerimden.

6. En sevdiğim nesnelerin başında olmasına rağmen alırken en çok düşündüğüm ürünlerin de başında gelmekte olan nesne. Sık Sık şehir değiştirmek ve ev taşımak durumunda olan ben denizin acaba e kitaba mı geçsem, bu kadar büyük bir kütüphane oluşturmasam mı düşünceleriyle sürekli olarak alırken tedirgin olduğum tüketim kalemimde büyük bir bürçe ayırdığım kalem. Aynı kitabın pdf ine tek tıkla bedava ulaşırken 70-80 tl verip almak ve bunu ayda 4-10 defa yapmak yanlış mı diye sorgulayıp duruyorum. Umarım torunlarım kıymet bilir. Sonuçta kült sanat ve sosyoloji kitapları...

7. Bazı zamanlar kendimi alamıyorum kitap okumaktan. Yemek yemeyi,su içmeyi unutuyorum. Hatta çoğu zaman bitirmeden uyuyamayıp sabahlıyorum. Bazen de elime alasım gelmiyor. Zorluyorum kendimi ruhum çekiliyor. Hobi haline getiremedim tam olarak. Beni dünyadan uzaklaştıran en etkili meditasyon araçlarım. Çocukluğuma dönüp kendimi keşfettiğim dostlarım gibiler. İyi ki varlar.

8. Demin Alpay özalan'ın (eski milli futbolcumuz, şu anda da AKP milletvekiliymiş) kızılderililer (bunu da hiç anlamadım) ile ilgili yazdığı kitabın kapağına kendi fotoğrafını koymuş. O sırada dank etti bir yazar kendini kitabın kapağına koyuyorsa o kitap gerçekten kötüdür. ( ör: 365 gün (2. Kitap), sadece Şeyma, soytarı özgürlüğü (nursel köse'nin kitabı, kendisi de oyuncu), yol(metin hara))

Not: 365 gün seri olarak rezil de zaten yazar kendini 2. Kitabın kapağına koymuştu.