kore kozmetikleri

1. Bu yıl erasmusta edindiğim bilgilerden ve gözlemlerimden yola çıkarak yazıyorum bu girdiyi. Aslında daha önce yazmam gerekiyordu ama tepki almaktan korktum. Bu yıl arkadaş grubumun çoğunluğu asyalılardan oluşuyordu. Çin, kore, tayland ve japonyadan gelmiş çok fazla arkadaşım vardı. Tanıştığımız ilk günlerde yurtta otururken bir hışımla hadi bana cilt bakım sırlarınızı anlatın, rutinlerinizi, özellikle neleri kullanıyorsunuz da cildiniz bu kadar düzgün dedim. Ki 1-2 kişi hariç hepsinin bebek gibi cildi vardı. Ben sorduktan sonra ortamda bir sessizlik oldu, kimse ne demek istediğimi anlamadı. Ben de konuyu biraz açarak bilmem kaç adımlı cilt bakım rutininden türkiyede son zamanlarda ne kadar popüler olduklarından bahsettim, inanmayanlar oldu türk youtuberların videolarını açıp gösterdim. Çok şaşırdılar. Çünkü asya kozmetiklerinin bu kadar popüler olmasına bir anlam veremediler. Ve hepsi kore ürünlerini özellikle korelilerin ürettiği cilt bakım ürünlerini kullanmamam gerektiğini, çünkü çoğunun çok kimyasal olduğunu söylediler. Korelilerin ciltlerinin çok iyi görünmesinin nedeni cilt bakımı değil makyaj ve estetikle kafayı bozmuş olmaları diyip gülüştüler. (Ve tabi ki gen) Belki makyaj malzemelerimi kore markalarından seçebilirmişim yine de çok önermediler. Ama eğer asyadan bir cilt bakım ürünü kullanmak istiyorsam tercihimi japon menşeili ürünlerden yapabileceğimi çok daha kaliteli ve doğal olduğunu (hepsi değil tabi ki) söylediler. Ama hepsi bir konuda hem fikir o da avrupada üretilen ürünlerin çok daha iyi olduğu ve kendilerinin de çoğu zaman onları tercih ettiği. Bilmem kaç adımlı cilt bakımı rutini olayına ise aşina değiller, hmm evet böyle bi şey var ama yapmıyoruz dediler türkiyede son zamanlarda popüler olmasına çok şaşırdılar. Yani anlayacağınız bu asya kozmetik furyası nereden başladı ve türkiyede neden piyasaya sürülür sürülmez bu kadar iyi bir üne kavuştu bilmiyorum. Ben sadece öğrendiğim kadarıyla bu ünü hak etmediklerini anlatmaya çalıştım. Bu arada asıl anlatmak istediğim nokta şu, evet bazı ürünlerin içerikleri daha doğal olabilir ama bir ürünün kore veya asya menşeili olması o ürünü çok iyi ya da daha doğal yapmaya yetmez. Görünen o ki türkiyede yapılan pr çalışmaları da işe yaramış, yoksa her kişisel bakım marketine girdiğimde bana görevli kadın bakın doğal bir şeyler arıyosanız bu var koreden geldi demezdi.

Not: Avrupalıların da asya cilt bakım ürünlerini kullanmaya çalıştıkları bir yalan, hepsi avrupada üretilen ürünleri kullanmaya çalışıyor çünkü kozmetik konusunda avrupa dışı ülkelerden daha titiz olduklarını en azından laboratuvar çalışmalarına daha fazla para ayırdıklarını biliyorlar. Zaten renkli kozmetik konusunda da alışveriş alışkanlıkları inandıklarımızdan biraz daha farklı onu da bir başka girdimde anlatmayı planlıyorum, çok uzun oldu. 

2. ününü korelilerin geç kırışmasına borçlu ürünler. oysaki asırlardır yosunla beslenen ve bol bol deniz ürünü yiyen, kültürlerinde envai çeşit tatlı olmayan dolayısıyla daha az şeker tüketen bu insanlarla genetik olarak yarışmamız mümkün değil. belli ki ciltleri daha çok kolajen üretiyor. ne kullanırsak kullanalım asla öyle olamayız, yapacak bir şey yok.

içeriğe çok önem verdiklerini de düşünmüyorum. ne zaman bir kore markasına baksam en az iki çeşit paraben bulunduruyor. ki parabenin kötü ününü artık sağır sultan bile duydu.

kağıt maskeleri ve essenceler başarılı. kullandığım birkaç şey var ve memnunum da. ama mucize beklememek lazım.

3. Güney Kore'nin uluslararası alanda etki yaratma ve kültürlerini yayma çabasının bir sonucu, tıpkı k-pop ve k-drama gibi. Tabii bu k-beauty ürünlerinin ise yaramadığı anlamına gelmiyor(gizlinot: zaten 12 aşamalı cilt bakım rutini de bir zahmet işe yarasın. ) Sadece bu ürünlere bu kadar para dökmeyi gereksiz buluyorum.

Benim cildim akneye meyilli, gözenekli ve lekeli dermatoloğa gitmeden önce bir sürü video izleyip korendy'den güzel bir sepet oluşturdum(gizlinot: 200 lira civarı) Neyse param olmadığı için almadım, dermatoloğa gittim ve verdiği iki kremi düzenli olarak kullandım şu an çok memnunum.

Özet olarak cildiniz problemliyse önce bir dermatoloğa uğrayın derim.

(link: https://youtu.be/ppplOhy-Tn0 Bu belgeseli de) izlemenizi tavsiye ederim.

4. Ben ülkeye değil içeriğe bakarak yorum yapma taraftarıyım. Aynı markanın bile bir ürününde zararlı kimyasallar fazlayken bir diğerinde çok az olabiliyor. Ama kore kozmetiğinde iyi içeriğe ulaşmak daha kolay bence. En iyisi içeriklere dikkat edin. Ben EWG tarzı sitelerde içeriklere bakarak ürün seçiyorum. Kore'nin de içeriği çok iyi olan ürünleri var biraz fazla yerilmiş gibi hissettim bu başlıkta. Ama pazarlamasının iyi olduğunu da inkar etmiyorum. (link: https://www.ewg.org/skindeep/ EWG sitesi'nin) linki bu da.

5. Birkaç cilt bakım ürünü denemem oldu ancak Kore ürünleriyle yıldızım hiç barışamadı. Bence cilt tipleri bizden çok farklı ve bu yüzden içerikleri tam olarak bizim ihtiyaçlarımızı karşılamıyor.

6. korelilerin cilt tipinin bizimkilerden farklı olduğu doğru. çok daha dayanıklı ve kendiliğinden elastik bir ciltleri var fakat bu demek değildir ki onların cildi mükemmel.

ciltleri mükemmel olmadığından zaten 10 küsür adımlı cilt bakımı yapıyorlar mantıken cilt bakımına ihtiyaç duymasalar böyle geliştirebilirler miydi kendilerini?

onun dışında başlıkta gördüğüm birkaç şey hakkında konuşmak istiyorum birincisi paraben o kadar korkulacak bir şey değil paraben konusu tamamen bir manipülasyon ve şu an da markaların kullandığı sözde "iyi içerik" algısının kurbanı olmuş durumda. metil paraben başta olmak üzere bu içerikler hakkında envai çeşit araştırma mevcut. hiçbirinde de o kadar ciddi sorunlar gözlemlenmemiş. sadece medyaya yanlış aktarılan bi deney sonucu o içerik insanların gözünde güvenli olmaktan çıktı.

onun dışında asyalı arkadaşlarıyla olan anısını anlatan süslünün hikayesinin bu yönde olması çok olası çünkü asya ülkeleri kendi içlerinde ciddi bir rekabet halinde. daha yeni japonyayla kore birbirine girdi birbirlerine sürekli ambargo uyguluyorlar vsvs bir japon tabiki de kore ürünlerine laf edicek yani bundan doğal bir şey göremiyorum ben.

onun dışında kore ürünleri içerikleriyle oldukça başarılı ürünlerdir. zaten bu kadar etkili olmasa bunu konuşuyo olmazdık. içerik okumayı bilen insanlar çok rahat bir şekilde görebilir kore ürünlerinin farkını. tabiki ürünleri dikkatli seçmezseniz cildinize iyi gelmeyecektir bu da biraz deneyim ve gözlem gerektiren bir konu ama ben genel olarak her türlü cilde göre bir kore bakım rutini oluşturulabileceğine inanıyorum. bu ürünler koreliler için üretilmiş diye düşünmeyin. nasıl ki sebamed almanlar için üretilmediyse, ya da loreal ve tüm alt markalarını tüm dünya memnuniyetle kullanıyorsa (gizlinot: aralarında la roche posay, estee gibi markalar da var bu arada) kore ürünleri de gayet tüm dünyaya hitap ediyor. fiyatlandırma konusunda söyleyecek pek bir şeyim yok ama cidden haklısınız.

7. Bir süslü k-pop'un uzantısı demiş katılıyorum. Ürünleri ben de beğeniyorum aslında hem etkileri hem de paketleri, sunumları falan çok tatlı. ama mucize veya asyalı kadınlarının kadim sırrı ortaya çıktı gibi lanse edildiğini görmek şaşırtıyor. Korelilerin cilt güzelliklerini sürekli bahsedilen 10 adımlı cilt bakımına borçlu olmaları imkansız bir kere. zaten yeni ortaya çıkan bir şey bu sanki bu asyada geleneksel bir şeymiş gibi anlatılıyor da eskiden asit mi vardı essence mi vardı? Kaç yıllık gikayesi var ki bunların. Kaldı ki yeni de olsa eski de olsa özel bir ilgisi olmayan hiçbir korelinin asitleri, güneş kremlerini, makyaj temizlemek için yağları, jelleri yüzüne boca ettiğini sanmıyorum. zaten essence hariç hiç biri koreden çıkan bir şey değil bildiğim kadarıyla. Onun da yeni bir ürün olduğu malum. İki aşamalı temizleme koreden çıktı diyenler var ama çıkmadı onlar popülerleştirdiler sadece ama eskiden temizleme sütleri vardı bilenler bilir yağ bazlı temileyicidir işte bunlar her markanın da vardı böyle bir ürünü.

8. kore'de cushion allıklar çok yaygın, hatta öyle ki koreli bir arkadaşım türkiye'de gelip bu allıklardan bulamadığında çok şaşırmıştı nasıl olmaz diye.

cidden çok doğal ama güzel sonuç veriyorlar, sizin kendi cildiniz gibi ama böyle tatlı tatlı bir renk var yanakta.

neyse arkadaşım bana bir cushion allık gönderdi ve net olarak söylüyorum aşık oldum. soğuk bir pembe ama yanakta bu kadar mı doğal bu kadar mı güzel durur... çok sevdim demek az kalır, kalıcılığı da şahane üstelik. bittiği zaman, türkiye'de olmadığı için ağlayacağım o kesin.

keşke bir marka çıkıp (pastel, golden rose gibi yerli markalar) akıl etse de yapsa şunlardan. hem çok pratik hem çok sevimli.

9. koredeyken ucuz olması sebebi ile her gün paramı yatırdığım kozmetiklerdir. genellikle rujların tatlılığına düşüp ruj alıyordum. ve bu markaların en güzel özelliği, bolca sample ürün vermeleri. aynı zamanda ucuz olmaları.

en sevdiğim markalar, etude house, hera, peripera, tonymoly, bbia, eglips, lilybyred, apieu ve innisfree. gelecek ay koreye giden en yakın arkadaşım yine birkaç ürün alacak bana. bir sürü yeni şey çıkmış. çok güzel ve eğlenceli görünüyorlar.

10. Aslında içerikleri abartıldığı kadar mükemmel olmayan kozmetikler. En güzel yanı (ki bu her ürün için geçerli değil) su yerine bitki öz sularını kullanmaları onun dışında aktif içerikleri listenin başında görüyor olmamız. Ama artık Kore ürünleri dışında da birçok üründe aktif içerikler başa doğru kayıyor. en kötü yanı ise tabii ki fiyatları (daha doğrusu tr ye gelen fiyatları) bizimkiler her haltı suistimal edip zaten her şey vergidir diye üzerine çok fazla koyuyorlar. O yüzden eskiye oranla çok çok az almaya başladım. Umarım  bir gün yolum Seul’e düşer de bu işgüzarlara para kazandırmadan yerinde almış olurum.