131. Hakkında çok girdim olan, hala da istediğimi bulamadığım yerler.
Önce saçtan başlayayım. Bu güne kadar ünlülerin saçını yapmış ödüllü bir kuaföre de gittim, ara sokaktaki mahalle kuaförüne de. İstediğim renk olmadı, saçım yandı, boya kafamda şişlikler yaptı... (gizlinot: Daha neler neler)
Kaş aldırma zaten fobim haline geldi. Çok denedim kendim almayı ama bir türlü beceremedim. Her gittiğim kuaför daha da bozdu. Kısaltma dedim kısalttılar. İnceltme dedim incelttiler. Kaşlarım küstü. Şuan çok seyrek ve çıkmıyor.
Makyaja dair iki anım var. Çünkü iki kere kuaföre makyaj yaptırdım. Birisi lise mezuniyeti diğeri en yakın arkadaşımın düğünü. Lisede eve gelip makyajı silip kendim yaptım. Arkadaşımın düğününde de aynı şekilde evde üstünden geçtim.
Bence en büyük problem kuaförlerin tek bir kişiyle isim yapması. Kuaförde tek bir kişinin yetenekli olması yetmiyor. Çok iyi kuaför diye gidiyorsunuz karşınıza kaşınızı almak için ergen bir kız çıkıveriyor. Makyajınızı 80lerden kalma bir abla yapıyor. Sonra paramızla rezil olup çıkıyoruz. Bu mesleği gerçekten isteyen, bilen ve seven insanlar yapmalı. Artık elleri sigara kokan ablalardan, bir eliyle manitasına mesaj atarak kaş alan ergenlerden bıktım. Bunların nesli hala tükenmedi. En temiz, en pahalı, en ünlü yere de gitseniz bunlardan muhakkak var.