yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (9)
    • medya (1)

    1. (yazar: yurikoomega) güzel açıklamış. Ayağımın dibinde yatan 3 oğlumla Bir konuya değineceğim ben de.

    Eğitim şart.

    Köpek eğitimine karşı çıkan insanlar görüyorum. "Aman onlar köle mi? Rahat bırakın hayvanı özgür olsun." Diye bilinçsiz cümleler kuruyorlar. Çok yanlış.

    Köpekler doğalarında sürü hayvanıdır. Yüzyıllar önce evcilleştirilmiş olmaları bu gerçeği değiştirmez. İçgüdülerinde sürü üyeliği ve sürü liderliği olan bir hayvanın ihtiyaçları yalnızca sevgi ve yemek değildir. Ya yönetmek ya da yönetilmek ister. Sürü kurmak için fazla fazla köpeğin bir araya gelmesine gerek yok. Köpeğiniz ve siz bir sürüsünüz ve yine siz bu sürünün lideri olmak zorundasınız.

    Eğer lideri olmayı başarırsanız sizin verdiğiniz komutlar onlar için ders çalışmak gibi bir şey olmaz, liderini memnun ettiği için kendisi de mutlu olur. Eğer lideri olursanız enerjisini güzel şeylere yöneltir, size güzel bir dost olur. Her şeyden önemlisi düzgün bir zihin yapısına sahip olarak ruhsal tatmini de olur.

    Peki ya ipleri eline bırakırsanız ne olur?

    Sizi sürekli gütmeye çalışır. Sürekli havlar, üzerinize atlar, tasmasını açtığınızda çılgın gibi koşar, koltukları parçalar, halıyı kemirir.. dahası bu iş büyür ve size, başka köpeklere, başka hayvanlara saldırganlığa kadar gidebilir. Tüm bunlar sahipten çok köpeği rahatsız eder emin olun. Sürekli kaos yaşanan zihin yapısına sahip bir köpek mutlu değildir.

    Peki bu mu özgürlük? Agresyon geliştirip eşyalara saldırması, kedi kovalaması, mutsuz olması mı? Sanıyorum eğitimin öneminde netleştik şu an.

    Peki nasıl lider olabilirsiniz?

    egzersiz bunun birinci şartı. genel bir yanılgıdır bu da. eğer bir chihuahua'nız varsa onun bahçede dolaşması size yeterliymiş gibi gözükebilir ama bir köpek 5cm de olsa köpektir ve çalışmaya ihtiyacı vardır. bu çalışma yoğunluğu ırklara göre değişir. 3 köpeğim de american pit bull terrier, bize gezmek yetmiyor. ek olarak çok fazla enerji harcayabileceği oyunlar ve egzersizler yapıyoruz. eğer büyük bir köpeğiniz varsa golden, labrador, rottweiler, dogo vs. gibi kaslarını çalıştıracak şeyler yapmalısınız. köpeğiniz küçük ırksa çok daha çabuk yorulacaklarından egzersizin dozunu azaltmanız gerekir. sahibiyle çalışan, oyun oynayan bir köpek mutlu köpektir. eve mutlu gelir, enerjisini sağa sola saçmak yerine huzurla uyur. köpeğinizle bağınızı geliştirmenin en güzel yoludur spor.

    eğer köpeğinizi yavruyken edindiyseniz ev içinde belli kurallar koyarak başlayabilirsiniz. her yere tuvaletini yapmasını, çarşafları kemirmesini istemezsiniz. üzgünüm ama bu noktada katı olmak zorundasınız. biliyorum çok tatlılar ama o bir köpek. ona bebeğiniz gibi davranamazsınız. daha eve girdiği gibi ağlayarak size her istediğini yaptırırsa büyüdüğünde size hırlayan bir köpek bulabilirsiniz. eğer kıyamayıp sizinle uyumaya alıştırırsanız büyüdüğünde yalnız kalamayan bir köpek olup siz giderken havlamaya başlayıp dönene kadar susmayabilir, bu süreçte evi de alt üst edebilir. bu da başınızı polisle derde sokar.

    büyük bir köpek sahiplendiyseniz işiniz biraz daha zor. yavrular 'hayır'ı öğrenir ancak büyük bir köpekte kemikleşmiş davranışlar olabilir. bu noktada önemli olan duruşunuzdur. onu yılların alışkanlığından ancak sizin kararlı duruşunuz vazgeçirebilir. unutmayın eğer 'hayır'ı kabul etmeyen bir köpeğin karşısında geri çekilirseniz sizin lideriniz o olur. lideriniz olan bir köpek de sizi yürütür, siz onu değil. büyük köpeğin en önemli sorunudur yürümeyi bilmemek. köpek liderin solunda ve aynı hizada takipçi olarak kalmalıdır. bilmeyen bir köpek içinse bu sahibini çekiştire çekiştire koşmaktır. muhtemelen bir kedi gördüğünde de yere yapışacaksınız. ve bu yaşadığınız en küçük sorun olacak.

    yemek de çok önemli bir konu. yemeğe sizin komutunuzla başlamalı, mamanın kaba dökülmesiyle değil. bu konuda tölerans gösterirseniz yemeğinize yaklaştığınızda size hırlamaya başlar. ağzındaki bir şeyi sahiplenebileceğini düşünmesi de başınıza dert açar. çünkü yarın öbür gün en sevdiğiniz ayakkabıyı kemirirken yakalarsanız almak için uzattığınız elinizi ısırabilir. bu ve yarattığı diğer sorunlar sizi köpeğinizden soğutabilir, ondan korkup terk edebilirsiniz. kusura bakmayın ama burada tamamen suçlu sizsiniz, o köpeği barınağa göndermeye hakkınız yok.

    cesar millan'ın sevdiğim bir sözü vardır; "hayvanları rehabilite ediyor, insanları eğitiyorum."

    köpek psikolojisi çok geniş ve düz mantıkta bir kavram. eğer bir köpeğiniz varsa zihnini tanımak zorundasınız. hiçbir köpek dünyaya dövüşmek isteyerek ya da surat yalamak için gelmez. doğru bir eğitimle her köpek yalnızca köpektir, top kovalar, yüzünüzü yalar. yanlış bir eğitimle en kıvırcık köpek bir terminatördür.

    eğer doberman'ınız gözlerinizin içine bakan, çocuklarla oynayan bir köpekse bu sizin başarınızdır ama eğer terrier'iniz komşunuza havlıyorsa, tasmasını açtığınız gibi kedi kovalıyorsa bu sizin hatanızdır.

    köpeğiniz birini ısırdıysa bunun tek suçlusu sizsiniz. o sizin gösterdiğiniz yoldan gidiyor, eğitimi boşlamayın ve ona yolu doğru gösterin. saldırgan küçük bir köpekle saldırgan büyük bir köpek arasındaki tek fark ağızlarının büyüklüğüdür ve inanın bana o küçük ağız kolunuzu parçalamaya yeter.

    bu yüzden bir yerde saldırgan bir köpek görürseniz ırkını yargılamayın, sahibini yargılayın.

    özetle sakin zihinde bir köpek=mutlu köpek=mutlu sahip

    aklıma geldiği kadarıyla yüzeysel olarak değindim konulara. köpeğinizle ilgili bir sorununuz varsa mesaj atabilirsiniz.

    5-5(gizlinot: kardeşler) ve 12(gizlinot: 1 senedir kanser oğlum :() yaşındaki 3 pit bull'um, bebekliğinden beri kucaklarında büyüyen 4 yaşındaki kedim ve 4 yaşındaki kuzenimle birlikte sevgi yumağı halinde iyi günler diliyoruz siz pati dostlarına. okuduysanız teşekkür ederim. :*

    24 kasım 2015 17:47 24 kasım 2015 17:52

    2. 5,5 ve 8 yaşında 2 köpek sahibi birisi olarak deneyimlerimi paylaşmak isterim. en başta şunu belirtmem gerekir ki 5,5 yaşındaki köpeğimi ufak bir ücret karşılığı dahi olsa satın almış bulundum, sonrasında 8 yaşındaki köpeğimi sahiplendik.Satın aldığım bebeğimi tabi ki çok seviyorum ama köpek satın almak tam anlamıyla bir cahillikti. Nasıl bir piyasa olduğunu bilmeden bu hatayı yapmış bulundum, kötü ortamlarda çiftleştirilen o masumları düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. O kadar muhtaç can varken bu pazara hiç birimiz ortak olmak istemeyiz. Köpek bakabilecek yetkinlikte olduğunuzu düşünüyorsanız sahiplendirme işini ciddiye alan ve belli prosedürleri takip ederek yapan insanlara başvurun.

    -Tüm köpekler çok tatlı, eminim cins olarak beğendiğiniz gözünüze kestirdiğiniz bazı köpekler vardır. ama lütfen köpeğin yaşama şartları ile sizin hayat şartlarınızın kesişmesine dikkat edin. bazı ırklar çocuk sevmez, sizin küçük çocuğunuz vardır. golden retriever sahiplenmek istersiniz 3 gün sonra ay çok tüy döküyor dersiniz. seçtiğiniz köpek büyük ırktır, egzersiz ihtiyacı da buna bağlı olarak daha fazladır sabah akşam 1 ile 1.5 saat olmak üzere 2-3 saat dış mekanda olma ihtiyacı duyarlar ama siz daha tembel bir insan olabilirsiniz vesaire. olasılıklar çoğalabilir, bir canın sorumluluğunu onun ve sizin ömrünüz yettiği sürece aldığınızın bilincinde olarak seçim yapın.

    -İri köpeklerde ister istemez sürünmeden kaynaklı özellikle dirsek bölgelerinde hassasiyet olabilir. o bölgelerin kontrolüne özen göstermek hassasiyetin yaraya dönüşmesine izin vermemek gerekir. yine beyaz renkli köpekler güneşe karşı çok daha hassas ve alerjiye yatkın olurlar. yazın gezi esnasında güneşten korumak için ekstra önlem gerekir.

    - diş bakımına özen gösterin. bunun için doğal kemik verebileceğiniz gibi ( o mekanik hareket ile dişlerin üzerindeki tortu temizleniyor.) temizleme tozu(mamaya karıştırılıyor), diş fırçası gibi aparatlar da mevcut. veterinerinizin önereceği köpeğinize uygun bir yöntemi seçin ve küçükten benimsemesini sağlayın. ileride çok baş ağrıtabilecek sorunları önceden engelleyin.

    -veteriner seçimi. güvenilir bir veteriner bulup kendisi ile sürekli iletişimde kalın. sizi ve köpeğinizi tanıyan, köpeğinizin vereceği tepkileri tahmin edebilen, panik anlarınızda cep telefonundan ulaşabileceğinizi bildiğiniz, para için köpeğinizi kevgire çevirmeyecek bir veteriner çok önemlidir. misal ben oldukça evhamlı bir tipim ve ufak bir sorun için köpeğime kan tahlili yaptırmak istedim en kötüsünü düşünüp. veteriner 250 tl'lik bu testi yapmak yerine basit bir tarif önerdi bir gün sonra köpeğim düzeldi. eğer paragöz birisi olsa o panik anında bana her şeyi kabul ettirebilirdi. köpeğiniz ile olan ilişkinizin sağlıklı ve uzun ömürlü olması için veteriner hekim elzem.

    - eğitimi ve gelişimine yarar sağlayabilecek çeşitli oyuncaklar edinin. mesela içine yoğurt peynir gibi kalsiyum oranı yüksek ödüller doldurabileceğiniz kong oyuncaklar hem oyalıyor hem de gelişimine yarar sağlıyor. küçükken diş kaşıyıcı oyuncaklar da oldukça rahatlatır bebeği. köpeğinizin seveceği top ve benzeri ses çıkartan oyuncaklar kendi kendilerine oyalanmalarını sağlıyor. halatlı oyuncaklar ise çekiştirme oynamayı sevenler için ideal. oyuncaklara yapacağınız ufak yatırımlar ev eşyalarının sağlam kalmasını sağlar.

    -gerektiğinde sert çıkın bunu tavrınızla, mimikleriniz ve ses tonunuz ile belli edin. birlikte yaşadığınız kişilerinde sizinle aynı tavrı göstermesine özen gösterin. siz kızarken ailenin diğer bireyi severse bunun bir manası kalmaz. aynı davranış için bazen kızıp bazen aman olur öyle demeyin. ailenin her bireyi o eyleme tavır almalı, kişilerin kendi içinde tutarlı olması önemli. köpekler çok sevimli ama insan kullanmayı bilen canlılar. bu tavır ve tutarlılık olmaksızın köpek eğitmek mümkün değil.

    aklıma geldikçe bu entryi editleyeceğim. fikir paylaşmak isteyen ya da yardıma ihtiyacı olan arkadaşlar mesaj ile ulaşabilir.

    31 ocak 2016 23:57

    3. tabii ki çok sevin ancak çok sevmek ve çok şımartmak arasındaki çizgiye dikkat edin.

    ben sahiplendiğim zaman 1 yaşında ve inanılmaz ürkekti. çok sıkı bir eğitim aldığı belliydi ancak eğitimin nasıl verildiği de belliydi. uyurken yere kitap düşsün mesela korkarak uyanıp hemen saklanacak yer arardı. televizyonda biri bağırsın hemen korkardı. karşınızda böyle bir canlı olunca ister istemez kızsanız bile sesiniz yükselemiyor. zaten korkmuş bakan bir canlı var karşınızda. 1 ay içinde alıştı eve tam olarak ama o tedirgin halleri çok geç kayboldu. yanımda yatarken sevmek istediğimde ilk dokunduğum an bi titrerdi bazen sonra sevdirirdi rahatlayıp.

    benim yaptığım hata şu oldu, çok hassas diye diye bi şeye kızsam bile o bakışları yüzünden anında özür dilerim diye sarılıyodum ve şimdi resmen kullanıyo bu durumu. tabii 5 yıl geçti artık o ürkeklik kalmadı :) bi şeye kızdığım zaman ya yüzüme bakmıyo ya da direkt oyun moduna geçiyo yani kızdığımı anlasa bile takmamayı tercih ediyo. şımartmaya ek olarak, ilk hastalandığında ne kadar abartmışsam artık böyle biraz halsiz hissetsin inanılmaz nazlanıyor. mama kabının yanına yatıp iç çekiyo buda sen besle demek. tek tek alıp elimden yediriyorum. su yine aynı şekilde pet şişeden elime döküyorum elimden içiyo. bu alışkanlığı gerçekten kötü çünkü tek başına yemek yemiyo, su içmiyo beni bekliyo (gizlinot: hastayken tabii).

    güvenini asla kırmayın.

    ilk geldiği zamanlar yine, 2 ay falan. parkta diğer köpeklerle rahat oynasın diye tasmasını açıp kenara bırakırdım. tasmayı geri elime aldığım an oyunu bırakıp yanıma gelirdi, takıyım onu orda bırakmıyım diye. hala banyo yaparken boynundaki tasmasını çıkartmamdan rahatsız oluyor. banyodan çıkınca hemen tasmasını getiriyo takmam için. bırakılmak onlar için gerçekten büyük bir travma. lütfen iyice düşünüp, her koşulu değerlendirmeden canlı sahiplenmeyin, lütfen.

    yürüyüş disiplini oluşturmaya çalışın. benim yaptığım diğer hata bu disiplini oluşturmamak oldu. asla göğüs tasması kullanamıyoruz. ya elimden kaçırıyorum tasmayı, sonra oyun zannedip kaçıtığı için bir saat kovalıyorum yakalamak için ya da kolum çıkacak heralde diyorum. çekiştirmemesi gerektiğini ne yazık ki 5 yıl sonra çok kolay bir şekilde öğretemiyorum.

    gezdirirken yerde ne var ne yok dikkat etmek çok önemli. bazı köpekler yerde gördüğü her şeyi yemeye meyilli olabiliyor. yerde ne var ondan önce görüp ağzına atmadan engel olabilmek önemli yoksa benim gibi ağzından almaya çalışmanız gerekebilir. ben çok korkuyorum zehirli bir şey yemesinden ama kozalağa kadar her şeyi yeme eğiliminde olduğu için her noktayı göremiyorum. eğer ağzına almadan yakalarsam hayır komutuna karşılık verip koklayıp geçiyor ama farketmezsem ve ağzına alırsa asla bırakmıyor ağzından benim almam gerekiyor oda baya bi savaş vermek demek, çenesini açabilmek o şeyi düşürebilmek ve düşünce anında geri almasın diye uzağa atabilmek.

    bunun dışında tüy bakımı çok önemli. cins ayrımı yapmayın, hepsi can desekte durum öyle değil. tarayamayacaksanız ve her gün ev süpüremem diyorsanız uzun tüylü köpekleri elemenizi öneririm. ve benimde geçtiğimiz yaz öğrendiğim bir şey oldu, her köpek traş ettirilmemeliymiş. bizim veterinerimiz zaten hassas bir yapıya sahip olduğu için traş etmemişti bu seneye kadar, önermiyorum dediği için zorlamamıştık ama bu sene annem yeter artık tüyünden fenalık geçiricem diyince traş ettirmişler ben yokken. bir hafta hiçbirimizin yüzüne bakmadı, küstü, sürekli iç çekti, bi ara açlık grevine giricek gibi oldu. bu duygusal tepkilerinin yanı sıra vücutsal tepkide verdi. traş alerjisi oldu. tüy rengi ve dokusu değişti. yaz rahat eder diye düşündüm bende ama derisi çok pembe ve güneşe hassasiyet gösterdiği için tshirt giydirmek zorunda kaldık daha rahatsız oldu.

    ödül mamaları.... bizim evde en sıkıntılı konu bu. ben vermeyin dedikçe inadına veriyolar sanki. babam sürekli minik kemiklerden alıyor örneğin. o küçük kurabiyeler kutu kutu dolabında. bide yerinide biliyo ara ara gidip pati atıyo dolaba bize bakarak :) olay ödül mamasından çıktı. bu hale getirmeyin durumu :) yaptığı egzersiz sırasında yaktığı kaloriden çok kalori alması, yani kilolu olması onun için sağlıklı değil. ilk geldiğinde kemikleri sayılıyodu kilo alsın diye gözünün içine bakıyodum şimdi az yesin diye evde terör estiriyorum vermeyin mama falan diye. benim koyduğum mama bitince mama kabı boş diye aç kaldı sanıyolar tepeleme dolduruyolar bazen kabını. veterineri ile kilosuna göre bir ölçü belirleyip ona göre beslemek gerek.

    bu yazı biraz anılarım gibi oldu ama umarım faydalı tarafları olmuştur. aklıma gelen çoğu şey yazıldığı için bunları söylemek istedim bende :)

    1 şubat 2016 03:39


    4. Köpek bakımı kedi bakımından daha zordur, gerçekten zaman ayırmak ister. Günde 2 kere gerekirse uykunuzu bölüp gezdirmek ister. Bizim köpeğimiz barınaktan geldi bize, şu an 17 yaşında, geldiğinde çok ürkekti, baya eziyet görmüştü. Hastalandığında doktor bile bu kadar Yaşaması mucize dedi, sanırım sevgiden Kaynaklı. Evin çocuklarından hiç bir farkı yok, sadece tuvalet eğitimi verdik, diğer türlüsü hayvana işkence benim görüşüme göre.

    1 şubat 2016 04:49

    5. yaklaşık 10-15 yıl boyunca hiç büyümeyecek olan bir çocuğa annelik yapmak gibidir.

    muhtemelen evde en sevdiğiniz eşofmanınızın paçalarını ya da terliklerinizi (gizlinot: hatta bazen cep telefonunuzu!) kemirecek, oraya buraya çiş-kaka yapacak veya kusacak, işten gelir gelmez size domestosla yer sildirecektir. tuvalet eğitimi ve ev kurallarını öğretmek bir ömür sürecek gibi gelir. tuvalet eğitimi tamamlandıktan sonra belki sabah uykunuzdan ödün vererek, yağmur çamur sıcak soğuk demeden günde en az iki kez dışarı çıkartmanız gerekecektir.

    ne kadar yorgun olursanız olun vaktinizi ayırıp oyunlar oynamalı, enerjisini atması için egzersizler yaptırmalısınız.

    bazen o kadar çok tüy dökecektir ki, koridorda vahşi batıda yuvarlanan çalılar gibi dolaşan tüy yumakları görmenize sebep olacaktır. evinizin hiçbir zaman o özendiğiniz temiz evlerden olmayacağını da unutmamalısınız.

    aşıları ve kontrolleri için düzenli veteriner ziyaretleri yapmanız gerekir.

    iç organ ve tüylerinin sağlıklı olması için iyi kalitede mamalar kullanmanız gerekir.

    en önemlisi; yaşlandığı ve hastalandığı zaman, çocuk sahibi olduğunuz zaman veya toplum baskısı yüzünden ondan vazgeçmemeniz gerektiğini bilin. çünkü o olsaydı sizden vazgeçmezdi!

    kısacası köpek sahibi olmak vakit, nakit, emek ve sabır isteyen bir iştir. eğer bunlardan en az birine sahip değilseniz köpek sahibi olmaya uygun bir aday değilsiniz demektir.

    9 şubat 2016 11:47

    6. eğer köpeğiniz herhangi bir nedenden dolayı ishal olmuşsa haşlanmış patates anında kesiyor. tabi patatesi tek başına tüketmek istemeyecektir. bunun için tavuğu haşladıktan sonra;

    biraz tavuk eti + tavuk suyu + az ekmek+ haşlanmış orta boy patatesin 1/4ünü lapa haline getirip 1 öğün şeklinde veriyorsunuz (gizlinot: patatesi ezmezseniz, seçip bırakabiliyor) (gizlinot: ekmek olmasa da olur). ilk öğünden itibaren ishal kesiliyor.

    bağırsakların toplarlanıp ilk kakayı yapmasına kadar 4-5 öğün daha veriyorsunuz. en fazla 2 günden sonra gelen ilk kaka normal kıvamında çıkıyor.

    patates mide ve bağırsak dostudur.. ishal olmasa bile arada vermek gerekiyor.

    11 ocak 2018 16:48 11 ocak 2018 17:22

    7. mayıs ayında köpeğimi parkta gezdirirken sabah, tırtıl zannettiğim bazı böcekleri uç uca dizilmiş upuzun şekilde görünce hemen fotoğrafını çekip arkadaş grubuma yollamıştım bakın ne kadar ilginç diye. geçenlerde tesadüfen köpeklerle ilgili bir instagram sayfasında bu böceklerin köpekler için ölümcül olduğunu öğrenince ufak bir şok yaşadım.

    böceğin adı Thaumetopoea pityocampa (Çam keseböceği) hem çam ağaçları için hem de hayvanlar için çok tehlikeli bir böcekmiş ve geçen yılın sonunda artış olduğuyla ilgili haberler vardı. köpekler için zehirleyiciymiş (ağızlarına alınca) ya da temas edildiğinde ölümcül alerjik reaksiyonlara neden oluyormuş. insanlara da zararlı tabii. bu böcekleri sadece 1 kez gördüm bir daha rastlamadım. görürseniz uzak durun, alıntı fotoğraf ekliyorum.

    ilgili medya:
    1
    11 eylül 2020 15:57


    8. hem köpek sahibine hem köpeğe eğitim şart süslüler

    26 eylül 2023 16:41

    9. Hem maddi hem manevi olarak 1 değil 100 kere düşünülmesi gereken hadise.  Kedi bakımına benzemiyor, kedi sizinle değil tek başına var olabilen bir canlı daha bireysel ama köpek her saniye sizin gözünüzün içine bakıyor .Yaşaması çok keyifli ama yavru döneminde çelik gibi sinir gerektiriyor. Ben 6 aylık kısacık dönemde tecrübe edindiğim konuları aktarmak istiyorum çünkü okuduğum her içerik, izlediğim her video bana katı kurallardan bahsetti sanki köpeğim bunları yapmazsa bir yanlış varmış bende bir eksiklik varmış gibi hissettirdi aslında her hamlenin her gelişimin bir zamanı varmış çok gereksiz yere stres yapmışım yeni yeni anlıyorum. 

    Kızım bana 2 aylıkken geldi. Çocukların oyun çitine benzer geniş bir alanda çiş pedini su kabını ve yatağını koyduk. Çiş pedine çiş kokusu benzeri birşey bırakan damlalardan kullandık. İlk ayda mükemmel gitti pedine yapıyor asla kaçırmıyordu onu çit gibi kısıtlı bir alanda tutmak içime bir türlü sinmediği için oturma odamızı ona açtık halıları kaldırdık ve en büyük hatayı burda yaptık bunu yaptığımızda henüz 3 aylık olduğu için hiç bir şeyi algılayamadı ve tuvaleti ne zaman gelirse o zaman her yere yapmaya başladı. 3|4 günlük denemeden sonra çiş silmekten ve kokudan anam ağladığı için tekrar çit sistemine geri döndük ve kızım tepki olarak artık çitinde de pedine yapmaz hale geldi. Pedini yedi sinirlendi çocuğum aslında o alanın ona küçük geldiğini anlatmaya çalışıyormuş ben anlayamamışım. Tabi bu dönem bocalama dönemiydi. Yanlış yere yaptığında tepkimi belli etmek için kızgın ses tonuyla hayır çok ayıp gibi sözlerle anlatmaya çalıştım kendimi suçladım onu suçladım hata yaptım özetle o dönem hiç bitmeyecek gibi geliyordu. İkinci çit döneminde izlemediğim video kalmadı,alan kısıtlamasının doğru olduğuna ikna oldum( yavruyken her şeyi ama her şeyi kemiriyorlar maalesef daha kötüsü yiyiorlar ve bu onların hayatını çok tehlikeye atıyor), alan kısıtlaması okey ama hep böyle mi gidicek bu çocuk hep çitte mi kalıcak bizim hayatımıza adepte olamayacak mı bu hayvana eziyet ediyoruz gibi düşüncelerle gecelerce uykum kaçtı. Üçüncü denemem olan çalışma odasını ona açtım.  Odanın kapısını açık bıraktım sadece kapının önüne çit koyup çıkmasını engelledim çalışma odası oturma odasınıda rahatça gördüğü için hapis gibi hissetmedi. Odayı tamamen ona göre organize ettim, kabloları ulaşamayacağı alana kaldırdım yiyip rahatsızlanacağı her şeyi kaldırdım. Halıyı kaldırmadım makinede yıkanabilir kilim koydum çünkü ped ve halının farkını anlasın istiyordum. Köri o odaya geçtiğinden beri bir kere bile halıya yapmadı parkeye ufak tefek kazalar yapsa da şu an %90 pedine yapıyor oyun oynuyor oda da koşuyor resmen çocuğumun enerjisi değişti aramızdaki ilişki gelişti. Ben daha az bağıran daha çok oyun oynayan birine dönüştüm.  Oda da yaklaşık 3 hafta geçirdikten ve her şey yolunda gittikten sonra ona yavaş yavaş evi açmaya başladım. Şu an bütün ev açık artık çişi geldiğinde koşa koşa çalışma odasına gidip pedine yapıp salona geri geliyor allahım bu bir mucize olamalı.  Bu sürede aşı takvimi tamamlandı. Dışarı çıkmaya yeni yeni başlıyoruz. Dışarı yapmıyor henüz hiç problem etmiyorum doğru zamanda yapacak zaten hazır olduğunda ona zaman veriyorum acele etmiyorum ped için yaptığım hatayı asla yapmayacağım . Dişleri kaşındığı için ısırıyordu o bile gün geçtikçe hayırı öğrene öğrene azaldı. Otur bekle ve hayır çok ayıp komutları hayat kurtarıyor. Çok uzatmadan demem o ki bir karar berdiyseniz evinizi kalbinizi bu cana açmaya tek bocalayan hata yapan siz değilsiniz. Olmayan şeyler için kendinizi suçlamayın yılmayın onunla iletişim kurmaya devam edin her şey zamanı gelince öyle güzel oluyor ki siz bile şaşırıyorsunuz.  Zaman iletişim ve sevgi hepsinin üstesinden geliyor. Ben yavruyken çok zorlandım şimdi geri dönebilsem hiç kendimi o streslere sokmazdım doğru zaman her şey demekmiş ve bu doğru zaman hepimizin yavrusuna göre değişiyor bence

    7 kasım 2023 05:22