1. (yazar: yurikoomega) güzel açıklamış. Ayağımın dibinde yatan 3 oğlumla Bir konuya değineceğim ben de.
Eğitim şart.
Köpek eğitimine karşı çıkan insanlar görüyorum. "Aman onlar köle mi? Rahat bırakın hayvanı özgür olsun." Diye bilinçsiz cümleler kuruyorlar. Çok yanlış.
Köpekler doğalarında sürü hayvanıdır. Yüzyıllar önce evcilleştirilmiş olmaları bu gerçeği değiştirmez. İçgüdülerinde sürü üyeliği ve sürü liderliği olan bir hayvanın ihtiyaçları yalnızca sevgi ve yemek değildir. Ya yönetmek ya da yönetilmek ister. Sürü kurmak için fazla fazla köpeğin bir araya gelmesine gerek yok. Köpeğiniz ve siz bir sürüsünüz ve yine siz bu sürünün lideri olmak zorundasınız.
Eğer lideri olmayı başarırsanız sizin verdiğiniz komutlar onlar için ders çalışmak gibi bir şey olmaz, liderini memnun ettiği için kendisi de mutlu olur. Eğer lideri olursanız enerjisini güzel şeylere yöneltir, size güzel bir dost olur. Her şeyden önemlisi düzgün bir zihin yapısına sahip olarak ruhsal tatmini de olur.
Peki ya ipleri eline bırakırsanız ne olur?
Sizi sürekli gütmeye çalışır. Sürekli havlar, üzerinize atlar, tasmasını açtığınızda çılgın gibi koşar, koltukları parçalar, halıyı kemirir.. dahası bu iş büyür ve size, başka köpeklere, başka hayvanlara saldırganlığa kadar gidebilir. Tüm bunlar sahipten çok köpeği rahatsız eder emin olun. Sürekli kaos yaşanan zihin yapısına sahip bir köpek mutlu değildir.
Peki bu mu özgürlük? Agresyon geliştirip eşyalara saldırması, kedi kovalaması, mutsuz olması mı? Sanıyorum eğitimin öneminde netleştik şu an.
Peki nasıl lider olabilirsiniz?
egzersiz bunun birinci şartı. genel bir yanılgıdır bu da. eğer bir chihuahua'nız varsa onun bahçede dolaşması size yeterliymiş gibi gözükebilir ama bir köpek 5cm de olsa köpektir ve çalışmaya ihtiyacı vardır. bu çalışma yoğunluğu ırklara göre değişir. 3 köpeğim de american pit bull terrier, bize gezmek yetmiyor. ek olarak çok fazla enerji harcayabileceği oyunlar ve egzersizler yapıyoruz. eğer büyük bir köpeğiniz varsa golden, labrador, rottweiler, dogo vs. gibi kaslarını çalıştıracak şeyler yapmalısınız. köpeğiniz küçük ırksa çok daha çabuk yorulacaklarından egzersizin dozunu azaltmanız gerekir. sahibiyle çalışan, oyun oynayan bir köpek mutlu köpektir. eve mutlu gelir, enerjisini sağa sola saçmak yerine huzurla uyur. köpeğinizle bağınızı geliştirmenin en güzel yoludur spor.
eğer köpeğinizi yavruyken edindiyseniz ev içinde belli kurallar koyarak başlayabilirsiniz. her yere tuvaletini yapmasını, çarşafları kemirmesini istemezsiniz. üzgünüm ama bu noktada katı olmak zorundasınız. biliyorum çok tatlılar ama o bir köpek. ona bebeğiniz gibi davranamazsınız. daha eve girdiği gibi ağlayarak size her istediğini yaptırırsa büyüdüğünde size hırlayan bir köpek bulabilirsiniz. eğer kıyamayıp sizinle uyumaya alıştırırsanız büyüdüğünde yalnız kalamayan bir köpek olup siz giderken havlamaya başlayıp dönene kadar susmayabilir, bu süreçte evi de alt üst edebilir. bu da başınızı polisle derde sokar.
büyük bir köpek sahiplendiyseniz işiniz biraz daha zor. yavrular 'hayır'ı öğrenir ancak büyük bir köpekte kemikleşmiş davranışlar olabilir. bu noktada önemli olan duruşunuzdur. onu yılların alışkanlığından ancak sizin kararlı duruşunuz vazgeçirebilir. unutmayın eğer 'hayır'ı kabul etmeyen bir köpeğin karşısında geri çekilirseniz sizin lideriniz o olur. lideriniz olan bir köpek de sizi yürütür, siz onu değil. büyük köpeğin en önemli sorunudur yürümeyi bilmemek. köpek liderin solunda ve aynı hizada takipçi olarak kalmalıdır. bilmeyen bir köpek içinse bu sahibini çekiştire çekiştire koşmaktır. muhtemelen bir kedi gördüğünde de yere yapışacaksınız. ve bu yaşadığınız en küçük sorun olacak.
yemek de çok önemli bir konu. yemeğe sizin komutunuzla başlamalı, mamanın kaba dökülmesiyle değil. bu konuda tölerans gösterirseniz yemeğinize yaklaştığınızda size hırlamaya başlar. ağzındaki bir şeyi sahiplenebileceğini düşünmesi de başınıza dert açar. çünkü yarın öbür gün en sevdiğiniz ayakkabıyı kemirirken yakalarsanız almak için uzattığınız elinizi ısırabilir. bu ve yarattığı diğer sorunlar sizi köpeğinizden soğutabilir, ondan korkup terk edebilirsiniz. kusura bakmayın ama burada tamamen suçlu sizsiniz, o köpeği barınağa göndermeye hakkınız yok.
cesar millan'ın sevdiğim bir sözü vardır; "hayvanları rehabilite ediyor, insanları eğitiyorum."
köpek psikolojisi çok geniş ve düz mantıkta bir kavram. eğer bir köpeğiniz varsa zihnini tanımak zorundasınız. hiçbir köpek dünyaya dövüşmek isteyerek ya da surat yalamak için gelmez. doğru bir eğitimle her köpek yalnızca köpektir, top kovalar, yüzünüzü yalar. yanlış bir eğitimle en kıvırcık köpek bir terminatördür.
eğer doberman'ınız gözlerinizin içine bakan, çocuklarla oynayan bir köpekse bu sizin başarınızdır ama eğer terrier'iniz komşunuza havlıyorsa, tasmasını açtığınız gibi kedi kovalıyorsa bu sizin hatanızdır.
köpeğiniz birini ısırdıysa bunun tek suçlusu sizsiniz. o sizin gösterdiğiniz yoldan gidiyor, eğitimi boşlamayın ve ona yolu doğru gösterin. saldırgan küçük bir köpekle saldırgan büyük bir köpek arasındaki tek fark ağızlarının büyüklüğüdür ve inanın bana o küçük ağız kolunuzu parçalamaya yeter.
bu yüzden bir yerde saldırgan bir köpek görürseniz ırkını yargılamayın, sahibini yargılayın.
özetle sakin zihinde bir köpek=mutlu köpek=mutlu sahip
aklıma geldiği kadarıyla yüzeysel olarak değindim konulara. köpeğinizle ilgili bir sorununuz varsa mesaj atabilirsiniz.
5-5(gizlinot: kardeşler) ve 12(gizlinot: 1 senedir kanser oğlum :() yaşındaki 3 pit bull'um, bebekliğinden beri kucaklarında büyüyen 4 yaşındaki kedim ve 4 yaşındaki kuzenimle birlikte sevgi yumağı halinde iyi günler diliyoruz siz pati dostlarına. okuduysanız teşekkür ederim. :*