1. (gbkz: pink martini )'nin 1997 yılında çıkan sympathique isimli ilk albümünün benim için en özel ve anlamlı (link:https://www.youtube.com/watch?v=iW9yRks_7XY şarkısı ). öyle özel, öyle büyülü ve can yakıcı bir şarkı ki her dinlediğimde iki damla yaş düşer mutlaka. sözleri mi daha çok etkiliyor, yoksa o mükemmel girişiyle chopin'i saygıyla andığım müziği mi yıllardır çözemedim. (gizlinot: chopin'e ve dolayısıyla girişteki andante spinato'sundan tutun da, 1.24'ten sonra çellonun girdiği kısma ayrı bir hastayım söylememe gerek yok herhalde ) grubun lideri thomas lauderdale mükemmel bir piyanist zaten, bir de üstüne pepe raphael'in karakteristik sesi ve harika yorumuyla birleşince ortaya böylesine muazzam bir şarkı çıkmış işte.
yıllarca albümü dinlerken sıra bu şarkıya her geldiğinde huzurla karışık garip bir hüzün kaplardı içimi. yıllar sonra o hüzün benim hayatımın bir parçası oldu. tıpkı sözlerinde olduğu gibi bir şeylerden korkmak, aşkın o büyüsünü bozup mutlu olmanın önünde bir engel olabilirmiş. galiba bunu görmeme sebep oldu bu şarkı. sizi gerçekten seven bir insan karşınıza çıktığında korkmamak, en umutsuz anlarda bile aşka kapılarınızı hiç kapatmamanız gerektiğini ve bu yüzden pişman olmuş birini gözünden yalnızlığı anlatan müthiş bir şarkı. ayrıca insanda tango öğrenme isteği doğuran şarkılardan kesinlikle. tango derslerinin vazgeçilmezi hatta.
ve unutmadan tabii ki o etkileyici sözleri.
viniste a mí
como poesía en la canción
mostrándome
un nuevo mundo de pasión
amándome sin egoísmo y sin razón
más sin saber que era el amor
yo protegí mi corazón
el sol se fue
y yo cantando tu canción
la soledad se adueña de toda emoción
perdóname si el miedo robo la ilusión
viniste a mí
no supe amar
y solo queda esta canción