yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (12)
    • medya (0)

    1. master için gittiğim 3 iş teklifi aldığım ancak kabul etmeyip türkiye'ye geri döndüğüm şehir. sonrasında ise türkiye'de kös kös iş aradım. aklımı peynir ekmekle yemiştim.

    25 aralık 2015 15:15

    2. atıl kalmış başlık. bilgisi olan süslüler şu başlığın altını doldursa ne nadar şahane olur aslında. yok mu hiç?

    9 aralık 2017 23:03

    3. 3 sene once kuzenimin yanina gitmistim. 15 gun kalmistim. Kuzenim calistigi icin gunduzleri hep kendim gezmistim. Yapilacak o kadar cok sey var ki. Once gittigim yerlerden bahsedeyim.Her gun bir sanat iceren aktivite yapiyodum muze sergi vs ve yakinlarda park varsa oraya gidiyordum. Simdi isimlerini pek hatirlamiyorum ama en cok etkilendigim muze natural history muzesiydi. Biir suru hayvan canli ne varsa gorebiliyordunuz. Tate modernde cok guzel sergiler gezmistim. Borough market dedikleri bi yer hemen nehrin orda haftanin belli bir gunu kuruluyordu. Orda degisik lezzetler deneyebiliyorsunuz ve hemen orda kapisinda kuyruk olan bir kahveci var. Chelsea sokaklari nisantasina cok benziyor. Bunlar disinda buckingham sarayinin da muzesi beni cok etkilemisti. Covent garden, oxford street(busbuyuk ni topshop) da aklimda yer edinen yerlerdi. Ingilizcem cok yeterli olmasa da muzikale, tiyatroya da gitmistim gercekten cok guzellerdi.Her ama her yerde bakkal gibi topshop gorebilirsiniz gercekten ve primark. Yapisindan bahsetmek gerekirse 18 yasinda gormus oldugum bu yer gercekten ufkumu acmisti. Hele donuste ucaktan inip aksaray metrosuna bindigim o an yasadigim kultur soku... herkesin inanilmaz kibar ve anlayisli olusu, azicik omzuna dokunsalar sorrylerin havada ucusu, kizlarin ellerinde sampanya siseleri ve kadehlerle yuruyerek icip sohbet etmeleri ve birinin bile donup bakmamasi. Ucaktan indiginiz anda medeniyet diye sarilabilirsiniz bu sehre. Tabi bu benim 3 sene once once edindigim tecrubeler suan poundun inanilmaz yukselmesi falan bi olumsuzluk katsa da yine de kalbimin bi yerinde kalicak ve umarim bu girdiyi okuyana da biraz faydam olur :)

    tanim: Metrolarini, parklarini guzel yerlerini cok cok ozledigim ulkedir kendileri. Umarim bi gun tekrar gitme sansim olur.

    9 aralık 2017 23:18


    4. Allahını seven beni londra’ya fırlatsın diye diye okuyorum girdileri. Aksanı öyle güzel ki o kaba saba amerikan ingilizcesinin yanında pamuk şeker gibi kalıyor. 

    Beni şuraya fıydıramıyor muyuz ya :( 

    Hiç mi olmaz :(

    Biz de iki insan muamelesi görseydik be abi. Hak etmedik mi artık bunu :(

    10 aralık 2017 00:37

    5. Gezmek falan değil de bir gün yaşama hayalini kurduğum şehir. burayı okudukça içim huzur doluyor resmen.

    10 aralık 2017 10:53

    6. Bir kere yaşadığınızda (ki çok uzun olmasına gerek yok) size oralıymışsınız gibi hissettiren nadir şehirlerden. 

    10 aralık 2017 16:27

    7. özlemden rüyalarıma giren şehir. ara ara rüyalarımda limitli bir süre için gitmiş olduğumu görüyorum. limitli limitsiz şu ahir ömrümde tekrar yaşamayı istediğim şehir kesinlikle. londra based vloggerları izleyerek özlem gidermeyi çalışıyorum ama sanırım daha da özlem dolup taşıyorum. o kadar özledim ki hakkında en ufak kötü bir şey gelmiyor şu an aklıma. özellikle yılın bu zamanını geçirmeyi çok severdim. kurulan christmas marketler sokak ve vitrin süslemeleri derken aralık ayının kasvetinden(gizlinot: zira hava çok erken kararıyor ) eser kalmazdı. şimdi kısa kesmem lazım(gizlinot: akışta görünce 3-5 kelam etmeden geçmek istemedim. çok özledim demiş miydim?) ama müsait zamanımda uzun uzun bir girdi yazacağım şehir olacak.

    10 aralık 2017 16:39


    8. Doktora için gitmeyi hayal ettiğim şehir. umarım olur .

    10 aralık 2017 16:42

    9. Dünya üzerinde bu kadar fazla etnik kökenden insanın bir arada yaşadığı ve buna rağmen bir o kadar kendine özgü olan bir yer daha görmedim. Gezmekle bitmeyen, her bölgesinde farklı deneyimler sunan, kimilerinin kasvetli diye tabir ettiği benimse sıkılmak bilmediğim yegane şehir. Ne demiş Samuel Johnson "When a man is tired of London, he is tired of his life, for there is in London, all that life can afford."

    12 haziran 2018 19:41

    10. Yurtdışında United Kingdom olarak bilinen, türkiyede ise İngiltere olarak bildiğimiz ülkenin başkenti.

    Üniversite sınavı ardından tatil yapmak istiyordum fakat yurtiçinde tatil yapma taraftarı değilim, gerek otellerin tekdüzeliği, gerek kalabalığı bana uymuyor. Yurtdışında ise Avrupa ülkelerini istiyordum. Londra'yı seçme sebebim annemin 1994 senesinde gidip hala ne kadar beğendiğini anlatması ve benim de anne kız için iyi bir gezi olacağını düşünmemdi.

    Öncelikle seyahat öncesi hazırlıklarımızdan bahsedeyim. Biz annemle thy ile uçtuk, biletlerimizi 1 ay öncesinden aldık, önerim direkt thy'den almaktansa skyscanner üzerinden -geziden en az 2 ay önce- bilet bakılması. Son ay 2 kişi gidiş dönüş bileti fiyatları çok hoş değil maalesef.

    Biz otelin de rezervasyonunu yaparak ve ücretini ödeyerek gittik, bu kısımdan pek emin değilim ücretin önceden ödenip ödenmemesi dışında çünkü otelden lokasyonunun iyi olması dışında pek memnun kalmadım. Kensington bölgesindeki Seraphine Gardens bıdıdı otelinde kaldık, odaları küçüktü ve mini bar bile yoktu, ödediğimiz fiyata göre çok kötü özellikler bunlar.

    Gel gelelim Londra'ya. Genel izlenimlerim şehir gerçekten güzel. Ben gün gün yaptıklarımızı yazacağım ki gidecekler fikir edinsin.

    1. Gün: sabah uçağıyla geldik, pasaport sırası çok uzun ve uçakta bize bi form dağıttılar, ne olduğunu bilmediğimiz için doldurmadık. Meğersem vizen olsa da dolduruyormuşsun. Sorular da ne kadar kalacaksınız, gideceğiniz yerler falan. Vakit kaybetmemek için doldurun. Biz 5 gün kalacağımız için 49 pounda (kişi başı) travel card aldık. Daha uzun kalacaklar buranın istanbulkartı gibi olan oyster (?) kartı alabilir. Londra 7 bölgeye ayrılmış, biz zone 4'a kadar aldık, iyi de yapmışız çünkü diğer yerler getto sayılır sanırım. Travel card için fotoğraf gerekiyor yanınızda bulunsun. Yapıştırıyorlar kartın üzerine başkası da kullanmasın diye. 2 gibi oteldeydik, sorun yaşadık ama o kısımlar önemli değil. Otelimiz high street kensington durağına 4 dakikalık yürüme mesafesindeydi. Bu açıdan güzeldi otel. Metro hatları karışık ama alışması zor değil, turkcell 25 liraya paketinizi yurtdışında da kullanma imkanı sunuyor. Ben bunu kullandım çünkü iphone'un haritalar özelliği adım adım gösteriyordu metrolarda ve her türlü ulaşımda. Biz bugün westminster bölgesine gittik ve yürüdük. Yemek sıkıntısı yaşadığımı söylemeliyim. Domuz eti yemiyorsanız sıkıntı yaşayabilirsiniz. Önerim buzdolabı poşetlerine karışık kuruyemiş, kuru kayısı falan koyup yanınıza almanız. Yiyecekler çok pahalı olmasa da 20 pounda yediğimiz iki kişilik yemek kur farkından dolayı bizde pek hoş olmuyor.

    2. Gün: giden insanlardan öğrendiğimiz gibi bicester village'a gittik. Trenle gittik, travel cardlar geçerli değil burada çünkü 30 mil dışarısına gidiyosunuz londra'nın. 52 pound idi gidiş dönüş iki kişi. Eğer gerçekten alışveriş yapacaksanız gidin, öbür türlü 52 pound vermek mantıksız oxford circus'tan o fiyata neler neler alınır. Tax free fişinizi unutmayın biz toplam alışverişlerimizden havalimanında 77 dolar aldık. Mağazalarda ödeme sırasında soruyorlar pasaportunuzu gösteriyorsunuz ve tax free alıyosunuz. Hoş bir şey. Sonrasında 3 gibi geldik otele ve national history museum'u gezdik. Gerçekten güzel bir yer, ücretsiz olduğundan ve yaz olduğundan diye çok kalabalıktı ama hem öğretici hem sıkıcı olmayan böyle güzel bir müze az bulunur.

    3. Gün: bugünü bilinen turistik yerlere ayırdık. London eye, buckingham palace, madame tussauds ve bu sefer daha detaylı biçimde westminster bölgesini gezdik. öneririr miyim bilemem, balmumu müzesi çok kalabalık ve fotoğraf çektirmek bile zor, london eye'a ilk açıldığı saat gittik ve yine sıra bekledik. Saray güzel. Nöbet değişimini izledik.

    4. Gün: oxford'a gittik, gezinin en sevdiğim kısmı buydu. Çok güzel bir şehir, yine 50 pound gibi bir fiyat gidiş dönüş. Trenle gittik fakat bir kısımdan sonra ücretsiz otobüs aktarması yaptırdılar bakım çalışması varmış raylarda. 1 saat 20 dk gibi bi süre sürdü yolculuk. Üniversitenin müzesi, kütüphanesinin avlusu.. her şey muhteşemdi. Fazladan gününüz varsa öneririm.

    5. Gün: dönüş, paddington tren durağından heathrow'a giden seferler var. Tek kişi gidiş 10 pound, express de var hemen gidiş ama bence gereksiz ve 25 pound. Yarım saat sürüyor yolculuk 10 pound ile. Tax free de unutulmasın.

    Kısaca sevdim bu şehri. Başka bir şey aklıma gelirse editlerim. Umarım yardımcı olur bu yazdıklarım.

    Çektiğim fotoğrafların bir kısmı. Umarım beğenirsiniz. (link: https://drive.google.com/drive/folders/1MB7OmLiXIYuVMbHW-wQrVzgyZSYXoP-v?usp=sharing londra/oxford)

    Genel olarak tüm yurtdışı seyahatleri için kendi düşüncemi yazayım para hakkında. Öncelikle havalimanında bozdurmayın. 2 gün önce paris'e giden arkadaşım havalimanında euro'ya 6.06 kurundan çevirttirmiş yani çok fazla kur farkı yemiş. Paranızı mümkünse alışveriş merkezlerinde de değil Eminönü gibi yerlerde bozdurun ki komisyon çok almasınlar. Ben özellikle ailesiz çıkılan gezilerde çok nakit para taşınmaması gerektiğini düşünüyorum. Biz 750 pound nakit almıştık, 100 poundumuz arttı, eğer yukarıda yazdığım gibi yemek yerlerine dikkat eder ve bu konuda biraz mekan araştırması yaparsanız bence 500 pounda 5 gün rahat halledilir. Ama ben annemle çıktığım için bu kadar parayı taşımada sıkıntı görmedim tek çıkılınca en mantıklısı karttan kullanmak. Nakit para gidince geri dönüşü olmaz maalesef. Bir de yanınızda türk lirası da taşıyın dönüş için biz unuttuk ve havalimanında bozdurduk yine fiyattan kaybettik. Bu arada bence otelde bırakmayın para. Şahsen güvensiz geliyor. 

    18 temmuz 2018 10:23 27 temmuz 2018 10:47