marilyn monroe

1. güzelliğiyle lanetlenmiş bir kadın.

Marilyn monroe inanılmaz yetenekli ve akıllı bir kadındı. filmlerde rol aldığı aptal sarışın tiplemesinden oldukça uzak, cinsel zekası (araştırın bunu ama "cinsel zekanızı test edin" gibi sitelerden değil) çok yüksek, saçına dokunuşundan gözlerini süzüşüne kadar yaptığı her hareketin bilincinde olan ve kadınlığını sonuna kadar kullanmasını çok iyi başaran bir kadındı. cazibenin sözlükteki karşılığıydı. tek sorunu vardı, kendisini ölüme götürecek kadar büyük bir sorundu bu: özgüvensizdi.

evde gerçek adı Norma Jeane olarak yaşayan, dışarıda ise bir süper kahraman gibi marilyn monroe kılığında sahneye çıkan biriydi o. erkekler ona bayılır, kadınlar kıskanırdı. şimdiki piyasanın "şişman" etiketini çekinmeden vuracağı 55 kilo ve 38 beden ölçüsüyle, kıvrımlarıyla, şuh pozlarıyla gerçek bir seks tanrıçasıydı.

Ama çok mutsuzdu. kendisini mutlu kılabilmek için çok çabaladı. kendisine tapan ve güzelliğine hayran kalan insanların alkışlarından beslenmeye çalıştı, olmadı. sonra mutluluğu evlilikte aradı, başarısız evliliklerle mutsuzluğuna mutsuzluk kattı. aradığı huzuru bulamadığı için geceleri uyuyamadığı ve ancak uyku ilaçlarıyla uyumayı başarabildiği de bir gerçek. o bu mutsuzluk çemberinde kısılıp kalmışken, onun güzelliğini pazarlayanlar tarafından sömürüldü, posasına kadar emildi ama öyle bir kadındı ki hala tüketilemedi. nitekim popüler kültür hala onun adından para kazanıyor.

sevgiye muhtaç bir kadındı o. ilgiyle beslendi ama aradığı huzuru tanımadığı insanların ilgisinde ve alkışlarında bulamadı. genç yaşta yitip gitti sonra. asla yaşlanmadı, asla çirkinleşmedi, sonsuzlaştı.

Wishmaster isimli bir korku filmi vardı, kötü bir yaratık kendisinden istenen dilekleri olabilecek en kötü şekilde gerçekleştiriyordu. bir kadın, bu yaratıktan sonsuza dek güzel kalabilmeyi dilemişti mesela ve yaratık da onu cansız mankenlerden birine dönüştürmüştü.

Marilyn monroe, "sonsuza dek beğenilmek istiyorum" diye dilemiş olabilir bu yaratıktan. nitekim dileği gerçek oldu.

2. 1 haziran 1926 doğumlu burcu ikizler, ayı kova, yükseleni aslan olan fazlasıyla çekici ve güzel kadın. dişiliğin simgelerinden biridir gözümde.

3. aynı burçtanız bu sebeble kendisine karşı farklı bir sempatim var. bence taklit etmeyen ama taklidi olan ender ünlülerden. kendine özgüydü rahmetli. biz yaşarken zor para kazanıyoruz o hala kazanmaya devam.

4. bi polar bozukluk ile yaşamayı öğrenememiş kişilerden. kontrolsüz şekilde yaşamı ve devlete oluşturduğu yük sonucunda infazı gerçekleştirilmiştir.

5. Hayat hikayesinin bile başlı başına çekici olmasına rağmen neden çoğunluğun ona deli gibi sevgi duyduğunu anlamadığım kadın. Birisi sanki "marilyn monroe" modası çıkartmış herkes onu sevmeye başlamış misali. Zaten üzerinde marilyn monroe deseni olan kıyafetler,kumaşlar,halılar vs. fazlasıyla karşıma çıkıp beni deli etmekte. ben belki ona hayranlık beslemiyorum ama bir hayran gibi düşünerek yazıyorum belki de bunları. marilyn monroe bir sanatçı bir marka değil.

6. hayatı dramatize etmeyen bir insanın, dramatik hayatının ortaya çıkışı ile ikon olmuştur. kendisini terkeden babası sebebiyle erkeklere oluşturabileceği güven kalmamış, annesinin hastanede tedaviye alınmasıyla da taciz ve aşağılanma dünyasına girmişti. güven duyabilmek bu anlamda büyük bir servet olarak karşımızda duruyor. Marilyn, insanların ilgisinin onun güzelliğinden dolayı olduğunun farkındaydı. ona ilgiyi sunan güzelliği güvenebileceği tek fenomen olarak hayatında kalmıştı. başkanla olan ilişkisinin ve bağımlılığın sebebi gücünden dolayı güvenebileceği ve samimi bir insan bulmuş olmaktı. ölümünden sonra zekası ve mücadelesi fark edilen marilyn, halk tarafından giyimi ve davranışları ile ikon yapıldı. Amerika ve dünyada yaşayan birçok insanın vermiş olduğu tepki; düşük gelirli bir insanın devletin tepesine layık görülmemesinin eleştrisidir. o bir halk kahramanıdır.

7. ölümüyle ilgili bir ton spekülasyon olan çok zeki, çok güzel, çok mahzun kadın, (gbkz: efsane sarışın).

benim için gelmiş geçmiş en güzel kadındır. utanmasam fotoğrafını feysbuk kapak fotoğrafım yaparım, o kadar seviyorum. (gizlinot: uzun bir dönem profil fotoğrafımdı)(gizlinot: o zamanlar utanmamışım demek)(gizlinot: swh)

8. bana hep "just a pretty face" lafını çağrıştıran kadındır. bütün olayı güzellik olan ya da öyle bir profil çizen kadınlar ilgimi çekmiyor, kendimle özdeşleştiremiyorum, haliyle hayranlık da duyamıyorum. yaşarken çok mutsuzmuş, mutlu olabileceği bir yere gitmiştir umarım rahmetli. ille de bir taraf seçeceksem ccc audrey ccc reyiz derim, ama şart değil. ikonlara hayranlık duyulacak yaşı çoktan geçtim zaar.

9. ya ben en çok bu kadına çok zekiydi diyenlere gülüyorum. elinde iki kitapla poz verince zeki sayılıyor. şimdiki gözlük modasına benziyor gerçi: "you are not a geek, you're just a bitch who found glasses."

hı, ne demişti merilin monroğ, kutsal özdeyişlerden paylaşalım: "bir kadına doğru ayakkabıları verirseniz dünyayı fethedebilir." asdfASDASDF

ok.

10. Çok hoş bulduğum kadın. Ama sanırım zeki ya da akıllı diyebileceğim biri değil. Şöyle ki kendisinin 1haftalık bi gönül ilişkisini anlatan biyografi tarzı bi film vardı (gizlinot: marilynle bir hafta). Orada oldukça şımarık, duygusal ve sadece güç bela konsantre olursa iyi rol yapabilen bi aktris olarak yansıtılmıştı. (gizlinot: tabi ne kadar gerçekçiydi bilemiyorum :d)

Güzelliği ve magazinel duruşu haricinde pek bi numarası yok galiba kendisinin.