yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (8)
    • medya (0)

    1. Bir anastasia beverly hills, lorac, tarte falan gelse kimse meeh the balm'ın yerini tutamaz demez. Tamam the balm'ı yıllarca benimsedik nerdeyse milli markamız olarak görüp sahiplendik ama peşinden gelen markalar kalite olarak daha üst seviyeye çıkamadı. Hayal kırıklığı yarattı. Sleek, wet n wild falan sırf türkiye'de yok diye blogger/vloggerlar tarafından çok övüldü beklentiler büyüdü bence.

    10 haziran 2016 10:27 10 haziran 2016 11:23

    2. Ülkemizde olmadığı için, merak ettiğimiz bir ürünü istediğimiz zaman gidip mıncıklayamadığımız için sadece oturduğumuz yerden keşke bıraya da gelse de baksak diyoruz. İnternet sitelerinde ürünlerin allanıp süslenmiş abartılmış fotoğraflarına bakıyoruz. Mesela ben sleek'in far paletlerine bakmıştım internetten. Gratise gidip inceleyince şok oldum çünkü internettekinin yarısı kadar falandı büyüklüğü. Ya da son çıkan maybelline rimelde de aynı şeyi yaşadım. (gizlinot: adını hatırlayamadım ) çok büyük heveslerle gittim aldım ama herhangi bir rimelden çok da farkının olmadığını gördüm.

    O sırada yabancı youtuberlar bloggerlar kötü ürünleri bile reklam için şişirmeye başlıyor. Yerli youtuberlara da yine aynı şekilde reklam için ürün gönderiliyor. Onların ne derece objektiflikten uzak yorum yaptığını hepimiz biliyoruz zaten. Hal böyle olunca bizdeki beklenti kaf dağlarına çıkmış vaziyette, ülkemize gelse de bir iki bişey denesek diye bekliyoruz.

    Ülkemize geliyor marka, gidip bakıyoruz. Hali hazırda ülkemizde olan diğer kozmetik markalarından çok da bir farkı olmadığını görüyoruz. Çünkü onca marka içinde mutlaka buna benzer bir ürün, evimizde aynı renk ruj, aydınlatıcı, far mutlaka oluyor. Buna ihtiyacım yok diyerek mağazadan ayrılıyoruz. Yani aslında markanın itibarsızlaşması diye bir durum söz konusu değil. Asıl olay ülkemize geç gelmesinden ötürü hevesimizin kaçması. Şişirilen ürünlerin aslında o kadar da güzel olmadığını gözlerimizle görmemiz. "Cool" olmaya çalışmaktan değil yani.

    10 haziran 2016 13:44 10 haziran 2016 13:51

    3. bu tamamen şundan kaynaklanıyor.

    türkiyede hiç bir şekilde ulaşamadığımız ürünleri bloglarda videolarda okuyup izliyoruz. şimdi biz elimize süremedik ki o allığı/farı. youtuber kadife gibi de dese taş gibi de dese biz inanıyoruz.

    yurtdışından bunları aldım diye gösteriyorlar. türkiyeden almadığına göre bu rimelde/allıkta bir keramet vardır diyoruz. o kadar alışveriş yapıyorlar,markalardan paket geliyor dimi neden bu yurt dışındaki bir ürünü bu kadar övsün demek ki güzel diye düşünüyoruz.

    türkiye'ye bir geliyor. deneyenler çoğalıyor. şimdi tamam kalitesizse bunu da anlıyoruz ama en önemlisi

    "artık ulaşılabilir" olduğu için hevesle övmüyoruz. ee daha iyisi zaten varmış bu mağazada demeye başlıyoruz

    özet olarak - gelince artık şeffaflaşıyor, elde ettiğimiz içinde eskisi kadar merakımız kalmıyor.

    10 haziran 2016 14:32


    4. Daha önce youtuber ve bloggerların pek gerçekçi olmayan duygular besleyerek markayı övdükçe övmesi sonucu merak ettirip beklentimizi rte egosu seviyesine çıkarmalarından sonra marka gelince bizim deneyip hayatımızın ürünü olmadığını görmemizle markanın aslında çok da bi bok olmadığını fark etmemiz sebep oluyor bu duruma.

    10 haziran 2016 14:57

    5. (no:292485) ve (no: 0) buna ek olarak, mesela revlon çok övülüyordu çünkü ucuz fiyatına oranla iyi iş çıkarıyordu. ama bizim ülkeye gelince nedense 2-3 katına çıkıyor fiyatlar. e bir anlamı kalıyor mu? kalmıyor. insanlar "bu fiyata bu performans harika" diyerek istiyor, sen getiriyorsun bir fondöteni 60 liraya. ne anlamı kaldı? 60 liralık fondöten zaten iyi olmak zorunda, ayrıca o paraya kaliteli ürün zaten hep bulunuyor. hal böyleyken bir çekiciliği olabilir mi revlonun? gratis, watson'ın başındaki insanlara azıcık mantık diliyorum.

    10 haziran 2016 15:00 10 haziran 2016 15:03

    6. Başlık aslında kendini özetliyor.

    Marka sadece merakla bekleniyor. Fotoğraflar, blogger yorumları yanıltıcı olabiliyor. Kaldı ki, herkesin ürün beklentisi farklı. Türkiye'ye geldiğinde merakla inceliyoruz, artık herhangi bir marka oluyor ve o noktadan sonra tüketici memnuniyeti markanın sorumluluğunda.

    Sleek konusundan uzadı bu muhabbet aslında. Fiyatı 12 dolar olan bir ürünü getirip 60 liraya satarsan adama küfrederler. Dışarıda yarıştıkları markaların içinde küçük kalırken, bizdeki ekonomik şartlar ve diğer alternatiflerin yanında büyük olmaya çalışıyorlar. Sleek fiyat skalasında çok memnun kaldığımız kozmetik firmaları varken, neden sleek? İndirimde 10 lira civarında ulaşabildiğim pastel likit matlar varken ve çok memnunken, sleek likit matlara denemek için 30 lira bayılamam.

    Essence bu konuda çok güzel yarıştı ve kendi yerini yarattı. The balm'da öyle. Türk markaların da kendine gelmesiyle kozmetiğe doyduk. Kalite ya da uygun fiyat arıyoruz yeni alacağımız ürünlerde. Kalite olduğunda fiyatı göz ardı ediyoruz. Malesef sleek'de ben ikisini de göremedim. Bir an önce kampanya ya da fiyat düzenlemesine gitmezlerse yavaştan yavaştan silineceklerine inanıyorum.

    10 haziran 2016 15:10

    7. Sleek markasında tam olarak bu başlığı yaşadım. Perşembe günü optimum'da arkadaşımla yürüyoruz, ben uzaktan gratis'te standı görünce arkadaşımı bırakıp koştum. Ürünlere bakıyorum, özellikle far paletlerini inceliyorum. Almak istiyorum ama far paletlerinde bir iticilik var. Yani abuk subuk renkler. Mesele bir palette 2-3 renk beğeniyorum, yanında sarı-mavi filan var. En son dedim bilas sen yine an naturel isimli paleti al ama o da hep sahip olduğum tonlar. Kararsız kalıp paletlerden vazgeçtim. Sonra şu çok popi olan aydınlatıcı paletlerine baktım. Paletlerdeki krem ürünler homojen değil, elimle sürmeye çalışıyorum sabitlenmiyor. Parmağımda ordan oraya taşınıyor (anlatamadı). bir de aydınlatıcı paletler bana çok beyaz, gri ışıltılı gibi geldi cezbetmedi. Allık paletleri hiç ilgimi çekmedi çünkü yakın zamanda bebeğim (yazar: yasoliten ) lace olan paleti bana verecek. Ay sleekle aşk nefret ilişkisi yaşadım aaa dostlar. yaklaşık 1 saat ürünleri mıncıkladıktan sonra gidip golden rose'dan stick aydınlatıcı aldım. :) o değil de nyx gelse de pore killer baz alsam.

    11 haziran 2016 04:17 ed.11 haziran 2016 07:45


    8. Olay bloggerlara dolu ürün Gönderen ama normalde %200 kar koyarak satış yapan instagram satıcılarından kaynaklanıyor. Normalde yüzüne bakmayacak bloggerlarımızın özellikle Türkiye'de olmayan ürünler bedava geldiğinde favorilere, makyaj videolarına koyup hayatımın paleti demesiyle otomatikman herkeste beklenti artıyor. Sonra ulaşılabilir olduğunda tarafsız insanlar yani bundan çıkarı olmayan senin benim gibi insanlar ürünü denediğinde puff balon birden sönüveriyor. Hiç bir markaya bir kinim yok ama zamanında urban decay'e de sleek'e de söylemiştim. Akıllandım ama geç oldu, artık sadece reklamı yapsın diye ürün Gönderilen insanları takmıyorum, hatta bedava bin tane bloggera ürün Gönderen markalardan özellikle uzak duruyorum, zira ürün güzelse reklama ihtiyaç duymadan kendini sattırır, size de tavsiye ederim.

    11 haziran 2016 04:28