2.
benim için bir reklam panosundan ibarettir.
eve dönüş yolu, sağda, hızla yanından geçtiğim bir reklam panosunda gördüm onu. tüm moda endüstrisinin tek resimde özeti gibiydi. bir kadın, üzerinde çarpıcı(!) olduğu iddia edilen kıyafetler, uzaklara doğru atılan soluk ve ruhsuz bir bakış. aslında verilmek istenen mesaj şu: güçlü, kimseye muhtaç olmayan, kendi ayakları üzerinde duran, soğuk ve gizemli bir kadın. herkes o kadının peşinde; en çok arzulanan o, en paylaşılamayan, en çok istenen o...
siz de onun gibi olabilirsiniz, tek yapmanız gereken bu kıyafetleri giymek.
egomuzun esiriyiz çoğumuz, beğenilmek için yaşarız. başkalarının kaygıları ve bizim hakkımızdaki düşüncelerini önemseyerek geçiririz hayatımızı. sanki herkesi memnun edebilmek mümkünmüş gibi.
işte bu reklam panosunda, dev harflerle tek bir cümle yazılıydı: "kendinizi ifade etmenin en hızlı yolu."
bu cümlelerdeki yüzeysellik öyle mide bulandırıcı ki, tarif etmeye kelime bulamıyorum.
kıyafet. giysi. çorap, etek, fular, kazak, kemer, çanta, ayakkap...
Yani diyor ki, "seni sen yapan, yaşadıkların değil, kişiliğin veya karakterin değil, prensiplerin değil; kıyafetin."
Yani diyor ki, "okuduğun okullar, çalıştığın yerler, öğrendiklerin, geçmişin, başından geçenler seninle ilk kez tanışana bir anlam ifade etmiyor, sadece kıyafetin ve onun karşıdaki insanda bıraktığı izlenim önemli."
Yani diyor ki, "duyguların, mimiklerin, ruhun, yüreğin, zekan, fikirlerin, onları dile getirişin, duruşun, bakışın önemli değil; seni sen yapan her şeyi en kısa yoldan ifade etmek için giyin sadece."
Yani diyor ki, "alt tarafı bir etek değil satın aldığın. çünkü sana nasıl davranılmasını istediğini satın alıyorsun. aynı işleve yarayan bir başka etek bostancı pazarı'nda kumaşı dandik olduğu ve üzerinde marka yazmadığı için 3 kuruşa satılırken, sen bu eteğe yarım maaş veriyorsun çünkü o eteğin üzerinde bizim markamızın etiketi var. o eteği üzerinde taşıdıkça bizim etiketimizi de üzerinde taşıyorsun. damgaladık seni. çünkü sen de bizdensin, bir eteğe servet ödeyebilenlerdensin, kulübe hoşgeldin."
Yani diyor ki...
"üzerine örttüğün örtü, seni senden daha iyi ifade etmek için tasarlandı; sen ise sadece onu taşımakla görevli cansız mankensin."
edit büdüt eklemesi: insanın kendisine yakışanı giydiği sektör.