yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (28)
    • medya (2)

    1. makyaj ile ayrılması imkansız bir bütündür. trend olan şeyi tamamlayan makyaj daima güncele uymalıdır. makyajın kıyafetle uyumu, kıyafetin de makyajdan ayrı değerlendirilememesi, makyaj ve bakımla ilgilenen bizleri doğrudan modayla da ilgili kılar. saç ve makyaj modanın kostüm kadar önemli parçaları olduğundan makyaj asla modadan ayrı tutulamaz.

    modayı ve makyajı sanata dönüştürmekse bambaşka bir zevktir.

    10 aralık 2013 02:51

    2. benim için bir reklam panosundan ibarettir.

    eve dönüş yolu, sağda, hızla yanından geçtiğim bir reklam panosunda gördüm onu. tüm moda endüstrisinin tek resimde özeti gibiydi. bir kadın, üzerinde çarpıcı(!) olduğu iddia edilen kıyafetler, uzaklara doğru atılan soluk ve ruhsuz bir bakış. aslında verilmek istenen mesaj şu: güçlü, kimseye muhtaç olmayan, kendi ayakları üzerinde duran, soğuk ve gizemli bir kadın. herkes o kadının peşinde; en çok arzulanan o, en paylaşılamayan, en çok istenen o...

    siz de onun gibi olabilirsiniz, tek yapmanız gereken bu kıyafetleri giymek.

    egomuzun esiriyiz çoğumuz, beğenilmek için yaşarız. başkalarının kaygıları ve bizim hakkımızdaki düşüncelerini önemseyerek geçiririz hayatımızı. sanki herkesi memnun edebilmek mümkünmüş gibi.

    işte bu reklam panosunda, dev harflerle tek bir cümle yazılıydı: "kendinizi ifade etmenin en hızlı yolu."

    bu cümlelerdeki yüzeysellik öyle mide bulandırıcı ki, tarif etmeye kelime bulamıyorum.

    kıyafet. giysi. çorap, etek, fular, kazak, kemer, çanta, ayakkap...

    Yani diyor ki, "seni sen yapan, yaşadıkların değil, kişiliğin veya karakterin değil, prensiplerin değil; kıyafetin."

    Yani diyor ki, "okuduğun okullar, çalıştığın yerler, öğrendiklerin, geçmişin, başından geçenler seninle ilk kez tanışana bir anlam ifade etmiyor, sadece kıyafetin ve onun karşıdaki insanda bıraktığı izlenim önemli."

    Yani diyor ki, "duyguların, mimiklerin, ruhun, yüreğin, zekan, fikirlerin, onları dile getirişin, duruşun, bakışın önemli değil; seni sen yapan her şeyi en kısa yoldan ifade etmek için giyin sadece."

    Yani diyor ki, "alt tarafı bir etek değil satın aldığın. çünkü sana nasıl davranılmasını istediğini satın alıyorsun. aynı işleve yarayan bir başka etek bostancı pazarı'nda kumaşı dandik olduğu ve üzerinde marka yazmadığı için 3 kuruşa satılırken, sen bu eteğe yarım maaş veriyorsun çünkü o eteğin üzerinde bizim markamızın etiketi var. o eteği üzerinde taşıdıkça bizim etiketimizi de üzerinde taşıyorsun. damgaladık seni. çünkü sen de bizdensin, bir eteğe servet ödeyebilenlerdensin, kulübe hoşgeldin."

    Yani diyor ki...

    "üzerine örttüğün örtü, seni senden daha iyi ifade etmek için tasarlandı; sen ise sadece onu taşımakla görevli cansız mankensin."

    edit büdüt eklemesi: insanın kendisine yakışanı giydiği sektör.

    7 ocak 2014 17:37

    3. ötekilerin yaptığını yapmaktan hazzetmediğim için takip etmediğim, sürekli başka birilerinin kafasına göre ve senin benim için değil, bizi moda sektörüne daha fazla kullandırmak için güncellenen dayatmalar bütünü.

    ben klasik severim. o klasikler dünya çapında kabul görmüş de olur, benim zaman içinde kendimle özdeşleştirdiğim parçalar da olur. pişti olmaktan rahatsız olmam bakın. herşey herkesin üzerinde aynı durmaz zaten. bana başka yakışır, bir başkasına başka. hem bir ikizim falan olsa, ben farklıyım diye paralanmaz, hatta çoğu zaman bir örnek giyinirdim diye düşünüyorum. hatta annemle yıllarca öyle yaptık yerine göre ve çok eğlenceliydi. burda konu " başkasındakini istemem diye ayak tepmek " değil de tanımadığım, beni tanımayan birilerinin uydurduğu akımlara kapılarak yaşamaya duruşumu koruyarak karşı koymayı seçmem. bırakın moda, işi bu olanları meşgul etsin. leopar deseni kullanmak için " bu sene hayvan desenli donlar geri döndü " demelerini beklemeyin.

    7 ocak 2014 18:08


    4. hafife alındığında acayip eğlendirendir.

    8 ocak 2014 00:52

    5. Devil wears prada filminde bu konuyla alakalı müthiş bir anlatım vardır. moda konusunda uzman miranda Priestly bir kıyafete uygun kemer bakarken, onun yanında çalışmaya başlayan Andy dayanamayıp küçümseyerek güler ve Miranda öfkeyle ona döner:

    +komik bir durum mu var?

    - üzgünüm, bana o gösterdiğiniz iki kemer de birbirinin aynısı geldi. bu zımbırtıları öğrenmeye çalışıyorum ve...

    + "Zımbırtı" mı? Anlıyorum. moda ile ilgilenmiyorsun. Dolabına gidip o biçimsiz mavi kazağı seçerek, ne giyip giymediğine aldırmadığını ve dünyaya kendini fazla ciddiye aldığını göstermek istiyorsun. Ama bilmediğin şey, o sadece mavi değil. Turkuaz değil. Lapis değil. Aslında gök mavisi. Bilmediğin şey şu ki, 2002'de Oscar de la Renta gök mavisi koleksiyonu sundu. Sonra, Yves St-Laurent idi galiba, gök mavisi askeri ceketler yaptı. Gök mavisi hızla sekiz değişik koleksiyonda boy gösterdi. Sonra bölge mağazalarına indi ve iyice tepetakla olup seri sonu malların satıldığı feci bir yere düştüğünde sen o iğrenç kazağı muhtemelen bir ucuzluk sepetinden çekip aldın. Bu mavi, milyonlarca dolar ve sayısız insanın çabasını temsil ediyor. Gülünç yanı modayı hiçe saydığını kanıtlayan bir seçim yaptığını sanıyorken buradaki insanların senin için seçtiği bir kazak giyiyorsun, bir sürü zımbırtı arasından...

    8 ocak 2014 01:07

    6. Moda ürün değil, hayat satar.

    Pazarlamak istediğiniz hayat ve yaşam tarzına hayranlık duyarsa insanlar, o hayatı "yaşıyormuş gibi" hissetmek için o hayatı soslayan ürünlere yönelirler.

    charlize theron'un oscar töreninde kırmızı halıda yaptığı makyajı bir youtube kanalından izlersiniz, onun yeşil gözlerini ortaya çıkartan o makyajda kullanılan ürünleri almaya koşarsınız, charlize gibi etkileyici bakabilmek ve görünebilmek için.

    kate middleton'ın bilmem neredeki ülke ziyaretinde giydiği dar trençkotun benzerini ararsınız mağazalarda, sizin üzerinizde de aynı asillikte duracağını sandığınız ve sizin fiziğinizi de aynı zerafette ortaya dökeceğine inandığınız için.

    o moda bloggerının en son aldığı parfümü, önerdiği fondöteni, giydiği önü kısa arkası uzun eteği... size yakışmayacağını bildiğiniz halde gidip denediniz mi hiç?

    Eskiden beğendiğiniz ve üzerinize çok yakıştığını düşündüğünüz kıyafetlerinizi eskisi kadar beğenmemeye başlarsınız, eskiden kullandığınız ve aşk yaşadığınızı iddia ettiğiniz kozmetik ürünlerini kullanmamaya başlayıp yerine yenilerini almaya gidersiniz. oysa ne kıyafetlerinizin üzerinizdeki duruşu, ne de kozmetik ürünlerinizin rengi değişti. Aynılar.

    değiş(tiril)en tek şey, modaya bakış açınızdır. özendiğiniz hayatlar değiştirilmiştir.

    başkalarının hayatlarını yaşamak istediğiniz müddetçe, başkalarının kullandığı ürünleri satın almaya yönelirsiniz.

    Tâ ki kendi hayatınızı yaşamadığınızın farkına varıncaya dek.

    22 mart 2014 15:30

    7. modayı anlamıyorum ya sanki zorlar gibiler. biz bu sene bunu yaptık giyeceksin ulen. giymiyorum. daha doğrusu giyemiyorum. bir ara tunik modası vardı. ben giyemiyorum. omuzlarım dar aşağıya doğru genişleyen bir vucudum var. heves de ediyorum ama genlerimi de değiştiremem. yapım byle. yanlış zamanda doğmuşum. kendime uygun kıyafet arıyorum hep. satış danışmanlarından duyduğum cümle aynen şöyle. bunun modası öyle. hay sizin modanıza...

    22 mart 2014 19:42


    8. tadında faydalanmak lazım derim.ne uzak kalmalı ne içinde yüzmeli. resmen bir klasik taraftarı olarak takip etmem , zaten alışverişe çıkınca bir iki mağaza gezince insan anlıyor bu ara ne çok ilgi görüyor ne tercih ediliyor vs. gerçi ben indirimciyim.sezon sonu aldıgım için yine modası geçmiş oluyor :) 'oy oy yakıştırdıysan giy gitsin'ciyim sanırım.

    23 mart 2014 05:53 23 mart 2014 05:56

    9. Moda popüler olan değil sana yakışandır.

    23 mart 2014 14:11

    10. istanbul'un kadıköy ilçesinde bulunan, en huzur bulduğum semtlerden birisi. özlemek, özlemek, özlemek...

    5 ekim 2014 18:39