1. Karamandan güneye doğru inip torosları aşıp sertavul'u geçince bütün sıcaklığı ve bereketiyle sizi karşılayan küçük şirin ilçe. Ana geçim kaynağı tarım. Zeytin, kayısı, erik, incir, antep fıstığı iç ve dış pazara ihraç ettikleri en önemli tarım ürünleri. Türkiye'de yaza en erken giren bölgelerden biridir. Dağların arasında kapalı bir ovaya kurulduğundan, mikroklima özelligine sahiptir. akdeniz bölgesinde olmasına ve bu iklimin bir çok özelliğini göstermesine rağmen tarım ürünlerine zarar veren deniz tuzu burada bulunmadıgı için (denize kıyısı yoktur) bir çok meyve ve sebze yüksek kalitede yetişir. Üstte saydığım ticari değeri olan meyveler dışındaki diğer meyve ve sebzeler daha çok halkın kendi ihtiyaçları kadar ve kendileri tarafından yetiştirilir. Hemen hemen herkesin kendi ihtiyacını karşılayacak kadar toprağı vardır. Dolayısıyla feodal düzen ve toprak ağalığı olmadığı için halkın maddi durumu arasında uçurum da yoktur. Ilçenin bir kaç tane olan zengini de bu zenginliği toprak ile değil başka istirakler ile elde etmistir. Coğrafya dersi gibi oldu buraya kadar, okuduysanız tebrik ediyorum.
Ben bu ilçeye ilk kez düğünüm için gittim. Tahammül edilmesi zor bir sıcak var, haziran başında bile gece köyde herkes yatağı kapının önüne serip yatıyor. Giderken çok sınırlı bilgimle, klasik bir iç anadolu köyü olan kendi köyümüz gibi bir yer bekliyordum ama yanıldığımı anlamak uzun sürmedi. Akdeniz farkı kendini gösterdi. Halkı, köyler de dahil, küçük bir ilçeye göre aydın ve hoşgörülü insanlar. Kadınlar üretime katkısı yüksek. Meyve toplama, halde meyve sebze paketleme, ticaret gibi işlerde çok aktifler. Ilçedeki işyerlerinde de çok sayıda kadın çalışıyor. Eğitime çok önem veriyorlar, hatçe teyzenin oğlu doktor, ayşe teyzeninki mühendis, ötekininki ögretmen berikininki hemşire. Gördüğüm tüm insanlar canla başla çalışıp çocuklarını okutmaya çalışıyor, ki bu inanılmaz saygı duyduğum bir şey.
Merkezi bir saatte detaylıca gezilebilecek büyüklükte. Tarihi bir çınar ve altında çay bahçesi var. Evet adı çınaraltı çay bahçesi :) tantuni burada da en sevilen hazır yemek. En meşhur yer ise Enta Tantuni. Kahvaltı ögle veya akşam yemeği için dısarıdan gelenlerin en çok tercih ettigi restoran ise Deveci Kebap. Burada güzel bir de anım var, kuaför çıkışı bir aksaklıktan dolayı gelin arabasını beklemek zorunda kaldık eşimle. Beklerken de bari dikilmeyelim şurda bir kahve sigara yapalım diyerek deveciye oturduk. Kahve yapmıyorlarmış aslında ama biz gelinlik damatlıkla oturunca çevirmek istememişler başka bir mekandan getirtmişler hemen bunu sonradan öğrendik. Kahvemiz bitti araba da geldi hesabı ödeyelim dedik ama ikramımız dediler. Ben tabi bir dumur oldum, malum istanbulda sivil yaptığınız her şeyin fiyatı gelinlik damatlıkla yapınca 10 katı olduğu için. Öyle de güzel insanları var işte.
pavyonları da meşhur, el kadar ilçede 17 tane var. Payvon sahipleri genelde dışarıdan bu işi yapmak için gelen kişiler. Şarkıcı ve konsomatris olarak çalışan kadınlar da öyle. Müşterileri ise öncelikle mut halkı, sonra çevre ilçe ve illerin halkından oluşuyor. Ankara'dan bile gelen varmış. Bayağı pavyon turizmi var asdjfkdhkgls. Beyler yazın meyveden, sonbaharda zeytinden kaldırdıkları parayı aman sabahlar olmasın diyerek üç ayda pavyonda yiyor. Hatta suanki belediye başkanı payvonlarla mücadele vaadi ile seçilmiş.
mut'un bir de kanayan yarası var; motosiklet kazaları. Her yıl özellikle yaz aylarına doğru en az dokuz on genç motosiklet kazası ile yaşamını yitiriyor bu ilçede. Motosiklet kullanımı çok yaygın ve kullanma yaşı da epey düşük. Trafik kurallarına da hem arabalar, hem motosiklet sürücüleri tarafından riayet edilmeyince her sene en az dokuz on ölümlü kaza meydana geliyor.