129.
sevgili süslüler,
biraz uzun oldu ama müsait olduğunuz bir vakit okursanız bir çoğunuza çok yardımcı olacağını düşündüğüm bir yazı oldu..
geçen hafta bodrumdaydım, turgut reis'de son derece bilgili bi aktarla karşılaştım.. dükkanın önünde
"gitmediğiniz doktor, denemediğiniz tavsiye kalmayan, geçmeyen bir rahatsızlığınız mı var ? bir de bize uğrayın" yazıyordu.. haydi bakalım dedim girdim dükkana, "geçmeyen sivilcelerim var" dedim. uzun uzun sohbet ettik..
rafine şeker ve iyotlu tuz özellikle ergenlikten sonraki sivilcelerin sebebiymiş söylediğine göre.. kaya tuzu ya da himalaya tuzu kullanmalıymışım ve her şeydeki yağı keserek beslenmeye çalışıyordum ancak bu yanlışmış, mesela kuruyemişin sivilceye sebep olduğunu düşünürdüm ancak söylediğine göre çiğ kuruyemişin yağı sivilce yapmazmış, aksine faydalıymış bile sivilcelere de bünyeme de.. kuruyemişi kavurup bi de tuz eklediklerinde benim için zehir oluyormuş..
zeytinyağı kullanımını artırmalıymışım o da faydalıymış.. süt ve süt ürünleri kullanmamalıymışım ama yoğurt ve ayran dışında, ayran da tuzsuz olacak tabi ya da az bir şey himalaya ya da kaya tuzu.. tatlı da tüketmemeliymişim. özellikle peynir ve sütlü tatlı ki ikisi vazgeçilmezim resmen..
bir ara kahvaltıda sadece 2 muz yemeye başlamıştım, o dönem artan sivilcelerimi hiç muza bağlamamıştım, gerçekten hayal kırıklığına uğradım çünkü çok severim.. muz ve üzüm bazı bünyelerde özellikle sivilce yapan meyvelermiş..
ve heyecandan bahsetti, "stres demiyorum bak heyecan" diye de altını çizdi.. evli misin diye sordu muhtemelen sevişme heyecanından bahsedecekti, bekarım deyince; "mesela yeni bi çocukla tanıştın, aradı mı aramadı mı" diye beklersin heyecanlanırsın bir bakarsın sivilcen çıkar, arkadaşın evlenecektir düğünde ne giysem diye düşünür heyecanlanırsın mutlaka sivilcen çıkar, iş teklifi verirsiniz kabul olacak mı olmayacak mı diye düşünürsün hemen sivilce çıkar dedi.. heyecandan da olabildiğince uzak dur dedi..
marketlerden aldığımız hazır gıdalar abur cuburlar ve çikolatanın da sivilce yaptığını aslında hep düşünsem de çekmecemde elimin altında hep bulundururdum.. gofretten bisküviden bir şey olmaz derdim ancak rafine şeker işin içine girince hiç de düşündüğüm gibi değilmiş.. ve tabi dışarıda yediğimiz her türlü gıda da bunlara dahil.. en azından bir süre evde bildiğin şeyleri ye dedi.. "çok canın çekerse bi parça ye canım o kadar da kısıtlama kendini" diye de ekledi..
ve kandida mantarı diye bir bağırsak parazitinden bahsetti. bu mantar bayanlarda beyaz akıntıya sebep olurmuş ve sebebi bir türlü bulunamayan kronik rahatsızlıklar, alerjiler bu parazitin midede sayıca artmasından kaynaklıymış.. fazlaca antibiyotik kullanımı ve yukarıda anlattığım şeylerin tam aksi şekilde beslendikçe bu parazitin artmasına sebep oluyormuşuz.. beslenme şeklimizi değiştirdiğimizde bu sıkıntılardan yavaş yavaş kurtulabilirmişiz.. ve içilebilen bir kilden bahsetti ondan tüketirsem daha çabuk azalırmış bağırsaklarımdaki kandida miktarı ama elinde yoktu alamadım, kargoyla gönderecek aradığımda.. (6. ay editi: sadece yediklerime dikkat ettim, kil sipariş etmedim)
kandida mantarının sebep olduğu diğer rahatsızlıklarsa; beyin çalışma özelliklerini bozarak baş ağrısı, baş dönmesi, dengesizlik, başta hissedilen ses, uyku bozuklukları, yorgunluk hali, unutkanlık, depresyon, mizaç değişiklikleri, görme sorunları; mide-bağırsak sistemini bozarak İBS( spastik kolon, kolit), distansiyon (karında şişlik), kabızlık vb.; kokulara karşı hassasiyet, geçmeyen prostat ve vajinal iltihaplar, tekrarlayan sistit ve böbrek enfeksiyonları, kronik sinüzit, geniz akıntısı, egzama, kas ve eklem ağrıları, astım benzeri yakınmalar ve de özellikle her türlü alerjik yakınmalar, diye yazıyor verdiği çıktıda da..
kandida mantarının olup olmadığını da evde yapabileceğimiz çok kolay bir tükürük testiyle anlayabiliyoruz ki benimki pozitif çıktı, böylece sivilcelerle birlikte nedenini bir türlü bulamadığım mide ağrılarımın sebebini de anlamış olduk..
*sabah uyandığımızda oda sıcaklığında bir bardak suya dişlerimizi fırçalamadan, kesinlikle hiçbir şey yemeden ve yutkunmadan ilk tükürüğümüzle tükürüyoruz. hatta yanına bir bardak su koy öyle uyu, sabah uyandığında ilk işin bu suya tükürmek olsun dedi.. ve gözlemlemeye başlıyoruz.. normalde kandida mantarının olmadığı kişilerde bu tükürüğün su yüzeyinde köpüklü bir şekilde kalması gerekiyormuş.. benim tükürüğüm bardağın ortasında bile kalmadı hemen kenara kaydı, ilk 15 dakika sonunda bakıyoruz, sonra bir 15 dakika sonra gene bakıyoruz.. karşılaştığımız görüntü şuna benzer bir görüntüyse test pozitif..
kandida mantarı için daha detaylı bilgi almak içinse şu sayfadaki yazıyı okuyabilirsiniz, aktar da bana bu yazıyı verip 2 kere oku testi öyle yap demişti..
kilden krem kıvamında çok hoş kokulu bir maske hazırladı, maskeden sonra yüzümü nemlendirmem için kille aynı kokuda bir de yağ hazırladı, bu ikisi birlikte tedavi amaçlı çalışıyormuş. "bunlar suratındaki sivilcelerden iz kalmadan kurtulmanı sağlayacak ama yenileri çıkmasın diye sen de beslenme şeklini değiştireceksin" dedi.. bi de kekik tüket dedi
söylediklerini uyguluyorum, henüz çok yeni ancak yeni sivilcelerim çıkmadı, olanlar da gerçekten daha az rahatsız etmeye başladı beni.. işyerine geldiğimde bile "sen bi aydınlanmışsın bişey olmuş cildine" diye dikkatlice suratıma bakan 2 kişi oldu
hem kendim unutmayım hem de belki okuyanlara da yardımcı olur diye buraya da yazmak istedim..
edit: asitli her türlü içeceğin hatta maden suyunun bile kaynağından gidip kendimiz doldurup içmediğimiz sürece sivilceye sebep olduğunu da söylemişti. ki ben, asitli hiçbir şey içmeyip güya bu konuda da kendimi koruduğumu sanarken sodanın bu yönde zararı olabileceği aklımın ucundan bile geçmediği için, günde 1-2 şişe beypazarı maden suyu içen insanım normalde..
Edit2: aklıma geldikçe editliyorum ama.. Bir de işyerinde öğle yemeğinde ya tatlı ya meyve mutlaka çıkar dedi, yemekten 2 saat geçmeden bunları da kesinlikle yememek gerekiyormuş. Kek poğaça börek gibi hamur işlerinden de kaçmak gerekiyormuş..
edit3: 10 gün oldu bu yazdıklarıma uymaya başlayalı, yeni bir sivilcem çıkmadığı gibi eskilerinin izleri de azalarak geçmekte, hatta o kadar az kaldı ki.. vücudumu anladım sanırım artık, mutluyum :')
edit4: neredeyse bir buçuk aydır yediğime içtiğime yazıdaki gibi dikkat ediyorum. sadece dayanamayıp snickers yediğim günün ertesi günü kocaman bir sivilce çıktı kulağımın yanında. şimdi o da geçti, tamamen sivilcesiz bi insanım :')
dayanamayıp az biraz yememem gereken şeyleri yediğimde mutlaka kekik çayı yapıp içiyorum snickers sivilcesinden beri, belki faydası oluyordur, hiç çıkmadı çünkü..
edit5: 2 ay geçti halen sivilcem yok :) kalan kızarıklıklara da pişik kremi sürüyorum her gece yatmadan önce, içerisindeki çinko oksitin hücre yenileyici yapısı sayesinde geçtiğini düşünüyorum çünkü kızarıklıklarım da farkedilmeyecek boyuta geldi :)
edit6: 6 ay geçti, muz, üzüm, fazla tuzlu krakerler, maden suyu, alkol hariç istediğim her şeyi yeyip içiyorum halen sivilcesizim ! :)) eski kızrıklıklarım tamamen geçti diyebilirim, sıktığım bir kaç sivilcenin izi var sadece onlara da yapacak bir şey yok malesef..
03.02.2017 tarihindeyiz ve bi süredir yeme alışkanlığım gene değiştiği için yaklaşık bir aydır gene sivilcelerimle başım dertte.. sonunda bentonit kili aldım dün itibariyle kullanmaya başladım.
*hemen her gece cildimi temizledikten sonra bepanthol krem ile nemlendirip kızarıklıklara sudokrem'in pişik kremini sürüp öyle uyuyorum.
15.11.2017 editi: bentonit kili sadece sivilce için değil, vücut toksinlerden arındığı için bile muhteşem bir his verdi kullandığım dönem. ancak yakın dönemde nişanlanma paniğiyle ve her heyecan stres dönemi halen çıkan sivilceler sayesinde kaçınılmaz son olan roaccutane tedavisine başlayıp geçen ay bitirdim. sonunda kurtuldum. peynir, cips, muz hepsinden yiyorum hunharca.