11. bir kuşak önce anne ve çalışan olması beklenen, şimdilerde beklentilere güzellik de eklenen...
- süslü
- moda alışveriş
- kuaför & güzellik merkezi
- sağlık
- spor
- gönül işleri
- aile arkadaş ilişkileri
- cinsellik
- eğitim & kariyer
- seyahat
- pet
- sanat
- bürokrasi
- diğer
- girdiler (70)
- medya (10)

ten rengi: | esmer |
göz rengi: | koyu kahverengi |
cilt alt tonu: | cool |
saç rengi: | diğer |
12. bir kadın anne olmadığı sürece kendine ben kadınım demesin. o sadece bir gölgedir. annedir güneş olan ışık saçan. annedir sadece ayağına cennet saklanılan. rahminden çıkan yavru cennet kokar. hele çalışan anne ise daha bir güçlü kadındır. evine işine çocuğa yetişmek zorundadır. depresyona girme lüksü yoktur.


cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | buğday tenli |
göz rengi: | açık kahverengi |
yaş: | 41 |
cilt alt tonu: | nötr |
saç rengi: | siyah |
13. Bayan degil kadindir.

cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | beyaz tenli |
cilt tipi: | kuru |
göz rengi: | yeşil |
saç şekli: | dalgalı |
saç tipi: | normal |
yaş: | 34 |
cilt alt tonu: | nötr |
alerjik cilt: | hayır |
saç rengi: | açık kestane |
saç kalınlığı: | ince telli |
kepekli saç: | hayır |
14. "dünyaya yön veren canlıdır", pek çok açıdan. onun sayesinde çarklar döner, onun sayesinde iş gücü elde edilir, onun sayesinde para kazanılır, onun sayesinde ülkeler gelişir ya da yıkılır. truva savaşının sebebinin bir kadın olmasıyla övünür kimisi, lider anası olmakla övünür diğeri, erkekleri parmak uçlarında çevirdiklerini düşünür beriki. belki çoğunu çeviriyorlardır da... ancak erkeklerin hükmettiği bir dünyada, onların himayesinde, onlara rağmen ya da onlar sayesinde iyi ya da kötü yaşar pek çoğu.
tarih, ne yazık ki çok kısa bir süredir kadını birey kabul etmektedir. dünya savaşlarının bunda etkisi çoktur elbet. kadınların aktif iş gücü olarak erkeklere özgü sayılan işlerde çalışmaya başlaması ve para kazanıp söz sahibi olmaya başlamalarıyla; kadınlar uyanmışlar ve bu kez eşitliğin peşinden koşmaya başlamışlardır, insan olmalarından gelen doğal hakları erkeklerle eşit seviyede kullanmayı talep etmişlerdir. (bkz: feminizm) bazısı erkeklere duyduğu hıncı "erkeklere ölüm" raddesine getirerek olayı abartsa da, sadece son yıllarda feminizm sayesinde rahat nefes alabilmiş ve özgürlüğünün tadını çıkarmaya başlamıştır. (ki bu dünyanın her noktası için geçerli değil, biliyorsunuz. kadınlar hala acı çekiyor.)
genel olarak tarih boyunca çok aktif bir rol oynamamıştır çoğu kadın. şu an bile, dünyanın çok küçük bir kısmında aktif ve öncü rol oynarlar, bunda kadınların suçu yoktur elbet. Kadınlar çocuk bakıcısı ya da güzellik nesnesi olarak kullanılmıştır tarih boyunca ve bazısı, bu rollerinden daha yeni yeni kurtulmaya başladılar. Hatta hala bu rollerden kurtulmak istemeyeni var, inatla.
zaten 50'ler döneminde "en hızlı bebek bezi değiştirme" gibi kadınları ev hanımlığına hazırlayan yarışmalara, en başta "kadınların" koşa koşa, hararetle ve coşkuyla katılmalarının sebebi de budur. O zamanki beklenti, "süper kadın"a ulaşmaktı. bir çeşit nirvana. en iyi anne, en güzel eş, en mükemmel kadın olmak, en temiz eve sahip olup sürekli bakımlı olmak, kocayla ve çocukla sürekli ilgilenmek, asla dırdır etmemek, asla yorulmamak ve daima kusursuz olmak. The Stepford Wives filminde güzel bir eleştiri vardı buna dair.
kadınların en acınası yanı bu tür toplumsal beklentileri zevkle kabul etmeleri ve kraldan çok kralcı olup, en çok kendilerinin savunmalarıdır. şu anda bile, kadınlar çoğu toplumda hak ettikleri yerde değil ve bunun altında kendi bindikleri dalı kesmeleri yatıyor. hala mükemmel olmaya çalışıyoruz, birbirlerimizin kol kıllarına bakıyor, çocuğunu iyi eğitemediği için babaları değil anneleri linç ediyoruz. hala ve hala, saygınlığımızı toplumda söz sahibi olarak değil, bir erkek sayesinde elde edebileceğimizi düşünüyor, özgüvenimizi güzelliğimizle ayakta tutmaya çalışıyoruz. *
"liderleri yetiştirendir" sözüne istinaden,
atatürk -annesinin itirazına rağmen- okumak için inat etmiş ve -annesinden gizlice- okul sınavlarına girmiş, kendisini yetiştirmiş zeki bir adamdı ve toplumların iyi bir geleceğe sahip olma yolunun bilimden, ilim ve irfandan geçtiğini biliyordu. onun sayesinde insanların okuma oranı arttı ve ufku genişledi. onun sayesinde kadınların türk toplumunda söz hakkı oldu. atatürk şunu biliyordu: toplumlar, kadın ve erkeklerden oluşan iki kanada sahiptir ama kanatlardan biri zayıfsa yükselemezler. kadınların eğitimli ve sosyal yaşamda erkekle eşit söz sahibi olduğu bir ülkede cahil olmayan bir nesil yetişir. bu nesil de, kadınıyla erkeğiyle, dünyaya yön veren canlılara dönüşürler zaten.
peki günümüzde eğitim, kadının şu anki halini düzeltebilir mi? eğitimli bir kadın, geleceğimize ve topluma yön verebilir mi? belki. ama bunun zor olacağının da altını çizmek gerek. zira bir toplumun layık olduğu eğitim sistemini düzenleyenler, iktidardakilerdir. İktidarı seçen de, o eğitim sisteminden geçen halktır. eğitimli halk koyun değildir ve her önüne sunulanı kabul etmez. kolay yönetilemez. toplumların daha iyi yönetilmesi için aptallaştırılması elzemdir. eğitim sistemi buna göre değiştirilir, böylelikle kısır döngüye girilir. kadınlar daha iyi hizmet etmeye, daha iyi süslenmeye, daha çok doğurmaya, daha çok para harcamaya teşvik edilirler. çarklar döner.
kısaca kadının dünyaya yön verebilmesinden önce, kendine yön vermesi gerekir.
*: itirazı olan? no: 3839
PS: ilgilenenler için: 50'lerin kadınından feministliğe
Dipnot: toplumsal beklentiler sadece kadına değil, erkeklere de empoze ediliyor. bu beklentileri kırmamız gerekiyor, kadın ve erkek... biz, kendimiz için ne istiyorsak, zevkle o yoldan yürümeliyiz. toplum baskısı yüzünden değil.
erkekler ve kadınlar, birbirlerini uyumla tamamlayan, biri diğerine üstün olmayan ve aynı yolu paylaşan canlılar.
son bir ekleme: atatürk'ün "annesine rağmen" eğitimine devam etmesi olayına dair, babasının ölümüyle annesi mustafa'yı okuldan alıp dayısının çiftliğine götürüyor. annesinin eğitimli bir kadın olup olmadığını işaret etmiyorum zaten, yazdığım yazının işaret ettiği yer "kadınların dünyayı yön veren canlılar" olmadığı, "atatürk" doğurmakla değil, "atatürk" olmakla bir kadının övünmesi gerektiği.

cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | beyaz tenli |
göz rengi: | ela |
yaş: | 41 |
cilt alt tonu: | warm |
saç rengi: | kestane |
15. *öyle ki bu canlılar, tek başlarına bir abd başkanını tüketebilirler ama bir türlü kadın cinayetlerine, seksizme, kadın düşmanlığına, kadınların metalaştırılmasına, tecavüzlere engel olamıyorlar. bir cihan devletini yol olma sürecine sokabilen nadir örnekleri var ama tarihte öne çıkan erkek sayısı kadar öne çıkmıyorlar.
ben kadınlar daha aşağılıktır, zayıftır; erkekler daha üstündür demiyorum. tarih boyunca kadınların öne çıkmasına izin vermeyen bir sistemden geçmişiz, o yüzden tarihe yön veren kadınların sayısının az olması gayet normal. ancak "kadınlarda öyle bir güç var ki, kullanırlarsa dağ taş diz çöker" gibi abartılı söylemlere ihtiyacımız yok. bu tür söylemler esas gerçek potansiyelimizi çıkarmamıza engeldir. kadın ya da erkek, potansiyelini had safhada kullanırsa, genetik faktörler ve çevre imkanları da el verirse, dünyaya yön verebilir. bunu bir cinsiyet daha iyi yapar, diğeri yapamaz diyemeyiz.
*annelerin çocukları ile daha uzun süre geçirmeleri çocuk gelişiminde oldukça etkilidir ancak birden çok çocuklu ailelerde kardeşlerin birbirine benzemediği davranışlara rastlayabilirsiniz. bu da çocuk gelişiminde anne etkisinin çok büyük olmadığına işarettir. genetik faktörler, çevre etkisi ve sosyokültürel/sosyoekonomik şartların çocuğun gelişiminde etkisi oldukça fazladır. istediğiniz kadar iyi çocuk yetiştirin, psikopat bir çocuğa sahip olabilirsiniz. Bu konuda " Diagnose Children As Psychopath" iyi bir örnektir. çocuklar bireydir ve ailelerinin onlar üzerinde imzası olsa da, her yaptıkları kendi iradelerinin sonucudur.
özetle, tüm dünyadaki kadınlara eğitim verelim, hepsini iyi yetiştirelim değil; tüm dünyadaki insanlara eğitim verelim, herkesi iyi yetiştirelim diyorum. bir erkek de çok fazla insana ulaşabilir, öğretmen olup öğrencilerine sevgiyi öğretebilir, iyi bir baba olup çocuğunu daha iyi bir insan olmaya teşvik edebilir.
kadınlar olarak haddinden fazla abartılmaya ya da küçümsenmeye maruz kalmak, esas potansiyelimize ulaşmamız konusunda en büyük tehlikedir. bir insanın potansiyeli neyse, bir kadının ve erkeğin de odur.
tanım: süper canlılar.

cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | beyaz tenli |
göz rengi: | ela |
yaş: | 41 |
cilt alt tonu: | warm |
saç rengi: | kestane |
16. tanrının iyilik vermesi gereken canlı.
yazdıklarımın okunmadığı yüzüme söylendi, okunmayacağını bile bile daha kısa bir şekilde özetleyeyim.
*kötülük yapan insanların kötülük yapmasının tek sebebi anneleri değil. bir sürü dış etmen var.
*aynı anne tarafından yetiştirildiği halde farklı karakterde olan kardeşlerin bir sürü örneği var.
*tekrar ediyorum, aynı anne tarafından yetiştirildiği halde farklı karakterde olan bir sürü kardeş örneği var.
*iyi annelerin kötü çocukları, kötü annelerin iyi çocukları olabilir. yani dünyadaki tüm kadınları eğitseniz ve iyi evlatlar yetiştirmelerini sağlayacak ütopik bir dünyamız bile olsa dahi, tüm dünyadaki kötülüğü önleyemezdik. çünkü kötülük, annelerden evlatlarına aktarılmıyor. bir sürü etmen var, genetik bunlardan yalnızca biri.
*edison ampül icat ettiği için annesinin edison'a araştırma yapmayı sevdirdiğini söyleyebilirsiniz. lakin benim işaret ettiğim nokta, edison'un annesinin bunda payı varsa dahi, edison'un icat ettiği ampül ışığında da bir sürü kadının okuma öğrendiğidir. yani erkeklerin kadınlara yaptığı kadar, kadınların da erkeklere olumlu ya da olumsuz katkıları olmuştur. kadınların tarihe olan etkilerinin erkeklerden daha muazzam olduğu pozitif ayrımcılığını reddediyorum.
*yazılanlardan erkeklerin eğitilmesine gerek yok sonucunu çıkartmadım.
*zila netanyahu'nun kötü bir anne olduğuna dair bir yazı bulamadım internette. günahını alıyor olabiliriz kadıncağızın, ramazan ramazan.
*annesi tarafından dindar yetiştirilen, büyüdüğünde ateist olan; annesi tarafından hümanist yetiştirilen, büyüdüğünde faşist olan insanlar yok mudur? eğer suç bu kadar annelerdeyse, suç işleyenlerin annesini tutuklayalım.
*annelerin insanlık tarihinde etkisiz olduğunu söylemiyorum. yalvarırım, okuyun yazdıklarımı. lütfen. diyorum ki, annelerin, evet, çocuk karakterinin gelişmesinde etkisi vardır ama olmadığı zamanlar da var.
*son olarak, kadın cinayetlerini engellemek istiyorsak, duyarlı tüm insanlar olarak, kadın-erkek, birleşmeliyiz. şu "woman poweeer!!" mentalitesi zaten bizi erkeklerden ayrı gayrı kılıyor.

cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | beyaz tenli |
göz rengi: | ela |
yaş: | 41 |
cilt alt tonu: | warm |
saç rengi: | kestane |
17. Dünyayı kadınların kurtaracağına inanan biri olarak bu ülkede bu dönemde kadın olmanın hepimize verilmiş birer ceza olduğunu düşünmekteyim.

cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | beyaz tenli |
göz rengi: | koyu kahverengi |
yaş: | 31 |
cilt alt tonu: | cool |
saç rengi: | siyah |
18. Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
"ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen ... "

cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | buğday tenli |
alerjik cilt: | hayır |
saç rengi: | siyah |
saç kalınlığı: | ince telli |
kepekli saç: | evet |
yaş: | 29 |
cilt tipi: | karma |
göz rengi: | koyu kahverengi |
saç şekli: | düz |
saç tipi: | normal |
19. kendi kendini sabote eden canlı demek istiyorum artık.
babayinkemigi ile bir süre konuştuk özel mesajdan ve ikimiz de ilginç bir noktaya vardık. kendisi birazdan bir metin döşeyeceğini söyledi erkek gözüyle, ama ondan önce ben bir öngiriş yapayım.
Yıllar önce karşı cinsten bir tanıdığımın değişim hikayesine tanıklık ettim. çocuk gayet efendi biriydi, hoşlandığı bir kız vardı ve kendi arkadaş çevresine danışıyordu "ben bu kızı nasıl tavlarım?" gibisinden. Kendi arkadaş çevresinde danıştığı kızlar "onu sevdiğini hissettir, ona hediyeler al, onu incitme" tarzı tavsiyelerde bulunmuşlar. çocuk bu tavsiyeleri denediği anda, kız ona olan ilgisini kaybedip başka biri ile çıkmaya başlamış. üstelik gayet de kaba saba biriymiş.
Yıllar geçti, bu tanıdığım ile yine görüşme şansı yakaladım. serserinin tekine dönüşmüştü. üstelik anlattığı kadarıyla, hayatının hiçbir döneminde olmadığı kadar sevgiliye sahipti. hatta ve hatta, kızları sadece cinsel çıkar amaçlı kullanıyordu ve hayatına giren kızların hiçbirinin bu konuyla bir sorunu yoktu. "Ne zaman kızlara kötü davranmaya başladım, beni terk etmekten vazgeçtiler." dedi bana. "her zaman kızlara gösterdiğim ancak hiçbir kızdan göremediğim değeri bu tavırlarımla elde ettim."
neden buna dönüştü bizim hemcinslerimiz, ben anlayamıyorum. kadınların büyük kısmı, erkeklere dair sürekli "erkekler şöyle öküz, böyle anlayışsız, hepsi odun" türü şikayetler ve genellemeler yapıyor ama yine efendi adama değil, kendilerine kötü davranan erkeklere ilgi gösteriyorlar. bu konuda "kadınların efendi adam yerine piç adam tercih etmesi" diye bir başlık bile var ekşide, bilirsiniz. "erkeğim beni taşıyabilmeli", "erkek dediğin vurdu mu inletmeli", "maço erkeklerden hoşlanırım" türü açıklamalar yapan kadınların, daha sonra erkeklerinden saygı görmediğinde sızlanmalarını anlayamıyorum ben.
özsaygısı olan kadın, kendisine kötü davranan erkeği hayatına sokmamalı bence.

cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | beyaz tenli |
göz rengi: | ela |
yaş: | 41 |
cilt alt tonu: | warm |
saç rengi: | kestane |
20. no: 0 girdisinde aslında çok güzel bir konuya değinilmiş. kadınların çoğu, kendisine kötü davranan erkeklerden hoşlanıyor. bu konu aslında hem sosyolojik hem de psikolojik açıdan değerlendirilmeli. bir uzmanın bu konuda ne düşündüğünü açıkçası merak ediyorum, aramızda psikolog, psikiyatr ve sosyolog olan illa ki vardır. bizi de bilgilendirirlerse iyi olur.
ama uzman olmayan bir kişi olarak düşüncelerimi söyleyecek olursam, efendi adam tercih etmeyen kadınların babalarında olduğunu düşünüyorum sorunun temelinin. baba evde anneye kötü davranıyorsa, kadına, ailedeki diğer kadınlara da iyi davranmıyorsa, kız çocuğunun kafasında yer ediyor. baba yani erkek figürü böyle bütünleşiyor. ve sonuç olarak da kendisine kötü davranan erkeği eş olarak seçme girişiminde bulunuyor.
ekleme: babalara suç attığım anlaşılmasın burdan. genel olarak toplumumuzda kadına verilen değer, kadının ailedeki yeri de önemli burda. kadını yok saymak, ikinci plana atmak, kız çocuklarını ikinci plana atıp erkek çocuğunu yüceltmek, yani cinsiyetler arasında ayrımcılık yapmak sonucunda olay dönüp dolaşıp kadının piç adamı tercih etmesine geliyor. tümevarım yapmış oldum sanki, ama bu konuyu çok basit bir şekilde değerlendirmemek lazım. toplumsal bir neden de var temelde.


cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | beyaz tenli |
cilt tipi: | karma |
göz rengi: | açık kahverengi |
saç kalınlığı: | ince telli |
kepekli saç: | evet |
yaş: | 36 |
cilt alt tonu: | nötr |
alerjik cilt: | evet |
saç rengi: | diğer |
saç tipi: | yağlı |