yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (20)
    • medya (0)

    1. leş bir şeydir.

    stres seviyenize bağlı olarak ve muhtemelen bazı şeyleri içinize çok fazla attığınız için birden ortağa çıkıp hayatınızı korkunç bir seyre taşır. son bir yıldır hiçbir atak geçirmeyen biri olarak söyleyebileceğim tek şey, kendi kendine geçiyor oluşudur. ben başladığını içimden bir şeylerin aniden kayıp gittiğini hissederek anlardım. hani gondola binersiniz, tepeden aşağı inerken içinizden de bir şeyler kayar gibi olur, öyle bir histi.

    çok doktora gittim, birkaç tane ilaç kullandım. ilaçlar dengemi fazla bozduğu için doktor bırakmamı önerdi. kafam iyi gibiydi ve işe yaramıyorlardı. ilaçları kullanırken bile atak geçiriyordum. haftanın beş günü atak geçirdiğimi ve kimsenin nasıl bir hastalığım olduğunu anlayamadığı için haftada beş kez serum yediğim zamanlarda oluyordu.

    bu malesef bir hastalık. kendi kendinize başlattığınız, kendinize armağan ettiğiniz bir hastalık. tek ilacı sizsiniz. tavsiyem, sizi mutsuz eden, yoran, yıldıran şeylerden uzaklaşmanız ve imkanınız varsa spora başlamanız. spor zihninizi temizleyip, pamuk gibi olmanıza yardımcı oluyor ve cidden kafanızı dağıtıyor.

    hemen geçen bir şey değil, en azından benim ki üç yıl kadar sürmüştü. insandan insana bu süre değişebilir.

    birde ataklar sıklaştıkça hep bir tetik halinde oluyordum, bir sonrakinin ne zaman olacağını merak edip bir nevi çağırıyordum. böyle bir duruma girerseniz bundan olabildiğince kaçının. sürekli kapıyı çalmayı bekleyen davetsiz misafir gibidir. izni alınca aniden karşınıza çıkar.

    ben nefes alamaz, tıkanır, boğulur gibi olurdum. insanların sürekli bahsettiği ölüm korkusu olmazdı da daha çok bir panik olurdu ismindeki gibi. nefes alamayınca boğulacağımı zannederdim. çok uzun sürerdi, bazen otuz-kırk dakikayı bulurdu. başım döner, kulaklarım uğuldar, kalbim çarpar, insanların ne söylediğini anlayamazdım. hatta kendimi gerçekten ne olursa olsun sakinleştiremediğim zamanlarda ellerim uyuşurdu. bulanık görürdüm.

    çok şükür, bir yıldır olmuyor. bazen çok kalabalık yerlerde gelecek gibi oluyor ama artık otokontrolümü sağlayabiliyorum. iyisin, iyisin, yok bir şeyin diye kendime telkinlerde bulunuyorum.

    bu hastalığı bitirecek olan sizsiniz. tüm güç sizin elinizde. ilaçlarla şunlarla bunlarla bitecek ortadan kaybolacak bir şey değil. olay oto kontrolü sağlayabilmekte ve dediğim gibi, stresi mutsuzluğu olabildiğince ötelemekte.

    panik atak başlangıcındaysanız bir şeyler sizi gerçekten huzursuz ve mutsuz ediyordur. sizi çok iyi anlıyorum. dalga geçilebilecek, geçiştirilebilecek bir şey değil. argo bir tabirle insanın hayatını sikip atabilecek bir potansiyele sahiptir. en kısa zamanda bundan kurtulabilmenizi tüm kalbimle diliyorum.

    27 mart 2016 19:15 19 ağustos 2016 20:24

    2. İlaçlar faydalıdır , rahatlatır ama asıl çözüm algılayış biçimidir.

    Panik atak zihindeki çatışmaların aşırı yoğunlaştıği anlarda ortaya çıkar. Kişinin zihninde iki adet hatalı önyargı vardır. Birincisi korktuğu , üzüldüğü şeyin önemini abartır ve aşırı anlam yükler. İkincisi , kendi başa çıkma kapasitesini ve gücünü olduğundan az görür.

    Zamanında bol bol geçirmişliğim , günlerce ilaçlarla uyutulmuşluğum var ama hepsi geçti. Ordan biliyorum yani. Er ya da geç geçer. Ne kadar uzun sürerse sürsün , biteceğini bilin yeter...

    27 mart 2016 22:43

    3. Ben de kendimi ilkinde erenköy ruh ve sinir hastanesinde bulmuştum, doktorun tek dediği geçeceğini bil yeterdi. Aradan uzun bir süre geçince tekrarladı. O an insanın panık atak geçirdiğini anlaması ve kendisini sakince telkin etmesi iyi olabilir. Ben o anlarda farkında olmadan tanıdığım/tanımadığım insanlara bana bir şey oluyor yardım edin derken buluyordum. Bu şekilde dışa vurmaktansa çıkıp temiz hava alıp her şeyin yolunda olduğunu kendinize söylemek daha iyi olacaktır. Kimse yalnız değil, bu durum normal bir şey. Hiç moralinizi bozmayın o yüzden.

    28 mart 2016 06:52 28 mart 2016 07:10


    4. Benim de bir dönem geçirdiğim bir rahatsızlık. Olduğu dönem nefes alamadığımı hissediyordum. Ciğerlerim içerden yavaş yavaş sönüyormuş ve az sonra bitecekmiş gibi. O yüzden kısa kısa minik minik nefes almaya çalışıyordum. Bende muhakkak olan bir diğer şey bacak huzurluğuydu. Bacaklarımda bir huzursuzluk başlıyordu. Başka türlü tarifi mümkün değil, olan aynen buydu.

    2 kez acile koşmuşluğum var benim de bu sebepten. 2 ay kadar oldukça düşük doz bir ilaçla tedavi gördüm. Sonra da geçti çok şükür. Aynı zamanda psikoloji alanında dersler aldığım için sizin yaşadığınızın da panik atağa çok benzediğini söyleyebilirim. Bir psikiyatra gitmenizi, ilacınızı mümkün olduğunca düşük doz istemenizi tavsiye ederim. Panik atakta en önemli şey sizi o atağa sokan stres unsurunu hayatınızdan çıkarmanız yada size o kadar stres veremeyecek bir düzeye çekmeniz. Aksi halde ilacın sonu olmaz.

    Çok geçmiş olsun.

    28 mart 2016 15:00

    5. Travma sonucu oluşan bir rahatsızlık. Yoğun korku, uyuyamak, devamlı yürümek isteme, yerinde huzursuzluk ve korkudan duramama olarak bende kendini göstermişti. Ama burada yazdığım kadar basit değil, yüksek kaygıdan otobüse binememe, yolda kaza yapmaktan korkmak falan değil, hastalanırsam gittiğim yerde ne yaparım diye panik atağın kendisinin gelmesinden korkmak... Hava yağmurlu olsa, gece bile olsa yürümem lazım diyip annemi peşime takmak... Gece korkudan dizlerimin titremesinden uyuyamamak... Arkdaşımın evinde panik atak tutması sonucu ailesine çaktırmadan odada gözyaşları içinde sakinleşmeye çalışmak, sitenin etrafında yürüyelim diye yalvarmak, dua kitapları istemek... Kaldığım başka arkadaşın evinde yazın sıcakta balkonda uyuyalım teklifine kendimi gece bunalıp balkondan atarım korkusuyla kabul etmemek... Bu rahatsızlıktan sadece ölünce kurtulabileceğine inanmak, ömür boyu süreceğini sanmak... Sonuç : Tamamen iyileştim. Bu saydıklarımdan eser kalmadı. Hiçbirini yaşamıyorum artık.

    29 mart 2016 19:24

    6. Bu gün itibariyle bana da teşhisi konulmuş hastalık.

    Akşamları titreme ve akabinde gelen nabız artışı ilk kalp problemlerini getirdi aklıma. Kardiyolojide Önemli bir bulguya rastlanmayınca psikiyatriye gittim. Çok uykun olduğu halde Uyku kaçınca insanı delirmenin eşiğine getiren bir illetmiş. Şu an ilk ilacımı yuttum deli gibi esniyorum. İçimde kötü düşüncelerden beslenen bir canavar var sanki, doktor kolay tedavi edebildiğimiz bir hastalık dese de içimdeki canavar hiç geçmeyecek gibi düşünceler salıyor :( kendi kendini telkin etmek ne zormuş, kimileri diyor ki düşünmemeye çalış, o ilaçları kullanma, bağımlılık yapar vs. Kolaydı sanki. Zaten kendim üstesinden gelebileceğim bi durum olsa doktor ihtiyacı hisseder miyim?

    Yaşamayana dert anlatmak zor, allah akıl sağlığımızı bozmasın.

    4 nisan 2016 13:36

    7. 1 senedir beni hayattan bezdiren hastalık. panik atak denince bile bir yerlerden duyup gelecekmiş gibi bir korku kaplıyor beni:(

    5 nisan 2016 19:16


    8. 2008 ten beri hayatımda olan arkadaş :) Ben ona alıştım o bana alıştı geçinip gidiyoruz işte.. Agorafobi de vardı bende tek başıma evden çıkamadım haftalarca, bazen aylarca... Vapura binemedim, metroya binemedim, yolda yürüyemedim, ama geçti, çok şey öğrendim..süründürür ağlatır, evlere kapatır ancak geçer, geçiyor efenim... muzdarip olup dertleşmek isteyen istediği zaman yazabilir, mesaj atabilir... İzmir'deki süslülere doktor bilem öneririm :)

    6 nisan 2016 09:36

    9. 2013 temmuz ayında beri çektiğim illet. Allah kimseye yaşatmasın. Bir süre tedavi gördüm. Doktorum Ocak 2016'da artık iyileştin ilaçlarını bırakabiliriz dedi. 3 aydır ilaç kullanmıyorum ama bazen aklıma gelmiyor değil.

    6 nisan 2016 14:46

    10. üniversiteye başladığım 2007 senesinde 1. sınıfın ilk döneminin sonlarına doğru gece gelen yoğun mide bulantısı, çarpıntı, elden ayaktan kesilme, öleceğim hissi ile taşındığım acilde doktorun koyduğu tanıydı. daha sonrasında gittiğim psikiyatr da aynı tanıyı koydu. ortaya çıkış sebebiyle ilgili tek fikrim ailemden uzakta olmamdı. bunun getirdiği kötü düşünceler, kafamda kurduğum felaket senaryoları buna zemin hazırlamış olabilir.

    neyse efendim, yaklaşık 2 yıl boyunca efexor denilen ilacı kullandım doktor kontrolünde. ardından da 6 aylık dönemde ilacı bırakma dönemi geçirdim. neler yaşadım?

    - ilacın da etkisiyle tam 20 kilo aldım, ilacı bıraktıktan sonra yavaş yavaş gitti o kilolar.

    -aşırı uyuma, boşvermişlik hissiyatı yaşadım.

    -ilacı bırakırken bir nevi uyuşturucu olduğu için yavaş yavaş azaltarak bıraktım ve epeyce zorlandım. şiddetli baş dönmeleri yaşadım.

    -her ne olursa olsun doktor ne dediyse onu yaptım ilaç tü kaka diyemem asla. bir profesyonelden yardım almak şart.

    -tedavi sürecinin ardından yaklaşık 6 yıllık bir zaman geçti. peki ben tamamen iyileştim mi?

    -doktorumun bana söylediği şey ''bununla yaşamayı öğreneceksin. ömür boyu asla kaygı bozukluğuna bağlı sıkıntılar yaşamazsın diyemem'' dedi.

    -peki ben daha sonrasında hiç bu bir çeşit nöbet gibi gelen sıkıntılarla karşılaşmadım mı? elbette karşılaştım. ama şunu biliyorum. panik atak beni öldüremez, bana oynadığı oyunlarla kalbimi hızlandırabilir, başımı döndürebilir, elimi ayağımı buz kestirebilir. madem o benimle oynuyor, ben de onunla oynarım. geldiğinde tüm pencereleri açar derin nefesler alırım, kendi kendime ''ölmüyorum, sadece kafamda kurduklarımın bana oynadığı bir oyun bu, geçecek, defolup gidecek'' diyorum. ve ben bunları kendime inanarak söyledikçe zamanla iyice azaldı bu ataklar. 4, 5 ayda bire düşmüştü birkaç sene önce. şimdi 1, 2 yılda bir ziyaret ediyor. yüz bulamayıp gidiyor.

    -benim tavsiyem, kendinize telkinlerde bulunup kafanızda başlayan bu illeti, kafanızda bitirmeye çalışmanız. hayır ölmüyorsunuz, sapasağlamsınız. hayır zayıf değilsiniz, ama panik atak zayıf düşmenizi istiyor. o sizinle uğraşıyorsa siz de onunla uğraşın. alay edin. eğer mümkünse evcil bir hayvan besleyin. onların arkadaşlığı çok çok iyi geliyor.

    18 ağustos 2016 03:14