yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (6)
    • medya (0)

    1. beni en çok sinir eden durumlardan birisi. Evinde kedisi köpeği olan herkes, kendisini hayvansever ve müthiş duyarlı sanıyor. O köpek eve girdiği günden itibaren, yaralı köpek fotoğrafları paylaşılıp, "vicdansız iğrenç yaratıklar, bunu ona nasıl yaptınız, birisi sahip çıksın !!!!!!!" Yazıları yazılır. E bacım bize emir vereceğine sen sahip çıksaydın ya? O köpeği alırken verdiğin parayla iki tane sokak köpeğine senelerce bakardın zaten.

    Sokaktan veya barınaktan hayvan sahiplenmeyen kimse gelip millete emir vermesin. Vallahi patlatıcam ağzınızın ortasına.

    Geçen gün bir arkadaşım sahipsiz bir köpek fotoğrafı paylaşmış "öğrenci olmasam ben alırdım, hadi şunu sahiplenin :(((((((((((" diye. Ulan ben senin evindeki o minik köpeği 600 euro'ya aldığını biliyorum, kimi kandırıyosun? Tamam al köpeğini otur evinde, üstüne de bir sürü para verip aldığın yılbaşı, cadılar bayramı, kabotaj bayramı konseptli köpek kıyafetleri ve aksesuarlarıyla çektiğin fotoğrafları yükle internete; Kimsenin sana karışmaya hakkı olmaz, hayvana eziyet etmiyorsan. Ama gelip de bana "öğrenci olduum içöön" ayakları yapma, senin o duyarlı ayaklarını kırarım. (gizlinot: Çok sinirliyim) (gizlinot: bi daha paylaşırsa fotoğrafın altına aynen bu girdiyi yazıcam)

    23 nisan 2015 15:38

    2. (yazar: melissaki )'nin de belirttiği gibi, hayvan cesedi yiyenlerin, sırtına hayvan derisi geçirenlerin yargılamaya asla cüret etmemesi gereken durum.

    23 nisan 2015 19:03 23 nisan 2015 19:03

    3. barınaklar golden retriever kaynıyor. buradan anlaşılabilir bence ne kadar hayvansever oldukları. parayla alınan her hayvan maalesef pet shop pazarının dönmesine neden oluyor. bir sürü yazı yazıldı, çizildi pet shoptan alınan hayvanların kısa sürede hastalanıp öldüğüne dair. sırf şekilcilik olsun, cins olsun da instagrama malzeme çıksın.

    23 nisan 2015 19:11


    4. benim için hassas bir konu. hayvanlarla ilgili başlıklara görür görmez yazmamaya çalışıyorum, anlatacak çok şeyim, karşı görüşlere ise pek tahammülüm yok.

    petshoplarda hayvan satışına %100 karşıyım. hayvanların o havasız, küçücük kafeslerde; en ilgiye muhtaç oldukları zaman hastalıktan kırılarak müşteri beklemelerini normal karşılıyorsanız buyrun alın. ben kendim bile içeride nefes alamazken; oyuncak mağazası gezer gibi zevkle kafeslere bakınan insanları anlamıyorum. işkence gibi nasıl sürekli yavrulatılıyorlar, kaçak yollardan nasıl ülkeye sokuluyorlar, bu konulara girmek bile istemiyorum. sadece o çok tatlı bulduğunuz yavrular boy atmadan satılamayınca acaba ne oluyor, bir düşünün. sattıkları hayvan hasta çıkınca 'abi, getir değiştirelim' diyen andavallar var. mal gibi alınıp satılırsa mal kadar ancak değeri oluyor, nefes alıp verdiği unutuluyor.

    ben hayvanlarını satın alanları hayvansever olmamakla değil, bilinçsiz olmakla suçluyorum. bu düzene ortak olmak, katkı sağlamak da hayvanlara yapılan bir kötülüktür. kimisi bunu anlayacak kafaya sahip değil. kimisi cins olsun diye zevzekliğinden yapıyor. kimisi de yavru köpek aşkından. yavruluk birkaç ay süren çok kısa bir süreç. ve ne yazık ki birçok köpek bu sürenin sonunda sokağa atılıyor. açın bir barınağın fotoğraflarına bakın. yüzlerce cins, güzeller güzeli hayvan yaşam savaşı veriyor. hepsi de bir anlık hevesle para sayılıp alınmış canlar. tabii; para adamın değil mi , aldığı malı canı isterse kullanır canı isterse atar! son verilere göre ülkemizde her yıl 10 bin köpek, sahipleri tarafından terkediliyormuş (gizlinot: gerçek veriler daha da yüksektir). 10 bin ne demek?! bu kadar mı sorumsuz, vicdansız, akılsız insanlarsınız? bakamayacağın köpeği almayacaksın. cebindeki para yeterli bir kriter değil. ayyy çok tatlı, ayy çocuğum çok istiyor (gizlinot: çocuk mu alacak sorumluluğu???), ayy prada çanta gibi kolumda gezdiririm diye düşünenler al-ma-sın. bana 'bakmak zor mu' diyenlere, 'düşündüğünüzden 10 kat zor ama sevgisi de o derece fazla' diyorum.

    bu hayvanlar (gizlinot: köpekler üzerinden konuşuyorum) terkedildiklerinde inanılmaz üzülüyorlar, yemeden içmeden kesilip, bir nevi ölüm orucuyla hayatını kaybedenler var. benim oğlum da sokağa atılmış golden'lardan. araba çarpınca barınağa getiriliyor. barınakta da veteriner olmadığı ve dışarıdan bir veterinere götürecek araç bulunmadığı için bir gözünü kaybediyor. benim için dünyanın en güzel köpeği orası ayrı. ama çektiği acıyı her düşündüğümde gözlerim doluyor. üstelik o acı içindeki bekleyişinde bile yanına gelen herkese kuyruk salladığını anlattılar. barınaktan, sokaktan sahiplendiği köpeği terkedenler de var ama evsiz cins köpeklerin sayısına bakarsanız en büyük paydayı petshoplardan satın alınanların oluşturduğunu göreceksiniz.

    hayvan sevgisi taşımak için illa vejetaryen/vegan olmak gerekmiyor. kürk derseniz gerçeğine de sahtesine(gizlinot: özenti yarattığı için) de sonuna kadar karşıyım. sadece sibirya gibi yerlerde doğal hayat yaşayan insanların giymesini normal buluyorum. onun dışında görgüsüzlük, vicdansızlık belgesi bence. ama et ve et ürünleri tüketiyorum. bu benim doğamda (gizlinot: doğal beslenme düzenimde) olan bir şey. ha şu var; eti daha çok para getirsin diye hayatı boyunca hareket ettirilmeyen sığırların bulunduğu çiftlikler, tavukların üst üste istiflendiği üretim çiftlikleri, kurban bayramındaki vahşet görüntüleri beni de tiksindiriyor.

    barınaktan ya da sokaktan bir hayvana yuva açmak, hem bir can kurtarmış olmanın huzurunu hem de sizi kendinden bile çok sevecek bir dost kazanmanın mutluluğunu yaşatır. benim oğlum 35 kiloluk haliyle benim gözümde yavrudur, bebektir. o sokulmaları, sevdirmeleri bambaşka...sadece iyi bakabilmek, yaşadığı acıları hiç yaşatmamış olmak için yavruyken kavuşmayı isterdim. ama ben onu (gizlinot: 1,5-2 yaşındaydı aldığımda) sahiplenmeseydim muhtemelen şimdi yaşamıyordu. terkedilen köpeklerin sonraki sahiplerine daha da çok bağlanması gibi bir olay var ki nasıl sevgi dolu canlılar olduklarının en güzel göstergesi.

    24 nisan 2015 02:12

    5. yazmayacaktım ama dayanamıyorum.

    bu başlığa yazmadan önce 'hayvan' olarak neyi tanımladığınız önemli. sadece köpek ve kediyi 'hayvan' olarak değerlendiriyorsanız, buyrun sahalar sizin. burda gelelim deri babet giyip, hayatın gerekliliği ama diyelim. ama tabii ki sonra petshoplara popomuzun kenarıyla bakıp 'of çok hayvanseverim petshoplara karşıyım'

    ama sen marketten kuzu çevirme, kıyma falan alıyorken neye para vermiş oluyorsun tam olarak?

    bu yaşamın gerekliliği, yaşamımı sürdürmem lazım hikayesini falan burada tutmasın kimse bana. et yemedi diye ölen kaç insan vardır totalde?

    1.5 yıldır et yemiyorum, sporumu yapıyorum, kas kütlem arttı. ölmedim yani.

    petshop'a karşıyım. tıpkı kasaplara karşı olduğum gibi.

    yazık danalara kuzulara tavuklara. sırf köpekler kadar tatlı olmadıkları için 'hayvansever' başlığı altında dahi konuşulmuyorlar.

    24 nisan 2015 10:54

    6. (no:94039) no'lu girdime eklemek istediğim şeyler var. Öncelikle o arkadaşım petshop'tan almamıştı köpeğini, burda evde yetiştirilen ve sahibinden.com tarzı sitelerde satılan hayvanlar var, oradan aldı. Petshop'lardaki gibi zulüm görmüyor hayvanlar.

    Herkes birilerine yardım etmek, çok süper duyarlı olmak zorunda değil; duyarlı olmadığı halde evde oynamak için aldığı hayvanı millete duyarlılığıyla hava atma, emir verme ve diğer insanlardan kendini üstün gösterme malzemesi olarak kullananlara kıl oluyorum. Bir hayvan sahiplenmek isteyebilirsiniz, barınaklardaki genelde büyük olan köpeklere bakacak durumunuz yoktur veya bakmak istemiyorsunuzdur o zaman insani şartlarda yetiştirilmiş istediğiniz cins köpeği satın almanızda bir kötülük görmüyorum şahsen. Ama o köpeğe para verip de diğer insanlara hayvansever taklidi yaparsanız döverim, ben hayvansever değilim çünkü ya, dövebilirim seni rahat rahat. Sadece kendi köpeğini seviyorsun sen, güzel olduğu için, senin olduğu için.

    Onun dışında gerçek hayvanseverlere kızdığım bir nokta var, "şöyle şöyle yapıyorsanız, yaptığınız diğer iyiliklerin de bir anlamı yok" zihniyeti. Örneğin, bir insan vejetaryen değilse ama en azından etsiz pazartesi gibi şeylere katılıyor, bunu önemsiyorsa, bunu takdir etmek, diğer insanları da buna teşvik etmek gerekir. Şimdi burada et yemeyenler, et yiyenleri pet shop'tan hayvan alanlarla aynı kefeye koymuş; bu durum insanları sizin kabul ettiğiniz anlayışa doğru çekmez, aksine ondan uzaklaştırır.

    Üstelik hayvanlara karşı duyarlılığın sonu yok. Sen burada et yememenle övünüyor olabilirsin, bir vegan da çıkıp sana "e süt içiyosun, süt içmen için hayvanlara tecavüz ettiriliyor, doğan bebeği de kesilip et yiyenlere satılıyor; senin yaptığının bir anlamı yok saftirik." Dese nasıl hissedersin? Veya o vegan şeker tüketiyor olabilir, şeker yapılırken kullanılan filtreler hayvanların kemiğinden elde edilen maddelerden yapılıyor çoğunlukla. Distile edilen çoğu alkollü içecek de öyle. Akla hayale gelmeyecek yerlerde hayvanlar kullanılıyor ve gerçekten kimse "hayatımda asla bir hayvana zarar verilmesine sebep olmadım." diyemez.

    Benim o girdiyi yazmaktaki amacım herhangi bir konuda duyarlı olan, çabalayan insanları demotive etmek değildi; hiçbir çaba göstermeden evdeki köpeğiyle oynayıp rol kasanları, sahip olmadığı bir kimlik üzerinden kendini diğer insanlardan üstünmüşçesine satan insanları eleştirmek istemiştim.

    Ek: aynı şekilde sanat konusu da ele alınabilir, hayvanlara zarar vermeme sadece beslenme ve giyinmeye dikkat etmekle olmuyor malesef. Fotoğrafçılıkta, resimde kullanılan hayvan kaynaklı ve vegan alternatifi olmayan bir sürü materyal var, bunun tartışmasını da yapalım.

    24 nisan 2015 12:49 24 nisan 2015 13:04