pazara gitmek

1. strese karşı birebir etkinlik. ya da tam tersi insanı strese sokan.

mesela sabah erken veya 3-4 gibi gittiğimde ortalık sakin olur, alışveriş yapar tezgahları karıştırır müdavimi olduğum amcadan ucuza ihracat fazlası kıyafetlerden alır eve dönerim. pamuk gibi oluyorum valla sjdndkdmdös

veya tam öğle saatlerinde gider kargaşada alışveriş yapamadığım gibi millete çarpa çarpa yürümekten kriz geçirir söylene söylene eve giderim.

çok gereksiz uzattım ama son sözüm şu; zamanlama önemli gızlar.

(yazar: vurgusuzortaheceunlusu) uktesiydi.

2. sebze meyve alışverişimi genelde pazardan yapıyorum. seviyorum çeşit bol geze geze alıyorum vs.

şimdi, pazara gitmenin püf noktaları vardır. ekonomik oluyor diye düşünebilirsiniz. ama bazen hiçte öyle olmuyor. açıklıyorum.

öncelikle pazarcı amcaların uyanıklıklarına karşı dikkatli olmak gerekiyor. şahsen kendim seçemediğim bir tezgahtan alışveriş yapmıyorum. önlere güzel sebze-meyveyi koyuyorlar. arkada ezik büzük çürümüş olanları poşete atıyorlar. yok arkadaş parayla alıyorum hakkını vereceksin.

tartarken tartıya başka bir ağırlık daha koyuyorlar yani nasıl diyim 1 kilo diye aldığımız mal evde 600-750gr geliyor.(gizlinot: en basitinden) bunu nasıl kontrol edebiliriz diye sorarsanız eğer pazarın belirli noktalarında zabıtalarca tartı konuyor. orada tartabilirsiniz.

mutlaka pazarlık yapılması gerek bence özellikle sebze-meyve de sabah koydukları fiyatlarla akşamkiler arasında bariz fark oluyor.

neden bunları açıklama ihtiyacı hissettim bilmiyorum. (gizlinot: swh )bu bilgileri bana öğreten anneme sevgilerimi sunarım. çok işime yarıyor.

swh.

3. en sevdiğimdir. pazarı baştan sona gezip, pazar araştırması yaparım. bazı kişiler mimlenmiştir, onlara gitmem. çünki istemediğim ne kadar ürün varsa hepsini koymaya çalışır ve beni yolmak ister. bazısı müşteriye kaba davranır. onlara hiç uğramam.

yağmurlu günlerde ayrı bir dikkat ister. kafadan aşağı su yeme ihtimali vardır. çocukken daha zevkliydi. pazardan ne araklarsam yerdim.

4. Geçen cuma semt pazarına gittim; pazarcılar koronavirüsten satamadıkları için ürünleri iki katı fiyatına satıyordu. Bir kilo portakal 9 tlydi, soğan patates uçmuştu. Bir sürü insan işsiz kalıcak zaten ya da kaldı bir şekilde hayat zaten zordu şimdi pazardan soğan patates bir şeyler alıp en temel yemekleri yapmak bile 3 katı pahalılaşmış. Hüzünlendim 100 tlyle bence pazar yapıp üstüne marketten eve temel ürünleri alabilmeliydik, sadece bir kaç torba sebze meyveye yetti. 

5. Yıllar sonra dün gitmemle gerçekleşen durum. Artan enflasyon durumuna ben de yenik düştüm ve pazar alışverişine başladım. Yani şuanlık giyim olarak pantolon alabildim 35 liraya. lcw bile en düşük 100 lirayken artık pantolonların 1 yıl içinde çortladığını da varsayarsak artık pazardan kot alışverişimi yaparım. bazı pazarlarda zara, bershka, koton, mavi etiketli fazla üretim ürünlerin satıldığını görüyorum instagramdan peşine düşerim yakında.

6. Pandemiden önce giderdim. Sosyete pazarı tarzı yerlerde çok güzel, farklı ürünler olabiliyor. Mağazalara göre daha uyguna geliyor, gerçi denk gelmek lazım. Enflasyon malum her şeyin fiyatı artmış durumda.