renee zellweger

1. Estetikle kendini yaşlandırmış olan şahsiyettir. İnsanlar estetiği gençleşmek için yaptırır normalde ama bu hanım ablamız yaşlanmak için yaptırmıştır, ilginçtir.

2. farklı ama kötü görünmeyen oyuncu. kaşlarını düzeltirse daha bir genç görünür diye düşünüyorum. çok acımasız olmamak lazım herkes iyi yaşlanmıyor. ihtiyacı olmasa estetik yaptırmazdı herhalde.

3. Chicago filmindeki haliyle çok güzelken sonrasında yaptırdığı lüzumsuz estetiklerle mimiklerin çok önemli olduğu bir meslek sahibi olarak kendi topuğuna sıkmıştır. Bir de bu kadını her gördüğümde ya da adını okuduğumda Oscar ödül törenine sarhoş çıktığı zaman richard gere'in uzattığı kağıdı okuyamayınca queen latifah'ın durumu anlayıp onun yerine okuması rezaleti geliyor gözümün önüne. Galaksi kadar yıldızlarla dolu bir yerde bunu bulamayan var dememiş, kıymet bilmemiş sarhoj katılmış törene hayın insan...

4. yabancı oyuncular içinde en sevdiğim kadın oyuncu. girdi biraz uzun olacak bunun için şimdiden kusura bakmayın.

1969 yılında norveçli bir annenin ve isviçreli bir babanın ikinci çocuğu olarak teksas'ta dünyaya gelmiş renee. gazeteci olmak istiyormuş fakat lisede gönlü tiyatroya kaymış. birkaç filmde küçük roller aldıktan sonra başrolde oynadığı ilk film (bkz: love and a .45) oluyor. daha sonra texas chainsaw massacre: the next generation isimli çok kötü bir slasher filmde ikinci başrolünü oynuyor. bu filmin en ironik yanı iki başrol oyuncusunun da teksaslı olması ve yıllar sonra oscar almış olmaları. (bkz: empire records) ve (bkz: the whole wide world) filmleriyle adını iyice duyuran ve eleştirmenlerden olumlu eleştiriler toplayan renee'nin dönüm noktası tom cruise ile başrolü paylaştığı jerry maguire filmi oluyor. bu filmde oynadığı çocuklu bekar anne rolündeki başarısı onun geniş kitlelere hitap etmesini sağlıyor.

2000'li yıllara geldiğimizde (bkz: nurse betty) ve my, myself & irene filmlerinde oynuyor. nurse betty filmi ona ilk  altın küresini kazandırırken, pek sevmediğim bir komedi filmi olan my, myself & irene'de başrolü paylaştığı jim carrey ile aralarında bir aşk başlıyor. tam bu sırada zellweger, onu ikonikleştirecek olan ''bridget jones'' rolünü oynaması için teklif alıyor. zellweger ingiltere'ye gidiyor ve bu aşk burada  bitiyor. 2001-2006 yılları arasında bridget jones, bridget jones: the edge of reason , (bkz: down with love) gibi romantik komedilerde; (bkz: white oleander), cold mountain, cinderella man gibi dramalarda ve (bkz: chicago) müzikalinde başrol oynuyor. bridget jones ve roxie hart rolleri ona ilk oscar adaylıklarını getirirken, cold mountain filmindeki komik taşra kızı ruby rolü ona en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü  kazandırıyor. yapımcılığını da üstlendiği miss potter adlı biyografik dönem filmiyle son altın küre adaylığını alan zellweger'ın kariyeri, bu filmden sonra düşüşe geçmiyor ama duraklıyor.

george clooney'nin yönettiği bir spor filmi olan leatherheads, western tarzındaki appaloosa, romantik komedi türündeki new in town, (bkz: my one and only), sağlam bir gerilim filmi olan case 39 gibi işlerde yer alıyor. bob dylan'a bir saygı duruşu niteliğinde çekilen ve yürüme engelli bir kadını oynadığı  my own love song filminden sonra çok yorulduğu ve dinlenmek istediği için piyasadan çekiliyor. sürekli kilo alıp verdiği için dış görüntüsüyle ilgili sorunlar yaşıyor. 2016'da geri dönüyor ama bu dönemde çektiği filmler de hep vasat filmler. keanu reeves ile başrolü paylaştığı şaşırtmacalı polisiye the whole truth, bridget jones'un anneliği tattığı devam filmi ve (bkz: same kind of different as me) gibi filmlerde başrolü üstleniyor.

esas geri dönüşünü 2019'da yapıyor. revenge dizisinin yapımcılarının tasarladığı ve netflix'te yayınlanan 10 bölümlük what/if dizisinde oynuyor. bu işten 400 bin lira alarak yılın en çok kazanan dizi oyuncularından biri oluyor. dizi vasat ancak renee, anne montgomery adlı güçlü bir kadın yatırımcıyı başarıyla canlandırıyor. bu yıl judy garland'ı canlandırdığı (bkz: judy)'deki  performansıyla da  oscar, altın küre, bafta gibi önemli ödülleri topluyor. ayrıca geçtiğimiz günlerde filmin soundtrack albümüyle grammy ödülleri'nde en iyi geleneksel pop vokal albümü kategorisinde adaylık kazandı. yetenekli bir oyuncu olmasının yanı sıra oynayabildiği rol skalasının geniş olması, farklı tarzdaki filmlerde başarıyla oynayabilmesi, on parmağında on marifet çok yönlü biri oluşu ve renkli bir filmografiye sahip olması, sosyal konulardaki hassasiyetleri onu jenerasyonundaki diğer oyunculardan farklı kılıyor. umarım yakında yeni projelerde de izleyebiliriz.