1. 4 yılımı geçirdiğim, 1975 yılında kurulan üniversite. Üniversiteyi ilk kazandığımda heyecan ve sevinçle karışık içimde bir burukluk olmadı desem yalan olur. “Konya mı?” Dedim bir süre kendime. Ama en güzel 4 senemi geçirdim diyebilirim. Harika bir adam tanıdım, harika dostlarım oldu. Neyse Duygusallaşmanın sırası değil devam ediyorum;
Selçuk üniversitesini düşünenler için kısa bir özet geçeyim. Öncelikle türkiye’deki en büyük kampüslerin başında geliyor. Oldukça büyük bir kampüsü olduğunu söyleyebilirim. 4 senenin sonunda benim görmediğim yerler bile vardı, fakülteler dışında tabii. Üniversitenin içinde ulaşım olarak tramvay var ve üniversite içi ücretsiz. Bu oldukça güzel bir uygulama bana göre.
Üniversitenin içinde gökkuşağı öğrencilerin deyimiyle “gök” alışveriş merkezi var. İçinde fotokopiciler, kırtasıyeler, hediyelik eşya dükkanı ve bir adet kozmetik dükkanı var. Yemek yemek için oldukça ucuz olduğunu söyleyebilirim. Okulda gününüzün çoğu burada ders beklerken kafelerde oturmakla geçer.
Ben iletişim fakültesi mezunuyum. İletişim fakültesini düşünenler için şunu söyleyebilirim. Oldukça aktif bir fakülte. Hem yaptığı projeler bakımından hem de bu projeler sayesinde aldığı ödüller bakımından. Fakültede bir kısa film atölyesi bir de aktif bir şekilde yayın yapan “üntv” bulunmakta. Öğrenciler fakülte veya bölüm fark etmeksizin burada çalışmaya başlıyolar. Canlı yayın yapıp reji veya kamerada görev alabiliyorlar. Bir süre burada “piştikten” sonra program bölümüne çıkıp kurgu veya program yapabiliyorlar. Kadroya alındıktan sonra üniversitenin yemekhanesinde yemek kartı ve bir öğrenci için iyi sayılabilecek bir maaş veriliyor. Bir de aktif bir radyosu var yine burda çalışıp deneyim kazanabiliyorsunuz. İletişim fakültesi için şunu söyleyebilirim; gerçekten çoğu iletişim fakültesine göre oldukça iyi ve öğrenciyi sektöre hazırlamaya yönelik bir eğitim olduğunu söyleyebilirim.
Üniversite dışındaki hayata gelirsek; öğrenciler üniversiteye oldukça yakın “bosna hersek” adlı mahallede kalıyorlar. Oldukça büyük ve %80’i öğrenci. “Küçük eskişehir” diye adlandırılabilir. Eskişehir kadar aktif olmasa da yolda yürüdüğünüzde herkesin öğrenci olduğunu bilmek veya bosna’da kafeleri dolduranların öğrenci olduğunu bilmek güzel bir duygu. Merkeze gittiğinizde ise durum biraz daha başka. Merkez bulunduğumuz bosna’ya biraz uzak. Tramvayla yaklaşık 1-1.5 saat sürüyor. Merkezde yürüdüğünüzde bakışları üzerinizde hissediyorsunuz. Maalesef konya halkı öğrenciyi sevmiyor. Ama genelde bosna’da vakit geçirdiğiniz için merkeze anca kültür park, mevlana gibi yerleri gezmek veya kitap alışverişi için gidiliyor. Onun dışında bol bol gezin, etli ekmek yiyin ve bol bol üniversite hayatının tadını çıkarın. Çok özlüyorum!