5.
(yazar: jhronay)'ın sözlüğü bırakmak isteme sebebinden ben de muzdaribim (gizlinot: ve çok saçma geliyor, şahsen hayatımın en güzel dönemineyken kendimden tahminen sekiz-dokuz yaş küçük birini stalklamak istemezdim?) ve bu yüzden buraya da tamamen yazabilir miyim, bilmiyorum ama şu an gördüğüm muamele bana ağır geliyor.
bir yıllık bir ilişkide (gizlinot: yaşım gereği ilk birlikteliğim) ne kadar yıpranılabilirse o kadar yıprandım. her acısına, her derdine koşturdum ki kendini iyi hissetsin. gecelerim ona dualar ederek geçti. şimdi kimse de kusura bakmasın, geçen sene bu sıralar karakteri bile doğru düzgün oturmamış bir adamdı. inançlı insanlarla acımasızca dalga geçmekten tutun da (gizlinot: kendim de inançlıyımdır ve şahsen bana bu önyargılı, bağnaz, kör davranışları kadar ağır gelen başka neyi vardı bilmiyorum.) vakitsiz zamansız içip içip bana tehditler savuracak kadar iradesiz biriydi. bir keresinde beni bileğimden tutup savurmaya kadar giden bir kontrolsüzlüğü olmuştu, daha hala "hak etmiştin çünkü bana aciz olduğumu söylemiştin" diyor. inanın öyleydi. saygı duymaktan (gizlinot: bayağı özgürsün, oo hani gelişmişsin, açık görüşlü kesimdensin filan ama homofobik olmanı ne yapacağız?), çevreye kendini ispat çabasından sıyrılıp da özgün benliğini bulmaktan yoksundu. bilmiyorum bu bana mı fazla geliyor ama inancından ötürü faize bulaşmak istemeyip de bankada normal hesabı olan insanlara "salak" demek, "az önce bu kıza bağırdın şimdi cuma namazı kılıyorsun, aynen allah da affeder," gibi sözler sarf edip belindeki kemeri kendi başına alamazken tanrıcılık oynamak bana sinir krizi geçirttiren şeyler. bir de yakınınızdan bir insan olunca, daha bir deli oluyorsunuz.
en son kendime dedim "ya ben bu işler için yeterli sabra, anlayışa sahip değilim; bitireceğim," ama bitmesine engel bir şeyler yaşadık. daha doğrusu o yaşadı diyeyim. ben onun yanında olmak, ona destek çıkmak durumundaydım. bu olay sanki onu kendisine getirmişti ama bir baktım, e şu an yine aynı.
yahu arkadaşlar, derdimi dinlemek istiyor, kabuslarımın gecelerimi mahvedişinden bahsediyorum, "4 yaşındaki çocuk bile gerçeği rüyadan ayırabilir," diyor ama iki hafta sonra bir kızla baş başa (20 dakika boyunca şunun şurasında iki gündür tanıdığı kızla baş başa kalmasını sindiremeyeceğimi anlatmışım) tiyatro bileti ayarlıyor. eski sevgilisine "bu sefer buluşuyoruz bak, tamam mı, yine ekme beni," diye mesaj attığını filan görüyorum tesadüfen. onlarca flörtöz konuşma yine. "kardeşim" ayağında buna besbelli yürüyen, kollarını ısıran (?), gevşek gevşek "biz günde en az altı kez sarılıyoruz birbirimize" diyen kızın tekine mesafe koymayı bilmiyor. bunun gibi.
yani demek istediğim, bunları yazarken bile beynimen vurulmuşa dönüyorum ben. yeniden. aylar sonra bile. midem tepetaklak oluyor, sineye çekemiyorum. ama aldatmış sayılıyorum, hiç sevmemiş oluyorum, hatalar yapmış oluyorum. neden peki? başka bir adamdan etkilendiğimi düşünür gibi olduğum için mi? ilişkime sıkı sıkı tutunacağımı ve bunu aklımdan silip atacağımı da ısrarla belirtmeme rağmen?
evet, etkilendim. eyvallah.
şu ilişki enkaz, çöpken daha derli toplu bir şeye dönüşsün diye akıl sağlığımdan oldum; babamı karşıma aldım. benimkisi asıl enayilik. senden bu kadar farklı bir adamla en fazla ne yapabilirsin yani, neye uğraşıyorsun? ama uğraştım.
peki allah için, şu şartlarda benim yerimde kendisi olsaydı ne yapardı? ben sabah onun kucağında ağlayıp, akşamına sarhoş olup başkalarıyla flört etseydim, sindirir miydi?
ha bir de şu kendisi mükemmel adammış da ben pis gudubet karıymışım gibi davranışları, tavırları oluyor arada. o da ayrı soğutuyor. sabrımın dibini sıyırıyorum bu birliktelikle alakalı, paylaşmak istedim.
buraya kadar okuyan olduysa teşekkürler.
17 kasım 2017 18:59
6 haziran 2018 14:19