yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (21)
    • medya (2)

    1. türkiye psikiyatri derneğinde yapılmış olan tanım;

    ''sadece bir saniye için gözlerinizi kapatın ve bir odaya girdiğinizi ve orada bazı arkadaşlarınızı ve meslektaşlarınızı gördüğünüzü düşünün, birden yere doğru bakıyorsunuz ve üzerinizde hiçbir giysinin olmadığının farkına varıyorsunuz”. Sosyal fobisi olan kişilerin bir toplumsal durumla karşılaştıklarında neler hissettiklerini bu senaryo çok iyi anlatmaktadır. “Büyük bir utanç duyarsınız, odadan kaçıp gitmek istersiniz, sanki ölecekmiş gibi olduğunuzu hissederseniz, hiç kimseyi yeniden görmek istemezseniz”. sosyal fobi bireyin başkaları tarafından yargılanabileceği kaygısını taşıdığı toplumsal ortamlarda mahcup ya da rezil olacağı konusunda belirgin ve sürekli korkusunun olduğu bir kaygı bozukluğudur.

    kendine güveni olmayan kişilerin sosyal fobi yaşadığı yanılgısı vardır. oysa sosyal fobi gayet narsist kişilerde de gözlemlenir. (gbkz: örtük narsist )bunun en güzel örneğidir.

    sosyal fobi tedavisi olan bir rahatsızlıktır. ilaçlar ve psikoterapi işe yaramaktadır.

    30 eylül 2014 17:01

    2. Aslında küçükken çok sıcakkanlı bir çocuktum.. Ama yetişkin olduktan sonra yabani yönüm ortaya çıktı.. Bir dönem çok içime kapanmıştım.. Fakat şimdi bunu törpülemeye çalışıyorum.. Zaman zaman "ben burdayım" diye kendini hatırlatmıyor değil :/

    14 nisan 2015 16:03

    3. bunun ilk basamağı diye bir şey varsa orda olduğumu düşünüyorum. İleri düzeyde değilim ancak insanlarla iletişim kurmakta çok zorlanıyorum, özellikle kalabalık ortamlarda olduğumda sürekli kaçasım geliyor.

    İnsanların gözlerinin içine uzun süre bakamıyorum, çok tanımadığım insanlarla rahat konuşamıyorum, resmen saçmalıyorum vs...

    Bu yüzden sosyal bir insan da olamıyorum. Ancak iyiki durumumun farkındayım, kendi kendime üstesinden gelmeye çalışıyorum. Eğer sonuç vermezse psikolojik yardım almayıda düşünüyorum çünkü insanın hayatını etkileyen berbat bir şey bu.

    14 nisan 2015 16:43 14 nisan 2015 17:11


    4. bir diğer adı sosyal anksiyete bozukluğu.

    klinik olarak teşhis konulmamış olsa da ömrüm boyunca hissettiğim, bir dönem iyice şiddetlenen ancak şimdi nispeten durulmuş olan bozukluk.

    ben en çok iş mülakatlarında ve grup ortamlarında çekiyorum bundan. birebir iletişimde kendimi ifade etmede hiç sorun yaşamazken karşımda yeni tanıştığım veya yakın olmadığım 2 veya daha fazla insan oldu mu susuyorum, içime kapanıyorum, gözlem ve endişe moduna giriyorum. tüm algılarım açık, hiper-farkındalık. adrenalinden olsagerek diye düşünüyorum, ki zaten kısa sürede de tükeniyorum böyle yerlerde bulununca. sırf bu yüzden erkek arkadaşlarımın aile ve arkadaşlarıyla tanışmaktan kaçınıyorum mesela. oldukça konuşkan bir insan olmama rağmen bu şekilde tanıştığım insanların hakkımda düşündüğü ilk şey "sessiz" oluyor genelde.

    akıllı telefonlar çıktı çıkalı benim kurtarıcım oldular. gömüyorum kafayı, hem kimseyle konuşmak zorunda kalmıyorum, hem sıkılmıyorum, hem de -en önemlisi- zihnimi endişelerimden başka bir şeyle meşgul etmiş oluyorum. eskiden açıp kitap okuyordum ve iyice tuhaf kaçıyordu. insanlar sık sık "telefon eline yapışacak ameliyatla alacağız ehiehi" diye yorum yapıyorlar ama duymazdan geliyorum. beni rahatlatıyor ve "normal" hissettiriyor, çünkü biliyorum ki anksiyetesi olmayan insanlar da yapıyor bunu.

    18 kasım 2015 16:13

    5. kendimi bildim bildim benden olması muhtemel fobi.bir teşhis yok ama hissetiklerim şunlar

    yeni arkadaş edinemiyorum

    tanıdık tanımadık birisiyle konuşmaya başlasam geriliyorum hele ki karşı cinse

    okulda hocalar dahi bana özel bir şey söylediğinde bitsin bu işkence diye dua ediyorum lisede dahi ödevlerimi hocanın yanına gidip gösteremezdim.

    tek başıma bi markete mağazaya her hangi bi yere girince bişey sormaktan çekiniyorum

    yine tek başıma doktora , alışverişe gidemiyorum

    arkamdan sürekli alay ediyolarmış gibi paranoyaklaşıyorum ( en büyük sorunda bu )

    bu konuda erkek arkadaşım büyük destekçim fakat bu durumdan haberi yok sadece benim aşırı derecede çekingen olduğumu sanıyor çünkü annesiyle babasıyla dahi konuşmaktan çekiniyorum.sanırım kendisi herhangi bi arkadaşımla konusmayı görüşmeyide desteklemediği için bunun üstesinden gelemiyorum.

    12 şubat 2016 23:07

    6. Bende de var olduğuna kalıbımı basabileceğim rahatsızlık hatta belki ileri seviyededirçocukluğumdan itibaren peşimi bırakmadı insafsız.çocukken çok içe kapanık,sessiz ve çekingen bir insandım.ilkokulda çok uzun süre (gizlinot: 3-4 yıl yada daha fazla ) arkadaş edinemedim.bu arada ben okula başladığımdan beri ailevi problemler bitmek tükenmek bilmiyordu ve kendimi şiddetli tartışmaların ortasında buluyordum.annem sürekli antidepresanlar kullanıyordu,sürekli uyuyordu ve çok uyuşuk bir zihne sahipti.uzun süreler devamsızlıklarım oldu.zaten okula gitmeyle aram hiçbir zaman iyi olmadı.buna rağmen ortalamanın üzerinde bir başarı gösteriyordum.aslında bu anlattıklarımın ve anlatacaklarımın tamamı bugün hala geçerli.8. sınıfta yine böyle uzun devamsızlık yaptığım bir dönem okula gitmek istememiştim insanların tepkisinden korktuğum için.ve tam 1.5 yıl okulu bıraktım.sırf insanlardan korktuğum için.onlarla tanışmaktan,konuşmaktan korktum.sessiz gördüklerinde üzerime oynayacaklarını bildiğim için,onlar bana soru sorduğunda domates gibi kızaracağımı ve gözlerimin dolacağını bildiğim için gitmedim.o yıl bir dönem gitmedim okula ve lisenin ilk yılı da gitmedim.bir şekilde çözüme ulaştı sonradan devam ettim tabiki şu an lise sondayım.lisenin ilk yılı özel okula gitmiştim tam bir kabus gibiydi hayatımın hatırlamak istemediğim yılları arasındadır.ben kaçtıkça insanlar üstüme geliyordu bazen ulu orta ağlıyordum,aşırı sessizdim ve benim gizemli görünmek istediğimi düşünüyorlardı bunu da yüzüme söylüyorlardı.sonra okulum değişti ve birden herkesle eşit olduğum bir ortama girdim burada epeyce aştım bu durumu tabi bazı konularda yine devam ediyordu ama şimdi taşındık ve tekrar nüksetti.tekrar lisenin ilk yılına döndüm,yine aynı kabusu yaşıyorum.yine insanlardan kaçıyorum,korkuyorum onlardan.benimle konuşmak istiyorlar,tanışmak istiyorlar ama hepsini reddediyorum.kalabalık ortamlarda da bir şeyler soruyorlar,konuşmaya,beni açmaya çalışıyorlar.kötü niyetli değiller biliyorum ama sanki o an dünyanın en utanç duyulacak şeyini yapmışım gibi utanıyorum önce bir saniye donup kalıyorum sonra bir şeyler söyleyip geçiştiriyorum.aslında dışarıdan bakıldığında bir problemim olduğu aşikar ama kimse psikolog değil sonuçta.dediğim gibi içe kapanık,her şeyini anlatamayan bir insanım,bazen ailemden bile bir şey isteyemeyecek hatta bazı şeyleri onlara anlatamayacak kadar ileri gidiyor bu durum.

    Profesyonel yardım almayı düşündüm mü,evet.ama şu an açıklayamayacağım sebeplerle yapamam.bununla kendim savaşacağım yani :)

    2 nisan 2016 04:08

    7. Japonlarda Taijin Kyofusho adında bir psikiyatrik bozukluk var: Kişinin, bedensel/davranışsal özellikleriyle (bakışlar, kötü koku yayma vs) çevresini rahatsız etme fobisi. Bizim insanımızın çoğunluğuna epey lazım bu sosyal fobiden.

    edit: girdim sosyal fobiyle alakasız bulunup kabine gönderilmiş, basit bir internet taraması yapılırsa sosyal fobi sınıfına girdiği rahatlıkla okunabilir http://www.turkpsikiyatri.com/default.aspx?modul=turkceOzet&gFPrkMakale=70

    17 ağustos 2016 21:12 19 ekim 2016 03:11


    8. ayaklı bir sosyal fobi olduğum için hakkında oluşturduğum küçük ama büyüyen arşivimi sizinle paylaşmak istediğim durum.

    öncelikle, tabii ki kesin ve en etkili kurtuluşunuz terapi. ama ben burada benim gibi terapiye de gidemeyecek kadar sosyal anksiyete sahibi olanlara hitap edeceğim. bir de tabii ki cesaretimi toplayıp dersime gidemediğim için işsizim ve başka yapacak bir şeyim yok. önermek istediğim bazı videolar, kitaplar ve hatta oyunlar var.

    öncelikle, herkesin ted konuşmalarıyla aşina olduğunu düşünüyorum. ilham veren videolarla gaza gelen kişilerseniz eğer, bu video kısmını şiddetle öneririm. içinde küçük küçük, kendinizin de adım atarak başarabileceği çözümler olan ve tabii ki konumuzla ilgili bazı ted videoları paylaşacağım sizinle.

    videolar:

    1- (link: https://www.youtube.com/watch?v=jryCoo0BrRk korkuyla yüzleşmek) bir psikoloğuna anlatımından, hem kendisinin hem de oğlunun anksiyete ile ilgili yaşadıklarını kapsıyor. minik minik tavsiyelerin yanında, oldukça gaza getirici kısımları da var. benim favori videolarımdan gerçekten. maalesef türkçe altyazısı yok, araştırdım bulamadım ama ingilizce altyazı çıkıyor "altyazılar" butonuna tıkladığınızda.

    2- (link: https://www.youtube.com/watch?v=v7tqyim1qhw imkansız, imkansız değil) korkularımızı "yutmamız" gerektiğinden bahseden bir konuşmacı.videoyu izlediğiniz zaman, "yutmak" kelimesini neden tırnak içine aldığımı anlayacaksınız. maalesef altyazı durumu yukarıdakiyle aynı şekilde.

    3- (link: https://www.youtube.com/watch?v=Ks-_Mh1QhMc vücut dili) işte asıl bahsetmek istediğim video, hem de türkçe altyazısıyla beraber. bu videodaki konuşma bir sosyal psikolog tarafından yapılıyor ve "aslansın, kaplansın, yaparsın" temasından çok, çözümler sunuyor. başta biraz sıkıcı gelebilir ama daha sonra gerçekten içine gireceğiniz ve çok duygulanacağınız bir konuşmaya dönüşüyor. şiddetle tavsiye ettiklerimden.

    4- (link: https://www.youtube.com/watch?v=4Kt1Eo3Yi8M oprah ablamız'dan özlü sözler) bu videoda oprah winfrey sizi gaza getiriyor çünkü neden olmasın. yabancı bir arkadaşım her sabah kalktığında bu videoyu izler, öyle evden çıkardı. tabii bu birazcık işin şakası, "ben dünyanın en güzel kadınıyım" mantığı.

    ayrıca önerebileceğim kitaplardan birisi, (link: http://blog.milliyet.com.tr/illa-sosyal-olacagim--sosyal-gorunecegim-diye-kendinizi-sikmaniza-gerek-yok-/Blog/?BlogNo=354500 şurada) haberi geçen kitaptır. ben oldukça beğendim. yazarının da kitap hakkında ayrıca bir ted konuşması var, ilgiliyseniz bulabilirsiniz.

    (link: http://www.dr.com.tr/Kitap/Iyi-Hissetmek/David-Burns/Egitim-Basvuru/Psikoloji-Bilimi/urunno=0000000202710 bu kitabı) ise ben okumadım fakat anksiyete ve depresyon hastalıklarına en çok iyi gelen terapi kitabı olarak seçildiği için bu listeye ekliyorum.

    ayrıca, daha çok depresyondan muzdarip olanlara da şuan için türkiye'de satışı yapılmayan ama amazon'dan alabilecekleri (link: http://www.kitapyurdu.com/kitap/depresyon-atlasi/68390.html depresyon atlası) adlı kitabı önerebilirim.

    gelelim oyuna. aslında yukarıda oyunlar demişim ama bildiğim ve önerebileceğim sadece bir tane var, o da (link: https://www.superbetter.com/ superbetter) . bu oyun mental rahatsızlıklarla baş etmeye çalışan kişiler için tasarlanmış bir oyun. geliştiren kişinin de ayrıca bir ted konuşması var, oyuna başlamadan izlemenizi öneriyor zaten. oyun kısaca şöyle işliyor;

    hayatımızı ve modumuzu daha iyi yapmak adına geliştirmemiz gereken 4 temel enerjimiz var bizim; fiziksel, sosyal, mental ve de duygusal. oyun, sizin kendi problemlerinize özel olarak size her gün minik minik görevler veriyor. şimdi pencereden dışarı bak (fiziksel) ya da hayatındaki birisine teşekkür et (sosyal) gibi. siz bu görevleri yaptıkça yeni görevler açılıyor. düşmanlar, güçler falan da var, oyunu oynamaya başlarsanız çözersiniz zaten. ve her gün bu dört enerjiyi geliştirecek şeyler yapmanın, hayat kalitenizi büyük bir ölçüde arttırdığını iddia ediyor. youtube'da "hayatım bu oyunla değişti" diye videolar yapan bir sürü kişi var, ne kadar doğrudur bilemiyorum. ama oyunu geliştiren jane isimli kadın, ted konuşmasında "ya kendimi öldürecektim ya da oyun oynayacaktım. ben de oyun oynamayı seçtim." diyor, konuşmaya bir göz atmanızı öneririm.

    ben bana yardımcı olan kaynaklar buldukça buraya eklemeye devam edeceğim, umarım ihtiyacı olanlar faydalanabilirler. ve tabii ki; ankara'da olup yeni bir arkadaş edinmek isteyenler, her zaman bana mesaj atabilirler.

    mental hastalıklarla boğuşan herkese kolay gelsin.

    minik bir edit: vücut dili ile ilgili olan video telefonumda gayet türkçe altyazılıyken, bilgisayarda altyazısız çıkıyor. o yüzden izlemek isteyen kişilerde nasıl görüneceğini bilmiyorum, türkçe altyazılı çıkmaz ise şimdiden yanlış yönlendirme için özür dilerim.

    4 ekim 2016 15:48 4 ekim 2016 15:55

    9. -Psikiyatriste bile "hakkımda ne düşünür" diye çekinmekten kendini ifade edememek.

    -kalabalık ve kimseyi tanımadığın ortamlarda kalbin sıkışır gibi olması, ağlayıp ortamdan kaçma isteği

    -sürekli insanlar bana mı bakıyor endişesi

    -kötü bir halde dışarı çıktığında bir an önce eve gitmeyi istemek

    .. gider de gider.

    15 ekim 2016 16:22

    10. Bir uzmana görünmeden kendi kendime koyduğum tanıy-dı.(gizlinot: ne kadar doğrudur emin değilim tabiki ) Dı diyorum çünkü artık öyle değilim.

    Genel olarak içe kapanık ve utangaç bir insandım. İlkokul ve ortaokulu aynı okulda okudum. Çok az kişiydik, 2 şube vardı ve her şubede 15-20 kişi vardı. Küçüklüğümden beri orada olduğum için okuldakileri tanıdığım için ve akrabalarımın çoğu da aynı okulda okuduğu için hiç yabancılık çekmedim. 8. Sınıfta dershaneye başladım. Okuldan bir arkadaşımla beraber giderdik ama farklı sınıftaydık. Tenefüslerde sürekli yanyanaydık. Sonra o arkadaşımla küstük ve ben 6aydır aynı sınıfta olduğum kişilerle neredeyse hiç konuşmadığımı farkettim. Birileriyle tanışmaya yakınlaşmaya çalıştım ama yapamadım. Derste hoca bir şey sorduğunda konuşamaz, kıpkırmızı olurdum. Bir kere ağladığımı hatırlıyorum ve sınıftan bir iki kişi dalga geçmişti hiç unutmam. Mesela yolda tanıdığım birini görünce yakınıma gelip beni farkedene kadar nasıl selam vereceğimi düşünürdüm. ben o kişiye gülümsediğimde ama bana baktığı halde beni tanımayıp ifadesizce geçip gittiğinde kendimi aşırı kötü hisseder ve saatlerce bunu düşünürdüm. Bi kafeye veya yemek yemeye gittiğimizde sipariş verirken çok zorlanırdım mümkünse arkadaşıma verdirirdim kendi siparişimi. Bu gibi günlük hayatı etkileyen sorunlarım vardı.

    Liseye geçtiğimde önceden tanıdığım kimse yoktu okulumda. Arkadaş bulabilmek için sosyalleşmem şarttı. Dershane olayında edindiğim tecrübelerden dolayı tanımadığım birisi olmadığı için mutluydum aslında. Eğer bir arkadaşım da benimle olsaydı kimseyle kaynaşmaya çalışmayıp o arkadaşımla takılıyor olacaktım sürekli. 9. Sınıfta kendimi gerçekten zorlayarak sınıftaki herkesle konuştum. Bir iki ay hepsini tanımaya çalıştım ve daha sonra sevdiğim ve sevmediğim insanları ayırıp yakın arkadaş çevremi oluşturdum. Bu olay bana bayağı bir özgüven verdi çünkü gerçekten iyi arkadaşlar edindim ve sınıftaki herkesle hoş bir muhabbetim vardı.

    Lise böyle geçti gitti, üniversitede hiç bilmediğim bi şehirde çok değişik insanlarla karşılaştım. Yeni bir ortama girdiğimde sosyalleşme sıkıntısı çekmiyordum ama mesela bi markete gittiğimde aradığım şeyi görevlilere soramıyordum. Saatlerce o ürünü kendim arardım Vs...

    Geçen yıl da fast food restauranında işe girdim kasiyer olarak çalıştığım için bir çok insanla iletişim kurmak zorundaydım. Sanırım bu Fobimin artık tamamen yok olmasının sebebi bu işti. Artık yol sormak için sokaktaki herhangi bir insanı durdurabiliyorum. (gizlinot: çok basit gibi görünüyor ama sosyal fobisi olanlar bunun ne kadar zor bir şey olduğunu tahmin edebilir) bir şey satın alırken satıcılarla pazarlık bile edebiliyorum :d

    Ben bu sorunumu böyle aştım. Kendinizi zorlamazsanız bunu aşamazsınız. O yanaklarınız kızara kızara konuşacaksınız belki ama sonucunu gerçekten alıcaksınız. Lisedeki halimi düşündükçe şu an çok özgür hissediyorum kendimi. Tabiki ben uzman değilim, kendim de psikoloğa gitmedim bu konu için. Eğer sosyal hayatınızı gerçekten olumsuz yönde etkiliyorsa bir uzmana görünmenizi öneririm. Çünkü bu fobi hayattan zevk almanızı engelliyor.

    Uzun bir yazı oldu sanırım ama umarım birilerine yardım eder. Sormak/anlatmak istediğiniz bir şey varsa seve seve yardımcı olurum süslüler.

    15 ekim 2016 17:08